30 Ocak 2013 Çarşamba

Tarihten Bugüne Vampir Söylenceleri

Tarihten Bugüne Vampir Söylenceleri

http://tonic-art.com/gallery/eow/112_dracula_castle/wip3.jpg
Söylenceler ne zaman başladı? Diğer bir çok efsane gibi başlangıç tarihi tam olarak bilinmiyor ama vampir hikayesinin kanıtı Mezopotamya’daki Tigris (Dicle) ve Euphrates (Fırat) nehirlerinin yakınındaki Kildani’de, kil yada taş tabletlerin üzerine yazılmış Asur yazıtlarında bulunmuş olabilir. Kildaniler diyarına, İncil’de geçen Abraham’ın asıl evi olan “Ur of the Chaldeans” da denir.
“Lilith”, İbranilerin kutsal kitabında geçen muhtemel vampirlerden biridir ve kitapta tasvir edilmiştir. İsaiah’ın kitabında geçiyor olsa bile Lilith’in kökleri daha çok Babillilerin “demonolojisine” benzer.

Lilith geceleri bir baykuş görüntüsüne bürünerek dolaşan bir canavardı. Avlanmak için yeni doğmuş çocukları ve hamile kadınları arardı. Lilith, geleneğe uygun olarak Adem’in, “Adem ve Havva” olmadan önceki karısıydı, ama daha sonra şeytanın tarafına geçti çünkü Adem’e itaat etmeyi reddetti. Bir takım olağandışı tutkuları vardı ve doğal olarak kötünün gözüyle bakıyordu.Ve sonuç olarak Adem ‘in ve Havva’nın çocuklarına (yani tüm insan soyundan olanlara) saldıran bir vampire dönüştü.
http://lilithsayfasi.files.wordpress.com/2011/02/lil.jpg?w=432&h=576
Vampirlerle ilgili söylenceler Akdeniz’deki Mısır, Eski Yunan ve Roma uygarlıkları boyunca süregelmiştir. Eski Yunanlılar, çocuklarını yiyen ve kanlarını içen strigae veya lamiae’ya inanırlardı. Lamia mitolojide Zeus’un aşığı olarak geçer, fakat Zeus’un karısı Hera ona karşı savaşmıştır. Lamia delirmiş ve kendi dölünü öldürmüştür. Daha sonra da geceleri diğer insanların çocuklarını da aynı şekilde öldürmek için avlanmıştır.
Örneğin, Yunanlılar ve Romalılar tarafından bilinen bir hikaye Mennipus adında genç bir adamın düğününden bahseder. Düğünde tanınmış bir filozof olan Tyana’li Apollonius çok güzel olduğu söylenen gelini dikkatlice inceler. Apollonius sonunda gelini vampir olmakla suçlar ve hikayeye göre (daha sonra bu hikaye MS 1. yy’da Philostratus isimli bir akademisyen tarafından anlatılmıştır) gelin “vampirizm”i kabul eder. İddiaya göre Menippus ile evlenmesinin sebebi elinin altında içecek taze kan bulundurmak içinmiş.
Vampir hikayeleri canavarların kiang shi. diye adlandırıldığı eski Çin’de de yer almaktadır. Aynı şekilde eski Hindistan ve Nepal’de de vampirlerin yaşadığı öne sürülmektedir. Mağara duvarlarındaki eski çağlara ait çizimlerde bir takım yaratıkların kan içtiği gösterilmiştir. Nepal’e ait “Ölümün Efendisi” elinde kanla dolu, kafatası şeklinde bir kadeh tutuyor ve kanla dolu bir havuzun önünde duruyor halde betimlenmiştir. Bu duvar resimlerinden bazılarının İ.Ö. 3000 yıllarına kadar dayanan bir geçmişi olduğuna inanılmaktadır. Rakshaslar, Vedas adı verilen eski kutsal Hindistan yazılarında tarif edilmiştir. Bu yazılarda (tahminen İ.Ö. 1500) Rakshaslar (yokediciler) vampirler gibi betimlenmiştir. Eski Hindistan hakkındaki bilgilere göre bir başka canavar daha vardı. Bir ağaçtan baş aşağı asılmış, yarasaya benzeyen ve kendi kanından yoksun bir canavar. Bu yaratığa ‘Baital’ deniliyordu.
Diğer eski Asyalılar Malezyalılar gibi “Penanggalen” adındaki bir çeşit vampire inanıyorlardı. Bu yaratık insan başına sahipti ama bütün organları dışarıdaydı. Ve diğer insanların, özellikle de küçük kurbanlarının kanını içerek yaşardı.
http://innerbeast.yolasite.com/resources/vampire.jpg
Tanınmış vampir yazarı Montague Summers’ın 1928′de yazılmış ve bir klasik olan “Vampir – akrabaları ve Yakınları” nda, İspanyol gezginlerin gelişinden önce vampirlerin Meksika’da yaşamış olabilecekleri söylenir. Ayrıca Arabistan’ın da vampirden haberdar olduğunu yazmıştır. Agul diye hitab edilen “Arap Geceleri Hikayeleri”nde vampir benzeri yaratıklar olduğunu yazmıştır; bu insan eti yiyen bir hortlaktır.
http://media.lunch.com/d/d7/453014.jpg
Temeli ruhlara dayalı olan Afrika inançlarında da vampir efsanesine dair işaretler vardır. Caffre kabilesi bir ölünün tekrar geri dönebileceğine ve bir canlının kanıyla yaşayabileceği inancını benimsemiştir.
Bir çok vampir hikayesinin olduğu eski Peru’da, genç birinin kanının içilerek şeytanın müritlerinden biri olunacağına inanılırdı.
Çok eskilere dayanan ölüm korkusu, büyü, hayat veren kan gibi olgular egzotik diyarlardan ve eski çağlardan günümüze kadar gelmiştir.
http://www.stonehill.edu/images/gallery/Communities/Learning%20Communities/Into%20the%20Woods%20LC%2009/brantomb_472.jpg


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder