Osmanlı Tarihi, Piri Reis Haritası
Kim çizmiş, Piri Reis kimdir, nasıl çizmiş, haritada neler var, isterseniz gelin bunları kısa kısa inceleyelim.
PİRİ REİS KİMDİR:
Asıl adı: Muhiddin. 1470 yılında, Karaman’da doğmuş. Amcası Kemal Reisin yanında, çocukluğundan başlayarak, bütün Akdeniz’de dolaşır. İspanya seferine katılıp, Cebelitarık’a kadar gider. Akdeniz’de görmediği, ayak basmadığı yer kalmaz. Amcasının ölümünden sonra, 1511 yılında, Oruç Reisin kaptanlarından biri olarak, Mısır’a gider. 1513 yılında, Barbaros kardeşlerle birlikte, Kuzey Afrika’ya ayak basar. Cezayir’in işgalinden sonra, Oruç Reis tarafından, dönemin sultanı, Yavuz Sultan Selim’e gönderilir. Yavuz’dan ” Deniz Albayı ” rütbesini alır. 1533 yılında, Barbaros Hayrettin Paşa, Kaptan-ı Derya olunca, o da Derya Sancak Beyi ünvanını alır. Maalesef, bu büyük coğrafya bilgini; 80 li yaşlarında, idam edilerek öldürülmüştür.
PİRİ REİSİN KİTAB-I BUHRİYYE (DENİZCİLİK KİTABI):
Piri Reis; 14 ncü yüzyılda, en büyük coğrafya bilgini olarak kabul edilmektedir. Büyük eseri, Kitab-ı Buhriyye’yi; yüzlerce harita ve krokiyle zenginleştirmiştir. Bu kitabında: Akdeniz’in bütün sahillerini, adaları, limanları ve kıyılarıyla birlikte tek tek ela almış, bu yerlerin meteorolojisini, iklim ve bitki örtüsü özelliklerini, büyük doğruluk ile kaydetmiştir. 1521 yılında tamamladığı, 4 ciltlik eserini ( her cilt 2000 sayfa) bazı düzeltmeler yaptıktan sonra, 1525 yılında Kanuni Sultan Süleyman’a sunmuştur. Eserde: Amerika kıtasının keşfinden bahsedilmekte ve dünyanın küre şeklinde olduğu açıkca belirtilmektedir. Eserin aslı: Topkapı Sarayındadır.
Piri Reis, kitabını; Çanakkale Geliboluda Kilitbahir kalesinde yazmıştır. Ve hatta, bugün bile; Gelibolu’da gerek Kilitbahir ve gerekse Çimenli kalelerinin mahzenlerinde, Piri Reis’in haritasının eksik bölümlerinin saklı olduğuna inanılıyor. Hatta; sırf harita değil, Piri Reis’in hazinesinin bile bulunduğu ve yine bu mekanlarda olduğu rivayet edilmekte. Çünkü: Piri Reis’in, son seferinde, üç gemi hazinesinin bulunduğu da, rivayet edilenler arasında. Bu hazinenin ise, Piri Reis’in, idamından önceki bir yıllık süreçte, adeta ofis gibi kullandığı Kilitbahir’de olabileceğini ihtimal verenler çok fazla. Çünkü: Piri Reis, Osmanlı Devletinde donanma komutanlığına davet aldığında, ganimetlerin kendisine, toprak ve vilayet yönetimlerinin ise Devlet-i Aliye’ye bağlanacağı konusunda anlaşma yapmıştı.
PİRİ REİS HARİTASI:
Harita: deve derisi üzerine çizilmiştir. 9 renkte boyanmış olan harika 86 cm. boyundadır. Üst kısmının genişliği 61 cm., alt kısmında ise 41 cm.dir. Haritada izdüşüm tekniği kullanılmıştır. Bir küre üzerine konulduğunda, haritanın, günümüzdekilerle birebir aynı olduğu görülür. Ancak; çizim için, havadan ölçüm yapılmasının zorunluluğu ortaya atılır. Peki: 500 yıl önce, kim yeryüzünün haritasını yapmak üzere, bir uçak kullanmış olabilir ki? Neyse, haritaya dikkatle bakılırsa, haritanın sağ kısmının, boydan boya kopmuş olduğu göze çarpar. Bugün: bu harita parçasının orjinali: Topkapı Sarayındadır.
PİRİ REİS HARİTASININ İÇERİĞİ:
Evet, haritanın en önemli özelliği: keşfinden yanlızca 21 yıl sonra, Amerika kıtasını: sıradağları ve zirveleriyle, kusursuz olarak çizmesidir. Harita 1513 yılında çizildiği için, bir kısım batılı bilim adamı tarafından, haritanın Cristof Kolomba ait olduğu iddia edilmiştir. Bu iddiaların hiçbir dayanağı yoktur. Çünkü: Kolomb, böyle bir harita çizmiş olsaydı, bunun bir örneğini, mutlaka kendi krallığına verirdi.
Ayrıca: Arjantin’den başlayarak, Güney Amerika kıtasının, Antartika’nın bir uzantısı olduğunu ortaya koymuştur. Cebelitarık boğazı, adeta uzaydan görünür gibi çizilmiştir. Haritaya, 22.5 derece eğim verilmiştir. Dünyanın yuvarlak olduğunu: 16 parçalı harita ile ispatlamıştır. Amerika Uzay Bilim Enstitüsü NASA’nın en son yayınlanan dünya fotoğrafları da, yerkürenin 16 genliğine atıf yaparlar.
Atlas Okyanusundaki adaların çoğu, doğru şekilde çizilmiş ve hatta yıldız koordinatları işlenmiştir. Okyanus rüzgarları, bugünkü hava akımlarıyla örtüşür şekilde haritaya işlenmiştir. Rüzgar alınan yönler bile, gemi maketleriyle şekillendirilmiştir. İlk kez, haritada, hayvan ve bitki figürleri kullanılmıştır. O coğrafyaların özellikleri yazılmıştır.
Ancak, yapılan incelemelerde, denizcilik kitabı ve haritalar üzerindeki yazıların, aynı elden çıkmamış olduğu tespit edilmiş. Eserler, aynı kalemden çıkmış. Ancak, çok önemli bir ayrıntı gizli kalmış. Şöyleki, o giz haritaya ün veren Amerika kıtasının hemen yanıbaşında idi. Haritanın, Güney Amerika’yı gösteren kısmında başlayan metinlerde kullanılan Osmanlıca yazı karekterleri, haritanın diğer kısımlarında ve denizcilik kitabında kullanılan yazılar ile uyumlu değildi. Yani: haritaya, ikinci bir el deymiş, tahrifat yapmış veya bu yazılar sonradan eklenmişti. Bir hattatın anlayabileceği fark, haritanın tahrif edildiğine veya haritaya eklemeler yapıldığını gösteriyor.
Peki; neden, haritanın sol tarafındaki yazılar farklı? İlginç olan şu: bu bölümdeki yazılarda; Avrupa denizcileri ve özellikle Kristof Kolomb övülüyor. Yani: övgü ifadeleri var. Ayrıca, bu eklemelerin bir telaş halinde, buraya eklendiği konusunda yaygın görüşler var. Bu eklentilerin ne zaman ve neden yapıldığı ise meçhul. Gelibolu’da, her iki kalede, Piri Reis’in bu denizcilik kitabını yazarken ve bu haritayı çizerken kullandığı hiçbir malzemenin günümüze intikal etmemesi de, ilginç, sır.
Yani: ortada muhteşem bir başarı var, ama beraberinde birçok sır ile birlikte. Haritanın nasıl çizildiği konusunda yeterli bilgi olmaması, sırlar demetinin ortadan kalkmasını engelliyor.
HARİTADAKİ SIRLAR ÜZERİNE VARSAYIMLAR:
Piri Reis’e geniş yer ayıran, Pravda gazetesi: onun haritaları sonucu, 10 bin yıl önce, Antartika’da insanların yaşadıklarını yazdı. Gazete: Şili kıyıları, And dağları ve Afrika’nın o döneme kadar görülmemiş şekilde ayrıntılı haritasının; Piri Reis’in haritasında yer aldığını belirterek, onun haritasında; keşfinden 300 yıl önce Antartika’nın ve 1958 yılında bulunan takımadaların da var” olduğunu yazdı.
Rus tarihçi Sergey Manukov:” Piri Reis’in 1513 tarihinde çizdiği haritanın benzerini hazırlamanın, ancak dünyanın uydudan çekilmiş fotoğrafları ile mümkün olabileceğini söyler. Rus uzman; aslında, haritanın da, fotoğrafa çok benzediğini, sanki bir uydu aracı, çizimi yapılan bölgenin üzerinde dolaşarak, fotoğraflarını çektiğini düşünür. Özellikle; Güney Yarımkürenin, inanılmaz ayrıntılı olduğunu söyler. Ayrıca; Piri Reis’in, trigonometri bilmeden, böyle bir harita hazırlamasının da olanaksız olduğunu söyler. Halbuki, trigonometri, 18 nci yüzyılda kullanılmaya başlanmıştır.
Evet, çok popüler bir iddiada şu idi: İsviçre’li yazar Erich Von Daniken, 1968 tarihinde yazdığı ” Tanrıların Arabaları ” kitabında, haritanın uzaylılar tarafından çizildiğini iddia eder.
Belirtmek istediğim son iddia ise, haritanın Peygamber tarafından çizildiği. Rus ve İngiliz bilim adamları, Türk denizcilik tarihinin önemli isimlerinden Piri Reis’in çizdiği haritada yer alan Antartika kıtasında, Milattan önce yaşamış bir uygarlığın izlerini, yaptıkları araştırmalar neticesinde doğrulamışlardır. Akıllara takılan soru, Piri Reis’in 500 yıl önce, bu bilgilere nasıl ulaştığı? Çok eski uygarlıklara ait haritaların, Piri Reis’in eline geçtiği ve bu haritalardan yola çıkarak, kendi haritasını çizdiği öne sürülüyor. Ama; kanıt yok.
Ünlü denizci, kaleme aldığı kitabında, bu kadar ayrıntılı haritayı, Süleyman Peygamberin çizdiğini ve ondan kendisine intikal ettiğini söylüyor. Hazreti Süleyman’ın ise, haritayı kuşlara ve cinlere çizdirdiğini söyleniyor.Çünkü; harita, bundan 500 yıl önce, kuşbakışı olarak çizilmiş. Ancak, Piri Reis, yine kitabında, Süleyman Peygamberden söz ederken, onun yanlızca haritaların piri olduğunu yazar. Evet; giz yani sır yine çözülemiyor.
SONUÇ:
Evet; bu haritalar nasıl çizildi. Yoksa; uzaylılar gelip, Piri Reis’i bir uçan daireye bindirip, dünya üzerinden, bu çizilen yerleri mi gösterdiler? Hayır. Asla, gösterseler bile, bu yerlerin, bu ölçüde hassasiyet ve titizlikle çizilmesi bence mümkün değil. Peki,nasıl? İşte bu sorunun yanıtı sanırım, Gelibolu’da.
Evet, Piri Reis’in sırları, Gelibolu’da saklı. Çünkü: uzun yıllar, bu iki kalede yaşadı. Araç, gereç, gözlem odası, eşya ve eserleri hep bu merkezdeydi. Burası, onun kara kutusudur. Ayrıca, mirasını bırakacağı bir varisi de yoktu.Bu nedenle: bence, gerekli tedbirler alınarak, gerek Kilitbahir ve gerekse Çimenlik kalelerinde, resmi kurumlar tarafından araştırma yapılmalı ve birşeyler elde edilmeye çalışılmalıdır. Böylece, bu büyük coğrafya bilgininin sırlarına belki ulaşılabilir. Hoş, ulaşılamasa da, bu insan, bizim geçmişimizden gelen bir insan, onun yaptığı ve coğrafya bilimine sunduğu bu muhteşemliklere sahip çıkmalıyız. Yoksa; Avrupalı bilim adamları; ürettikleri teorilerle, bu haritaların mahreçleri konusunda yarattıkları spekülasyonlarla, yakın zaman sonra, bu haritalardan Piri Reis’in ismini silerlerse şaşırmayın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder