21 Mart 2013 Perşembe

Güneşin Zararlı Etkilerine Dikkat!

Güneşin Zararlı Etkilerine Dikkat!


D vitamini sağlamak, ısı ve ışık yaymak, insanları psikolojik açıdan olumlu etkilemek gibi sayısız yararı bulunan güneşin bir o kadar da zararlı etkisinden söz etmek mümkün. International Hospital Dermatoloji Uzmanı Prof. Dr. Orhan Baransü, bu zararlı etkileri ve korunma yollarını anlatıyor.

Güneşin dost yüzü
Güneş ışınları, ruhsal açıdan rahatlatıcı etkiye sahip olmasının yanı sıra D vitamini takviyesiyle de bünye için son derece yararlıdır. Güneş ışınlarının cilt üzerine olumlu etkisinden söz etmek pek mümkün değilse de, tedavi amaçlı kullanıldığı bir gerçektir. Ekzema gibi bazı kaşıntılı deri hastalıklarında, sedef hastalığı, lenfoma denilen bir grup habis hastalığın deriyi tutan tipinde, güneş ışınlarının tedavi amaçlı kullanımına başvurulabilir.

Derinin kendini koruma yolu: Bronzlaşma
Yeryüzüne ulaşabilen iki değişik dalga boyu mor ötesi ultraviole ışını (UV) bulunmaktadır. Kısa dalga boylu olup, yakıcı etki eden ve kanser hastalığına neden olduğu düşünülen UVB ve uzun dalga boylu olup bronzlaştırıcı etkisi olan UVA. Sağlıklı bronzlaşma tabiri, UVA ışınlarıyla oluşan bronzlaşmadır. Burada asıl sorun, bronzlaşma sürecinde kendini gösterir. Bronzlaşmanın gerçekleşebilmesi için UVA ışınlarının derinin en duyarlı bölgesi olan üst deri veya deri sınırındaki renk hücrelerini uyarması gerekir. Bu bölgedeki uyarıyla, bünyede renk maddesi yani melanin yapımı artar ve deri bu yolla kendini korumaya çalışır. Yani bronzlaşma, derinin kendini zarardan koruma çabasıdır. Bu çaba, hiçbir zaman tümüyle yeterli olmaz ve bronzlaşma sırasında derinin zarar görmesi kaçınılmazdır.

Güneşin zararı uzun vadede görünür
Güneş ışınlarının zararlı etkisi uzun süre kendini göstermez, ancak bir gün gelir ve deride ani çöküş başlar. Bozulmanın ana bölgesi üst deri, deri sınırı ve bu bölgelerde hedef olan, elastikiyeti sağlayan lifçiklerdir. Bronzlaşma deriyi yaşlandıran, kırıştıran başlıca etkenlerden biridir. Solaryumda, yanıktan korunarak güneşte bronzlaşmanın estetik açıdan kişinin kendisini güzel bulması, dolayısıyla kendini iyi hissetmesi dışında herhangi bir yararı yoktur. Aksine, aşırı zararı vardır. Yaşlı ancak güneşe pek çıkmayan insanların derileri buna çok iyi örnektir. Açıkta kalan yerler yaşlıdır, kapalı yerlerdeyse genç bir deri vardır.

Güneş ciltte lekelenmelere sebep olabilir
Ayrıca bazı renk bozuklukları, güneş yanığı sonrası tam iyileşme gerçekleşmeden tekrar güneşlenme neticesinde kendini gösteren, çiller buna iyi bir örnektir. Bunun dışında parfüm gibi maddeler de renk bozukluklarına yol açabilir. Güneşe fazla maruz kalan yerlerde örneğin bacaklarda, diz altında, kollarda deri hasarına bağlı beyaz lekeler gelişebilir.

Güneş, kanser riskini artırabilir ve alerjilere sebep olabilir
Benlerdeki renk hücresini uyaran dalga boyu UVAdır. Ayrıca özellikle ilk 10 yılda karşılaşılan ağır güneş yanıkları, ileriki yaşlarda kanser riskini artırmaktadır. Bozuk deride birçok deri kanserinin oluştuğu bir gerçektir. Bazı ilaçlar güneş ışığına maruz kaldığında alerjik reaksiyon riski taşımaktadır. Örneğin, Tetrasiklin bu gruba dahil edilebilir. Bunun yanı sıra yerel bazı antiseptikler, örneğin Eosin (Amerikan Tentürdiyotu) vücutta şiddetli reaksiyonlara neden olabilir. İncir sütü gibi bazı bitkilerin özsuları, güneş ışınlarıyla birleştiğinde şiddetli alerjik veya toksik reaksiyonlara neden olabilir. Ayrıca, parfümler, çay ağacı ekstresi gibi aromatik aminler de benzer şekilde cilde etki ederek, çeşitli lekelere neden olabilir. Bunların dışında nedeni bilinmeyen güneş alerjilerine de rastlamak mümkündür. Bazı insanlarda tüm yaz boyu güneşe çıktıklarında kaşıntılar ve kabartılar meydana gelir bazılarındaysa bu durum bronzlaşınca geçer.

Güneşle nasıl dost olmalı?
Açık tenliyseniz daha fazla dikkat edin. Açık tenli, açık ve renkli gözlü olanlarla kızıl saçlılar kesinlikle bronzlaşmaya çalışmamalıdır. Bunlar yüksek faktör koruyucularla, beta karoten alarak en az zararla yaz mevsimini atlatmalıdırlar.

Işınların dik geldiği saatlerde güneşe çıkmayın
45°’den yatık güneş ışığına çıkmak prensip edilmeli ve suyla temas esnasında koruma olmadığı unutulmamalıdır. Beton, kum, kar gibi yansıtıcı yüzeyler güneş ışınlarının etkisini artırır. Yine rüzgâr, kurutucu etkisi nedeniyle yanık riski oluşturan bir özelliğe sahiptir. Unutulmaması gereken bir faktör de, yüksek rakımlarda yakıcı etkinin arttığıdır.

Koruyucu şapkalar kullanın
Koruyucu şapkaların siperlerinin en az 10 cm olması gerekir ancak bu siperler kişiyi yansıyan ışınlardan korumaya yetmez. Giysiler hiçbir zaman tam koruyucu sayılmazlar bu nedenle cilde koruyucu krem sürmek gerekir.

Koruyucu kremleri bilinçli kullanın
Koruyucu kremler güneşe çıkılmadan yarım saat önce sürülmeli, her 3 saatte bir tekrarlanmalıdır. Suyla temas ettikten sonra veya aşırı terleme sonrasında tekrar sürülmelidir. Koruyucu krem seçilirken aşırı yağlı kremlerden kaçınılmadır. Terlemenin vücut ısısını düşürme aracı olduğunu unutmamak gerekir. Teri engelleyen yağlı kremler sıcak çarpmasına neden olabilir. Bu konu özellikle çocuklar ve hareketli gençler için oldukça önemlidir. Böyle bir durumla karşılaşıldığında sık sık soğuk duşa girilip, sıcak çarpması önlenmeye çalışılmalıdır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder