16 Mart 2013 Cumartesi

Çileklerde besin elementlerinin faydaları

Çileklerde besin elementlerinin faydaları ve eksikliklerinde ortaya çıkan belirtileri -2-(Fe, Mn, B, Mo, Cl, Zn, Cu )

 
www.ahilerdiyari.com
 

7. DEMİR
Demir klorofil yapısında yer almamasına karşın klorofil oluşumunda oynadığı rol nedeniyle eksikliğinde ilk belirtiler yapraklarda ortaya çıkar. Pek çok biyokimyasal tepkimelerde görev alan enzimler demir ile aktive edilir. Protein sentezinde önemli bir role sahiptir. Elektron transferinin, yani enerji transferinde, görev alması nedeniyle birçok fizyolojik olay için çok önemli bir elementtir. Topraktan köklerle Fe+2 iyonu formunda alınır.

Resim 22. Taze yapraklarda damarların yeşil ancak damar aralarının sarararak beyaz renge doğru değişimi demir eksikliğinin en belirgin sonucudur.

Mobil bir element olmaması nedeniyle en genç yapraklardan itibaren belirtiler görülür. Renk ilk başta sarımsı yeşil renkte, sonra limon sarısı ve en son sarımsı beyaz renk olarak gelişir. Yapraktaki damarlar yeşil ancak damarların arasındaki bölgede renk değişimleri görülür. Bu renk değişimi çok belirgindir. En genç yapraklarda renk tamamen, damarlar da dahil olmak üzere, beyaz bir görünüm kazanabilir. Genelde, yaşlı yapraklar koyu yeşil özelliklerini kaybetmez.
Demir noksanlığının belirtileri, üreas, uracil, dichlobenil, paraquat, fluazifop-butyl gibi herbisidlerin uygulnaması durumunda da ortaya çıkabilir. Virüs hastalıkları ve bazı böceklerin olumsuz etkileri de benzeri bir görünüm yaratabilir. Aşırı toprak nemi özellikle hassas olan çeşitlerde demir alımına engel olur. Soğuk nemli ilkbahar ile sıcak, kurak yaz da da benzeri sonuçlar ortaya çıkabilir. Mevcut sözü edilen şartlar topraktaki demirden yararlanmayı engellemesi nedeniyle bu konuda dikkatli olunmalıdır. Toprakta yüksek pH düzeyi demir yarayışlılığını azaltır. Ağır, nemli ve kireçli topraklarda da bitkiler demirden yeteri kadar yararlanamaz. Toprakta aşırı bakır, mangan, çinko ve molibdenin bulunması demir alımında olumsuzluğa yol açar. Bazı çeşitlerde nitrat azotunun uygulanması bitkilerde demir eksikliğine yol açabilir. Bundan dolayı amonyum azotu ile gübreleme yapmak daha doğru olur. İyi bir teşhis için toprak şartlarının test edilmesi ve bunun yaprak analiz sonuçlarıyla karşılaştırılması gerekir.
Sorunun kaynağı toprak ise toprak şartlarının düzeltilmesi gerekir. Aşırı nemli bir topraksa sulama aralığı açılır. Sorun bu şekilde çözülmüyorsa drenaj kanalları açarak topraktaki fazla suyun taşınması sağlanmalıdır. Toprak pH sı yüksek se mutlaka gübrelemede toprak pH sını düşürecek gübrelerle (amonyum sülfat gibi) gübreleme yapılmalıdır. Demir eksikliği belirtileri gösteren çilek arazisinde her dikim sırasının her metresi için 1-2 g demir sülfat ya da 1000 bitkiye 150-300 g demir şelat ile gübreleme yapılmalıdır. Bunlar damla sulama sistemi ile de verilebilir. Yapraktan gübreleme yapılmak isteniyorsa 100 l lik tanklara 10-20 g demir sülfat eritilerek hazırlanan çözeltiden yapraklara püskürtülerek uygulanır. Yaprak uygulamasından çok hızlı sonuç alınabilir. Yaprak uygulaması sırasında bitkilerde zehirlenme görülürse uygulama miktarı düşürülmelidir.


Resim 23. Demir eksikliğinde yaşlı yapraklar yeşil formunu korur ancak taze yapraklar belirgin bir renk değişimi geçirir.

Resim 24. Demir eksikliği meyvelerde tam renk oluşumunu engeller. Meyvelerde genel bir beyaz renk hakimiyeti vardır.


8. MANGAN Bitkiler manganı topraktan Mn+2 iyonu formunda alırlar. Bitkilerde birçok enzimin çalışmasında önemli rol oynar. Yaklaşık 35 enzimin etkinleştirilmesinde görevi olduğu belirlenmiştir. Azotun indirgenmesi, karbonhidrat ve protein sentezi için çok önemli bir elementtir. Bu yüzden, eksikliğinde, en önemli belirtiler yapraklarda kendini gösterir. Bitkilerde suyun düzenini sağladığı gibi dona karşı mukavemetini de arttırır.
Bitkiler manganı topraktan Mn+2 iyonu formunda alırlar. Bitkilerde birçok enzimin çalışmasında önemli rol oynar. Yaklaşık 35 enzimin etkinleştirilmesinde görevi olduğu belirlenmiştir. Azotun indirgenmesi, karbonhidrat ve protein sentezi için çok önemli bir elementtir. Bu yüzden, eksikliğinde, en önemli belirtiler yapraklarda kendini gösterir. Bitkilerde suyun düzenini sağladığı gibi dona karşı mukavemetini de arttırır.
Mobil bir element olmadığı için ilk belirtiler genç yapraklarda kendini gösterir. Yapraklarda sarı bölgeler oluşur. Bu bölgelerin kenarları yeşil renkle çevrilidir. Sararma yaprak aralarında ortaya çıkar. Önceleri küçük olan lekeler genişler ve damarların daha belirgin görülmesini sağlar. Ana damarlar koyu yeşil olarak görülür. Damarlar arasında küçük noktacıklar halinde sarı noktalar oluşur. Bu küçük sarı noktalar daha sonra daha da gelişerek ve birleşerek büyük lekelere dönüşür. Çok ileri düzeyde yaprak kenarlarından içe doğru kurumalar görülür. Mangan eksikliği ilerlemiş bitkilerde genel bir cılızlaşma ve gelişmede gerilikler ortaya çıkar. Bitki köke yeteri kadar karbonhidrat ulaştıramadığı için köklerde de zayıflama görülür.



Resim 25. İleri düzey mangan eksikliğinde çilek yapraklarının kenarlarından içeriye doğru kurumalar göze çarpar.

Resim 26. Mangan eksikliğinin en belirgin etkisi yaprak yüzeyinde, damarlar arsında, küçük noktalar halinde sarı lekelerin oluşumudur.


Resim 27. Mangan eksikliğinde genç yapraklar üzerindeki çilli görünüm genel bitki formunda belirgin bir özellik kazanır.

Yüksek pH lı topraklarda mangan bitkiler tarafından yeteri kadar alınamaz. Bu yüzden yüksek pH lı topraklara mutlaka asitleştirici gübrelerle gübreleme yapılmalıdır. Fakat fazla asitli topraklarda aşırı mangan alımı nedeniyle bitkilerde mangan zehirlenmesi görülebilir. Bu tip topraklarda da pH nın yükseltilmesi ile ilgili uygulamalar yapılmalıdır. Kumlu ve hafif topraklarda mangan eksikliği görülebilir. Böyle topraklarda yıkanmayı engellemek için organik maddelerce zenginleştirilmelidir. Ancak organik maddece aşırı zengin topraklarda mangan eksikliği görülebilir. Aşırı Mg, Ca ve Fe mangan alımını azaltabilir. Toprağın nemli olması manganın yarayışlılığını arttırır, ancak sürekli nemli, ağır ve soğuk topraklarda mangan alımı azalır. Bu tip topraklarda toprağın hafifletilmesi, sulamanın azaltılması ve drenaj kanallarının açılması gerekir.
Toprakta mangan eksikliği belirlenmişse her bir sıra da bir metre uzunluk için 1-2 g mangan sülfat veya şelat uygulanabilir. Bunun yanı sıra 1000 bitkiye 150-300 g ölçüsüyle mangan sülfat veya şelat uygulanabilir. Şayet hızlı sonuç almak için yaprak uygulaması yapılmak isteniyorsa 100 L suda 10-20 g mangan sülfat eritilmelidir. Çiçeklenme ve meyve tutumu döneminde yaprak uygulamasından kaçınılmalıdır. Yaprak uygulamasından sonra bitkide zehirlenme belirtileri görülürse artık yaprak uygulaması yapılmamalıdır.

9. BOR Bor topraktan B(OH)3 (borik asit) ve B(OH)4- (borat iyonları) formunda alınır. Bor bitkinin aktif gelişme noktalarında (kök ve gövde uç meristemleri) hücre bölünmesinde önemli görevleri olan bir elementtir. Karbonhidrat, fenolik bileşiklerin ve nükleik asit sentezinde rol alması nedeniyle bitki gelişimi için zorunlu elementlerdendir. Çilekte meyve tutumunun sağlıklı gelişebilmesi için gereklidir. Çiçek tozunun çimlenme yeteneği bor mineralinin varlığıyla doğrudan ilişkilidir. Yeteri kadar bor minerali alamayan bitkilerde yeterli meyve tutumu ve gelişimi sağlanamaz. Bitki için çok az düzeyde yeterli olmasına karşın belirli düzeyin altına düşmesi bitkide generatif ve vejetatif gelişme noksanlığı ortaya çıkar.


Resim 28. Bor eksikliğinde çiçeklerin genel görünümleri oldukça kötüdür. Zayıf ve düzensiz çiçek oluşumu ile yapraklarda genel bir küçülme ve büzüşme kendini gösterir.

Resim 29. Bor eksikliği çeken çilek bitkisinde yapraklar küçülür ve sanki bir pervaneyi andıran görünüme sahip olur. Yapraktaki büzüşme nedeniyle normalden çok farklı bir görünüm oluşur.

Mobil bir element olmaması nedeniyle ilk belirtiler yeni çıkan yapraklarda kendini gösterir. Yeni çıkan yaprakların uç bölgelerinde yanıklık gelişmeye başlar. Yaprak gelişmeyi sürdürdükçe büzüşmeler ve kırışmalar kendini gösterir. Bu özelliği ile kalsiyum eksikliğinin belirtisine benzer. Ancak bor eksikliğinde yaprakların uç kısmı daha düz bir görünüme sahiptir. Hâlbuki kalsiyum eksikliğinde yaprak uçları belirgin bir şekilde büzüşmüştür. Uç yanıklığının peşinden yaprak kenarlarında kahverengileşme ve sararmalar belirginleşir. Sararmalar düzensizdir. Yapraklar ve yaprak sapları gevrekleşmeye başlar. Bor eksikliğinin ileri safhalarında uç gelişimi durur ve apikal meristemde ölümler ortaya çıkmaya başlar. Bor mineralinin eksikliği sadece yapraklarda kendini ele vermez. Çiçek ve köklerde de gözlenebilir. Çiçekler küçülür ve canlı görünümlerini kaybeder. Polen tozlarının çimlenme özelliği azaldığı için oluşan meyveler istenen şekilde değil, biçimsiz, küçük ve düzensiz bir şekle sahip olur. Birincil ve ikincil kök oluşumları engellenir. Bundan dolayı köklerde yeteri kadar gelişme olmaz. Kök gelişimindeki olumsuzluk bitkinin beslenmesini de olumsuz yönde etkiler.


Resim 30. Bor eksikliği meyvelerde, döllenme yetersizliğine bağlı şekil bozukluğu olarak ta ortaya çıkar. Meyvelerin albenisi kaybolmuş ve küçülmüştür.

Bor eksikliği phenoxy ve dicamba gibi herbisitlerin etkisine benzer sonuçlar vermesi, ayrıca kalsiyum eksikliğine benzer görünüm sergilemesi nedeniyle dikkatli olunmalıdır. Soğuk zararı ya da nemli kış veya ilkbahardan sonra ortaya çıkan aşırı sıcak ve kuru şartlar da benzeri bir görünümün oluşmasına yol açabilir.
Toprak pH sındaki yükseliş borun alınmasını engeller. Borun yarayışlılığı için en iyi pH 5-7 arasıdır. Organik madde bor yarayışlılığını arttırır. Topraktaki fazla kireç ise azaltır. Kumlu ve kolay drene olan topraklarda bor noksanlığı oluşabilir. Kuru hava ve düşük nem topraktan bor alımını azaltabilir. Düzenli bir sulama bor eksikliğini giderme de önemlidir. Bitkideki bor eksikliğini gidermek amacıyla önce bitkinin geliştiği şartlar dikkatle incelenmelidir. Gelişme şartları düzeltilmelidir. PH çok yüksekse mutlaka asitliği arttıran gübrelerle gübreleme yapılmalıdır. Bitkilerde hızlı sonuç almak amacıyla yapraktan püskürtmeyle gübreleme yapılabilir. Bunun için 100 L lik suya 10-30 g bor eritilerek yapraklara püskürtülür. Toprağa dikimden önce dekara 400-600 g boraks ilave edilebilir. Borun aşırı mevcudiyeti bitkilerde zehirlenmelere yol açabilir. Bundan dolayı uygulamalarda aşırıya kaçılmamalıdır. Toprak analiziyle eksikliğin düzeyi kolaylıkla belirlenebilir.

10. MOLİBDEN Molibden minerali topraktan MoO4-2 (molibdat) iyonu formunda alınır. Bitkilerde bazı enzimlerin yapıtaşında yer alır. Özellikle yaşamsal öneme sahip nitrogenaz ve nitrat reduktaz enziminde bulunması önemini arttırmaktadır. Molibdenin eksikliği azotun bitkideki etkinliğini de olumsuz yönde etkiler. Bitkiler tarafından çok az düzeyde alınır. Çileklerde molibden uygulamasıyla vitamin c ve şeker içeriğinde artışlar kaydedilmiştir.
Molibden eksikliği orta ve yaşlı yapraklarda ilk olarak kendini belli eder. Çilek yaprakları kenarlarından yanmış-kavrulmuş gibi bir görünüm kazanır. Yaprak kenarları içeriye doğru kıvrılır. Genç yapraklarda düzensiz bir sararma ortaya çıkar. Molibden eksikliğinin ilerlemesiyle yapraklarda genel bir küçülme göze çarpar. Çoğu kere azot eksikliğinin belirtileri ile karıştırılabilir. Molibden eksikliğinin en belirgin özelliğinin yaprak kenarlarının içe doğru kıvrılması olduğu unutulmamalıdır. Halbuki azot eksikliğinde yaprak kenarları kahverengileşir ancak içe doğru kıvrılma olmaz.


Resim 31. Molibden eksikliğinin çilek yapraklarındaki en bariz etkisi yaprak uçlarından içeriye doğru hafif kurumalar eşliğindeki kıvrılmalardır.

Toprak pH sındaki aşırı düşüşler (<5) molibden alımını engeller. Bu tip topraklarda kireçleme en iyi çözümdür. Bu molibdenin yarayışlılığını arttırır. Şayet toprak molibdence fakirse bu tip topraklara molibden uygulaması yerinde olur. Ayrıca çok hızlı sonuç alınmak isteniyorsa yapraklardan molibden uygulaması da yapılabilir. Bunun için molibdenli mikro element gübreleri kullanılabilir. Arazi uygulamalarında da molibdat esaslı (amonyum molibdat, sodyum molibdat gibi) gübreler uygulanabilir.
11. KLOR
Bitki kökleri tarafından Cl- iyonu formunda alınır. Fotosentezde kullanılan bir elementtir. Ayrıca bitkinin su düzenini sağlar. Osmotik basınç üzerindeki etkisi nedeniyle bitkinin su stresine daha mukavim olmasını sağlar. Osmotik basıncı K+ iyonu ile uyumlu çalışarak düzenler. Yeterli düzeyde klor alan bitkilerin su içeriğinin diğerlerine göre daha iyi düzeyde olduğu belirlenmiştir. Klor bazı enzimlerin yapısında bulunması nedeniyle fizyolojik olaylarda rol alır.
Klor eksikliğinden çok klor fazlalığından dolayı ortaya çıkan belirtiler daha çok gözükür. Klor azlığında yapraklar ve yaprak sapı cılız, zayıf ve eriyormuş gibi bir görünüm ortaya çıkar. Yapraklarda sararmalar görülür. Bitki kökler küt uçlu olur ve çok fazla saçaklanır. Klor fazlalığında tuz zararına benzer bir sonuç ortaya çıkar. Yapraklar kenarlarından itibaren kurumaya ve kavrulmaya başlar. İleri safhalarda yaprağın tamamı kurur. Yapraklar kopmaya eğilimli olur. Çilek bitkisi tuza ve kloride karşı çok hassas türler arasında yer alır. Bu yüzden eksikliğinden ziyade fazlalık yani toksik etkiler görülür.

Resim 32. Çilek bitkisi klor eksikliğinden çok klor fazlalığına ait belirtiler gösterir. Klor zehirlenmesinde tuz zararına benzer bir kuruma oluşur. Yapraklarda belirgin kuruma bölgeleri oluşur ve kolayca gövdeden kopar.

Çilek bitkisindeki klorid fazlalığına karşı hassasiyeti olması nedeniyle topraktaki tuzluluk konusuna çok iyi eğilmelidir. Genel olarak çilekler, verim kaybı olmadan, topraktaki 350 ppm e kadar Cl- iyonuna mukavemet gösterebilmektedir. Daha fazlası bitkilerde verim kayıplarına yol açar. Klorid eksikliği belirlenmişse toprağa sodyum klorid, potasyum klorid ve kalsiyum klorid gibi gübrelerle gübreleme yapılabilir. Ancak gübreleme yaparken toprakta tuz birikimi olabileceği tehlikesini mutlaka göz önünde bulundurmalıdır.
12. ÇİNKO
Bitki kökler tarafından Zn+2 iyonu formunda alınır. Bitki tarafından çok az düzeyde ihtiyaç duyulmasına karşın oldukça önemli görevleri olan bir elementtir. Enzim aktivitesinde oynadığı rol nedeniyle protein, karbonhidrat ve oksin metabolizmalarında çok önemli bir elementtir. Protein ve oksinin öncül maddelerinden olan tryptophane nın sentezinde gerekli bir elementtir.
Eksikliğinde en belirgin görüntü genç ve henüz olgunlaşmamış yaprakların kenarları boyunca yeşil bir halenin oluşumudur. Oluşum yaprak kenarlarındaki dişlerin sınırları boyunca ilerler. Ayrıca bu yaprakların ayası dar ve uzun bir görünüm sergiler. Damarlar arası sarı, damarlar ise yeşil yada kırmızı renklidir. Yaprak cılız ve zayıf bir görünüme sahiptir. Meyve sayısında düşüş göze çarpar. Bazı kereler meyve iriliği değişmez, ancak çoğu kere meyve iriliğinde de küçülmeler gözlenir. Çinko eksikliğinde indol asetik asitin yeteri kadar oluşmamamı nedeniyle büyüme ve gelişmede sorunlar ortaya çıkar. IAA tin azlığı aşırı biriken absizik asit nedeniyle polen tozlarında gelişim sorunlarına yol açar. Bundan dolayı meyvelerde küçülme göze çarpar.

Resim 33. Soldaki yaprakta henüz başlangıç dönemindeki çinko eksikliği görülmektedir.

Eksiliği topraktaki miktarında olabileceği gibi çeşitli etkenler nedeniyle yarayışlılığındaki azalışla da oluşabilir. Toprakta aşırı Cu, Fe ve Mn bulunuşu çinko alımını engelleyebilir. Toprak pH sının 7 den büyük olması da yarayışlılığı üzerinde olumsuz etkiye sahiptir. Aynı olumsuz etkiye aşırı kireçli topraklarda neden olabilir. Topraktaki fosforun fazlalığı çinkonun eksikliğini daha belirgin hale getirebilir. Kumlu topraklarda çinko azlığı oluşabilir. Bundan dolayı bitki yeteri kadar çinkoyu alamayabilir. Aşırı nemli, soğuk ve ağır topraklarda da çinko yarayışlılığı azalır.
Çinko eksikliğinin belirtilerine benzer görünümler bazı yabancı ot ilaçlarının uygulamasından sonrada ortaya çıktığı unutulmamalıdır. Yine aynı şekilde serin ve nemli ilkbahar günlerinde ve düşük toprak sıcaklığı şartlarında da çinko eksikliğine benzer bir görünüm oluşabilir. Şartlar ortadan kalktığında bitki görünümleri de normalleşir.


Resim 34. Yaprak kenarlarındaki sınır boyunca gelişen yeşil bölge ve iç bölgelerdeki sararma çinko eksikliğinin belirgin bir görüntüsüdür.

Resim 35. Çinko eksikliğinde damarlar koyu yeşil ya da kahve renkli olurken damarlar arasındaki bölge sarıya dönmüştür. Çinko eksikliğinin demir eksikliğinden ayıran en önemli fark ise yaprak kenarlarındaki yeşil halenin oluşumudur.

Çinko eksikliği, toprakta yeteri kadar bulunmadığı için mi yoksa diğer şartlar nedeniyle bitkinin mi yeteri kadar alamadığı konusu iyi değerlendirilmelidir. Bunun için iyi bir toprak ve yaprak analizine ihtiyaç vardır. Şayet toprak şartları kötüyse bunun derhal düzeltilmesine girişilmelidir. Toprak pH sı yüksekse, toprağı asitlendirecek gübrelere öncelik verilmelidir. Toprak ağır ve nemliyse, ahır gübresi ve kum uygulamalarıyla hafifletilmelidir. Aşırı nemden kurtulmak için drenaj kanalı açılmalı ve sulama aralıkları geniş tutulmalıdır.
Çinko noksanlığına karşı en hızlı sonuç yaprak uygulaması ile alınır. Bunun için 100 L lik suda 20-40 g çinko sülfat eritilerek uygulama yapılır. Ancak bu uygulama yeni yapraklarda, çiçeklerde ve meyvelerde zarara yol açabilir. Bu durum ortaya çıktığında yaprak uygulamasından derhal vazgeçilmelidir. Dikimden önce çinko sülfat veya şelat toprağa verilebilir. Bir metrelik dikim sırası için 1-3 g, ya da 1000 bitkiye 150-450 g hesabıyla çinko sülfat toprağa verilebilir. Bu direkt toprağa olabileceği gibi yağmurlama veya damla sulama yöntemiyle de verilebilir. 13. BAKIR
Bitki kökleri tarafında Cu+2 iyonu formunda alınır. Bakır bitki tarafından çok az düzeyde alınır. Ancak önemli fizyolojik olaylarda yer alması nedeniyle önemli bir elementtir. N fiksasyonunda ve kalsiyum alımında oldukça önemli bir rolü vardır. Kloroplastların yapısında bulunması nedeniyle de fotosentez için gerekli bir elementtir. Karbonhidrat, azot ve lipit metabolizmasındaki görevi nedeniyle bitkideki vazgeçilmez elementlerdendir.
İlk belirtiler genç yapraklarda ortaya çıkar. Özellikle çileklerde yaprak ucundan itibaren içeriye doğru kahverenginden beyaza doğru renk değişimi göze çarpar. Fotosentezde oynadığı rol nedeniyle yapraklarda zayıflama, cılızlaşma ve kıvrılma gibi belirtiler gösterir. Yapraklardaki damarlarda yeterli ligninleşme olmamamsı nedeniyle solgun bir görünüm kazanır. Kimi yapraklarda beyazlaşmalar ortaya çıkar. Ayrıca gelişme noktalarında ölü bölgelerin oluşması nedeniyle bitki yeteri kadar sağlıklı gelişemez.


Resim 36. Çilek yapraklarında uç bölgeden içeriye doğru kahverengi görünümün beyaza doğru dönmesi bakır eksikliğinin ciddi düzeylere eriştiğini gösterir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder