1 Mart 2013 Cuma

HELLENİSTİK DÖNEM NEDİR ?

HELLENİSTİK DÖNEM:
Doğu Akdeniz ve Ortadoğu uygarlık tarihinde, Büyük İskender’in ölümü ile Romalıların Mısır’ı ele geçirmesi arasındaki dönem (M.Ö. 323-30). Bu dönem boyunca bir yandan Yunan kültürü yayılırken, bir yandan da Yananlar öteki halklarla karışmış, Yunan ve Doğulu öğeler iç, içe geçmiştir.

İskender’in ölümünden sonra birçoğu satraplık görevinde bulunan komutanlar kendi egemenlik alanlarını kurmak amacıyla uzun bir mücadeleye giriştiler. Kırk yılı aşkın bir süre boyunca (323-280) iktidar ve topraklar sık sık el değiştirdi. Bu çatışmalar sonucunda yeni bir monarşik yönetim biçimi ile bürokratik bir devlet yapısının, ortak dil Yunancanın kültürel bakımdan birleştirdiği çok sayıda halk kapsayan yeni bir uygarlığın temelleri atıldı. Helenistik dönemin başlıca üç egemenlik odağı, Yunanistan’ın kuzeyindeki Makedonlar, Filistin ve Anadolu’dan İran’a kadar egemen olan Selevkoslar ve merkezi Mısır’da bulunan Ptolemaioslardı. Bu güçler arasında sürekli bir güç dengesi kurulmuştu. Zaman zaman görülen savaşlar ve dış politika çatışmaları, özellikle Suriye sınırları, Küçük Asya ve Ege üzerinde yoğunlaştı. Yunanistan’da M.Ö.3. yüzyılda iki birlik ortaya çıktı: Orta ve Kuzey Yunanistan’da Aitolia, Sparta ve Elis dışında tüm Peloponnesos’ta Akhaia. Bu iki birlik birbirine karşı gitgide güçlendikçe Makedonya’nın konumu zayıfladı.

M.Ö.280-160 arasındaki dönem kültürel açıdan çok üretken oldu. Tarihçi Polybios, matematikçi Eukleides, gökbilimci Aristarkhos, Hipparkhos ve Selevkos, coğrafyacı Eratosthenes ile Poseidonios ve dil bilgini Dionysios Thraks bu dönemde yetişti. Felsefeye Epikurosçular ve stoacılar damgasını vurdu. “Milo Venüsü”, “Samothrake Nike’si” ve “Laokoon” gibi ünlü heykeller bu dönemde üretildi. Geniş kütüphanesiyle İskenderiye Müzesi (bugünkü anlamıyla müzeden çok, bir araştırma enstitüsü) bilginlerin ve yazarların toplantı yeriydi. M.Ö.3. yüz yılın ünlü Yunan şairi Kailimakhos, bu kütüpthanenin katalog sorumlusuydu. İskenderiye’nin yanı sıra başka yerlerde de önemli kütüphaneler vardı. Helenistik krallıkların çöküşü M.Ö.3. yüzyılın sonlarında başladı; M.Ö. 160’larda hızlandı. Illyrialı korsanları yenilgiye uğratan Roma, Adriya Denizinde egemenliği ele geçirirken Makedonya’nın da komşusu oldu. Art arda gelen savaşlar (M.Ö. 214-205, 200- 196, 171-168, 149-148) sonunda Makedonya ve Yunanistan’ı topraklarına kattı.

Bu dönemde Selevkoslar da yitirdikleri topraklar ve bağımlı halkların ayrılması yüzünden küçülmüştü. Selevkos Krallığı Mezopotamya ve Suriye’yle, ancak zayıf bir denetim altında tutulabilen doğudaki yedi “yukarı eyalet”ten ibaret kalmıştı. Karadeniz’in güney kıyısında güçlenmekte olan Pontus, VI. Mithradates Eupator’un yönetiminde büyüyen bir tehlike durumundaydı. Roma’nm harekete geçmesiyle üç Mithradates Savaşı’ndan sonra (M.Ö. 88-85, 83-82, 74-63) Selevkoslular ortadan kalktı. Suriye ve Bithynia (Pontus’un batısıyla birlikte) Roma eyaleti oldular; Armenia, Kommagene, Kapadokya ve öbür bölgelerde de imparatorluğa bağlı krallar başa geçti.

Ptolemaioslar egemenliğindeki Mısır da bu duruma boyun eğerek topraklarını birer birer Roma’ya bıraktı. Helenistik dönemin son perdesi, Mısır’ın Octavianus (sonradan Augustus) ve Marcus Antonius arasındaki iç savaşa sürüklenmesiyle noktalandı. Antonius ve Kleopatra’nın ölümünden sonra Mısır, Roma İmparatorluğu’nun eyaletleri arasına katıldı (M.Ö. 30).



http://cevaplar.mynet.com/soru-cevap/hellenistik-donem-nasil-olusmustur-aciklayiniz/200349

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder