30 Ocak 2013 Çarşamba

Öldürücü Kimyasal Gazlar

Öldürücü Kimyasal Gazlar


http://www.chemtime.com/wp-content/uploads/kimyasal-silahlar.jpg
Kimyasal silahlar 1. Dünya Savaşı’nda kimyasal maddelerin toksik özelliklerini kullanarak düşman üzerinde fiziki ve fizyolojik etkiler oluşturmak amacıyla gaz (aerosol ya da buhar) halinde etkin bir biçimde kullanılmış ve kayda değer kayıplar verilmesine neden olmuştur. Savaş sırasında Almanlar klorin dolu kutuları esen rüzgara doğru atmak suretiyle yayılmasını sağlayarak basit bir yol uygulamıştır.
Bundan kısa bir süre sonra Fransızlar fosgeni top mermileri içerisinde kullanılmışlardır. 1917 Temmuz’da Almanlar ilk kez hardal mühimmatı ile birlikte koruyucu maskeleri de etkisiz hale getirerek kusmaya neden olan katı partiküllü difenil klorasil kullanmaya çalışmıştır. Sinir gazları ise 1930’larda Almanlar tarafından bulunup 2.Dünya Savaşı geliştirilmiştir. 1936’da Alman kimyacı Gerhard Scrader var olan haşere öldürücüleri inceleyerek tabunu iki yıl sonra da daha toksik olan sarini bulmuştur. 2. Dünya Savaşı boyunca İtalyanlar, Macarlar, Japonlar, Fransızlar, İngilizler, Ruslar, Amerikalılar, Almanlar hardal, fosgen ve benzer ajanları geliştirmeyi sürdürmüşler ancak kullanmamışlardır.

 
http://www.scienceclarified.com/images/uesc_03_img0124.jpg
http://toxipedia.org/download/attachments/1187/troops.gas.mask.jpg
Sarin buharlaşabilme ve genleşme özelliği nedeniyle kolay solunabilen ajan olarak dikkati çekmiştir. ABD, sarin’in özelliklerinden yararlanmak için özel bombalar, roketler, sprey tankları ve füzeler dizayn etmişlerdir. Bu silahların tasarımında yüksek patlayıcı silahlar tekniği kullanılmasına karşın, bu teknik sarin’in yüklenmesine olanak verecekı biçimde modifiye edilmiştir. Fransızlar, İngilizler, Kanadalılar GB sarin testleri için üretim küçük çaplı tesisler kurmuşlardır. ABD ve Sovyetler tam kapasiteli somanı (GD) da üretmişlerdir.
1950’lerin sonlarına doğru İngiliz bilim adamları farklı bir katagoride değerlendirilen V ajanlarını keşfetmişlerdir. Bu ajana karşı gaz maskerlerinin yeterli koruma sağlayamaması dikkat çekicidir. İngiliz ve ABD farklı üretim yöntemleri ile VX ajanlarını üretmişlerdir.
1960’lar, öldürücü olmayan toplumsal olay ajanlarının gelişmesine sahne olmuştur. Bu maddelerden özellikle CS ölümü neden olmadan mukus membranlarında yüksek tahriş yaratan bi ajandır. CS ve benzeri maddelerin kullanımında amaç, kalıcı bir zarar vermeden geçici olarak insanların yaşam standartlarını düşürmektir. CS ilk olarak İngiltere’de geliştirilmiş ve kullanılmış daha sonra kısa zamanda ABD’de ve birçok ülkede benimsenmiş, üretilmiş ve kullanılmıştır. 1. ve 2. Dünya Savaşları arasında ise; İtalya tarafından Etiopya’da, Japonya tarafınfan Mançuya ve Çin’de kullanılmıştır. Japon Aum Shinrikyo tarafından yapılan terörist eyleme kadar bütün kimyasal silahlar esas olarak kullanılmıştır.
 
Bu konu 1. Dünya Savaşı’ndaki kilitlenmeyi çözmek için olduğu kadar, 1979 – 1988 arasındaki İran – Irak Savaşı’ında Irak’ın İran’ın insan dalgalarından oluşan taarruzlarını durdurmak için kullanımında da açıkça görülmektedir. Tipik olarak, ülkeler kimyasal silahlarını korumasız, güçsüz hedeflere yönlendirmişler, kendileriyle eşit biçimde silahlanmış güçlere karşın kullanmamışlardır. Bu nedenle misilleme korkusundan dolayı kimyasal silahların karşılıklı caydırıcı etkisi olduğu konusunda bir görüş birliği vardır. Buna karşın, geçen yıllarda, hemen hemen her çatışmada kimyasal silahların kullanılmadığına ve bunların çoğunun klinik olarak ya da fiziki kanıtlarla somut olarak belirlenmediğine ilişkin savlar vardır.
·İnsanlar, hayvanlar ve bitkiler üzerine doğrudan toksik etkileri nedeni ile kullanılan her türlü katı, sıvı, gaz halindeki kimyasal maddelere kimyasal silah denir.
·Kimyasal silah olarak tipleri ve miktarı uygun olan ve bunları elde etmek için kullanılan kimyasallar, bu kimyasalları kullanmak için gerekli cihaz ve mühimmatı ve tasarlanmış her türlü teçhizatı kimyasal silah olarak tanımlanır.
Gelişen kimyasal silah teknolojisinin bugün vardığı noktada silahların kullanılmadan hemen önce ya da kullanım sırasında iki farklı kimyasal maddenin karışması esasına dayanan ikili (binary) kimyasal silahlar üretilmiştir. Prensipsinir ajanları,atropin, olarak; iki parçalı silah konsepti, öldürücü ve dengesiz bileşimler uzun süreli depolamaya uygun değilse kullanılır.
http://www.markes.com/uploaded/Image/tn_gas%20attack%20light2_cut%20down.jpg
Saf Sinir Ajanları renksiz ve hareketli sıvılardır. Oda sıcaklığında kısmi uçuculuğu vardır. Sürekliliklerini ve erkilerini artırmak amacıyla bazı maddelerle yoğunlaştırılmaları durumunda ise sarımtırak – kahverengi sıvılar olarak karşımıza çıkarlar. Bazılarının ise hafif meyve kokuları olabilir. Maruz kalma yoluna göre belirtiler değişiklik gösterir. Buhar alınımı sonrası solunum sistemi belirtileri ortaya çıkarken bulaşmış bir gıdanın ağız yoluyla alınım sonrası sindirim sistemi belirtileri önce görülür. Solunum yolu ile alımı sonrası göğüste sıkışma hissi ilk belirtidir. Akciğer tarafından hızlı bir biçimde emilen kimyasal ajan 1 dakikadan daha kısa bir zaman süresi içerisinde yaygın sistemik bulgular görülmesine yol açabilir. Maruz kalınan doz ile ilişkili olarak gözde yanma, ağrı burun akıntısı, anksiyete, huzursuzluk, emosyonel labilite tremor, baş ağrısı, konsantrasyon güçlüğü, bellek bozukluğu, apati, depresyon, kas seğirmeleri, kramplar görülebilir. Daha yüksek dozlarda ise kardiyovasküler sistem belirtileri hakimdir, generalize kas seğirmeleri, zorlu, yüzeyel solunum, bronşial senkresyonlarda artma, generalize konvusiyon, konuşma bozukluğu, reflekslerin kaybı, koma ve ölüm görülebilir. Pintpoint pupil (iğne ucu göz bebeği), açıklanamayan nazal sekresyon, göğüste sıkışma hissi, hızlı gelişen nikotinik, muskarinik ve santral sistemi belirtileri kimyasal ajana maruz kalınmış olma olasılığını akla getirmelidir.
Mustardlar (Hardal) fiziksel özelliklerinden dolayı soğuğa ve ısı değişiklerine dirençlidir. Yakıcı ajanlara maruz kalınması ile belirtilerin ortaya çıkması arasında 2 – 24 saat arasında değişen bir latent dönem vardır ki dekontaminasyon ve tedavi için geç kalınmış olabilir. Alınan doz çok yüksek ise kurban genellikle 48 saat içerisinde akciğer ödemi, bronş sekresyonlarının oluşturduğu tıkaçlara bağlı mekanik asfiksi ya da bozulmuş immun yanıtın kolaylaştırdığı fırsatçı enfeksiyonlarla ölür. Yakıcı ajanlara karşı korunma tam koruyucu giysileri ile başarılabilir. Akciğer irritanları içerisindeki en tehkileli ajan fosfogendir. Normal hava ve iklim koşullarında 8,2 derecede kaynar. Buharın dansitesi havadan 3,4 kat daha fazla olduğundan özellikle çukurlarda ve düşük seviyeli bölgelerde uzun zaman etkisini kaybetmeden kalabilir. Düşük konsantrasyonlarda yeni biçilmiş saman kokusuna benze bir kokusu vardır.
Kimyasal silahlar içerisindeki üstün özelliği yüksek dozlarda masif akciğer ödemine neden olarak bir kaç saat içresinde ölüme yol açmasıdır. Diğer kimyasal ajanların oluşturduğu solunum yolu belirtilerine benzer etkileri göstermekle birlikte bu belirtilerib tanı koydurucu bir değeri yoktur. Çünkü olgun belirtilerin görülmediği latent dönem sonrası ani gelişen masif akciğer tablosu ile karşımıza çıkabilir.
Yakıcı ajanlar sıklıkla askeri kayıp oluşturmak, karşı birlikleri koruyucu ekipmanlar kullanmak zoruında bırakarak hareket yeteneklerini azaltmak amacıyla kullanılırlar.
Klasik kimyasal ajanlar yasal ticari kullanımı var olan kimyasal maddeler kullanılarak kolayca imal edilebilir; Örneğin yakıcı gazların üretimi basit kimyasal işlemlerle başarılabilirken sinir gazlarının üretimi pek çok komplike işlemi gerektirmektedir. Hatta bu üretim aşamalarının bir bölümünde katı ısı denetim kurallarının uygulama zorunluluğu vardır. Toksik maddelerin saklanması da bir takım sorunlar doğurabilir., bu nedenle ürünlerin bozulmasını engellemek için özel ekipmanlara gereksinim duyulur.
Kimyasal silahlara karşı korunma, dört ana köşe taşı üzerine kuruludur;
Fiziksel Korunma : Vücut korunması, solunum sistemi korunması,
Medikal Tedavi : Pre – medikasyon, tedavi,
Algılama :Alarm, monitörizasyon, doğrulama, tanımlama,
Temizleme :Bireysel ve araçlar ile temizlenme.
 
Sivil savunma birimlerinde ve çevrede çalışan sivil savunma personellerinin askeri personel için hazırlanmış önlemleri alması gerekmektedir. Sivil halkın barınaklara ya da barınaklardan taşınması sırasında alınması gereken önlemler acil çözülmesi gereken sorunlardır. Bu da, sivil halkın kullanımına uygun dizayn edilmiş basit korucu maskelerin üretilmesi zorunluluğunun bir göstergesidir.
Bir kimyasal saldırı sırasında solunum yolları aerosol ve gazlara karşı, vücut ise sıvı ve katı partiküllere karşı korunmalıdır. Çocuklarda maske yerine hem solunum organların hem de vücudu koruyan özel ceketler kullanılması sıvı kimyasal ajanlar için daha uygundur. 12 aylıktan daha küçük bebekler koruyucu örtüler kullanılarak korunabilir. Sivil halkın kimyasal silahların etkinliğinin sınırlandırıldığı sığnaklara yönlendirilmesi alınabilecek en önemli ortak önlemdir. Büyük yerleşim merkezlerinde erken uyarı sistemler geliştirilmeli, kimyasal saldırı sırasında halk sirenlerle ve radyolar aracılığı ile uyarılmalı, alınması gereken kişisel önlemler konusunda bilgilendirilmelidir. Sivil savunma uzmanları tüm aşamalarda koordinasyonu sağlamalıdır. 15 tonluk bir kimyasal silahın 60 km2’lik bir alandaki halkın %50’sini öldürebileceği belirtilmektedir.
Kimyasal Silahlar için potansiyel hedefler hava alanları ve limanlar, kritik altyapı tesisleri (akartayakıt, enerji merkezleri, su arıtma tesisleri gibi), büyük nüfus yoğunluğunun bulunduğu merkezler olarak sıralanabilir.
http://www.chemtime.com
 
Çeşitleri ve Özellikleri:
Boğucu Gazlar
A) Fosgen: 20 derecede renksiz gaz, halinde taze biçilmiş ot ve yeşil mısır kokusunda, göz ve cilde etkisi olmayan, 1-3 saate kadar etkileme hızı olan ve ciğerleri yakan ve kabartan bir gazdır.
B) Difosgen: 20 derecede renksiz sıvı halinde, taze biçilmiş ot ve yeşil mısır kokusunda, hafifçe göz yaşartan 1-3 saate kadar etkileme hızı olan, ciğerleri yakan ve kabartan bir gazdır.

Sinir Gazları
A) Tabun: 20 derecede sıvı kahverengi, hafif meyvemsi kokusunda (saf iken yok), göz ve cilde etkisi çok yüksek, etkileme hızı çok hızlı, nefes kesici ve öldürücü bir gazdır.
B) Sarin: Yüksek derecede zehir içeren ve vücudun merkezi sinir sistemini kilitleyen bir gazdır. Sarin patlamanın ardından dakilar sonra ölüme neden oluyor. Vücuda solunumla giren gaz gözlerde ve deride tahrişe neden oluyor. Burun akması, göz yaşarması, solunum zorluğu, göz kararması, mide bulanması ve başağrısı belirtileri. Solunumu durduran gaz ve kasları eriterek ölüme neden oluyor.
C) Soman: 20 derecede sıvı, renksiz, saf değilse meyve kokusunda, göz ve cilde etkisi çok yüksek, etkileme hızı çok yüksek, nefes kesici ve öldürücü bir gazdır.
D) Kalıcı Sinir Gazı: 20 derecede sıvı, renksiz, kokusuz, göz ve cilde etkisi çok yüksek, hızlı etkilemesi olan, nefes kesici ve öldürücü bir gazdır.
Kan zehirleyici Gazlar
A) Hidrojen Siyanür: 20 derecede gaz veya sıvı halinde, renksiz, şeftali çekirdeği kokusun da, göz ve cilde etkisi hafif, etkileme hızı çok yüksek, vücudun oksijen kullanımını önler ve nefes alma hızını azaltır.
B) Siyaanogen Klorür: 20 derecede gaz halinde, renksiz, kokusu Hidrojen Siyanür gazına benzer, göz yaşartıcı ve tahriş edicidir, nefes alma hızını azaltır ve boğucudur.
C) Arsin: 20 derecede gaz halinde, renksiz, hafif sarımsak kokusunda, göz ve cilde etkisi olmayan, 2 saatten 11 güne kadar etkisi olan, kanı, ciğerleri ve böbrekleri zehirleyen bir gazdır.
Yakıcı Gazlar
A) Damıtılmış iperit (Hardal) gazı: Saf halde iken renksiz olan gaz, çeşitli öldürücü karışımların ardından sarı ve kahverengi renklere bürünüyor. Gaz solunumla alındığında gözlerde ve deride yanmaya neden olurken mukosayı tahriş ediyor. Deriyi ve gözleri yakan gaz, kemik erimesine ve zehirlenmeye neden oluyor. Hücrelerin dengesini dakikalar içinde bozan gazın etkileri, bir ile 24 saat içinde ortaya çıkıyor.
B) Nitrojen iperit: 20 derecede koyu sıvı halde, balık veya küf kokusunda gözlere çok cilde daha az etkisi olan, 12 saatten daha fazla etkileme hızın sahip olan, yakıcı, solunum sistemlerini etkileyici, dokuları parçalayan, damarları yaralayan bir gazdır.
C)Fosken oksim: 20 derecede katı veya sıvı halinde, renksiz, keskin nüfus edici bir kokuya sahip, göz, cildi ve burnu tahriş edici, etkileme hızı temasla olan, göz ve burun mukozalarını aşırı derecede tahrip eden ve hızla sivilce yapan bir gazdır.
D)Levizit: 20 derecede koyu yağlı sıvı halde, ıtır çiçeğine benzer kokusu olan, göz korneasını zedeleyen, etkileme hızı çabuk olan, Hardal gazı gibi etkileri olan ve tüm vücudu etkileyebilen bir gazdır.
E) İperit levizit: 20 derecede koyu yağlı sıvı halde,sarımsak kokusunda, göz ve cilde etkisi çok yüksek olan, ani batıcı etkisi ile berber yakıcı etkisi de (yaklaşık 13 saat) olan ve bütün vücudu da zehirleyebilen bir gazdır.
F) Etildikloro-arsin: 20 derecede sıvı halde renksiz, meyve kokusunda fakat tahriş edici, solunum sistemini tahrip eder, gözleri etkiler, yakar, öldürücü bir gazdır.
G) Fenildikloro-arsin: 20 derecede renksiz ve sıvı halde, gözleri yaralayan cilde etkisi daha az olan, tahriş edici, mide bulandıran ve kusturan, yakıcı bir gazdır.
H) Metildikloro-arsin: 20 derecede renksiz sıvı halde, kokusuz, göz korneasını zedeleyen, etkileme hızı yüksek olan, solunum sistemini tahriş eden, gözleri ve ciğerleri yaralayan bir gazdır.
(Kimyasal silahların en büyük ve belirgin etkilerinden biri canlıya anaflaktik şok geçirtmesidir. bu şok kasların kasılıp öyle kalmasına neden olmaktadır. Akciğer altında bulunan diyaframın bu gazlar sayesinde kasılması ve gevşememesi ile insan nefes alamaz ve boğulur. Halepçe katliamında ölenler bu şekilde can vemişlerdir)

Kusturucu Gazlar:
A) Difenilklor-arsin: 20 derecede beyaz katıdan kahve rengine, kokusuz, etkileme hızı çok hızlı, baş ağrısı, kusma ve mide bulantısı yapan bir gazdır.
B) Adamsit: 20 derecede sarıdan yeşil katıya, kokusuz, etkileme hızı çok yüksek, soğuk semptomlar gibi baş ağrısı, kusma ve mide bulantısı yapabilen bir gazdır.
C) Difenilsiyo-noarsin: 20 derecede beyazdan pembe katıya, acıbadem sarımsak karışımı bir kokuya sahip olan, Adamsit gazı gibi etkileri olan bir gazdır.

Göz yaşartıcı gazlar
A) Klorbasetofenon: 20 derecede katı halde, elma çiçeği kokusunda, göz ve cilde tahriş edici etkilere sahip, anında etkileme hızı olan, göz yaşartan, solunum sistemlerini tahriş eden bir gazdır.
B) Kolrfomdakloroasetofenon: 20 derecede sıvı halde, klor kokusunda, ciddi göz tahrişi hafif cilt tahrişi yapabilen, anında etkileyici, göz yaşartıcı, solunum sistemlerini tahriş eden bir gazdır.
C) Kloroformda, kloroesetofenon vekloropikrin: 20 derecede sıvı halde, sinek kağıdı kokusunda, anında etkileme hızı olan, kusturucu gaz, boğucu gaz ve göz yaşartıcı gaz etkilerini gösterir.
D) Karbontetrak klorürde ve benzinde kloreasetefenon: 20 derecede sıvı halde, benzin kokusunda, geçici ciddi göz tahrişi,hafif cilt tahrişi, anında etkileme hızı olan, güçlü bir göz yaşartıcı gazdır.
E) Bromobenzilsiyanür: 20 derecede sıvı halde, bozuk meyve kokusunda, göz ve cilde tahriş edici toksin olmayan, anında etkileme hızı olan, gözleri ve solunum yıllarını tahriş eden bir gazdır.
F) O-Klorobenzilmalononitril: 20 derecede renksiz ve sıvı halde, biber kokusunda, göz ve ciltte çok tahriş edici olmayan, anında etkileme hızı olan bir gazdır.

Uyuşturucu gazlar, Farkoşimik:
A) Quinucloynil Menzilate: 20 derecede gri beyaz duman renginde, aerosol halinde, kokusuz, göz ve cilde etkisi olmayan, etkileme hızı yavaş olan, uyuşturucu bir gazdır.
Gizleyici ve Perdeleyici Sis Maddeleri:
A) Titanyum tetra klorür: 20 derecede renksiz, sıvı halde, cildi aşındıran, hafif yanma hissi veren bir gazdır.
B) Kükürttirioksit, klorosülfonik asit çözeltisi: 20 derecede sıvı halde, cildi daha çok aşındıran bir gazdır.
C) Heksakloretan: 20 derecede katı halde, yoğun olarak solunursa çinko zehirlenmeleri etkisi gösterir.
http://recepgurdal.angelfire.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder