25,000 sabah: Sabah rutininizi geliştirmenin 8 yolu
Yetişkinlik hayatımız boyunca yaklaşık 25.000 sabaha uyanıyoruz! Girişimci, seyahat fotoğrafçısı ve wellness blogger’ı James Clear ortalama bir insanın hayatı boyunca yaklaşık 25.000 yeni güne başladığını hesaplamış. Bu sabahların geliştirilmiş rutinlerle çok daha verimli hale getirilebileceğine inanıyor ve bu konuda neler yapabileceğimize dair fikirler veriyor.
25.000 sabah.
Dünya Sağlık Örgütü’nün hazırladığı bir rapora göre ortalama hayat beklentisi; refah seviyesi yüksek ülkelerde 80 yıl civarında gezinirken, Amerikalılar ortalama 79 yıl, Japonlarsa 86 yıl yaşıyor.
Bu figürlerle ve yetişkinlik hayatımızın 18 yaşında başladığı varsayımıyla kaba bir hesap yaparsak, 68 yıllık bir erişkinlik hayatımız olduğu sonucuna varıyoruz. ( 86-18=68 ). Tabii eğer şanslıysak, bu süre biraz daha uzun olabilir.
(68 yıl erişkinlik hayatı) x (365 gün) = 24,820 gün.
25,000 sabah! 25,000 kez gözlerimizi açıyor, günü karşılıyor ve ne yapacağımıza karar veriyoruz. Çoğu zaman sabahlarımızın öylece akıp gitmesine izin veriyoruz. Ama aslında birkaç etkili stratejiyle sabah saatlerinden daha fazla yararlanmak mümkün:
1.Zamanı değil enerjinizi yönetin.
Biraz durup düşünürseniz, muhtemelen belli işleri belli zamanlarda yaptığınızı fark edersiniz. Mesela kimilerinin yaratıcı enerjisi sabahları en yüksek seviyededir ve bu yüzden yazmak gibi yaratıcılık gerektiren işleri sabah yapmak iyi bir fikirdir. Mülakatlar, telefon görüşmeleri, e-maillerin cevaplanması gibi çok da fazla yaratıcı enerji gerektirmeyen işlerse öğle saatlerine bırakılabilir. İkindi vakti ya da akşamüstü ise kimileri için egzersizden en yüksek verimin alındığı saatler olabilir; dolayısıyla onlar için spora o zaman gitmek yine akıllıca olabilir.
Sabahları nasıl bir enerjiniz oluyor ve o enerjiye uyacak en iyi iş hangisi? Bunu düşünmek ve planları buna paralel yapmak mantıklı olabilir.
2. Günü bir gece önceden hazırlayın.
Her akşam birkaç dakikanızı bir sonraki günü organize etmek ve “Yapılacaklar Listesi”ni düşünmekle geçirebilirsiniz. Bu, o gününüzden 10 dakika alırken bir sonraki gününüzden saatler kurtarabilir.
3. E-maillerinize öğlene kadar bakmayın.
Kulağa basit geliyor ama bunu pek kimse yapmaz. Gelen kutusunu açma isteğine karşı koymak zordur. Ama bu, aslında birkaç saat bekleyebilir. Çünkü mail trafiğinin en yoğun olduğu saatler öğlen saatleridir. O yüzden bırakın e-maillerinizi birkaç saat için. Ayrıca gerçekten acil bir durum olsa bile (hastalık, ölüm gibi) bunu kimse size e-mail yoluyla söylemez merak etmeyin.
4. Telefonunuzu kapatın ve başka bir odada bırakın.
Ya da en azından görüş alanınızın uzağına koyun. Bu davranış sizi mesaj çekme veya Facebook’ta, Twitter’da zaman kaybetme eğiliminden kurtarır. Dikkatinizin dağılmasını ve işinizin yarım kalmasını engeller.
5. Serin bir odada çalışın.
Daha önce hiç sıcak bir odada ağır, halsiz, durgun hissettiğiniz oldu mu? Sıcaklığı biraz düşürmek ya da daha serin bir yere gitmek, zihnin ve bedenin odaklanmasını arttırmanın en kolay yollarından biridir.
6. Dik oturun.
Zihninizin iyi çalışmak için oksijene ihtiyacı var. Akciğerleriniz, vücudunuzu oksijenle doldurabilmek için genişleyebilmeli. Kulağa çok basit geliyor ama pek çok insan bilgisayar başındayken ya da yazarken iki büklüm oturur. İki büklüm oturduğunuzda göğsünüz daralmış durumda olur. Bu da kolay ve derin bir şekilde nefes almanızı engeller.
Dik oturmak sadece sırt ağrılarınıza ve genel sağlığınıza iyi gelmekle kalmaz, aynı zamanda çalışma veriminizi ciddi biçimde arttırır. Dik oturun ve daha kolay, daha derin nefesler aldığınızı görün. Sonuç olarak beyninize daha fazla oksijen gidecek ve daha iyi konsantre olacaksınız. Daha dik bir postur korumanıza yardımcı olacaksa, otururken sırtınıza küçük bir yastık koyabilirsiniz.
7. Yemeğinizi sıkı bir çalışmanın sonunda ödül olarak yiyin.
İnsanların bir günde ne kadar zamanını yemeyi düşünmeye ve planlamaya ayırdığını bir düşünün. Siz bunu yapmayın. Çalışırken ‘Öğlen ne yesem’i düşünmek yerine bütün konsantrasyonunuzu yaptığınız işe vermeye çalışın ve ancak sizin için önemli olan bir şeyleri hallettikten sonra keyifle yemeğinizi yiyin; yani sıkı çalışmanın bir ödülü olarak.
8. Günlük rutininizi başlatacak bir rutin geliştirin.
Kimilerinin sabah rutini büyük bir bardak soğuk su içerek başlar. Bazı insanlar gününü 10 dakikalık bir meditasyonla başlatabilir. Benzer şekilde sizin de gününüzü başlatacak bir dizi ritüelleriniz olsun. Bu küçük ritüeller iyidir; çünkü beyninize artık işe koyulmanın, spor yapmanın -ya da artık o an ne yapmanız gerekiyorsa onun yapılmasının- gerektiği sinyallerini gönderir. Bu küçük rutinler motivasyon eksikliğinin üzerinden gelmenize yardımcı olur. Zihninizi şartlandırdığınız için o an canınız istemiyor olsa bile o işe daha kolay başladığınızı göreceksiniz.
Çoğu zaman verimsiz, sağlıksız davranışlar bir gecede gelişmez. Verimsiz davranışlar, zaman içinde, yavaş yavaş üst üste eklenen alışkanlıkların bir sonucudur. Bugün bir sabahınızı çarçur edersiniz. Yarın öbürünü… İyi haberse, sadece verimsiz davranışların değil bütün davranışların öğrenilmiş alışkanlıkların sonucu olduğudur. Yani olağanüstü sonuçlara da yine basit günlük seçimlerinizin bir eseri olarak ulaşırsınız.
Jack LaLanne’yi düşünün. Jack LaLanne, 1914 doğumlu efsanevi Amerikalı bodybuilder, her sabah saat 4’te kalkıyor ve gününün ilk 90 dakikasını ağırlık kaldırarak geçiriyor. Daha sonra 30 dakika süreyle yüzüyor; yüzmediği günlerde de yine yarım saatlik bir koşuya çıkıyor.
Jack Lalanne rutinlerin ve ritüellerin gücüne fazlasıyla inanan biriydi ve 60 yıldan daha uzun bir süre, her sabahı bu rutinle geçirdi. Fitness dünyasında son 100 yılın en etkili sporcularından biri oldu ve 96 yaşına kadar sağlıklı bir şekilde yaşadı.
Sabahlarınıza yaklaşımınız bütün bir gününüze olan yaklaşımınızı belirler. Bugün yaşadığınız hayat, sahip olduğunuz sağlığınız ve geliştirdiğiniz işiniz büyük oranda yıllar boyunca tekrar etmiş ve tekrar etmeye devam eden seçimlerinizin sonucu.
Binlerce sabahınız var. Siz her biriyle ne yapacaksınız?
http://www.uplifers.com/25000-sabah-sabah-rutininizi-gelistirmenin-8-yolu/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder