30 Kasım 2013 Cumartesi

Evreni aydınlatan ışık 4 milyar yıl sonra bize ulaştı

Evreni aydınlatan ışık 4 milyar yıl sonra bize ulaştı

 

Gökbilimciler, uzayda bugüne kadarki en büyük radyasyon patlamasını keşfettiklerini söylüyorlar.



Bütün evreni aydınlattığı düşünülen gama-ışın patlamasının yaydığı ışığın dünyamıza varması yaklaşık 4 milyar yıl aldı. Uzayın derinliklerinde kendi içine çökerek ölen bir yıldızdan geriye bir kara delik ve bütün evrene yayılan bu ışık patlaması kaldı. 

Dünyaya ulaşan radyasyonun güvenli şekilde atmosfer tarafından emildiği söyleniyor. Güneş'ten çok daha büyük Araştırmacılar, Science (Bilim) dergisinde yayımladıkları makalede, gama-ışın patlamasının bulgularına bu yıl başlarında uzaydaki teleskoplar vasıtasıyla ulaştıklarını söylüyorlar. Patlama dünyaya daha yakın bir mevkide meydana gelmiş olsaydı, gezegenimize etkisinin felaket boyutlarında olacağı tahmin ediliyor. 

Ölen yıldızın, Güneş'ten yaklaşık 20-30 kat daha büyük olduğu düşünülüyor. Gökbilimciler, patlamanın kendisinin bir dakikanın altında bir sürede meydana geldiğini, fakat bütün evrene radyasyon saçacak büyüklükte olduğunu söylüyor. İngiliz gökbilimci Profesör Paul O'Brien, NASA'nın uzaydaki Swift ve Fermi isimli teleskopları tarafından tespit edilen patlama hakkında, ''Bu tip olaylar her an herhangi bir galakside meydana gelebilir. 

Daha önceden bilme şansımız yok.'' diyor. 500 milyon yılda bir Yıldız ölümü, yakıtı bitince kendi içine çöken bir yıldızın kara delik oluşturması ve aynı zamanda gama-ışın patlaması diye adlandırılan olağanüstü bir enerjiyi dışa yayması olarak tanımlanıyor. Patlama esnasında yıldızdan geriye kalanların dışarı doğru genişlemesi ise süpernova olarak bilinen bir başka olayı tetikliyor. Bir gama-ışın patlamasının dünyanın ozon tabakasını delerek zarar verebilmesi için 1000 ışık yılı yakınlıkta olması gerektiği tahmin ediliyor. Bu tip bir patlamanın her 500 milyon yılda bir meydana geldiği kanısında olan Profesör Paul O'Brien, ''Gezegenimiz tarihi boyunca ölen bir yıldızın radyasyonuna muhtemelen maruz kalmış olmalı. Gelecekte de tekrar edecek. Ama bizim ömrümüze denk gelmesi çok düşük bir olasılık.'' diyor
 
http://fizikist.com/haber-evreni-aydinlatan-isik-4-milyar-yil-sonra-bize-ulasti-1478.html
 

Uzay'dan gelen misafirler

Uzay'dan gelen misafirler

 

Bilim insanları, Güney Kutbu'nda dış uzaydan gelen ve evrenin kökenlerinin sırrını çözebilecek çok sayıda nötrino buldu.


Antarktika'daki IceCube Teleskop Laboratuvarı'nda görevli araştırmacılar, bir kilometre küplük buzun içinde buldukları 28 atom altı parçacığının Güneş Sistemi'nin, hatta Güneş Sistemi'nin de içinde bulunduğu Samanyolu Galaksisi'nin dışından geldiğini söyledi.
ABD'deki Wisconsin Üniversitesi'nden bir grup araştırmacı, "Işık hızına yakın hıza sahip, elektriksel yükü sıfır ve maddelerin içinden neredeyse hiç etkileşmeden geçebilen temel parçacıklar" olarak tanımlanan nötrinoların kara delikler, titreyen yıldızlar ve atomaltı parçacıklar yayan gökcisimlerinin gizemlerinin çözülmesine yardımcı olabileceğini kaydetti.
Ice Cube araştırmacılarından Francis Halzen, atomaltı parçacıklarını "Güneş Sistemimizin dışından gelen ilk yüksek enerjili nötrinolar" olarak tanımladı. 
10 YIL İÇİNDE SIR ÇÖZÜLECEK
Yıldızlar arası nötrinolara, Dünya üzerinde daha önce sadece bir kez rastlanmıştı. Bilim adamları, 1987 yılında bir süpernovadan Dünya'ya ulaşan parçacıkları gözlemlemişti. O günden bu yana Güneş ya da Dünya'nın kenti atmosferinden kaynaklanmayan atomaltı parçacıkların bulunması için çalışmalar sürüyordu.
Halzen, Antarktika'da bulunan parçacıkların 1987'de Büyük Macellan Bulutu'ndaki süpernovadan gelen nötrinolardan 1 milyon kez daha fazla enerjiye sahip olduğunu belirtti.
Ice Cube araştırmacılarından Naoko Kurahashi-Neilson, "Çalışmamız, halihazırda dünyadaki en önemli parçacık fiziği projesi. Gelecek 10 yıl içinde toplayacağımız veriler, enerjinin kaynağını ortaya çıkarmamızı sağlayacak" dedi.
Antarktika'daki Amundsen-Scott Güney Kutbu İstasyonu'na inşa edilen IceCube Nötrino Dedektörü, Güneş Sistemi dışından gelen nötrinolar ile Güneş ve Dünya'nın atmosferlerinden yayılan nötrinoları birbirinden ayırıyor. Araştırmacılar, atomaltı parçacıklarının Dünya'dan milyarlarca ışık yılı uzaklıktaki astrofiziksel fenomenler hakkında bilgi verebileceğine inanıyor. 
Astronomi biliminde yeni bir çağın başlangıcı olarak nitelenen keşif, "Science" dergisinde yayımlandı
 http://fizikist.com/haber-uzay-dan-gelen-misafirler-1479.html
 

29 Kasım 2013 Cuma

Teknolojinin Doğuşu: İlk İnsanın Aletleri

Teknolojinin Doğuşu: İlk İnsanın Aletleri  


Günümüzde teknolojinin geldiği nokta ile yaklaşık yüz sene öncesinin teknolojik seviyesini karşılaştırınca akıl almaz bir manzara ile karşılaşıyoruz. Aslında bu kadar geriye gitmeye de gerek yok, son yirmi yılın teknolojik değişimlerine bakarsak gelinen nokta inanılmaz. Şüphesiz son 100 senedir teknoloji seviyesi üstel bir şekilde artıyor. Şu soru aklımı oldukça kurcalıyor, ilk medeniyetlerden itibaren 18. ve 19 yüzyıllara kadar nispeten düzenli bir seyir izleyen teknolojik değişim seviyesi, son yüz yılda nasıl bu kadar büyük bir ivme kazandı?


Bu ivmenin başlangıcını, 20. yüzyılın ilk yarısında arayabiliriz. Bu döneme baktığımızda iki büyük dünya savaşını bulacağız. Birinci Dünya Savaşı’nda bilim adamları askere alınıp siperlerde ölmüş, İkinci Dünya Savaşı’nda ise arka planda kalıp savaşı kazanmak için gereken çalışmaları yapmışlardır. İki savaş arasında geçen yaklaşık 25 yılda ülkeler bilim adamlarının çalışmalarının endüstri, tıp, tarım, ulaşım gibi konularda yararlı olabileceğine inanmışlardı. Bunun örneklerini tıptaki gelişmelerde ve çekirdek fiziğinin nükleer silahlarda kullanılmasında bulabiliriz. Özellikle İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra bilimin uygulamaları o kadar yararlı sonuçlar ortaya koymuştur ki, bilim ve teknoloji ayrılmaz bir bütün olarak kabul edilmiştir (bilimin zararlı sonuçlarını ayrı bir yazıda değerlendireceğiz). Günümüzde bilim, teknoloji, Ar-Ge ve mühendislik kavramları birbirinden ayrılmaz bir bütün olarak görülmektedir. Bugün mühendisler, bilimsel esaslara göre tasarımlarını gerçekleştiriyorlar. Ar-Ge laboratvuarlarında yapılan teknolojik çalışmalar bilimsel esaslara göre gerçekleştiriliyor. Gazete ve dergilerde bilimsel haberlerle ilgili başlıklar genelde teknoloji haberlerini içeriyor. Gündelik hayatta genelde bilim ve teknoloji birbirinin yerine kullanılıyor. Peki teknoloji gerçekten bilimden mi doğdu?

Teknoloji nereden geldi?

Paleolitik Çağ (Yontmataş Çağı)nda kullanılan bazı taş aletler
Teknoloji şüphesiz ilk çağ medeniyetlerinden beri insan hayatının içinde yer alıyor. İnsan, yaratılışı gereği yaşamını sürdürmek için teknoloji kullanmak zorundadır. İnsan ırkının biyolojik başlangıcı olarak kabul edilen ve yaklaşık 2 milyon yıl öncesine dayanan Paleolitik (Yontma Taş) Çağı’nda avcı-toplayıcı yaşam biçimine uygun olarak taş veya kemikten yapılan, gelişmemiş kesici/parçalayıcı aletler ilk kez ortaya çıkmıştır. Günümüzden yaklaşık 12.000 yıl öncesine dayanan Neolitik (Cilalı Taş) Çağı’nda ise tarımsal düzene geçtikçe aletler de çeşitlik göstermeye başlamış ve bu aletlerin nitelikleri zamanla artmıştır. Bu nitelik yükselmesinin ve çeşitliliğin artmasının nedeni, tarımsal düzende insanın ihtiyaç fazlası yiyecek üretebilmesi ve toplumun becerikli kişilerinin yiyecek aramasına gerek kalmadan beslenebilmesidir. Bu sayede gerekli aletler için düşünmeye ve uygulamaya daha çok zaman kalmıştır. Bu süreç, insan toplumlarında “meslek” kavramının ortaya çıkmasını sağlamıştır. İlk çağlardan itibaren düşünürsek bütün insan toplumlarında binicilik ve savaş aletleri için “demirciler”, yiyecek üretimi için “çiftçiler”, giyecekler için “terziler”, ahşap ürünler için “marangozlar” var olmuştur.

Bilim mi bilgi mi?

Ateşin icadı, şüphesiz insanlık tarihinin en önemli teknolojik olayıdır. Ateş, sıcaklık sağlayarak soğuk şartlarda yaşayabilme imkanı vermiş, böylece insan toplulukları daha soğuk yerlere göç ederek yaşam alanlarını genişletmiştir. Ayrıca ateş, ışık sağlamış ve karanlık zamanlarda hayatın etkin bir şekilde devam etmesine olanak tanımıştır. Bunların dışında en önemlisi, yiyeceklerin pişirilmesini sağlayarak besin çeşitliliğini arttırmıştır. Alet yapımında ateşin kullanılmasıyla metaller insan hayatına girmiş ve önceden taşlarla ve kemiklerle yapılan kesici aletlerin yerini tunç, bakır, demir gibi metaller almıştır. Kesici aletlerin daha işlevsel hale gelmesi, insan topluluklarına mücadele gücü vermiş ve topluluklar arası savaşlar başlamıştır.

İnsan hayatını böylesine etkileyen ve daha başka teknolojik aletlerin yapımını mümkün kılan ateşin bulunması, bilimsel bir temele dayanıyor muydu? Tabii ki hayır, ilk insanların sürtünme sebebi ile ortaya ısı çıkacağı ve bu ısının oksijenin yakıcı özelliği ile yanıcı maddeleri tutuşturma sıcaklığına kadar ısıtacağı bilgisine sahip olduklarını hiç zannetmiyorum. Aynı şekilde Tunç Çağı’nda bakır ve kalayın metalurjik özelliklerinin bilimsel olarak bir araya getirilerek tunç alaşımının ortaya çıkarılması sanırım imkansızdı. Tunç Çağı’nın ustalarının bu alaşımı tesadüfen bulmuş olmaları daha akla yatkın. Benzer olarak, avlanma zamanlarını ve mevsimsel değişiklikleri takip etme ihtiyacı üzerine ortaya çıkan astronomik gözlemler, günümüzün kozmolojik seviyesinden hayli uzak olmalıydı. Ayın, güneşin ve yıldızların hareketlerinin gözlemlenmesi ve takibi sonucu elde edilen bir takım astronomik kayıtlar bilimsel bir esasa dayanmıyordu.

Avcılıktan Çiftçiliğe

Görünüyor ki Paleolitik Çağı’nın avcı-toplayıcı insanları, yaşam tarzları nedeniyle bilimle uğraşacak vakti bulamıyorlardı. Yaklaşık 2 milyon yıl süren ve insanlık tarihinin % 99′unu kapsayan Paleolitik Çağ’da insanların kullandıkları aletler, hayatlarını idame ettirmek için gerekli ve yeterli olan aletlerdi. Onları geliştirmek için ihtiyaç hissetmediler. Keskin kenarlı bir taş, kemik veya ağaç parçası işlerini görüyordu. Aynı şekilde giyinmek için dokumaya ihtiyaçları yoktu, şekil verilmiş bir hayvan derisi aynı işi görürdü. Biliyoruz ki bu yaşam biçimi devam etmedi, insan toplulukları gerek çevresel etkilerden dolayı gerekse de nüfus hareketlerinden dolayı kendi yiyeceğini üretmek ihtiyacı uydu ve böylece Neolitik Çağ diye bilinen Cilalı Taş Devri başlamış oldu. Bu devirde insan ırkı tarım ve hayvan yetiştiriciliğine başlayacak, ürettikleri yiyecek fazlasını depolamak için yerleşik hayata geçmek zorunlu olacak, ticaret ve vergilendirme ilk kez ortaya çıkacak ve yerleşik hayatın ilk örnekleri görülecekti.

http://usturlab.net/teknolojinin-dogusu/

Uzayda Yaşam var mı?

Uzayda Yaşam var mı?

        İnsanoğlu Güneş ve Dünya'nın akibetini öngörmüş olsa gerek, milattan önceki yüzyıllarda, şair ve filiozof Lucretius, Evrenin başka kısımlarında başka dünyalarda farklı hayvan ve insan ırklarının olması gerektiğini vurgulamıştır.

1600'lü yıllarda Giordona Bruno'nun yakılarak öldürülmesinde, Evrende sayısız dünyaların bulunması olasılığı üzerinde yazılar yazmasının etkisi olmuş olabilir. 19. yüzyılda Güneş sistemindeki diğer gezegenlerde, canlı yaratıkların barınabileceğine dair yaygın inanışlar belirmeye başladı. Büyük matematikçi Gauss 1820 yılında, Dünya üzerindeki zeki uygarlık olarak bizler dünya üzerinde dev boyutta geometrik şekiller oluşturursak, bizim dışımızdaki uygarlıklar bu şekilleri görüp varlığımızdan haberdar olurlar şeklinde bir teklif ortaya atmıştır. Gauss'un düşüncesi, Sibiryada buğdaydan ibaret dev bir üçgen oluştumak ve bu üçgenin etrafına birer çam dikmek şeklinde idi. Bu da Dünya'daki insanoğlunun Pisagor teoremini anlayabilecek kadar zeki olduğunu gösterecekti. Fakat Gauss'un bu projesi desteklenmedi.
        Mars gezegeni ile ilgili ilk resimler elde edildiğinde, astronomlar resimlerde görülen Mars yüzeyindeki kanalların bu kırmızı gezegende yaşayan ileri uygarlık tarafından yapılabileceği üzerinde durdular. Daha sonra ayrıntılı gözlemlerin elde edilmesiyle, bu kanalların optik yanılgılar olduğu ortaya çıktı. Buna rağmen uzun bir süre Mars gezegeninde zeki bir uygarlığın bulunduğuna dair bir düşünce halkın kafasında çok güçlü bir etki yarattı. Aletler ve uzay teknolojisi geliştikçe, Mars üzerindeki şartların bizim için uygun olmadığı görüldü.

    1976 yılında iki Viking uydusu, Mars gezegeninin yüzeyine gelişmiş iki tane sonda indirdi. Bu çalışmalar ile, bilim kurgucuların üzerinde durdukları Merihliler'e ait bir iz bulamadılar. Son 30 yıl içersinde uzaya gönderilen uydular ile Güneş sistemimiz araştırıldı ve Güneş'in etrafında dolanan gezegenler ile bunların uyduları üzerinde yaşam biçimlerinin gelişmesine uygun ortamların bulunmadığı gösterildi.
 
    1972 ve 1973 yıllarında NASA, dış Güneş sistemini araştırmak için Pioneer 10 ve Pioneer 11 adlı iki uyduyu uzaya fırlattı. Pioneer 10 güneş sistemini terkedip, yıldızlararası uzaya doğru yolculuğuna devam edecek ilk insan yapımı bir uydudur. Pioneer 10'un içersine üzerine insan şekilleri yerleştirilmiş altın elementinden yapılmış bir levha monte edildi. Pioneer 10 uzay aracı, 1983'te Güneş sistemini terk edip yıldızlara doğru yolculuğuna başladı. Böylelikle, Evrende akıllı uygarlıklar bu uyduyu tespit edecekler ve bizimle iletişim kurabileceklerdir.

       1977 yılında yine bu amaçla, Voyager adlı iki uzay uydusu daha fırlatıldı. Uydunun içersine ses ve görüntü kayıtları ile bu kayıtları çalabilmek ve görüntüleyebilmek için ise seramik bir pikap ve iğnesi yerleştirildi. Kayıtlar ile pikap iğnesi bir alüminyum kutu içersine yerleştirilerek korundu. Kayıt 116 görüntü içermektedir. Bu kayıtlara yeryüzünde konuşulan 55 lisanda merhaba ifadesinin yanı sıra Dünya'daki pek çok kültür ve müzik parçaları, Taj Mahal, Çin seddi gibi şahaserler de dahil edilmiştir. 


        Güneş'e en yakın yıldız bize o kadar uzaktır ki, bu yıldızın ışığı bize 4 ışık yılı gibi bir sürede gelir. Bu kadar büyük uzaklıklarda, yıldızların etrafındaki herhangi bir gezegenin gözlenmesi zordur. Yıldızın etrafında gezegen olsa bile, yıldızın ışığı gezegenden yansıyan ışığın görülmesine engel olur. Bu nedenden dolayı, gezegenlerin orada olduğuna dair doğrudan bir gözlemsel delil elde edemeyiz.Son yıllarda, yıldızların etrafında gezegenlerin varlığına dair dolaylı bir çok gözlem yapılmıştır. Bizden 50 ışık yılı uzakta Pictor takımyıldızında, genç A spektrel tipinden bir yıldızın etrafında toz ve katı partiküllerinden ibaret bir disk bulunmuştur. Güneş sistemimizin de böyle bir disk yapıdan oluştuğuna inanılmaktadır. Bu yıldızın etrafındaki bu disk yapı, bir süre sonra gezegenlere dönüşebilir. 1600 ışık yılı uzaklıktaki PSR 1257+12 adlı pulsarın etrafında en az 3 gezegenin dolandığına dair dolaylı yollardan elde edilen gözlem var. 
 
 
Şekil 13. Etrafında gezegen bulunduğu düşünülen 51 Pegasi yıldızı. 
 
        1995 yılı içersinde, astronomlar bizden 40 ışık yılı uzaklıktaki G2 spektrel tipinden 51 Pegasi yıldızının (Şekil 13) radyal hız değişimlerine, bu yıldızın etrafında dolanan bir gezegenin etkide bulunduğunu çıkardılar. Bu gezegenin kütlesinin, Dünya'nın kütlesinin en az 150 katı kadar olacağını gösterdiler. Şekil 14'den da görüldüğü gibi Evrende, etrafında gezegen bulunan 3 tane yıldız bulunmaktadır. Bu umut verici gözlemler ile astronomlar yıldızların etrafında önemli sayıda gezegenlerin bulunacağı konusunda hala iyimserdirler.
 
 
Şekil 14.  Etrafında gezegen bulunan yıldız sistemlerinin karşılaştırılması.
        Kendi Güneş sistemimizdeki Dünya dışındaki gezegenlerden biliyoruz ki, sadece bir gezegenin varlığı bile üzerinde canlı organizmaların oluşacağı anlamına gelmez. Dünya dışında yaşamın varlığı konusunda araştırma yapmak için insanoğlunun önünde iki olasılık durmaktadır. Birinci olasılık, yıldızlararası yolculuk, diğeri ise uzaya radyo veya televizyon mesajları gönderip almak. Yıldızlar bizden çok uzakta. sistemimizdeki dış gezegenleri araştırmış olan Voyager uzay uydusu sonunda Güneş sistemimizden ayrılacak ve yıldızlararasında yoluna devam edecek. Projedeki bilim adamları, Voyager'in 100.000 yılda en yakın yıldıza ulaşabileceğini hesaplamışlar. En yakın yıldızın etrafında da yaşamın olup olmadığını kimse bilmiyor. En yakın yıldıza Voyager uzay uydusundan daha çabuk varılabilir mi? NASA'da Dünya dışı yaşamı araştırma programı SETI'nin başkanı, Bernard Oliver, 10 ışık yılı uzakta bir yıldıza yolculuğun mükemmel olarak hazırlanmış bir uzay gemisi ile enerji tüketmeden ancak 20 yılda gidilebileceğini söylüyor. Bu türden bir yolculuk için gereken enerji, Dünya'nın 500.000 yıllık toplam enerji tüketimine karşılık gelmektedir. Bu iş de bir süreliğine zor görünmektedir.

O zaman en iyi çözüm, Dünya üzerindeki aletlerle uzaya bir mesaj gönderip almaktır. Yıldızlararası uzaklıklarda en etkin haberleşme ortamı radyo dalgalarıdır. Bizim yada başka uygarlığın gönderebileceği farklı türden dalgaboyları arasında mikrodalgalar olarak da isimlendirilen radyo dalgaları bir takım mesajları taşımada en etkin dalgalardır. Bu dalgaboyları uzay ile dünya atmosferinin haberleşmede en az etkilendiği geniş bir kanaldır. Bununla birlikte, uzayda ileri teknolojiye sahip uygarlıklar olsa ve en etkin dalgaboylarını kullansalar bile, yıldızlararası iletişimi kurmadan önce çözülecek pek çok problemler vardır. Bu alanda çalışan bilimadamları radyo sinyalleri ile başka uygarlıkları araştırmanın, kocaman bir saman yığınında bir iğneyi aramaya benzetmektedirler. Şekil 15'den de görüldüğü gibi 1 ila 10 gigahertz arasındaki radyo sinyalleri yıldızlararası iletişimde en iyi bölgedir. Kozmik uzaklıklarda, iletişim kurulacaksa seçilecek kanal mümkün olduğu kadar gürültüden bağımsız olmalı. Bu nedenden spektrumunun radyo bölgesi en etkin yerdir. 
 
 
Şekil 15. Elektromanyetik spektrum ile bu spektrumun radyo bölgesinin dünya atmosferindeki U şekilli geçirgenliği görülmektedir. Radyo mesajları bu bölgeden gönderilmektedir.
 
        Küçük frekanslarda, Dünya'nın iyonosferi radyo dalgalarını uzaya geri yansıtır. Yüksek frekanslarda su buharı ve oksijen gibi moleküller uzaydan mikro dalgaları absorblar (yutarlar) ve atmosferimiz böyle radyasyonu geçirmez. Dünya atmosferinin etkisi, Şekil 15'de girintili çıkıntılı eğri olarak gösterilmiştir. Şekil 15'in merkezine doğru U biçimindeki bölge ile SETI programındaki bilim adamları, çok ilgilenmektedir. Bu bölgede hem galaksimiz hemde atmosferimiz gürültüsüzdür. Bu bölge, mesajları gönderme ve araştırma için en uygun bölgedir. Gürültünün en düşük olduğu bölgede, soğuk nötral hidrojenin yayınlandığı ve radyosyonu absorbladığı özel radyo frekansı olan 1.420 gigahertz (21cm) frekans, Evrende en yaygın olan hidrojenin frekansıdır. Bu frekansın Evrende diğer uygarlıklar tarafından da kolaylıkla tespit edilebileceği düşünülmektedir. Şekilde Hidrojen çizgisinin yanında OH çizgisi de gösterilmiştir. Bu çizginin dalgaboyu 18cm (yani 1.665 gigahertz) dir. Bilimadamları H ve OH elementlerinin birleşerek su oluşturabileceğini ortaya çıkarmışlardır. Bu da, Dünya'da yaşam için gerekli bir maddedir. H ve OH çizgisi arasındaki bu bölge su deliği olarak adlandırılır. 

1960'lı yıllarda SETI projesinde çalışmış olan Frank Drake, Galaksimiz içersinde bizimle haberleşme kurabilecek ileri uygarlıkların sayısını şu şekilde ifade etmiştir.
N = R x Fp x Ne x FL x Fi x Fc x L
R   : Galaksimiz'de yıldızların sayısı.
Fp : Bir gezegen sistemine sahip bu yıldızların oranı.
Ne : Yaşam için ekolojik olarak uygun olan gezegenlerin sayısı.
FL : Yaşamın moleküler bileşiklerden itibaren meydana geldiği gezegenlerin sayısı.
Fi  : Zeki yaşam biçimlerinin (uygarlıkların) evrimleştiği gezegenlerin sayısı.
Fc : Yıldızlararası haberleşmeyi yapabilen ileri uygarlıkların oranı.
L   : Haberleşme sistemine sahip ileri uygarlığın ortalama ömrü.


Galaksimiz'de 400 milyar yıldız'ın bulunduğu tahmin edilmektedir. Bu yıldızlardan çok azı büyük kütleli ve kısa ömürlü yıldızlardır. Bu yıldızların büyük çoğunluğu, Güneş benzeri yıldızlar olup yaklaşık 10 milyar yıl kadar ışınım yapabileceklerdir.

Drake tarafından yukarıda ifade edilen bağıntıdaki parametreler için şöyle bir yaklaşımda bulunarak, Galaksimizde bizimle haberleşme kurabilecek ileri bir uygarlığın bulunma olasılığını hesaplamaya çalışalım:

Etrafında gezegen sistemlerine sahip olan yıldızların sayısını (Fp), 1/3 olarak alırsak, Galaksimiz'de yıldızların etrafında bulunması gereken toplam gezegen sayısı, R x Fp = 130 milyar olur. Eğer her yıldızın etrafında 10 gezegen bulunacağı kabul edilseydi o zaman bu sayı daha da artardı.

Evren'de yıldızların etrafında yaşam için uygun olabilecek bazı gezegenler vardır. Bu düşünceden hareket edilip, Ne = 2 olarak seçilirse, Galaksimiz'de yaşam için uygun olan gezegenlerin sayısı
R x Fp x Ne = 3x1011 (300 milyar ) olmalıdır.

FL = 1/3 olarak kabul edilirse, Galaksimizde yaşam şartlarının bulunduğu gezegen sayısı R x Fp x Ne x FL = 1x 1011 (100 milyar) olur.

Fi, Fc oranlarının seçimleri çok zordur. Bu seçim, Evrende hem çok zeki uygarlıkların bulunmasını hem de bu zeki uygarlığın haberleşme sistemlerine sahip olmasını gerektirmektedir. Yaşamın oluştuğu gezegenlerin sadece %1'inin teknolojik bir uygarlığa sahip olabileceği düşünülüp, Fi x Fc = 1/100 alınırsa, teknik olarak ileri uygarlıklara sahip gezegenlerin sayısı, 
R x Fp x Ne x FL x Fi x Fc = 1x10 9 (1 milyar) olur.

Teknolojik olarak ileri haberleşme ağına sahip bir uygarlığın ayakta kalması yani bir şekilde kendilerini yok etmemesi düşünülüp, L = 1/100 kabul edilirse ,
 N = R x Fp x Ne x FL x Fi x Fc x L = 107 (10 milyon) hesap edilir. Bir başka ifadeyle, Galaksimiz'de bugüne kadar ayakta kalabilmiş uygarlıkların sayısı 10 milyon tanedir. 

Bu on milyon tane uygarlığa ulaşabilme düşüncesiyle, 1974 yılında Porto Rico'daki Arecibo Radyo Teleskobu'ndan 25.000 ışık yılı uzaklıkta Herkül takım yıldızındaki M13 küresel kümesi doğrultusunda uzaya 2.38 gigahertz frekansında bir radyo mesajı gönderildi. Gönderilen mesaj, kendi uygarlığımız boyunca uzaya gönderilen en güçlü bir radyo sinyali olup, gücü 3 trilyon watt değerindeydi. Gönderilen radyo mesajı, bizden 25.000 ışık yılı uzaklığındaki M13 kümesi doğrultusunda şayet yıldızların etrafında haberleşme yeteneğini geliştirmiş ileri uygarlıklar varsa, zamanımızdan 25.000 yıl sonra bu radyo mesajını tespit edebilecekler. Bu mesajı alacak olan uygarlık veya uygarlıklar, o an için Güneş'i Galaksimiz'deki en parlak radyo kaynağı olarak görmüş olacaklar. Bu mesaj, 0 ve 1 rakamlarından ibaret olan ikili kod şeklinde tasarlanmıştır. Gönderilen bu mesaj, 23 sütun ve 73 satırdan oluşan 1679 karakterden ibaret bir bilgi paketi olarak 169 saniyede gönderildi. Şekil 16'da da gösterilen bu mesajın anlamını şu şekilde açıklayabiliriz:
        En üstteki satır, 1 ila 10 arasındaki rakamların ikili sistemdeki kodlarını gösterir. Sonraki satır; 1, 6, 7, 8 ve 15 numaralı sayıları içerir. Bu sayılar, Dünya'da yaşamın var olması için gerekli olan temel elementlerin atom numaralarını (proton sayılarını) gösterir. Söz konusu atomlar, sırasıyla hidrojen, karbon, nitrojen, oksijen ve potasyumdur. Bundan sonraki dört satır, bu atomların oluşturdukları farklı molekül yapılarını gösterir. Bunlar da, DNA molekülünü oluşturan şekerler, fosfatlar gibi temel yapı taşlarıdır. Yuvarlak spiral şekil, DNA'nın yapısını göstermektedir. Bu DNA'nın ortasında yer alan yapı ise, yaklaşık 4 milyon tane DNA'dan ibaret tek bir insan kromozomunu simgelemektedir. Bu yapının hemen altında insan figürü görülmektedir. Bu insan figürünün sol tarafında, Dünya'da yaşayan insan sayısı, sağ tarafta ise gönderilen radyo mesajının dalgaboyu uzunluğu yer almaktadır. Bundan sonraki satırda, Güneş sisteminin şematik bir durumu görülmekte, Güneş'ten sonraki yukarı doğru yönlenmiş üçüncü gezegenin Dünya olduğu ve bu gezgenden radyo mesajının gönderildiği vurgulanmaktadır. Şekil 16'ın en altında, bir noktaya odaklanmış radyo teleskobun bir gösterimi ve bunun altında ise radyo teleskobun çapını gösteren sayısal bir ifade yer almaktadır. 
 
 
Şekil 16. Arecibo radyo teleskonundan 2.38 Gigahertz frekansında gönderilen radyo mesajının 1 ve 0 lardan oluşan ikili sistemdeki kodlanışı.  

Gerçekten de, uzayda bizden başka uygarlıklar var mı? Drake bağıntısından elde edilen olasılık hesabına göre en azından 10 milyon tane uygarlığın olabileceği ifade edilmektedir. Durum böyle ise, bu canlıların şekli şimali nasıl bize mi benziyorlar, yoksa Steven Spielberg'in E.T filmindeki bir yaratık şeklinde midirler? Bilemiyoruz! Şu bir gerçek ki, insanoğlu bilinemeyen ve ulaşılamayan şeyleri, kafasında sorgulamakta onları bilgisayarlarda simülasyon (görüntüleme) teknikleri içersinde işleyerek, değiştirip dönüşüme uğratmakta bitmez tükenmez bir çaba içersindedir. 
Ya UFO (Tanımlanamayan uçan cisimler) lara ne demeli. Acaba Drake bağıntısından çıkan olasılık hesabının sonucuna göre bu uygarlıklar ışık hızını kat kat aşarak bize kadar ulaştılar mı? Dünya'da UFO gördüklerini ifade eden insanlar var. UFO konusunda epeyce söylence halen oluşmakta . Fakat yukarıdaki yazımızda da gösterdiğimiz gibi, Dünya'da pek çok amaçlı optik, kızılötesi, morötesi, radyo teleskoplar ile Hubble uzay teleskobunun yanısıra Dünya'nın etrafındaki pek çok amaçlı uydular uzayı bilimsel olarak taramaktadır. Bugüne kadar da UFO olayını doğrulayacak bir gözlemsel delil bu teleskoplarca tespit edilememiştir. Eğer bunlar bize kadar ulaşmış iseler, ileri bir teknolojiye sahip olduklarını bu da bunların akıllı olduklarını gösterir. Bu sebepten de bizimle görüşmeleri gerekir. Fakat böyle bir görüşme de yok. O zaman UFO olayı tamamiyle söylenceden ibaret. Bu bağlamda Pioneer 10, Güneş sistemini terk etmiş olup yıldızlara doğru yolculuğuna devam etmekte ve başka uygarlıklar tarafından tespit edilmeyi bekleyen biz dünyalıların gerçek bir UFO'su dur.
 
http://topluluk.comu.edu.tr/fizast/konular/2/Uzayda_yasam_varmi.htm

Dr.Meral Kılıçözü ana okulu yılsonu gösterisi


27 Kasım 2013 Çarşamba

Sırt Ağrısını Engellemek İçin Doğru Egzersizi Seçin!

IMG Ust

Sırt Ağrısını Engellemek İçin Doğru Egzersizi Seçin!

Sırt ve bel ağrılarının oluşmasına başlıca sebep güçsüz kaslardır. Sırt, karın ve kalça kaslarının tümü omurgayı destekler ve bu kaslara ana kaslar denir.
Kaslarımız, omurganın yerçekimine karşı temel savunmasını oluşturur. Omurgayı destekleyen kasların, egzersizlerle güçlendirilmesi, sırt ağrısının engellenmesi, azaltılması ve bazen de ortadan kaldırılmasını sağlar.

Güçlü karın kasları (özellikle derin kaslar) belin desteklenmesi ve ağrıların azaltılmasında güçlü sırt kasları kadar hayatidir. Güçlü dört başlı kaslar (uyluk kaslarının önü) ,ağır kaldırırken oluşacak sırt ağrılarının engellenmesinde önemli bir yer tutar. Doğru kaldırma teknikleri, bacaklarınızı nasıl kullanacağınızı da içerir ve eğer bacaklarınız güçsüz ise sırtınızı kullanmak zorunda kalabilirsiniz.
Akut sırt ağrılarından muzdarip iseniz, ağrısız hareket etmeye başlar başlamaz -yani ağrı başladıktan bir gün kadar sonra- doğru egzersizlere yönelmelisiniz. Şiddetli ağrı yatıştığında, orta sütundaki egzersizlere ilerleyin. Üçüncü sütundaki egzersizler, sırt ağrılarını engellemeniz için gereken esneme ve güçlendirme egzersizleridir.

 Bel İçin İyileştirici Egzersizler

Bu egzersizler bel ağrıları veya siyatik ağrılarına yardımcı olabilir. Her zaman fizyoterapist veya doktorunuzun bel egzersizleri konusundaki uyarılarını dikkate alın. Tekrar eden ağrılarınız varsa ve egzersizleri biliyorsanız, veya ağrılarınızın doktor tavsiyesi gerektirecek kadar şiddetli olduğunu düşünmüyorsanız, aşağıdaki egzersizleri deneyebilirsiniz. Egzersizlere,  ağrı başladıktan bir gün sonra başlayın, ağrı artar ya da omurganızdan yayılırsa hemen son verin.

 Pelvik Esneme

Bu hareket omurlardaki basıncı azaltarak ve sırttaki bağdoku ve kasları esneterek akut bel ağrısının dindirilmesine yardımcı olur. Omurgayı dolaylı olarak destekleyen karın kaslarını güçlendirir. Düzenli olarak uygulanırsa,vücut duruşunu düzeltir.. Hareketlere yerde başlayın, sonra ayakta deneyin. Eğer kolayınıza geliyorsa, bacaklarınızı kuluçka pozisyonundayken yastıkla destekleyin.
  • Kollarınız yanda, ayaklarınız yere düz bir şekilde basılmış ve dizleriniz rahat olduğunuz bir açıda kırılmış olarak yerde uzanın.
  • Bel çukurunuzu hafifçe yere bastırın ve leğen kemiğinizi karın ve kasık kaslarınızı gererek yukarı kaldırın. En az altı saniye konumu koruyun ve yavaşça rahatlayarak bırakın. On kez tekrarlayın.



Pasif Uzatma

Bu hareket, uzun süre oturmaktan kaynaklanan sırt ağrılarını dindirmeye yardımcı olur. Ağrınızı arttırdığını hissederseniz, bu harekete son verin. Geriye bükülmek veya dik durmanız zor oluyorsa, kendinizi yavaşça yüz üstü bırakın ve başlamadan önce birkaç dakika rahatlayın. Başlangıçta iki üç kere tekrar edin.
  • Elleriniz yerde yüz üstü uzanın ve şınav çekecekmişcesine omuzlarınızı dengeleyin.
  • Kalçalarınızı yerde bırakarak kollarınızla kendinizi yukarı çekin. Kafanızı ve omuzlarınızı olabildiğince yukarı kaldırın. Sırtınızı geriye doğru bükün. Nefes verin, sadece kol kaslarınızı kullanarak yavaşça bedeninizi aşağıya indirin.
 

 Sırt Güçlendirme Egzersizleri

Kronik sırt ağrıları, sırt kaslarının zayıflamasına neden olabilir. Sırt kaslarını güçlendirmeye yarayan geleneksel hareketler , disklerdeki ve bel omurlarındaki basıncı artırma eğilimi gösterir. Çok yoğun ve ağrıdan çok kısa süre içinde uygulanması halinde durumu kötüleştirebilirler. Yapılan çalışmalara göre uzatıcı kasların dinamik olarak güçlendirilmesi (bu kaslar sırt ve kaburgaların düz durmasını sağlar) ve derin kasların güçlendirilmesi durumun tekrarlanmasını engellemektedir.

 

Tek Bacak Havada

Ana kasların güçlenmesi için derin karın kas tabakalarını, kaburgalar hareket halindeyken bel omurlarını desteklemek için kullanmayı öğrenmek gerekmektedir. Bu egzersiz sayesinde kalça kaslarınızı bağımsız olarak kullanmayıöğrenebilirsiniz.
  • Dizleriniz ve elleriniz üzerinde durun, bacaklarınız bitişik, elleriniz paralel ve ileri doğru dursun. Nefes vererek , alt karın bölgenizi omurganız düz olana kadar çekin. Bir yandan nefes almaya devam ederek on dakika bu şekli koruyun. Nefes verirken on kez tekrarlayın.Temel pozisyonda karnınız içe çekili ve omurganız düz haldeyken bir bacağınızı yatay olarak kaldırın. On saniye böyle durun. Omurganızın çökmemesine veya leğen kemiğinizin dönmemesine gayret edin. Beşer kere tekrarlayın.


Dönüşümlü Kaburga Kaldırma

Bu egzersiz, sırt, karın ve kalça kemeri kaslarını beraber çalışmak ve denge sağlamak üzere harekete geçirir.

 

Paralel Durma

Tek bacak havada hareketinin ikinci adımından sonra, karşıt bacak ve kolunuzu yere paralel olarak uzatın. On saniye durun sonra bırakın. Diğer bacak ve kolda tekrarlayın. İki tarafta beşer kez tekrarlayın.
 

Yatay Kalkma

Bu egzersizde bacak ya da omuzlarınızı yatay pozisyondan yukarı kaldırmamalısınız çünkü bu omurlarınıza basınç yapacaktır.
  • Sert bir masada bir yastık üzerine yüz üstü uzanın, bacaklarınızı yerinde tutmak için birinden ayak bileklerinizi tutmasını rica edin.
  • Bedeniniz yatay olana dek gövdenizi kaldırın. Bu noktadan öteye geçmeyin. Bedeninizi başağı bırakın ve rahatlayın. Bir seansta on kez tekrarlayın. Üç ay içinde aşama aşama 100 tekrara dek arttırın.



 

İki Bacağı Birden Kaldırma

Yatay kaldırma gibi bu egzersiz de zorlayıcıdır ve uzun vadede bel ağrısını engellemeniz için katkıda bulunur.
  • Sert bir masa üzerine uzanın. Dizlerinizi kırın ki bacaklarınızın ağırlığının yükü sadece sırt kaslarınıza binmesin.
  • Dizlerinizi uzatın ve bacaklarınızı yatay bir pozisyonda dışa doğru uzatın, eski halinize dönün. İlk seans boyunca on kez tekrarlayın. İlerleyen zamanda tekrar sayısını adım adım 50'ye ve üç ay içinde 100'e çıkarın.
 
Her çalışma sırt güçlendirme egzersizleri içermelidir ancak insanlar bunu ancak kronik sırt ağrısı çektikten sonra gerçekleştirirler.
Bedenlerimiz ancak biz onlara baktığımızda bize bakmayı üstlenir

http://www.jtibenimbayim.com/ArticleDetails.aspx?articleId=65&categoryId=10

Güne Pozitif Başlamanın Altın Kuralları

IMG Ust

Güne Pozitif Başlamanın Altın Kuralları

Sabahları çok gergin ve zor biri mi oluyorsunuz? Güne başlamak sizin için çok zor ve sıkıcıysa, aşağıda yataktan çıkıp güne güzel başlamanızı sağlayacak 8 öneri bulabilirsiniz.
Güne İyi Başlamanın Sekiz Yolu
- Ertesi gün uğraşacağınız en önemli beş konuyu, bir gece önce not alın. Bu beş konu içinde en önemli olanı en üste yazın. Ertesi gün ne yapacağınızı bilerek uyumak, uyanmak için sebebiniz olması anlamına gelir.

- Yatmadan önce kıyafetinizi hazırlayın, ertesi gün ne giyeceğinizi bilin. Çantanızı ve çantanıza koyacakları da hazırlayın. Sabah ne giyeceğim stresi yaşamaktan kurtulun.
- Saati 30 dakika erkene kurun. Önceleri bundan memnun olmayarak, biraz  zor uyanacaksınız ancak zamanla alışırsınız ve size hazırlanmak için rahat bir zaman bırakır.
- Çalar saatinizi başucunuza değil, odanın diğer ucuna koyun. Sizi kalkıp alarmı kapatmaya mecbur bırakır. Ayrıca uyandırmak için cep telefonunu değil, alarmlı saati kullanın. Böylece erteleme tuşuna basma şansınız da olmaz.
- Sabahları kendiniz için yapabileceğiniz en iyi şey, kahvaltı etmektir. Egzersiz yapmak ve kahvaltı etmek sabahları yapılacak en iyi iki aktivitedir.
- Gazeteyi, en sevdiğiniz dergiyi veya kitabınızı ama mutlaka 15-20 dakika okuyun.
- Ailenizle zaman geçirin, onlara gazete okuyun, uzun kahvaltı edin, sohbet edin ve gün boyunca ne yapacağınızı konuşun.
- İşyerinizde güne başlamadan önce yarım saat, acil yapmanız gereken işleri bitirin. Kendinize gün boyunca yapacağınız işlerin listesini çıkarın. Sonra diğer işlerinizi yapın.

http://www.jtibenimbayim.com/ArticleDetails.aspx?articleId=66&categoryId=10

İkinci El Ataç Satın Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

IMG Ust

İkinci El Ataç Satın Alırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

Bütçeniz sıfır otomobil almak için yeterli değilse, aynı modelin ikinci el fiyatlarına bakabilirsiniz. Bu şekilde iyi durumda olan aracı daha ucuza satın alma şansınız olabilir. İkinci el araç alırken dikkat etmeniz gereken konular daha fazladır. Kullanılmış bir araç alacağınız için tüm kontrollerini çok iyi yapmanız gerekir.
İkinci El Araç Kontrolleri:

İstediğiniz gibi bir araç bulduğunuzu düşünüyorsanız ve bu konuda fazla tecrübeniz yoksa, araca bakmak için teknik özelliklerden anlayan bir tanıdığınızla veya bir oto tamircisi ile gitmeniz en iyisi olanıdır. Aracı kontrol ederken şunlara bakmanız gerekir:

Kaporta: Aracın daha önceden hasar görüp görmediğini öğrenin, gördüyse bu hasarın ne kadar olduğunu belirlemek için boyasına dikkatle bakın. Kaportanın iç ve dış boyalarını karşılaştırın, değiştirilen kısımları kontrol edin. Kaporta üzerinde darbeli ve paslı kısımlar var mı diye araştırın.
• Lastikler: Lastik dişlerine ve aşınmalara bakın. Yedek lastiği kontrol edin.
• Farlar ve sinyaller: Arabanın farlarını, sinyal lambalarını, gösterge ışıklarını kontrol edin. Göstergelerin doğru çalışıp çalışmadıklarına bakın.
• Sızıntı kontrolü: Aracı mümkünse yıkamaya götürün. Bunu test sürüşü esnasında da yapabilirsiniz. Yıkama sırasında camlardan su alıp almadığını kontrol edin. Bagajı da bu açıdan kontrol etmeyi unutmayın.
• Servis kayıtları: Aracın servis kayıtlarını isteyebilirsiniz. Kayıtlarının olması olumlu bir özelliktir.
• Diğer teknik kontroller: Aracın sahibinden izin isteyip aracı servise götürebilirsiniz. Serviste size almak istediğiniz araç hakkında detaylı bir rapor çıkartılır. Böylece değişen parçaları, elektrik aksamı, süspansiyon sistemi, tabanında ve şasesinde önemli bir hasar olup olmadığı gibi bilgileri bir uzmana onaylatabilirsiniz.
• Belgeler: Aracı alırken belgelerinin tam olması önemlidir. Ruhsat, garanti belgesi, vergi makbuzlarını dikkatle inceleyerek her şeyin düzenli olduğunu garanti altına alın. Aracın temiz kağıdını isteyerek eski sahibine ait olabilecek her türlü vergi borcu, trafik cezası, OGS cezası vs. olmadığını kontrol etmeyi unutmayın.
• Çalıntı olup olmadığını anlama: Aracın üzerindeki motor ve şase numaralarını, ruhsattaki motor ve şase numaraları ile karşılaştırın. Aracın çalıntı olması, paranızı tamamen kaybetmenize ve kendinizi temize çıkartmak için uğraşmanıza neden olacaktır.

İster sıfır, ister ikinci el araç alırken imzalayacağınız belgeleri dikkatle incelemeyi ihmal etmeyin. Verilen depozitonun, peşinatın, komisyonun herhangi bir anlaşmazlık halinde geri ödemesi şartlarını mutlaka yazılı hale getirin.

Son olarak, aklınıza takılan tüm konuları çekinmeden araç sahibine ve kontrolleri yapan servise sorun. Kredi sözleşmesi yapacaksanız tüm maddeleri tek tek okumadan ve her birini anladığınızdan emin olmadan imzalamayın.

Alacağınız arabanın sizi mutlu etmesi herşeyden önemlidir. Yeni arabanızı içiniz rahat bir şekilde, gönül rahatlığıyla kullanmak için önceden belli başlı kontrolleri yapmakta fayda var.

Yeni alacağınız aracı seçtiğinizde aracınızın trafik sigortasını yaptırmayı sakın ihmal etmeyin. Ayrıca trafikte daha huzurlu olmak için kasko sigortasını da mutlaka yaptırın

http://www.jtibenimbayim.com/ArticleDetails.aspx?articleId=73&categoryId=4

İyi Çay Demlemenin Püf Noktaları

IMG Ust

İyi Çay Demlemenin Püf Noktaları

İyi çay içebilmek çayınızın kalitesi kadar çayın demlenme süreciyle de yakından alakalıdır. Kötü çayı ne kadar iyi demlerseniz demleyin kaliteli çay elde edemezsiniz, öte yandan kaliteli ve iyi muhafaza edilmiş çayı yanlış demleyerek israf edebilirsiniz.  Dolayısıyla çay demleme konusunda temel kabul görmüş bilgilerle donanmak hem çayınızdan aldığınız lezzeti arttıracak hem de kendi damak tadınızı bulmanızda size yardımcı olacaktır.
Bu rehberde bulacağınız bilgiler çay demleme konusunda genel bir perspektif sağlamayı, çay severin kendi damak tadına uygun demleme yöntemini bulmasına yardım etmeyi amaçlamaktadır. Diğer bir ifadeyle buradaki bilgileri bir başlangıç rehberi olarak kullanabilir, kendi damak tadınıza uygun demleme yöntemini bulmada yardımcı olarak kullanabilirsiniz.

İyi çay demlemenin yolu, doğru miktarda suyun ve çay yaprağının kullanılması, su sıcaklığının çay çeşidine göre doğru ayarlanmasından ve demleme süresinin yine çay çeşidine bağlı olarak doğru uygulanmasından geçmektedir. Genel kural olarak, yaklaşık 200-250 ml suya, ortalama 3-3,5 gr çay yaprağı kullanılmalıdır. Demleme süresi ve kullanılacak suyun sıcaklığı ise çay çeşidine göre farklılıklar gösterir. Demleme süresi yeşil çay için ortalama 2-3 dakika arasında değişirken, siyah çay için bu süre beş dakikaya kadar çıkabilmektedir. Kullanılacak suyun sıcaklığı ise genel kural olarak çayın oksidizasyon oranı ile orantılı olarak artar ya da azalır. Mesela hiç okside edilmeyen yeşil çaylar 70 derece civarında düşük sıcaklıkta demlenirler, hatta Japon yeşil çayının 60 derece civarında demlenmesi önerilir. Öte yandan yüzde yüz oranında oksidize edilen siyah çay için doğru sıcaklık 95-100 derece civarında olacaktır.
Çay demlemede kullanılacak su hususunda genel olarak şişelenmiş kaynak suyunun kullanılması tercih edilmektedir. Bunun haricinde filtrelenmiş suyun kullanılması da mümkündür. Öte yandan eğer çeşme suyunuzun tadından memnunsanız ve çeşme suyuyla demlediğiniz çay damak tadınıza uygunsa çeşme suyunu da kullanabilirsiniz.
Yeşil Çay: Yaklaşık 70-75 derece sıcaklıkta, 200-250 ml suya, 3-3,5 gr çay konularak demlenebilir. Demleme süresi 2-3 dakika arasında ayarlanmalıdır. Çayın kaliteli olması ve iyi muhafaza edilmesi şartıyla ikinci, üçüncü demlemeye gidilebilir.
Siyah Çaylar: Yaklaşık 95-100 derece sıcaklıktaki 200-250 ml suya, 3-3,5 gr çay eklenerek demlenir. Ortalama olarak 3-5 dakika arasında demlenir. Benzer şekilde çayın kalitesine ve iyi muhafaza edilmesine bağlı olarak 2-3 demleme yapılabilir.

http://www.jtibenimbayim.com/ArticleDetails.aspx?articleId=45&categoryId=4

Güvercin Yetiştirme

IMG Ust

Güvercin Yetiştirme

Kümes deyince aklımıza gelen konu; güvercinlerimizin rahat edebileceği, sağlık koşullarına uygun, yaşamları süresince barınabilecekleri güvercin evlerinden söz ediyoruz. Kümesleri, bahçe kümesleri, tavan arası kümesleri ve teras kümesleri olarak sınıflandırabiliriz. Kümeslerimizin cephesini, şayet şeçeneğimiz varsa rüzgarın daha ılık estiği, sabah güneşini ve gün boyu güneş ışınlarını alabilen doğu veya güney doğu yönlerine kurarsak kuşlarımızın güneş ışınlarından azami derecede faydalanmalarını sağlarız. Böylece sabahın erken saatlerinde kümesin içersindeki havanın da ılıklaşmasını sağlarız. Kümeslerin çok lüks olması önemli değildir ancak ihtiyaçlara cevap vermesi çok önemlidir. Bahçe kümeslerini ve terasta inşa edeceğimiz kümesleri yerden 45 cm gibi yüksekliğe kaldırırsak, kümesin altında oluşacak hava sirkülasyonu sayesinde kümes tabanının daima kuru kalmasını sağlarız.
 İyi bir kümeste dikkat edilmesi gereken en önemli husus kümesin tabanının sürekli olarak kuru kalmasını sağlayan ve kuşlarımızda üst solunum problemleri yaratmayan havalandırma sistemlerinin bulunmasıdır. Bunun için belli zaman dilimlerinde devreye sokacağımız (kuşları yemleme zamanı gibi ) elektrikle çalışan havalandırma sistemlerini tercih edebileceğimiz gibi doğal havalandırma sistemlerini de oluşturabiliriz. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus kümes içersinde kuşlarımızı cereyana maruz bırakmamaktır. Bu nedenle kümeslerde tek cepheden, tercihen kümeslerin ön yüzünde alttan açılacak havalandırma delikleri ile kümesin içersine temiz hava girmesini sağlarız. Tavandan açacağımız havalandırma bacaları ile de kümesteki istenmeyen kötü hava ve kokuların dışarıya çıkmasını sağlarız. Böylece kuşlarımızı hava akımlarına (cereyan) maruz bırakmaksızın kümeslerimizin hava sirkülasyonunu sağlarız.

Ayrıca kümeslerde kuşlarımızın yuva ölçülerini ve şekillerini belli standartlara göre dizayn edersek hem kuşlarımız rahat eder hem de yuva temizliğinde bizler rahat ederiz. Standartlara uygun yuvadan kastımız; bir çift kuşun yaşamlarını sürdürebileceği, rahatlıkla eşleşip yavrularını büyütebilecekleri, kolay temizlenebilmesi için altında tercihen yuva ızgarası olan, içerisinde 2 adet yumurtalık konulabilen, önleri gerektiğinde kapatılabilmesi için yuva önü bulunan, yetiştirdiğimiz kuşların fiziki yapılarına uygun ölçülerdeki yuvaları kastediyoruz. Bu yuvaların ölçüleri kişisel olarak değisse de, normal ölçüler 40x60x40 veya 40X70X40 gibidir. Konuyu biraz açmak gerekirse ideal bir yuva 40 cm derinlik, 60 cm genişlik, 40 cm yüksekliktedir. Bu standartlara sahip bir yuvada bir çift kuş, konulacak 2 adet yumurtalık sayesinde aynı anda bir çift yavru büyütürken, bir çiftte yumurtaya yatabilir. Yuva önleri sayesinde ise kuşlarımızı yuva içersine kapatıp, burada eşleştirerek, yemini ve suyunu burada vererek doğacak yavruların istediğimiz çiftlere ait olduğundan emin olabiliriz. Ayrıca yuva önlerine takacağımız mamalıklara yem koyarak, hem yavruya bakan çiftlere yardımcı olabiliriz, hem de yavruların ebeveyinlerine bakarak çabucak yem yemeyi öğrenmelerini sağlarız. Yuva altı ızgaraları ise kuşlarımızın dışkılarıyla temasını kestiği için yemin dışkı ile bulaşması sonucu oluşabilecek olan enfeksiyonların önlenmesinde rol oynayan çok önemli faktörlerden biridir. Ayrıca haftada bir kez bu ızgaraları kaldırmak suretiyle yuvalıkları kolayca temizleyebiliriz.

Kümeslerimizin tabanlarını günlük olarak temizlemiyorsak yere koyacağımız taban ızgaraları sayesinde kuşlarımızın dışkıları ile temasını keseriz. Kuşlar yerdeki dışkılara basmadığı için, bu dışkılar daha kısa sürede kuruyup, temizlik aşamasında ise daha kolay temizlenebilecektir. Kümeslerde kuşlarımızın suluklarını yerden takriben 50 cm yükseklikteki sehpaların üstüne yerleştirirsek, içeride uçuşan tozların sulukları kirletmesini belli oranda önlemiş oluruz. Kuşlarımızın mutlaka hergün sularını değiştirip tazeleyelim. Böylece uzun süre suluklarda bayat su kalmayacağından suyun bakteri üretmesini de belli oranda önlemiş oluruz. Günlük verdiğimiz suyu direk çeşme suyu yerine, içersine bir miktar su dezenfektasyonu ilave ederek verirsek, sudan geçmesi muhtemel olan bazı enfeksiyonları önlemiş oluruz. Ayrıca kuşlarımıza yemlerini mutlaka temizlenip dezenfekte edilmiş bir zeminde veya yemliklerde vermeliyiz. Sanırım hiç kimse tuvalette yemeğini yemek istemez. Öyleyse bizlerde kuşlarımıza yemlerini özenle hazırlanmış yemliklerinde sunalım. Alacağımız bu basit tedbirlerle kuşlarımızın sağlıklı kalmalarını sağlamış oluruz

http://www.jtibenimbayim.com/ArticleDetails.aspx?articleId=44&categoryId=4

25 Kasım 2013 Pazartesi

Farid farjad'dan keman dinletisi





Saçlarınız İçin 5 Süper Yiyecek

IMG Ust

Saçlarınız İçin 5 Süper Yiyecek

Saçlarım dökülüyor, saç dökülmesini nasıl önleyebilirim? Güçlü saçlara nasıl kavuşurum? Saçlarıma hangi gıdalar iyi gelir? gibi sorular sizin de aklınızı meşgul ediyorsa, saçlarınızı canlandıracak bu yazımızı okumadan geçmeyin!
 Kalın telli, kolay dökülmeyen ve çabuk yıpranmayan saçlara sahip olmayı kim istemez ki…
yaşam tarzı faktörü, genetik faktörler ve yanlış beslenme nedeniyle saçlarda ciddi hasarlar ortaya çıkar. Aşağıdaki gıdalar tüm saç sorunlarınız için size fayda sağlayacaktır. İşte bu gıdalar:
 Somon
Somon, tam bir güzellik besinidir. Omega-3 yağ asitleri bakımından, protein bakımından yüksek kaliteli, B-12 vitamin ve demir bakımından da oldukça zengindir. Omega-3 esansiyel yağ asitleri, kafa derisinin sağlığı için gerekli desteği sağlar. Omega-3 asitlerinin eksikliği saçın mat gözükmesine ve kafa derinizin kuru kalmasına yol açar.

Vejetaryen iseniz, endişelenmenize gerek yok! Günlük diyetinize, iki yemek kaşığı öğütülmüş keten tohumu eklediğinizde de benzer etkileri elde edebilirsiniz.

Koyu Yeşil Sebzeler
Ispanak, brokoli ve pazı gibi sebzeler kafa derisindeki sebum’u üretmek için gerekli A ve C vitamini ihtiyacını karşılamada yardımcı olmaktadır. Sebum, doğal saç kremi gibi hareket eder ve saçlarımızdaki foliküller tarafından salgılanan yağlı bir maddedir. Ayrıca bu sebzeler vücudunuza demir ve kalsiyum da sağlar.

Yumurta
Yumurta, en iyi mevcut protein kaynağıdır ve yüksek kaliteli protein olarak kabul edilir. Saçların büyümesini ve kuvvetlenmesini sağlar. Saçların sağlıklı bir şekilde uzaması için yumurta oldukça faydalıdır. B vitamini bakımından zengin olan yumurtayı günlük olarak 1 adet tüketebilirsiniz. Saçlarınıza faydalı olması açısından, yumurtanın sadece haşlanmış olarak tüketilmesi gerekmektedir.



Fındık
Günlük diyetin bir parçası olarak, düzenli şekilde fındık yemek saç ve saç derisi için çok faydalıdır. Brezilya cevizi ve selenyum kafa derisi sağlığı için önemli mineral kaynaklarıdır. Bunun yanı sıra ceviz, alfa-linolenik asit içeriği sayesinde saç için yardımcı olan omega-3 yağlı asit türü içerir. Kaju fıstığı, cevizler ve badem de aynı işlevlerde kullanılabilir.

Fındık, içerisinde bulunan E vitamini sayesinde saçın genel sağlığı ve canlı görünmesine yardımcıdır. E vitamini eksikliğinde saçlar kolayca kırılır ya da kırılgan saçlar oluşur.

Havuç
Sağlıklı sağlara sahip olmanın yolu sağlıklı bir saç derisine sahip olmaktan geçer. Saç derisi için mükemmel bir besin olan A vitamini havuçta bol miktarda bulunmaktadır. Yemeklerinizde salatanıza havucu da dahil ederek havucun faydalarından yararlanabilirsiniz. Ayrıca, havucu meyve suyu şeklinde de tüketebilirsiniz. Havuç, mat ve yorgun görünümlü bir cilt ve saçı canlandırmak için oldukça yararlıdır. Cildiniz ve saçlarınızı gençleştirirken taze bir görünüm bırakacaktır

http://www.jtibenimbayim.com/ArticleDetails.aspx?articleId=54&categoryId=8

Alzheimer Olmamak İçin Bunları Mutlaka Yapın!

IMG Ust

Alzheimer Olmamak İçin Bunları Mutlaka Yapın!

Bunamayı engelleme yada alzheimer hastalığına yakalanmamak için zihninizi devamlı aktif tutacak bulmaca çözme, kitap okuma, anılarınızı yazma, gazeteleri takip etmenin faydalı olacağı belirtiliyor.
 Alzheimer hastalığına dikkat çekip bu konuda farkındalık oluşturmak adına dünyada her yıl 21 Eylül günü 'Dünya Alzheimer Günü' olarak kabul ediliyor. Alzheimer hastalığı ile ilgili açıklama yapan Acıbadem Kayseri Hastanesi Nöroloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Selda Korkmaz, gelişen toplumların en büyük sağlık sorunlarından birisinin demans yani bunama olduğunu ifade ediyor. Bunamanın bilinen en sık nedeni ise alzheimer hastalığı olduğuna dikkat çeken Korkmaz, "Alzheimer için en büyük risk faktörü ileri yaştır. Sağlık hizmetlerinin kalitesinin artması ve hastalıkların tedavi başarılarındaki artış, insanların daha uzun ömürlü olmasını sağlamıştır. Bu süreç ise alzheimer görülme sıklığında artmaya neden olmaktadır. İleri yaş dışında, genetik, düşük eğitim seviyesi, hipertansiyon, kafa travmasının varlığı, depresyon öyküsü gibi nedenlerin alzheimer hastalığı riskini artırdığı düşünülmektedir." dedi.
Yrd. Doç. Dr. Selda Korkmaz, alzheimer hastalığının belleğin ve entelektüel fonksiyonların kaybı ile seyreden bir hastalık olduğunun altını çizerek, "Bu kayıp giderek ilerleyici olmaktadır. Genellikle ilk hastalık belirtisi olan unutkanlık ileri yaşta ortaya çıkarken, bazen genç yaşta başlangıç gösterebilir. Hastalığın erken döneminde yalnızca hafif bir unutkanlık vardır. Ancak zamanla unutkanlık ilerler ve günlük yaşamı etkiler hale gelir." uyarısında bulundu.

Hastalık tanısı için kullanılabilecek farklı laboratuvar testleri olmakla birlikte bu testler rutin olarak kullanımda olmadığını dile getiren Korkmaz, şunları söyledi; "Temel olarak tanı, klinik özellikler ve hastalık semptomlarını daha iyi açıklayabilen diğer hastalıkların olmaması ile konmaktadır. Hastalığın kesin tedavisi günümüzde olası değildir. Mevcut tedavi seçenekleri ancak hastalık seyrini yavaşlatıcı özellik göstermektedir."
Yrd. Doç. Dr. Selda Korkmaz, sıkça karşılaştıkları bir sorunun da "Ailemde alzheimer hastası var bende de olur mu?" şeklinde olduğunu belirterek, "Genetik, alzheimer hastalığı için önemlidir, ancak tüm hastaların yaklaşık yüzde 10 kadarını açıklayabilmektedir. Yani hastalık büyük oranda aile öyküsü olmadan kendiliğinden ortaya çıkmaktadır." diye konuştu.



Alzheimer hastası olup olmayacağımızı önceden öğrenmeninde mümkün olmadığını aktaran Yrd. Doç. Dr. Korkmaz, alzheimer hastalığının gelişimini engelleyebilmek içinde yapılması gerekenleri şöyle sıraladı; "Alzheimer önlenebilir ve tedavi edilebilir risk faktörlerinin (hipertansiyon, eğitim seviyesi, depresyon ve kafa travması gibi) en aza indirilmesi bu konuda yardımcı olabilir.
Gelecek için beklentimiz, alzheimer hastalığının kesin tanı ve tedavisinin ortaya konması ve hatta önleyici tedavi seçeneklerinin gündeme gelmesidir. Hastalık tanısı konan kişiler için ise daha iyi sağlık hizmetinin verilmesidir. İnsanlarımız zihnini sürekli aktif tutacak faaliyetlerde bulunması yararlı olabilir. Bunun için birçok aktivite yapılabileceği gibi kitap okuma, bulmaca çözme, gazete takip etme ve benzeri faaliyetlerde engelleyici unsurlar arasındadır."

http://www.jtibenimbayim.com/ArticleDetails.aspx?articleId=55&categoryId=8

Güneş'te Dev Patlama!

IMG Ust

Güneş'te Dev Patlama!

Güneş'te gerçekleşen devasa bir patlama ve ardından oluşan kanyon benzeri yüzey şekli eşine az rastlanan görüntüler oluşturdu.
Amerikan Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA)'nın Güneş Dinamikleri Gözlemevi (SDO), 29 Eylül'de Güneş'in binlerce derece sıcaklıktaki plazma atmosferi (korona)'da gerçekleşen bir patlamayı görüntüledi. Uzaya doğru yükselen materyalin geride bıraktığı manyetik yağmurun altında yaklaşık 321 bin kilometre uzunluğunda ateşten bir kanyon oluştu. Akkor halindeki hareketli kanyonun, patlamanın açığa çıkardığı solar materyalle aynı yönde uzadığı ve yayıldığı görüldü.
200 Milyar Yıldızdan Biri
ABD'nin Maryland eyaletinde yer alan NASA Goddard Uzay Uçuş Merkezi'ndeki bilim insanları, SDO'nun gönderdiği verileri kullanarak Güneş'teki bu inanılmaz büyüklükteki olayın görüntülerini elde etti ve yayınladı.

Samanyolu galaksisindeki bilinen yaklaşık 200 milyar yıldızdan biri olan Güneş, aslında ateşten değil plazma adı verilen bir yapıdan oluşuyor. Son derece sıcak olan parçacıkların buharlaşması sonucu gazlar ve manyetik alanlar meydana geliyor. Bu sıcak gazlar, çevresine ısı ve ışık şeklinde radyasyon yayıyor. SDO'nun elde ettiği veriler ışığında bilim insanları Güneş'in hareketlerini ve Dünya'ya olan etkilerini daha iyi anlamaya çalışıyor. 2010 Şubat'ında uzaya fırlatılan SDO uzay aracının 5 yıl boyunca NASA'nın Güneş araştırmalarında kullanılması planlanıyor.

http://www.jtibenimbayim.com/ArticleDetails.aspx?articleId=42&categoryId=6

Amasya’da Gezilecek Yerler

Amasya’da Gezilecek Yerler

Kral Kaya Mezarları:
 Köklü bir tarihe sahip olan Amasya gezginler tarafından en çok merak edilen şehirlerden biridir. Gökmedrese Camisi, Amasya Müzesi, Borabay Gölü ve Amasya Kalesi’yle tarihi-doğal güzelliklerini muhteşem birleşmesini siz de mutlaka görmelisiniz.
Amasya’da bir gezi planladıysanız gitmenizi önerdiğimiz yerlerden biri kral Kaya Mezarları’dır. Harşena Dağı’nın yamaçlarında Pontus krallarına ait mezarlardır. Kolaylıkla ulaşabileceğiniz kral kaya mezarlarına Hatuniye Mahallesi’nin sokaklarından tren yolunu geçerek çıkılmaktadır. Burada kayaya oyulmuş yollar ve merdivenler vardır. Yeşilırmak boyunca 21 mezar bulunan bölge turistlerin yoğun ilgisini görmektedir.


Kral Kaya Mezarları yakınında birçok otel bulunmaktadır. Kral Kaya Mezarları yakınındaki otellerin birinde konaklayarak şehrin tarihi bölgelerini kolaylıkla ziyaret edebilirsiniz. İrili ufaklı mezarların en büyüğü batı yönündeki en son mezardır.
Amasya tatilinize dahil etmenizi önerdiğimiz mezarlar kayalar üzerindeki estetik yapılarıyla sizleri kesinlikle büyüleyecek. Belli dönemlerde hapishane ve cezalandırma yeri olarak da kullanılan mezarlar, her fotoğraf karesine farklı bir güzelliğini yansıtacak.


 Hazeranlar Konağı :
 Amasya’nın tarihi yapılarından biridir Hazeranlar Konağı. Eğer Amasya’ya tatil için gitmeyi planlıyorsanız Hazeranlar Konağı’nı mutlaka ziyaret etmelisiniz.
19. yüzyıl yapılarından biri olan Hazeranlar Konağı, 1865 yılında Mutasarrıf Ziya Paşa’nın defterdarı olan Hasan Talat Efendi tarafından yaptırılmıştır. İsmini ise; Hasan Talat Efendi’nin kız kardeşi Hazeran Hanım’dan almıştır. Bodrum üzeri iki katlı bir şekilde inşa edilen konak, geleneksel Osmanlı konut mimarisinin önemli örneklerinden biridir.
1984 yılında müze olarak düzenlenen Hazeranlar Konağı, etnografik eserleriyle birçok turist tarafından ziyaret edilmektedir. Amasya tatilinize başlamadan önce, Hazeranlar Konağı yakınındaki otelleri ve otel fiyatlarını internet üzerinden araştırıp rezervasyon yaptırdıktan sonra, Hazeranlar Konağı’nın yakınındaki bir otelde konaklayabilirsiniz.
Konağa yakın bir otelde kalmak diğer tarihi alanlara ulaşmanızı da sağlayacak.
 Kadılar Türbesi :
 
Amasya, zengin tarihi ve doğal güzelliklerinin yanı sıra türbeleriyle de oldukça ünlüdür. Şehre gelen turistler gezi listelerine mutlaka türbeleri de dahil ederler.
Amasya’nın en çok ziyaret gören türbelerinden biri Kadılar Türbesi’dir. Kadılar Türbesi’nin kim tarafından ve ne zaman yapıldığı kesin olarak bilinmese de yıl içerisinde birçok turistin yoğun ilgisini görür. Türbe şehir merkezinde bulunduğu için kolay bir ulaşıma sahip olup, Halifeti Gazi Kümbeti’nin hemen karşısındadır.

Çağlayan Köprü :
 
Yeşilırmak’ın üzerinde bulunan ve yüzyıllara meydan okuyan Çağlayan Köprü, sahip olduğu manzarasıyla görenlerin beğenisini kazanıyor.
Amasya il merkezine sadece 6 kilometre uzaklıkta olan Çağlayan Köprü, İtelgin Gazi’in oğlu Hüsamüddevle Hasan tarafından yaptırılmıştır. XII. yüzyıl eseri olan köprü, şehrin en eski yapıları arasında olmaya devam etmektedir.
Doğal bir güzelliğin arasında tarihi gerçekliğini gözler önüne seren bu yapı, fotoğraf karelerinize güzel manzaralar sunmayı da unutmayacak.

Gökmedrese Camii :
 
Sizlere, bu güzel şehri gezdiğiniz sırada görmenizi önerdiğimiz bir yer daha var. Gökmedrese Camisi…
 Tarihi 1267 yılına dayanan Gökmedrese Camisi, bir külliye özelliği taşımaktadır. Medrese ve mezar odası bulunan caminin yanındaki kümbet mavi renkli çinilerle süslenmiştir. Bu sebepten dolayı Gökmedrese ismini almıştır ve Anadolu Selçuklu sanatının en iyi örneklerinden biridir.
 Amasya Valisi Seyfettin Torumtay tarafından yaptırılmıştır. Ağaç işçiliğinin en iyi örneklerinden biri olan kapısı, şu anda Amasya Müzesi’nde sergilenmektedir.
Gökmedrese Camisi’nin her detayı ince bir işçiliğe sahiptir. Amasya tatilinizde görmenizi önerdiğimiz bu tarihi yapıyı ziyaret ettiğiniz sırada, geçirdiğiniz anları ölümsüzleştirmeyi sakın unutmayın
http://www.jtibenimbayim.com/ArticleDetails.aspx?articleId=58&categoryId=3

24 Kasım 2013 Pazar

Başarı, Başarılı Olmak Üzerine Sözler

Başarı, Başarılı Olmak Üzerine Sözler
 
 
Başarı ve başarısızlığımız, zihinsel durumumuzun bir sonucudur. İnsanlarla ve kendimizle ilgili olan düşüncelerimiz, insanlara ve kendimize karşı tavrımız...
  1. İşini erteleyen insan, işinin hiçbir zaman yapılmaması riskine giren insandır. Baudelaire
  2. "Yapamaz"lara kulak asarsanız hiçbir zaman yapamazsınız. David Lloyd George
  3. Tırıs giden köpek kemiğini bulur. Çingene atasözü
  4. Aktivite, dikkatin yaptığından daha fazla insanın geleceğini kurtarmıştır. Vauvenargues
  5. Genelde, yapmanız gereken şey yapabileceğiniz şeydir. Elenor Roosevelt
  6. İnsan hayatındaki en iyi şey çalışan, yaratıcı olan şeydir. İnanın, başarmayı çok seviyorum... Fakat gerçek ruhsal ve duygusal heyacan eylemdedir. Garson Kanin
  7. İyi düşünmek iyidir; iyi hareket etmek çok iyidir. Horace Mann
  8. Bir insan kendini adadığında ilahi taktir de o yönde hareket edecektir. Tüm olaylar diğer bir olayı desteklemek işin oluşur ve aksi taktirde hiçbir zaman ortaya çıkmaz. Bir akarsu boyunca oluşan tüm olaylar sadece bir karardan doğar. Hiçbir insanın hayal edemeyeceği tüm umulmadık durumlar, oluşumlar ve maddi destek bu şekilde elde edilebilir. Elinizden geleni ve hayal edebileceğiniz herşeyi yapmaya hemen başlayın. Cesaret; deha, güç ve büyüyü de içinde saklar. Şimdi başlayın. Goethe
  9. Ne kadar yaparsan o kadar olursun. Angie Papadakis
  10. Eylemler, teorilerin çözemeyeceği şüpheleri silecektir. Tehyi Hsieh
  11. Bir dönüm performans dünya kadar söze bedeldir. Jeremiah Howell
  12. Dünyadaki tüm güzel değerleri toplasak bile, küçük sevimli bir hareketten daha hafif olacaklardır. James Russell Lowell
  13. Küçük bir fikrin arkasındaki aktivite, bir dahinin uygulanmayan planından daha üretkendir. James A. Worsham
  14. Bütün görkem başlamaya cürret edebilmektedir. Eugene F. Ware
  15. Hayatın arenasında onurlar ve ödüller yaptıkları ile kendilerini gösterenlerin elindedir. Aristotle MÖ 384
  16. Hayatın her alanında sorulması gereken soru "Ne elde ettik?" değil, "Ne yaptık?" tır. Carlyle
  17. Yan etkisi olmayan eylem yoktur. Barry Commoner
  18. Başarılı eylemler gerçekleştirebilmek için, hiç bir şey kararlı bir zihin ve tükenmeyen bir enerjinin birleşiminden daha kullanışlı olamaz. Henri Frederic Amiel
  19. Kendimi başarılı görüyorum... Diğer insanlar da mutlaka benim düşündüklerimi düşünmüşlerdir. Farkımız; ben düşündüklerimi uyguluyorum onlar ise uygulamıyor. Nolan Bushnell
  20. Pratiğe dönüştürülen büyük düşünceler, büyük işler anlamına gelir. Hazlitt
  21. İdealist kısa dönemi düşünmez. Çıkarcı uzun dönemi önemsemez. Gerçekçi ise kısa dönemde yapılan ve yapılmayanların uzun dönemi belirlediğine inanır. Sydney J. Harris
  22. Zor bir işi geciktirmek onu imkansız bir işe dönüştürür. George H. Lorimer
  23. Yaşadığım bu çok meşgul yıllar içinde sıkça sorular bir soru: "Bu kadar şeyi nasıl yapabildiniz?" Cevabı çok basit : "Her şeyi yapılması gereken zamanda yaptım." Sir Richard Tangye
  24. Doğru yolda olsanız bile, eğer orada öylece beklerseniz ezilirsiniz. Will Rogers
  25. Deviri arttırmayı durdurup vitesi atmanın gerektiği zaman mutlaka gelecektir. David J. Mahoney, Jr.
  26. Düşündüklerimiz ve inandıklarımız önemli değildir. Asıl önemli olanlar yaptıklarımızdır. John Ruskin
  27. "Elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz" demenin bir anlamı yoktur. Gerekli olanı yaparken başarılı olmak zorundasınız. Winston Churchill
  28. Olduğunuz yerde durarak ayağınızı sakatlamazsınız. Hızlandıkça ayağınıza birşey olmasının şansı artar ama biryerlere gitme şansınız da artar. Charles F. Ketterin
  29. Hiçbirşey yapmamak, yapılanların en yaygın olanıdır. Jerry Brown
  30. Eylemle sonuçlanmamış bir fikir pek birşey ifade etmez. Bir düşünce eseri olmayan eylemler de bundan farklı değildir. Georges Bernanos
  31. Yaptıklarımız bizi oluşturur, biz de yaptıklarımızı. George Eliot
  32. Yaşamın sırrı bilgili olmak değil harekete geçebilmektir. Thomas Huxley
  33. İş hayatının ruhu hızlı olmaktadır. Chesterfield
  34. Güne sarılın ve yarına mümkün olduğu kadar az güvenin. Horace
  35. Başarının formülündeki en önemli içerik insanlarla nasıl başedileceğini bilmektir. Theodore Roosevelt
  36. Başarılı kuruluşların keşfettiği gizli formül, müşterilere misafir ve çalışanlara insan gibi davranmaktır. Tom Peters
  37. Bir insanın birşeyi, şu ana kadarkine oranla daha iyi ve daha ucuza üretmesine izin verin, para akmaya başlayacaktır. Henry Ford
  38. Benim başarı konusunda bildiğim tek şey, başarmak konusundaki kararlılıkdır. William Feather
  39. Önemli biri olmanın bedeli sorumluluktur. Sir Winston Churchill
  40. Toplum içerisinde başarılı bir insan gördüğünde onu keyiflendiren şeyleri araştır ve eğer mümkünse onun sistemini uygula. Benjamin Disraeli
  41. Başarı ve başarısızlığımız, zihinsel durumumuzun bir sonucudur. İnsanlarla ve kendimizle ilgili olan düşüncelerimiz, insanlara ve kendimize karşı tavrımız...
  42. Dünya üzerinde başarılı olabilmek için, başarılı gibi görünmemizi sağlayan herşeyi yaparız. La Rochefoucauld
  43. Kendinize yatırım yapmalısınız fakat başarının olasılığını hesaplayamazsınız. Anahtar, kendinizi adamaktadır. Jack Hilton
  44. Başarı, herşeye hazırlıklı olmaktır ve hazırlıklı olmadığınızda başarısızlık kaçınılmazdır. Confucius
  45. Uyanıklık sadece özgürlüğün değil, başarının da gereğidir. Beecher
  46. Eğer daha başarılı olması için eğitilen bir insanın eğitimindeki bir aşamayı ben belirleyecek olsam, bu aşama hızlı bir gözlem alışkanlığının eğitimi olurdu. Bu hepimizin kusursuzlaştırmaya çalıştığı bir alışkanlık olmalıdır. Eugene G. Grace
  47. Benim sloganım konsantrasyondur. Fakat ondan önce dürüstlük ve üretim gelir. Andrew Carnegie
  48. Başarı istemek değildir. Jack Barringer
  49. Bir maytap, ampulden daha parlak bir ışık verebilir ama onu sokağınızı aydınlatmak için kullanamazsınız çünkü yeterince uzun süre yanmaz. Başarı için; kalıcık, parlaklıktan daha gereklidir. Richard Loyd Jones
  50. Başarı sözcüğünün köküne inerseniz, "sonuçlandırabilme" anlamına geldiğini bulursunuz. F. W. Nichol
  51. Bu hayatta tek ihtiyacınız, kendinize olan güveniniz ve reddebilme yeteneğinizdir. Mark Twain
  52. Başarının yüzde sekseni kendini gösterebilmektir. Woody Allen
  53. Para, övgüler ve tanıtımınızı düşünmekten vazgeçtiğiniz vakit, başarının en üst mertebesine ulaşmışsınızdır. Dr. O. A. Battista
  54. İş yaşamındaki başarı sanatının sırrı sıkı çalışmaktır, herşeyi ciddiyetle ele almak değil. Elbert Hubbart
  55. Başkalarından ileri görüşlü olmamın nedeni, devlerin omuzlarında olmamdır. Isaac Newton
  56. Başarı genellikle onun peşinden koşamayacak kadar meşgul insanların olur. Henry David Thoreau
  57. Eğer ilk defasında başaramadıysanız ortalamaya yaklaşıyorsunuz demektir. M. H. Alderson
  58. Başarılı insanlar sürekli uğraş içindedirler. Hata yaparlar ama vazgeçmezler. Conrad Hilton
  59. Başarıyı yakalamak için ya daha iyi bir tuzak kurun ya da neden yakalayamadığınızı görebilmek için daha büyük bir delik bulun. Edgar A. Shoaff
  60. Hizmet amaçlı işler başarıya, kar amaçlı olanlar ise başarısızlığa yöneliktir. Nicholas M. Butler
  61. Hiç birşey ayağınıza gelmez; en azından iyi olan hiçbirşey. Herşeyi gidip almanız gerekir. Charles Buxton
  62. Az kork, çok umut et; az ye, çok çiğne; az homurdan, çok nefes al; az konuş, çok anlat; az nefret et, çok sev ve en güzel şeyler seninle olsun. İskandinav Atasözü
  63. Başarı kazanmak için, bizi insanlara sevdirecek niteliklere ve kendimizi korkutacak hatalara ihtiyacımız vardır. Joubert
  64. Eğer yapabileceğinizi düşünürseniz, yapabilirsiniz. Yapamayacağınızı düşünürseniz, haklısınızdır. Mary Kay Ash
  65. Hayatta başarılı olmak; iyi bir ele sahip olmak deği, kötü bir eli akıllıca oynamaktır. Denis Waitley
  66. Doğru zihinsel bileşimi yakalamış bir insanı hiçkimse durduramaz; yanlış zihinsel bileşime sahip bir insana hiçkimse yardım edemez. W. W. Ziege
  67. Başarı, bilinçli olanları bulur. Başarısızlık ise umursamadan ve bilinçsizce yaşayanların peşinden ayrılmaz. Napoleon Hill
  68. Başarı, çalışanlarınızla iyi bir iletişim kurmak ve rakiplerinizin üstesinden gelmektir. Anonim
  69. Başarının üç öğesi : Yetenek, hırs ve iyi bir tatil. Charles Luckman
  70. Başarı başarısızlıkların olmaması değil, yüksek amaçlarınızın olmasıdır; her savaşı kazanmak değil sonunda kazanmaktır. Edvin C. Bliss
  71. Başarı, sıkı çalışmayla üstesinden gelinmiş başarısızlıktır. Jimmy Lyons
  72. Başarı, sıkı çalışma ve iyi dinlenmenin birleşimidir. Richard M. Nixon
  73. Başarı bir yolculuktur, yol değil. Ben Sweetland
  74. Başarı, gereken zamanda yapılan iyi yönetimdir. William E. Holler
  75. Sadece bir başarı vardır; hayatı istediğin gibi yaşayabilmek. Christopher Morley
  76. Gideceğiniz yeri bilmiyorsanız, vardığınız yerin önemi yoktur. P.Drucker
  77. Doğru yolda giden kaplumbağa eğri yolda giden yarış atını geçer. J. J. Rousseau
  78. Hiç kimse başarı merdivenine elleri cebinde tırmanmamıştır. Konfüçyüs
  79. Uçurtmalar, rüzgar kuvvetiyle değil, bu kuvvete karşı uçtukları için yükselirler. William Churchill
  80. Hırs bir teknenin, yelkenini şişiren rüzgara benzer. Fazlası tekneyi batırır. Azı da tekneyi olduğu yerde saydırır. Voltaire
  81. Şampiyon olmak demek, şampiyon gibi düşünmek demektir. Dennis Waitley
  82. Deha, insanın kendi ateşini yakmasıdır. J.Foster
  83. İnsanoğlunun içinde uyuyan güçler vardır. Kendisi bile şaşırır. Çünkü bu güçlere sahip olduğu aklından bile geçmez. Bu güçleri uyandırıp eyleme geçebilirse, o kişinin hayatında büyük bir devrim olurdu. Swette Marden
  84. Kendi omuzuna tırman. Başka nasıl yükselebilirsin ki! Nietzche
  85. Harikulade şeyler ancak içlerindeki bir şeyin koşulların üzerinde olduğuna inanma cesareti gösterenler tarafından yapılmıştır. Bruce Barton
  86. Kaplumbağaya dikkat et! Ancak kafasını çıkarıp risk aldığında ilerleyebilir. James B. Conant
  87. Harekete geçerken ilkel, plan yaparken stratejik olun. Rene Char
  88. Çok küçük bir başarı çok büyük bir plandan daha iyidir. Leon Duguit
  89. Küçük işleri iyi yapmak, büyük işleri daha iyi yapabilmeye giden yoldur. Anonim
  90. Küçük avantajların peşinden koşarken büyük başarılardan olabilirsiniz. Konfucyus
  91. Çok konuşan az iş yapar. Schiller
  92. Hayatınızı cesurca kabullenin, başarıya dönüştüğünü göreceksiniz. Emerson
  93. İktisatçı; dün öngördüğünün bugün gerçekleşmediğini yarın açıklayabilen kimsedir.
  94. Hayal gücü bilgiden daha önemlidir. Albert Einstein (1879-1955)
  95. Yüzeyde hazine bulamazsınız.
  96. Akıllı adam, aklını kullanır. Daha akıllı adam, başkalarının aklını da kullanır Bernard Shaw
  97. Yapılırken heyecan duyulmayan işler başarılamaz. Emerson
  98. Yapamayacağın şeylerin, yapabileceklerini engellemesine izin verme. John Wooden
  99. Sorun, ne kadar derine düşmen değil, düştükten sonra nereye zıplayacağındır.
  100. Yeterli zamanım yok deme... Pasteur, Michelangelo, Leonardo da Vinci'nin de günleri 24 saatti...
  101. Hakkıyla başlatılan bir girişim, gereken herşey kazanılana dek bırakılmamalıdır.
  102. Kolay kazanılan zaferler ucuzdur. Kazanmaya değer olanlar ise zorlu bir savaşın sonunda gelir.
  103. Başarı azim gerektirir; azim ise irade…Bazı hedefler; başarısız olmaya da değer...Gerçek başarı; başarısız olma korkusunu yenebilmektir...
  104. Başarı istediğini elde etmek, mutluluk ise elde ettiğini sevmektir...
  105. En büyük zaferimiz düşmemek değil, düştüğümüz zaman ayağa kalkmamızdır.
  106. Deneyip de başaramayanları değil, yalnızca denemeye bile kalkışmayanları yargıla.
  107. Eğer yaşamında hiç başarısızlık yoksa, yeteri kadar risk almamışsın demektir.
  108. Başarının gerçek ölçüsü, nelere sahip olduğun değil, nelerden vazgeçebileceğindir.
  109. Her başarısızlık, insanlara başarının şanstan başka bir şey olmadığını bir kez daha düşündürür.
  110. Ders alınmış başarısızlık başarı demektir. Malcomb S. Forbes
  111. Kim iyi yaşamış, bol bol gülmüş ve çok sevmişse başarıyı yakalamış demektir. Bessie Anderson Stanley
  112. Başarı bir işi %100 katlamak değil, 100 işi %1 bile olsa ilerletmektir.
  113. Zirveye çıkarken gördüklerine selam vermeyi unutma, inerken de aynı yolu kullanacaksın.
  114. Yükselmenin merdiveni 5 basamak; İyilik &Doğruluk&Çalışmak &Bilgi &Sevmek
  115. Başarı, sahip olduğun yeteneklerle nereye kadar çıkabildiğinle ölçülür. Anonim
  116. Her başarılı erkeğin arkasında, onunla gurur duyan bir karısı ve bu işe şaşakalmış bir kayınvalidesi vardır. Brooks Hays
  117. Başarı, yalnız sözlüklerde "çalışmadan " önce gelir. Anonim
  118. Kaybetmeyi ahlaksız kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an ama ötekinin vicdan azabı bir ömür boyu sürer.
  119. İlk seferde başaramazsanız, tekrar tekrar deneyin, sonra vazgeçin. Hemen vazgeçmek, aklını kullanmamaktan başka bir şey değildir.
  120. Yenilmek ama yinede teslim olmamak... Zafer budur.
  121. Bir günde ortaya çıkan başarıyı oluşturmak, yirmi yıl alır
 
http://www.ilimpenceresi.com/Detay-Basari,-Basarili-Olmak-Uzerine-Sozler-1149.html