Omega Enerjisi | |
Omega Enerjisi hk.açıklamalar
Judy Beebe GEM teknolojilerini vizyoner kurucusudur. 40 yıldır tıp sektöründe idi. Onun tıptaki çalışmaları fiziksel bedeni ve kozmos ile spiritüel bağlantımızı daha çok araştırmaya yönlendirdi. Mikrokozmos ve makrokozmos arasında bir bağlantı araması sonucunda tüm dünya dinlerini ve metinlerini inceledi.
Son on iki yıldır yolculuğu sırasında, bazı çok önemli bilgiler keşfetti. Suyun düşündüğümüzden çok daha fazla önemi olduğunu anladı. Tüm dinlerde suyun önemini keşfetti ve bunda önemli bir şeyler olması gerektiğini anladı.
Tıbbi olarak, suyun insan bedeni için önemini zaten biliyordu. Düşüncelerini direkt olarak suyun bileşenlerine yönlendirmeye başladı ve anlayışında şaşırtıcı bir sıçrama oldu. Kalpteki SA (sinoatrial) düğümün aslında kalp atışını bir ömür boyunca devam ettiren güç olduğunu kavradı. Bu kalp atışı sadece amniotic (rahimde cenini çevreleyen zar) sıvı [pH’ı 6.7] yerinde olduktan sonra gelişen fetusta başlayabilir. Burada yine özel olan bir bağlantı var. Bu kalp atışı bir kez başladığında 70 – 80 yıl veya beden onu desteklediği sürece atmaya devam eder. Bu kadar küçük bir alan için (1 santimden küçük), bu çok uzun bir süredir. Judy, suyun bileşenlerinin - hidrojen ve oksijenin - şu anda ve gelecekte dünyamıza enerji sağlayabilecek maddeler olduğunu keşfetti. Bedendeki uyuma, yaklaşık 7.3 olan pH değeri ile ulaşılıyor. Soluduğumuz oksijen içtiğimiz sudaki hidrojeni yakıyor ve yaşamımızın devam etmesi için insan bedenimizde enerji üretiyor. Bu nazik bir enerjidir ve fetusun gelişiminde nazik bir şekilde başlıyor. DNA’mız hidrojeni çifte – sarmalda zamk olarak kullanır.
İnsan bedenimizin merkezinde, yarının enerji kaynağının ipuçlarını bulabiliriz.”
Bileşenler basittir ve hepimizin bildiği şeylerdir. Sır nedir? Sır harmonik rakamı ve evrensel harmoniye göre karışımı bulmaktadır.
G.E.M. Makinesi
G.E.M. makinesi, enerji reaksiyonunun gerçekleştiği cihazdır. Enerji elde edildiğinde, büyük elektrik gereksinimleri için bu formda kullanılabilir (uçaklar, trenler, elektrik güç istasyonları, otomobiller) veya yeni ve fişleri çekilmiş temiz bir enerji dünyası için Omega Enerji Hücrelerine transfer edilebilir.
G.E.M. makinesinin başka kullanım alanları da vardır. G.E.M. makinesi portları kirlenmiş göl, nehir veya su akıntılarına yerleştirilebilir, çünkü dengeli ve uyumlu bileşenleri bu suları doğal olarak dengeli ve saf, bozulmamış su kaynaklarına geri dönüştürür.
GEM Makinesindeki tek bileşenler suda bulunan bileşenlerdir. Kirlenmiş bir su sisteminin var olması için, bu su sisteminin doğal hali ile uyumunu kaybetmiş olması gerekir.
Aynı şey, insan bedeninde hidrojenin durumu (pH) ya asitliğe ya da alkaliliğe gittiğinde gerçekleşir. Bu doğal olmayan ve denge dışı bir haldir, hücresel yenilenme süreçlerini etkiler ve potansiyel hastalığa neden olur. Fiziksel şifa için GEM Makinesinin potansiyeli ayrıca GEM Teknolojilerinin gündemindedir.
Omega Enerji Hücreleri
Omega Enerji Hücreleri pillerin yerini alabilir ve şu anda elektrik kullanan her şeye güç sağlayabilir. Son – kullanıcıya erişen son ürün olacaktır. Boyut ve güç gereksinimlerine göre inşa edilecektir.
Omega Enerji Hücresi hemen hemen süresiz olarak güç sağlamaktadır. Yapısal olarak sağlam kaldıkları sürece, oyuncaklarınıza, elektrikle çalışan cihazlarınıza, TVlere, bilgisayarlara, cep telefonlarına vs güç sağlamaya devam eder. Omega Enerji Hücreleri kablolara ve elektrik fişlerine bağımlılığımızı kaldırır.
Tamamen taşınabilir ve elektrik bağlantısından bağımsız olan bir dünya hayal edin. Omega Enerji Hücrelerinin üretilmesi kolaydır, çünkü basit bir yapısı ve tasarımı vardır. Bileşenlerinin doğası nedeniyle zararsızdır.
Yaşamın Yakıtı
Hidrojen yaşam yakıtımızdır. Bedenlerimizdeki oksijen hidrojeni yakar ve bedenlerimizi hareket ettirmek için gereksinim duyduğumuz enerjiyi salıverir. Herhangi canlı bir sistemin bedeni kendi dokularında ve hücrelerinde hidrojen depolar. Gerçekte, herhangi yaşayan bir organizmadaki elektronlar hidrojen tarafından eşlik edilmedikçe hareket edemezler. Hidrojen bedenlerimizdeki biyolojik işlemlerin çoğunda çok önemli olduğundan, sadece bu kullanım için dokularımızda hidrojen depolarız.
Hidrojen bedenlerimizde ve evrende bol miktarda bulunduğundan – bilinen evrenin %90’ını oluşturur – gezegenimiz ve bedenlerimiz için hidrojen ile ilgili neden daha fazla bilgiye sahip değiliz?
Su yaşam için çok önemlidir. Hepimiz bunu biliriz, ama suyun, oksijen hidrojeni yaktığı zaman oluştuğunu biliyor muydunuz? Her birimiz Metabolizmaları mızın işlemlerinde ve hücrelerimizde yaktığımız hidrojen vasıtası ile her gün saf su yaratıyoruz.
C vitaminini keşfeden ve Nobel ödülü kazanan Abert Sent-Gyorgyi de engin miktarlarda hidrojen depoladığımızı keşfetmişti.
Yaşamın gizemlerinden biri hidrojenin yakılmasıdır, yaşam enerjisi bu yakılan hidrejen tarafından kontrol edilir.
DNA çifte sarmalında, iplikteki molekülleri bir arada tutan “zamk” hidrojen bağlarıdır.
Bir tavuğun kalbinin hücrelerini 34 yıl canlı tutan Dr. Alexis Carrel’e Nobel ödülü verildi. Carrel, “Hücre ölümsüzdür. Sadece içinde dejenere olan şeylerin yüzdüğü sıvıdır (sudur). Aralıklarla bu sıvıyı yenilemek, hücreye gereksinim duyduğu besinleri verir ve yaşamın nabzı atışı ebediyen devam edebilir.” dedi.
Bedenimizin her hücresi ağırlıkça yaklaşık % 65-90 oranında sudur.
Görebileceğiniz gibi, fiziksel bedenlerimizin kalbinde hidrojen vardır.
Evren’in %90’ı hidrojendir. Bir şeyleri kaçırıyor muyuz?
http://www.fizikist.com/icerik-omega--enerjisi-1338.html
Hüseyin Tanrıverdi |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder