KIRLANGIÇ !!
Kırlangıcın biri, bir adama aşık olmuş.
Pencerenin önüne konmuş, bütün cesaretini toplamış, röfleli tüylerini kabartmış,
güzel durduğuna ikna olduktan sonra, küçük sevimli gagasıyla cama vurmuş. Tık…..
Tık……Tık….
Adam cama bakmış. Ama içeride kendi işleriyle uğraşıyormuş.. Meşgulmüş!
Kimmiş onu işinden alıkoyan? Minik bir kırlangıç!
Heyecanlı kırlangıç, telaşını bastırmaya çalışarak, deriiin bir nefes almış
şirin gagasını açmış, sözcükler dökülmeye başlamış. Hey adam! Ben seni
seviyorum. Nedenini niçinini sorma. Uzun zamandır seni izliyorum. Bugün cesaret
buldum konuşmaya. Lütfen pencereyi aç ve beni içeri al. Birlikte yaşayalım.
Adam birden parlamış: Yok daha neler? Durduk yerde sen de nerden çıktın
şimdi? Olmaz, alamam, demiş. Gerekçesi de pek sersemceymiş:
Sen bir kuşsun! Hiç kuş, insana aşık olur mu?
Kırlangıç mahçup olmuş. Başını önüne eğmiş. Ama pes etmemiş, bir süre sonra
tekrar pencereye gelmiş, gülümseyerek bir kez daha şansını denemiş: Adam, adam!
Hadi aç artık şu pencereni. Al beni içeri! Ben sana dost olurum. Hiç canını
sıkmam!
Adam kararlı, adam ısrarlı: Yok ,yok ben seni içeri alamam demiş. Biraz da
kaba mıymış, neymiş lafı kısa kesmiş. İşim gücüm var, git başımdan. Aradan bir
zaman geçmiş, kırlangıç son kez adamın penceresine gelmiş: Bak soğuklar da
başladı, üşüyorum dışarıda. Aç şu pencereyi al beni içeri. Yoksa, sıcak yerlere
göç etmek zorunda kalırım. Çünkü ben ancak sıcakta yaşarım. Pişman olmazsın,
seni eğlendirirm..
Birlikte yemek yeriz, bak hem de sen de yalnızsın’ yanlızlığını paylaşırım,
demiş. BAZILARI GERÇEKLERİ DUYMAYI SEVMEZMİŞ! Adam bu yalnızlık meselesine
içerlemiş. Pek bir sinirlenmiş: Ben yalnızlığımdan memnunum, demiş. Kuştan onu
rahat bırakmasını istemiş. Düpedüz kovmuş.
Kırlangıç, son denemesinden de başarısızlıkla çıkınca,başını önüne eğmiş,
çekip gitmiş. Yine aradan zaman geçmiş. Adam, önce düşünmüş, sonra kendi kendine
itiraf etmiş: Hay benim akılsız başım; demiş. Ne kadar aptallık ettim!
Beklenmedik bir anda karşıma çıkan bir dostluk fırsatını teptim. Niye onun
teklifini kabul etmedim ki? Şimdi böyle kös kös oturacağıma, keyifli vakit
geçirirdik birlikte.
Pişman olmuş olmasına ama iş işten geçmiş.Yine de kendi kendini rahatlatmayı
ihmal etmemiş: Sıcaklar başlayınca, kırlangıcım nasıl olsa yine gelir. Ben de
onu içeri alır, mutlu bir hayat sürerim.
Ve çok uzunca bir süre, sıcakların gelmesini beklemiş. Gözü yollardaymış. Yaz
gelmiş, başka kırlangıçlar gelmiş. Ama…… Onunki hiç görünmemiş. Yazın sonuna
kadar penceresi açık beklemiş ama boşuna. Kırlangıç yokmuş! Gelen başka
kırlangıçlara sormuş ama gören olmamış. Sonunda danışmak ve bilgi almak için bir
bilge kişiye gitmiş. Olanları anlatmış. Bilge kişi gözlerini adama dikmiş ve
demiş ki:
“KIRLANGIÇLARIN ÖMRÜ 6 AYDIR….”
HAYATTA BAZI FIRSATLAR VARDIR, SADECE BİR KEZ ELİNİZE GEÇER VE
DEĞERLENDİRMEZSENİZ UÇUP GİDER!
HAYATTA BAZI İNSANLAR VARDIR, SADECE BİR KEZ KARŞINIZA ÇIKAR; DEĞERİNİ
BİLMEZSENİZ KAÇIP GİDERLER! VE ASLA GERİ DÖNMEZLER!
Dikkatli olun…. Farkında olun….. Ve bir düşünün bakalım; Acaba siz bugüne
kadar pencerenizden kaç kırlangıç kovaladınız?
alıntı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder