Birinci Dünya Savaşı Ve Osmanlı'nın durumu
Dünyanın büyük devletlerinin Avrupa’da
Ortadoğu’da
Afrika’da ve
Uzakdoğu’da geniş bir alanda ve açık denizlerde
o zamana kadar
görülmemiş büyüklükte ve uzun süreli savaşına I. Dünya Savaşı denilmektedir. I.
Dünya Savaşına yol açan sebepler şunlardır:
1-Ekonomik Rekabet ve Sömürgecilik:
Sömürge edinme ve dış yatırımlarla gelişen ekonomik rekabet
savaşın en önemli
sebeplerinden biridir. Sömürgecilik anlayışı
Rönesans’tan sonra
Sanayi İnkılabı ile önem kazanmış
ham madde ve Pazar
arayışı gelişmemiş
ham madde
kaynakları zengin ülkelerin sömürge olarak kullanılması arzusunu kamçılamıştır.
Öncülüğünü İngiltere’nin yaptığı sömürgecilikte İngiltere’yi Fransa
Belçika
Hollanda
Almanya
Rusya gibi ülkeler
izlemiştir. Sömürgecilik kervanına ABD’nin de katılmasıyla sömürgecilik anlayışı
Pasifik Okyanusuna da egemen olmuştur. Bunun yanı sıra büyük devletlerin çeşitli
ülkelerde maden
demiryolu
deniz işletmeleri
vb dış yatırımları da
vardır.
2-Avrupa’da Alman-Fransız; Balkanlar’da Rus-Avusturya Rekabeti:
Avrupa’daki Alman-Fransız anlaşmazlığı savaşın diğer bir nedenini oluşturmaktadır. Alman milli birliğinin kurulması aşamasında Almanlar Fransızları yenmişler ve yer altı kaynakları açısından zengin Alsace-Lorraine’i Fransa’dan almışlardır. Bu tarihten itibaren Fransızlar bunu milli bir mesele haline getirmişlerdir.
Diğer yandan Balkanlar’da da Rusya ile Avusturya arasında çekişme vardır. Akdeniz’e açılmak isteyen Rusya
Panislavizm
politikasıyla Balkanları nüfuzu altına almak istemektedir. Aynı şekilde
Avusturya’da Balkanlar’da hakimiyet kurmak istemektedir. Çıkar çatışması bu iki
devlet arasında şiddetli rekabete yol
açmaktadır.
3-Milliyetçilik:
1789 Fr. İnkılabı ile ortaya çıkan milliyetçilik fikri
milli devletler
kurma düşüncesini geliştirmiş
bu anlayış daha
sonra da Avrupa milletlerinin benimsediği kendi milletini üstün görme
politikasının kaynağı olmuştur. Panislavizm
Pan-Germenizm gibi
milliyetçi akımların ortaya çıkması bu anlayışın ürünüdür.
1-Osmanlı Topraklarının Paylaşılması İsteği:
Osmanlı toprakları üzerindeki nüfuz mücadelesi ve ileride “Hasta Adam” ın mirasının ne şekilde paylaşılacağı meselesi
I. Dünya Savaşına
yol açan bir diğer önemli nedendir. XIX. Yüzyıl başlarındaki Rus
İngiliz
Fransız
rekabetine
yüzyılın sonlarında
Almanya’nın da katılması bu rekabeti hızlandırmıştır.
2-Hızlı Silahlanma-Militarizm:
Milli birliğini oluşturan Almanya kısa sürede sanayileşmiş ve sanayisinin bir kısmını savaş sanayiine yöneltmiştir. Alman Krupp fabrikalarında büyük toplar
diğer ülkelerini
yaptıklarından farklı silahlar yapılırken
tersanelerinde
denizaltılar ve savaş gemileri yapılmakta idi. Almanya’nın bu davranışı
diğer Avrupa
devletlerini de silahlanma yarışına yöneltmiştir. Bu da militarizmin
güçlenmesine ve yönetenlerin yönettikleri halkı savaşa özendirmelerinde etkili
olmuştur.
3-Bloklaşma:
Almanya milli birliğini kurduktan sonra
dış politikada
farklı bir yol izlemiştir. Alman milli birliğinin kurucusu Bismarc
Almanya’yı
Avrupa’nın karada en güçlü devleti haline getirmek arzusundadır. Bismarc’in bu
arzusunu gerçekleştirmesini engelleyecek tek güç Fransa’dır. Çünkü Alman milli
birliği kurulurken Fransızlar
Almanlara
yenilmişlerdir.
Bismarc
Fransa’nın en kısa
sürede kendisini toparlayacağı ve Almanya’dan bu yenilginin intikamını almaya
çalışacağı inancındadır. İşte bu inanç Almanya’yı güçlü devletle Fransa’ya karşı
Almanya’nın yanına çekme arayışına yöneltmiştir. Böylece dünya devletleri
arasında ilk kez gruplaşma hareketi başlatılmıştır. 1860-1890 yılları arasında
yapılan antlaşmalarla Almanya
Ç.Rusya’sı
Avusturya-Macaristan’ı yanına almıştır. Bu birliğe “Üçlü İttifak” adı
verilmiştir. İtalya da daha sonrada Üçlü İttifaka katılmıştır. 1890’a kadar Üçlü
İttifak da her hangi bir çözülme yaşanmamıştır.
1890’da Almanya’da bir taht değişikliği yaşanmış yeni imparatorla Başbakan Bismarc arasında dış politikada ciddi görüş ayrılıkları yaşanmaya başlamış
bu yüzden de
Bismarc başbakanlıktan istifa etmiştir. II. Wilhelm döneminde Almanya
Ç.Rusya’sının kendi
yanında yer almasını gereksiz görmüş ve 1890’da Ç.Rusya’sı ile süresi dolan ve
yenilenmesi gereken antlaşma yapılmayarak
Rusya
devletlerarası alanda Almanya’nın karşısına itilmiştir.
Bu durum Rusya’yı 1894’de Fransa ile anlaşmaya yöneltmiştir. Bu birlikteliğe İngiltere’nin de katılmasıyla Üçlü İttifaka karşı “Üçlü İtilaf” bloğu oluşturulmuştur. Zamanla bloklar arasındaki ekonomik rekabet
silahlanma yarışı
gerginlik yaratmış
bu gerginlik de I.
Dünya Savaşının çıkışında etkin rol oynamıştır.
I. Dünya Savaşı’nın Başlaması-Gelişmesi
Osmanlı Devleti’nin Savaşa Girmesi
Osmanlı Devleti birkaç asır süren Gerileme Döneminde
özellikle de son
yıllarda devletler arası alanda yalnızlığa itilmiştir. Büyük devletler açısından
bir güç olarak görülmemektedir. Buda Osmanlı Devleti’ni
dünyada
gruplaşmalar hızla sürerken
ittifak
yapabileceği bir ülke bulabilme sıkıntısına sokmuştur. Üçlü İtilaf grubu
Osmanlı Devleti ile
ittifak yapmaya sıcak bakmamakta
Osmanlı Devleti’nin
ittifak yapmak zorunda bırakıldığı Üçlü İttifak grubuna dahil olmak ise Osmanlı
Devletine sıcak gelmemektedir. Osmanlı Devleti’nin Üçlü İtilaf devletlerine ayrı
ayrı yaptığı ittifak tekliflerini reddedilmesi
Osmanlı Devletini
yalnız kalmamak için Almanya’nın dahil olduğu Üçlü İttifak ile anlaşmaya mecbur
etmiştir.
Artık Avrupa’da bu gerginliği savaşa dönüştürecek bir kıvılcım beklenmektedir. Avusturya-Macaristan veliahdının Saraybosna’yı ziyareti sırasında bir Sırplı tarafından öldürülmesi ile beklenen bu kıvılcım çıkmıştır. Bu olayın intikamını almak için Sırbistan’a savaş açmaya karar veren Avusturya-Macaristan
müttefiki Almanya
tarafından cesaretlendirilmiştir. Böylece I. Dünya Savaşı Avusturya-Macaristan
ile Sırbistan arasında başlamıştır. Rusya’nın Sırbistan’ı yalnız bırakmamak
amacıyla savaşa katılması
Almanya’nın da
Avusturya-Macaristan’ın yanında savaşa girmesini kaçınılmaz
kılmıştır.
Almanya savaşa katıldığını dünyaya ilan etmeden önce
2 Ağustos 1914
gecesi İstanbul’da üst düzey İttihat ve Terakki yöneticileriyle gizli bir
ittifak görüşmesi yapmış ve bu görüşme sonunda Osmanlı Devleti ile Almanya
arasında gizli bir ittifak anlaşması yapılmıştır. Bu ittifaka göre; Almanya’nın
savaşta Avusturya-Macaristan’ın yanında yer alması halinde Osmanlı Devleti de
Almanya’nın yanında yer alacaktır. Osmanlı topraklarına yönelik bir saldırı
halinde
Almanya Osmanlı
Devleti’ni koruyacaktır. Bu ittifakla bir anlamda Osmanlı Devleti’nin kendi
ihtiyaç duyduğu anda yanında yer alması imkanını elde eden Almanya’nın; 2/3
Ağustos 1914 gecesi I. Dünya Savaşına katılmasıyla savaşın alanı
genişlemiştir.
Almanya savaşa girmesi ile birlikte Alman Genel Kurmayının 1900’lerde hazırladığı savaş planını uygulamaya koymuştur. Bu plana göre Almanya savaşa girdiği andan itibaren bütün gücüyle Fransa üzerine yüklenecek ve 6 haftalık süre zarfında Avusturya-Macaristan Rus kuvvetlerini oyalayacaktır. 6 haftalık sürenin tamamlanması ile birlikte Fransızların işini bitirmiş olan Almanlar
Avrupa
topraklarından geçerek Rusya üzerine yürüyecekler ve Avusturya kuvvetleri ile
birlikte Rusya’ya kesin darbeyi indireceklerdir.
Almanya’nın savaşa katılmasından sonra uygulamaya konan bu plan başarılı olamamış
Almanlar
Fransızları yenemedikleri gibi
Fransız
topraklarında ağır kayba uğramışlardır. Öte yandan Avusturya da
Rus kuvvetlerini
oyalamada yetersiz kalmıştır. Fransızları yenemeyen Almanların
Avrupa topraklarını
çiğnemeleri ve Belçika’ya saldırmaları
Belçika’nın yanı
sıra
İngiltere’nin de
Almanya’ya karşı savaşa katılmasına yol açmıştır. Kafkasya topraklarında
Avusturya ile birlikte
Ruslara yok edici
darbeyi indiremeyen Almanların Avrupa’da uyguladıkları savaş planları tümüyle
başarısız olmuştur. Bu başarısızlık Almanları zinde yeni kuvvetler bulmaya ve
yeni cepheler açmaya yöneltmiştir.
Almanların bu amaçlan kullanabilecekleri hazırdaki kuvvet Türk kuvvetleri idi. Osmanlı Devletini savaşın içine çekmek için bir mizansen gerekmekte idi. Akdeniz de İngiliz gemileri ile çarpışan ve Türk Boğazlarına giren iki Alman savaş gemisi Türkiye’yi savaşa sokacak bahane oldu. Osmanlı devleti önce bu gemilerin Almanya’dan satın alındığını duyurdu. Yavuz ve Midilli adı verilen Alman mürettebatlı
Türk bayraklı bu
gemiler
Enver Paşanın
bilgisi dahilinde Karadeniz’e çıkarılmışlardır. Amiral Şusan komutasındaki bu
gemilerden Rus kalelerine ateş açılması
Rusya’nın bu olayı
Osmanlı Devleti’nin kendisine savaş ilanı olarak değerlendirip karşılık
vermesi
Osmanlı Devletinin
bir anda kendisini savaşın içinde yer almaya mecbur etmiştir.
Bütün bu gelişmeler yaşanırken
Almanya’nın
Avrupa’da savaşması
Uzakdoğu da
yayılmacı bir politika izleyen Japonya’nın işine yaramıştır. Almanya’ya 23
Ağustos 1914’de savaş ilan eden Japonya
Almanya’nın
Uzakdoğu’daki sömürgelerini ele geçirmiş ve Kasım 1914’de savaşı kendi açısından
sonuçlandırmıştır.
I Dünya Savaşında Türk Cepheleri
Osmanlı Devletinin savaşa katılmasıyla savaş alanı genişlemiştir. Bir çok cephede savaşmak zorunda kalan Osmanlı Devleti’nin hareket planının esasını
İttifak
Devletleri’nin Avrupa da ki yükünü hafifletmek oluşturmaktadır. Bu amaçla 3
aşamalı şu plan uygulanacaktır:
Ruslara karşı; Orta Asya’daki ve Kafkasya’daki Müslümanların
halifenin ilan
edeceği cihat çağrısı ile harekete geçirilmesi.
İngilizlere karşı; Habeşistan
Sudan
Trablusgarp’daki
Müslümanların yine halifenin cihat çağrısı ile harekete
geçirilmesi.
Boğazların Türk ve Alman kuvvetlerince ortak savunulması.
Bu planla; Kafkasya’da Ruslar
Suveyş’de
İngilizler meşgul edilerek
Almanya ve
Avusturya’nın yükü hafifletilecek
İngiltere’nin
Hindistan ile olan deniz yolu bağlantısına engel olunacak ve güneyde ki zengin
petrollerden ittifak devletlerinin yararlanması sağlanacaktır. I. Dünya
Savaşında bu amaçla Türk Ordusu şu cephelerde savaşmıştır.
1-Çanakkale Cephesi:
İngiliz ve Fransız ortak saldırılarına karşı savaşılan bu cephede gerçekleşen muharebeler
Türkler açısından
savaşın en önemli olayıdır.
Çanakkale’de bir cephe açılmasının sebebi
İtilaf devletleri
açısından şöyledir: Çanakkale boğazını geçmek
İstanbul’u ele
geçirmek
Osmanlı devletini
savaş içinde çökertmek
sonrada
müttefikleri Rusya’ya yardımda bulunmaktır. İtilaf devletleri yetkililerinin
düşüncesine göre; Osmanlı Devletinin savaş dışı bırakılmasıyla Süveyş kanalı ve
Hint Yolu üzerindeki Osmanlı baskısı kalkacak
Balkan
Devletleri’nin İttifak Devletleri saffında yer almaları
önlenecektir.
Çanakkale Savaşlarında Tümen Komutanı M. Kemal Düşmana ilerleme imkanı tanımamış
düşmanın
Çanakkale’den geçerek İstanbul’u işgal etmesine izin vermemiştir. Emsalsiz bir
zafer olarak tarihe geçen Çanakkale Savaşının sonuçları şöyle
sıralanabilir:
A-) İnsan kaybı açısından dünya tarihinde en yüksek kaybın savaşlardan biridir. Yaklaşık olarak 254.000 Türk
250.000 yabancı
olmak üzere toplam 504.000 insanın hayatına malolmuştur.
B-) Türk Ordusu’nun hesaba katılmayan savaş gücü
direnme azmi ve
başarısı I. Dünya Savaşı’nın uzamasına neden olmuştur.
C-) İstanbul ve Boğazlar mutlak bir istiladan kurtulmuşlardır.
D-) İngiltere ve Fransa boğazları geçip
Rusya’ya yardım
ulaştıramadıkları için Rusya’da sıkıntı artmış
bu da Bolşevik
İhtilali’nin başarıya ulaşmasına ve Rusya’nın savaştan çekilmesi Kars
Ardahan
Batum’un geri
alınması imkanını sağlamıştır.
E-) Türk Milletine moral kazandırmıştır.
F-) Çanakkale’de yeni Türk Devleti’nin ilk temelleri atılmış
Milli Mücadele
hareketinin lideri M. Kemal’in büyük kabiliyeti ortaya
çıkmıştır.
2-Kafkas Cephesi:
Bu cephede Ruslara karşı savaşılmıştır. Enver Paşa komutasında ki 150.000 kişilik Türk ordusu
Sarıkamış
Taarruzunu başlatmış ancak taarruz ağır kış şartları yüzünden 100.000 kayıp
verilerek
başarısızlıkla
sonuçlandırılmıştır. Bu başarısızlıktan yararlanan Rus birlikleri Erzurum
Muş
Bitlis
Trabzon ve
Erzincan’ı ele geçirmişlerdir. 1916 yazında Diyarbakır’da ki 16. Kolorduya
komutan olarak atanan M. Kemal
Rus birliklerinin
Diyarbakır yönündeki ilerleyişlerini durdurmuş
karşı taarruzla Muş
ve Bitlis’i geri almıştır. 1917 Bolşevik İhtilali ile Kafkas Cephesi’nde harekat
durmuştur.
3-Kanal Cephesi
Mısır’da Osmanlı hakimiyetini yeniden sağlamak ve Süveyş Kanalını ele geçirerek
İngiltere’nin
Hindistan yolunu kesmek amacıyla girişilen Kanal Harekatı
1915 yılı başından
itibaren iki kol halinde ilerlemişlerdir. Gerekli ulaşım imkanlarının
sağlanamaması yüzünden harekat başarısızlıkla sonuçlanmış
karşı taarruza
geçen İngilizler
Türk ordusunu geri
çekilmeye mecbur etmişlerdir.
4-Filistin Cephesi:
Kanal Harekatının başarısızlıkla sonuçlanması yüzünden
bu bölgedeki
savaşın ağırlık noktası Filistin ve Suriye’ye kaymıştır. Bu arada Mekke Emiri
Şerif Hüseyin ile anlaşan ve onlara Suriye
Irak ve Hicaz’ı
içine alan
müstakil bir Arap
Devleti kurmaları vaadinde bulunan İngilizler
aynı zamanda
Siyonistlere de Filistin ‘de bir devlet kurmaları sözünü vermiştir. Böylece
İsrail Devleti’nin kurulması için gerekli zemin hazırlanarak
Filistin Meselesi
olarak bilinen olayların tohumları saçılmıştır.
1917’de İngilizlerle Kudüs’ü ele geçirmişler
1918’de M. Kemal ‘
in komuta ettiği 7.Ordu mevzilerini başarıyla savunmuştur. 8. Orduya bozan
İngilizler
M. Kemal Paşa’ nın
ordusunu da yok etmek istediler. Bunu anlayan M. Kemal İngilizlere karşı
başarılı savaşlar vererek
ordusunu imhadan
kurtarmıştır.
5. Irak Cephesi:
1914’te Basra’ya asker çıkaran İngilizler
Abadan petrollerini
korumak ve kuzeye doğru ilerleyerek
Ruslarla birleşip
Anadolu’yu çember içine almak düşüncesindedirler. Ayrıca; Türk kuvvetlerinin
İran’a girmesini ve Hindistan’ı tehdit etmesini önlemeyi de düşünmüşlerdir.
Kütulamara’ya ve oradan da kuzeye ilerleyen İngilizler
1915 sonlarında
kuvvetlerin büyük bölümünü kaybederek
geri
çekilmişlerdir. İngilizler karşısında elde edilen bu başarılar uzun sürmemiş
yeniden Basra’ya
kuvvet çıkaran İngilizler
1917‘de Bağdat’a
girmişlerdir. 1918’de Kerkük’ü ele geçiren İngilizler
Mondros Mütarekesi
imzalandığı sırada Musul yakınlarına kadar gelmiş bulunmaktadırlar.
6.Galiçya ve Makedonya Cephesi:
Türk kuvvetleri ve müttefiklere yardım amacıyla Osmanlı sınırları dışındaki Galiçya ve Makedonya’da savaşmışlardır. Galiçya cephesinde Alman-Avusturya kuvvetlerine yardım eden Türk kuvvetleri Romanya kuvvetlerini yenmişlerdir. Makedonya’da da Türk askerleri Bulgar kuvvetlerine yardımcı olmuşlardır.
I. Dünya Savaşı Yıllarında Yapılan Gizli Antlaşmalar
Türklerin I.Dünya Savaşında İtilaf Devletlerine karşı cephe alması
öteden beri İtilaf
Devletleri tarafından düşünülen
Osmanlı
topraklarının paylaşılması projesini hem kolaylaştırmış
hem de
hızlandırmıştır. 1915-1917 yılları arasında yapılan gizli antlaşmalar zinciri
ile Osmanlı toprakları
İtilaf Devletleri
arasında şu şekilde paylaşmışlardır.
1.İstanbul Antlaşması:
Ruslar
İngiliz ve Fransız
donanmalarının Çanakkale Savaşına giriştikleri sırada bu devletleri
sıkıştırarak
Boğazlar ve
İstanbul ile ilgili bazı isteklerde bulunmuşlardır. 1915 baharında yapılan
görüşmeler sonunda İngiliz ve Fransızlar
İstanbul ve
boğazları Ruslara vermeyi kabul etmişlerdir. Ayrıca Trakya’da Midye’den Enez’e
çekilen bir hattın doğusunda kalan arazi ile Sakarya ağzından başlayarak Gemlik
körfezine inen bir hattın batısında kalan bir toprak parçası da Ruslara
veriliyordu. Rusya’ya verilecek topraklar arasında Gökçeada ve Bozcaada da
vardı. Buna karşılık Ruslarda İngiltere ve Fransa’nın Anadolu ve orta doğudaki
Osmanlı toprakları ile İskenderun körfezi ve Toroslara kadar Çukurova üzerindeki
haklarını tanımayı kabulleniyorlardı.
2.Londra Antlaşması:
1915 ‘de Londra da İngiliz ve Fransız ve İtalyanlarla arasında yapılmıştır. Bu antlaşma ile zaten İtalya’nın elinde bulunan 12 adada İtalya tam hakimiyet kazanıyordu. İngiltere
Fransa ve Rusya’nın
Osmanlı Devleti’nin Asya’daki topraklarını paylaşmasına karşılık İtalya’ya da
Antalya bölgesinde buna eşdeğer bir pay verilmesini kabul
ediyordu.
3.Sykes-Picot Antlaşması:
Bu antlaşma ile ilgili görüşmeler İtalya’nın savaşa katılmasından önce başlamış
ancak; İtalya
savaşa katıldıktan sonra sonuçlanmıştır. Bu antlaşma ile Aladağ
Kayseri
Akdağ
Yıldızdağ
Zara
Eğin
Harput ile
sınırlanan arazi ile Kilikya
Suriye
ve Musul Fransa’ya
bırakılıyordu. Hayfa
Akka limanları ile
Irak ve Fransızlara verilen arazinin güneyi de İngiltere’ye
kalıyordu.
4.St.Jean de Maurienne Antlaşması:
Rusya’nın 1917 Bolşevik İhtilali sonucu savaştan çekilmesi üzerine İngiltere ve Fransa İtalya ya daha fazla önem vermeye başlamışlardır. İtalya ile yapılan St.Jean de Maurienne Antlaşması ile İtalya ya Sykes-Picot Antlaşmasını tanıması kaydıyla İzmir ve Konya ya kadar olan bölge veriliyordu. Ancak uygulama da bu antlaşmaya bağlı kalınmamış
İzmir’e İtalyanlar
yerine Yunanlıların çıkarılması kararı verilmiştir.
A.B.D ’nin I. Dünya Savaşına Katılması
1917 Nisanından itibaren Rusya’nın savaşı terk etmesi ile İtilaf kanadında ortaya çıkan boşluğu
savaşa katılan
A.B.D doldurmuştur. A.B.D’nin savaşa katılması
Almanya’nın
1915’den itibaren başlatmış olduğu denizaltı savaşlarının bir sonucudur.
İngiltere savaşın başından itibaren donanması ile Almanya’yı abluka altına
alarak Almanya’nın ticari gücünü kırmaya çalışmıştır.
Almanya da
İngiltere’nin bu
ablukasını kırmak için geniş çaplı bir denizaltı savaşı başlatmıştır. 1915
Mayısında iki İngiliz yolcu gemisi (Lusitania ve Arabic) Alman denizaltları
tarafından batırılmış ve birçok Amerikalı yolcuda bu olaylarda hayatını
kaybetmiştir. Bu olaylar Amerikan-Alman ilişkilerini gerginleştirmiş ise de
Almanya’nın geri
adım atması
bir daha bu tür
olaylar olmayacağına dahi teminat vermesi üzerine ABD daha ileri gitmemiştir.
Buna rağmen 1916’da bu kez de bir Fransız yolcu gemisinin Alman
denizaltlılarınca batırılması ve bu olayda da bazı Amerikan vatandaşlarının
ölmesi üzerine
iki devlet
arasındaki ilişkilere yeniden gerginlik kazandırmıştır.
Almanya denizaltı savaşlarını sürdürürken
diğer taraftan da
İtilaf güçlerine yardım eden Amerika’ya karşı
özellikle Lâtin
Amerika ülkelerinde Amerikan aleyhtarı faaliyetlere girişmişlerdir. 1917 de
Almanya
Amerika ile arası
bozuk olan Meksika’dan faydalanma yoluna gitmiştir.
Amerika
Almanya ‘ya karşı
savaşı başlattığı taktirde Meksika Almanya’nı yanında yer alacak
Almanya Meksika’ya
ekonomik yardım yapacak ve ayrıca Amerikan topraklarından olan Teksas
Yeni Meksika ve
Arizona eyaletlerini Meksika’ya verecektir. Buna karşılık Meksika
Japonya ile Almanya
arsında aracılık yaparak Amerika ya karşı bir Japon Alman Meksika ittifakını
kurulmasını sağlayacaktır.
Bu olayı Amerikanın dış politikasının esaslarını çizen Monröe Doktrinine aykırı bulan Amerika’nın artık sessizce kalabilmesi imkansızdır.1917 de iki amerikan ticaret gemisinin alman denizatlılarınca batırılması bardağı taşıran son damla olmuş ve 2 nisan 1917 de ABD Almanya ya karşı olarak 1. Dünya savaşına katılmıştır. A.B.D. ‘nin üstün teknolojisi ile ve zinde kuvvetleri ile yorgun İtilaf Devletleri’nin yer alması İtilaf Devletleri’nin savaşı kazanma şansını artırmıştır.
Savaşın taraflara çok ağır gelmeye başladığı sırada
herkesin barışa
özlem duyduğu bir atmosferi oluşturmayı ABD başkanı Wilson düşünmüş ve 14
maddelik Wilson Prensiplerini açıklamıştır.
Wilson İlkelerine göre; Avrupa’da milliyetler arası tutularak
siyasi harita bu
esasa göre düzenlenecektir. İşgal edilen yerler hemen boşlatılacak
küçük devletlerin
bağımsızlıkları büyük devletlerin teminatı ile sağlanacaktır. Osmanlı
Devleti’nin Türklerle mesken kısımlarında Türk hakimiyeti sağlanacaktır. Ancak;
Türk olmayan milletlere muhtar gelişme imkanı sağlanacaktır. Çanakkale Boğazı
devamlı olarak bütün milletlerin gemilerine açık tutulacak ve bu durum uluslar
arası garanti altına alınacaktır.
Dünya Savaşını Sona Erdiren Antlaşmalar
Rusya’nın Bolşevik İhtilâli üzerine savaştan çekilmesiyle Rusya
Brest-Litovsk
Antlaşması ile savaşı sona erdirmiştir. Rusya bu antlaşma ile tüm Doğu
Anadolu’dan çekiliyor; Kars
Ardahan ve Batum’u
Osmanlı devletine geri veriyordu.
Romanya
Bükreş Antlaşması
ile savaşa son vermiştir. Bulgaristan ile Neuilly Antlaşması yapılmıştır.
Avusturya Saint-German Antlaşmasını
Macaristan ise
Trianon Antlaşmasını imzalayarak
I Dünya Savaşına
son vermiştir.
Almanya ile Versailles Antlaşması yapılmıştır. Osmanlı Devleti ile Mondros Mütarekesi imzalanmıştır. Mondros Mütarekesinin imzalanmasında Wilson Prensiplerinin Osmanlı Devletini ilgilendiren 12. Maddesi etkili olmuştur. Antlaşması önemli bazı maddeleri şunlardır.
1) Boğazlar açılacak
bu bölgelerdeki
istihkamlar müttefikler tarafından işgal edilecek.
2) Anlaşma devletleri güvenliklerini tehdit eden bir durum halinde
herhangi bir
stratejik noktayı işgal edebileceklerdir. (7.Madde)
3) Ermenilere bırakılması düşünülen Doğu Anadolu’daki altı ilde (Erzurum
Van
Diyarbakır
Bitlis
Sivas
Harput) karışıklık
çıktığı taktirde
Antlaşma Devletleri
bu bölgeleri de işgal edebileceklerdir.
4) Tüm haberleşme istasyonları Anlaşma Devletlerince denetim altında tutulacaktır.
5) Sınırların denetlenmesi ve iç düzenin korunması için gerekli olacak birlikler dışında
Osmanlı ordusu
terhis edilecek
bütün savaş
gemileri ordunun araç
gereç ve
cephanesine el konacaktır.
6) Tüm liman ve tersanelerden Anlaşma Devletleri yararlanabileceklerdir.
Bu maddelerden de anlaşılacağı üzere Mondros Mütarekesi tam bir teslimiyet belgesidir. Bu müzakere ile İtilaf Devletleri’nin Osmanlı topraklarını istila etmesi kolaylaşmıştır.
1.Dünya Savaşı’nın Sonuçları
a) Siyasi Sonuçları:
Dünya haritası değişmiştir. Avusturya-Macaristan imparatorluğu parçalanmış
Çarlık Rusya’sı ve
Osmanlı Devleti yıkılmıştır. Osmanlı toprakları üzerinde yeni devletler ortaya
çıkmıştır.Yeni rejimler doğmuştur. Çarlığın yıkılması üzerine Rusya’da ilk kez
sosyalist sistem uygulanmıştır. Anadolu’da M. Kemal’in önderliğinde Milli
Mücadele hareketi başlatılarak
Yeni Türk
Devleti’nin temelleri atılmış ve Cumhuriyet idaresine geçiş süreci
başlatılmıştır.
b) Ekonomik Sonuçları:
Avrupa
savaş öncesindeki
ekonomik gücünü yitirmiş
bu güç A.B.D. ve
Japonya’ya geçmiştir. Avrupa’da ekonomi de devlet müdahalesi dönemi başlamıştır.
Avrupa Devletleri savaş sonrasında planlı kalkınma dönemi başlamıştır. Avrupa’da
savaş sonrasında yüksek enflasyon yaşanmıştır. Osmanlı devleti ise savaş
sonrasında ekonomik açıdan tam olarak çökmüştür. Bu da Osmanlı Devleti’nin
sonunu getirmiştir.
c) Toplumsal Sonuçları
10 milyon insanın ölümüne 20 milyon insanın yaralanmasına ve sakat kalmasına yol açmıştır. Özellikle Avrupa’da üretici genç nüfusun azalmasına
tüketici nüfusun
çoğalmasına
dolayısıyla da
ekonominin alt üst olmasına neden olmuştur. Pek çok Batılı ülke savaş sırasında
cepheye giden askerlerinin üretimde ortaya çıkardığı boşluğu dolduran ve
ekonomik özgürlüklerini kazanan kadınlarına siyasi haklarını tanımak zorunda
kalmıştır



1-Ekonomik Rekabet ve Sömürgecilik:
Sömürge edinme ve dış yatırımlarla gelişen ekonomik rekabet










2-Avrupa’da Alman-Fransız; Balkanlar’da Rus-Avusturya Rekabeti:
Avrupa’daki Alman-Fransız anlaşmazlığı savaşın diğer bir nedenini oluşturmaktadır. Alman milli birliğinin kurulması aşamasında Almanlar Fransızları yenmişler ve yer altı kaynakları açısından zengin Alsace-Lorraine’i Fransa’dan almışlardır. Bu tarihten itibaren Fransızlar bunu milli bir mesele haline getirmişlerdir.
Diğer yandan Balkanlar’da da Rusya ile Avusturya arasında çekişme vardır. Akdeniz’e açılmak isteyen Rusya

3-Milliyetçilik:
1789 Fr. İnkılabı ile ortaya çıkan milliyetçilik fikri



1-Osmanlı Topraklarının Paylaşılması İsteği:
Osmanlı toprakları üzerindeki nüfuz mücadelesi ve ileride “Hasta Adam” ın mirasının ne şekilde paylaşılacağı meselesi




2-Hızlı Silahlanma-Militarizm:
Milli birliğini oluşturan Almanya kısa sürede sanayileşmiş ve sanayisinin bir kısmını savaş sanayiine yöneltmiştir. Alman Krupp fabrikalarında büyük toplar



3-Bloklaşma:
Almanya milli birliğini kurduktan sonra



Bismarc



1890’da Almanya’da bir taht değişikliği yaşanmış yeni imparatorla Başbakan Bismarc arasında dış politikada ciddi görüş ayrılıkları yaşanmaya başlamış



Bu durum Rusya’yı 1894’de Fransa ile anlaşmaya yöneltmiştir. Bu birlikteliğe İngiltere’nin de katılmasıyla Üçlü İttifaka karşı “Üçlü İtilaf” bloğu oluşturulmuştur. Zamanla bloklar arasındaki ekonomik rekabet


I. Dünya Savaşı’nın Başlaması-Gelişmesi
Osmanlı Devleti’nin Savaşa Girmesi
Osmanlı Devleti birkaç asır süren Gerileme Döneminde






Artık Avrupa’da bu gerginliği savaşa dönüştürecek bir kıvılcım beklenmektedir. Avusturya-Macaristan veliahdının Saraybosna’yı ziyareti sırasında bir Sırplı tarafından öldürülmesi ile beklenen bu kıvılcım çıkmıştır. Bu olayın intikamını almak için Sırbistan’a savaş açmaya karar veren Avusturya-Macaristan


Almanya savaşa katıldığını dünyaya ilan etmeden önce


Almanya savaşa girmesi ile birlikte Alman Genel Kurmayının 1900’lerde hazırladığı savaş planını uygulamaya koymuştur. Bu plana göre Almanya savaşa girdiği andan itibaren bütün gücüyle Fransa üzerine yüklenecek ve 6 haftalık süre zarfında Avusturya-Macaristan Rus kuvvetlerini oyalayacaktır. 6 haftalık sürenin tamamlanması ile birlikte Fransızların işini bitirmiş olan Almanlar

Almanya’nın savaşa katılmasından sonra uygulamaya konan bu plan başarılı olamamış







Almanların bu amaçlan kullanabilecekleri hazırdaki kuvvet Türk kuvvetleri idi. Osmanlı Devletini savaşın içine çekmek için bir mizansen gerekmekte idi. Akdeniz de İngiliz gemileri ile çarpışan ve Türk Boğazlarına giren iki Alman savaş gemisi Türkiye’yi savaşa sokacak bahane oldu. Osmanlı devleti önce bu gemilerin Almanya’dan satın alındığını duyurdu. Yavuz ve Midilli adı verilen Alman mürettebatlı




Bütün bu gelişmeler yaşanırken



I Dünya Savaşında Türk Cepheleri
Osmanlı Devletinin savaşa katılmasıyla savaş alanı genişlemiştir. Bir çok cephede savaşmak zorunda kalan Osmanlı Devleti’nin hareket planının esasını

Ruslara karşı; Orta Asya’daki ve Kafkasya’daki Müslümanların

İngilizlere karşı; Habeşistan


Boğazların Türk ve Alman kuvvetlerince ortak savunulması.
Bu planla; Kafkasya’da Ruslar



1-Çanakkale Cephesi:
İngiliz ve Fransız ortak saldırılarına karşı savaşılan bu cephede gerçekleşen muharebeler

Çanakkale’de bir cephe açılmasının sebebi





Çanakkale Savaşlarında Tümen Komutanı M. Kemal Düşmana ilerleme imkanı tanımamış

A-) İnsan kaybı açısından dünya tarihinde en yüksek kaybın savaşlardan biridir. Yaklaşık olarak 254.000 Türk

B-) Türk Ordusu’nun hesaba katılmayan savaş gücü

C-) İstanbul ve Boğazlar mutlak bir istiladan kurtulmuşlardır.
D-) İngiltere ve Fransa boğazları geçip




E-) Türk Milletine moral kazandırmıştır.
F-) Çanakkale’de yeni Türk Devleti’nin ilk temelleri atılmış

2-Kafkas Cephesi:
Bu cephede Ruslara karşı savaşılmıştır. Enver Paşa komutasında ki 150.000 kişilik Türk ordusu







3-Kanal Cephesi
Mısır’da Osmanlı hakimiyetini yeniden sağlamak ve Süveyş Kanalını ele geçirerek




4-Filistin Cephesi:
Kanal Harekatının başarısızlıkla sonuçlanması yüzünden





1917’de İngilizlerle Kudüs’ü ele geçirmişler



5. Irak Cephesi:
1914’te Basra’ya asker çıkaran İngilizler







6.Galiçya ve Makedonya Cephesi:
Türk kuvvetleri ve müttefiklere yardım amacıyla Osmanlı sınırları dışındaki Galiçya ve Makedonya’da savaşmışlardır. Galiçya cephesinde Alman-Avusturya kuvvetlerine yardım eden Türk kuvvetleri Romanya kuvvetlerini yenmişlerdir. Makedonya’da da Türk askerleri Bulgar kuvvetlerine yardımcı olmuşlardır.
I. Dünya Savaşı Yıllarında Yapılan Gizli Antlaşmalar
Türklerin I.Dünya Savaşında İtilaf Devletlerine karşı cephe alması




1.İstanbul Antlaşması:
Ruslar



2.Londra Antlaşması:
1915 ‘de Londra da İngiliz ve Fransız ve İtalyanlarla arasında yapılmıştır. Bu antlaşma ile zaten İtalya’nın elinde bulunan 12 adada İtalya tam hakimiyet kazanıyordu. İngiltere

3.Sykes-Picot Antlaşması:
Bu antlaşma ile ilgili görüşmeler İtalya’nın savaşa katılmasından önce başlamış










4.St.Jean de Maurienne Antlaşması:
Rusya’nın 1917 Bolşevik İhtilali sonucu savaştan çekilmesi üzerine İngiltere ve Fransa İtalya ya daha fazla önem vermeye başlamışlardır. İtalya ile yapılan St.Jean de Maurienne Antlaşması ile İtalya ya Sykes-Picot Antlaşmasını tanıması kaydıyla İzmir ve Konya ya kadar olan bölge veriliyordu. Ancak uygulama da bu antlaşmaya bağlı kalınmamış

A.B.D ’nin I. Dünya Savaşına Katılması
1917 Nisanından itibaren Rusya’nın savaşı terk etmesi ile İtilaf kanadında ortaya çıkan boşluğu


Almanya da




Almanya denizaltı savaşlarını sürdürürken



Amerika




Bu olayı Amerikanın dış politikasının esaslarını çizen Monröe Doktrinine aykırı bulan Amerika’nın artık sessizce kalabilmesi imkansızdır.1917 de iki amerikan ticaret gemisinin alman denizatlılarınca batırılması bardağı taşıran son damla olmuş ve 2 nisan 1917 de ABD Almanya ya karşı olarak 1. Dünya savaşına katılmıştır. A.B.D. ‘nin üstün teknolojisi ile ve zinde kuvvetleri ile yorgun İtilaf Devletleri’nin yer alması İtilaf Devletleri’nin savaşı kazanma şansını artırmıştır.
Savaşın taraflara çok ağır gelmeye başladığı sırada

Wilson İlkelerine göre; Avrupa’da milliyetler arası tutularak


Dünya Savaşını Sona Erdiren Antlaşmalar
Rusya’nın Bolşevik İhtilâli üzerine savaştan çekilmesiyle Rusya


Romanya



Almanya ile Versailles Antlaşması yapılmıştır. Osmanlı Devleti ile Mondros Mütarekesi imzalanmıştır. Mondros Mütarekesinin imzalanmasında Wilson Prensiplerinin Osmanlı Devletini ilgilendiren 12. Maddesi etkili olmuştur. Antlaşması önemli bazı maddeleri şunlardır.
1) Boğazlar açılacak

2) Anlaşma devletleri güvenliklerini tehdit eden bir durum halinde

3) Ermenilere bırakılması düşünülen Doğu Anadolu’daki altı ilde (Erzurum






4) Tüm haberleşme istasyonları Anlaşma Devletlerince denetim altında tutulacaktır.
5) Sınırların denetlenmesi ve iç düzenin korunması için gerekli olacak birlikler dışında



6) Tüm liman ve tersanelerden Anlaşma Devletleri yararlanabileceklerdir.
Bu maddelerden de anlaşılacağı üzere Mondros Mütarekesi tam bir teslimiyet belgesidir. Bu müzakere ile İtilaf Devletleri’nin Osmanlı topraklarını istila etmesi kolaylaşmıştır.
1.Dünya Savaşı’nın Sonuçları
a) Siyasi Sonuçları:
Dünya haritası değişmiştir. Avusturya-Macaristan imparatorluğu parçalanmış


b) Ekonomik Sonuçları:
Avrupa


c) Toplumsal Sonuçları
10 milyon insanın ölümüne 20 milyon insanın yaralanmasına ve sakat kalmasına yol açmıştır. Özellikle Avrupa’da üretici genç nüfusun azalmasına


Kaynak : http://www.gencmekan.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder