Tarihten Bugüne Vampir Söylenceleri
“Lilith”, İbranilerin kutsal kitabında geçen muhtemel vampirlerden biridir ve kitapta tasvir edilmiştir. İsaiah’ın kitabında geçiyor olsa bile Lilith’in kökleri daha çok Babillilerin “demonolojisine” benzer.
Lilith geceleri bir baykuş görüntüsüne bürünerek dolaşan bir canavardı. Avlanmak için yeni doğmuş çocukları ve hamile kadınları arardı. Lilith, geleneğe uygun olarak Adem’in, “Adem ve Havva” olmadan önceki karısıydı, ama daha sonra şeytanın tarafına geçti çünkü Adem’e itaat etmeyi reddetti. Bir takım olağandışı tutkuları vardı ve doğal olarak kötünün gözüyle bakıyordu.Ve sonuç olarak Adem ‘in ve Havva’nın çocuklarına (yani tüm insan soyundan olanlara) saldıran bir vampire dönüştü.
Örneğin, Yunanlılar ve Romalılar tarafından bilinen bir hikaye Mennipus adında genç bir adamın düğününden bahseder. Düğünde tanınmış bir filozof olan Tyana’li Apollonius çok güzel olduğu söylenen gelini dikkatlice inceler. Apollonius sonunda gelini vampir olmakla suçlar ve hikayeye göre (daha sonra bu hikaye MS 1. yy’da Philostratus isimli bir akademisyen tarafından anlatılmıştır) gelin “vampirizm”i kabul eder. İddiaya göre Menippus ile evlenmesinin sebebi elinin altında içecek taze kan bulundurmak içinmiş.
Diğer eski Asyalılar Malezyalılar gibi “Penanggalen” adındaki bir çeşit vampire inanıyorlardı. Bu yaratık insan başına sahipti ama bütün organları dışarıdaydı. Ve diğer insanların, özellikle de küçük kurbanlarının kanını içerek yaşardı.
Tanınmış vampir yazarı Montague Summers’ın 1928′de yazılmış ve bir klasik olan “Vampir – akrabaları ve Yakınları” nda, İspanyol gezginlerin gelişinden önce vampirlerin Meksika’da yaşamış olabilecekleri söylenir. Ayrıca Arabistan’ın da vampirden haberdar olduğunu yazmıştır. Agul diye hitab edilen “Arap Geceleri Hikayeleri”nde vampir benzeri yaratıklar olduğunu yazmıştır; bu insan eti yiyen bir hortlaktır.
Temeli ruhlara dayalı olan Afrika inançlarında da vampir efsanesine dair işaretler vardır. Caffre kabilesi bir ölünün tekrar geri dönebileceğine ve bir canlının kanıyla yaşayabileceği inancını benimsemiştir.
Bir çok vampir hikayesinin olduğu eski Peru’da, genç birinin kanının içilerek şeytanın müritlerinden biri olunacağına inanılırdı.
Çok eskilere dayanan ölüm korkusu, büyü, hayat veren kan gibi olgular egzotik diyarlardan ve eski çağlardan günümüze kadar gelmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder