Vücuda ait
kişisel temizlik ile pek çok hastalığın önüne geçilmektedir. Birkaç örnek vermek
gerekirse; ishalli hastalıklar, soğuk algınlıkları, cildin mikrobik
hastalıkları, cildin mantar, uyuz ve bitlenme gibi parazitlerle oluşan
hastalıkları ve bazı allerjik hastalıklar sayılabilir. Uygun vücut temizliği bir
çok deri sorununu ve hastalığını önleyici ve ortadan kaldırıcı bir
önlemdir.
Kişisel temizlik
alışkanlıklarının önlediği diğer bir sorun vücut kokusudur. Vücut kokusu vücut
yüzeyinde bulunan mikropların (bakterilerin) teri parçalamasına bağlı olarak
meydana gelmektedir. Koku meydana getiren vücut bölgeleri öncelikle ayaklar,
kıl köklerinin yoğun olduğu kasık ve koltuk altlarıdır. Her gün banyo
yapılamadığı durumlarda koltuk altı önce sabunlu bir bezle, sonra su ile iyice
silinmeli ve temizlenmelidir. Deri üzerine daha sonra bir deodorant veya ter
önleyici uygulanabilir. Deodorantlar kokuyu sadece maskelerler. Bu nedenle
temizlik aracı olarak değil, geçici bir uygulama olarak değerlendirilmelidirler.
Giysilere sinen ter kokusu, beden temizliği yapılsa bile, aynı giysinin
temizlenmeden tekrar kullanılması halinde kalıcı olur. Özellikle sık yıkanmayan
kalın kazaklar kullanılırken bu nedenle özen gösterilmelidir. Vücudun terleme
oranının artması kokunun da artması anlamına gelecektir. Ancak insan bir süre
sonra kendi kokusuna duyarsızlaşır. Yoğun bedensel çalışma vücuttan çıkan ter
miktarının artmasına neden olmaktadır. Bedensel etkinliği fazla olmadığı halde,
bazı bireylerin ter bezi salgısı fazla olabilir. Bu durum ergenlik ve menapoz
durumlarında özellikle ortaya çıkabilir.
Kaynak: http://www.bilkent.edu.tr/~bilheal/uremesagligi/cilt.html
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder