10 Ocak 2014 Cuma

YEMEK YEMEYİ TETİKLEYEN ETMENLER

YEMEK YEMEYİ TETİKLEYEN ETMENLER

Bu hafta, yemek zamanı ve yemeğin tadının yemek yeme davranışımız üzerindeki etkisinden bahsediyoruz.               

Yemek Zamanı ve Yemeğin Tadı

Böyle bir sofrada kim yemeden durabilir ki?
Yemek yeme alışkanlıklarımız, geçmiş deneyimlerimiz yoluyla öğrendiklerimizden büyük ölçüde etkileniyor. Birçok insanın öğle yemeğini aynı saatte yediğine dikkat ettiniz mi? Normal şartlar altında farklı kişilerin farklı metabolik hızlara sahip olduğunu, kahvaltıda yediklerinin çeşitlilik gösterdiğini ve bedenlerindeki depolanmış yağ miktarının değişik yüzdelerde bulunduğunu göz önünde aldığımızda öğle yemeğine aynı saatte oturmaları beklenmeyecek bir durum. Ancak klasik olarak birçoğumuz düzenli yemek saatlerinde yemeye koşullandığımızdan aşağı yukarı aynı saatlerde acıkıyoruz. Diğer bir deyişle, enerjiye ihtiyaç duyduğumuzdan değil, yemek zamanı geldiği için yiyoruz. Yemek zamanının geldiğini haber veren saat aslında bir şekilde Pavlov'un ziliyle aynı görevi görüyor. Öyle ki, yemek yeme davranışını tetikleyen beklentileri arttırarak bedeni sindirime hazırlıyor. Örneğin, kandaki insülin artışı glukoz kullanımını arttırarak kısa süreli açlık hissi yaratıyor. Benzer etkiyi yemeğin kokusu ve görüntüsü de yaratabiliyor. Değil yalnızca görüntü ve koku, taze ekmeğin, fırından yeni çıkmış bir pizzanın ya da sevilen bir tatlının düşüncesi bile açlığa neden olan beden reaksiyonlarını tetikleyebiliyor.

Birçok insanın öğle yemeğini aynı saatte yediğine dikkat ettiniz mi?
Yemek yeme davranışımızı tetikleyen en önemli etmenlerden biri yemeğin tadı. Araştırmacılar, pek çok yiyecek seçeneği sunulan farelerin tek bir yiyeceğe maruz bırakılan hayvanlara göre çok daha fazla yediklerine dikkat çekiyor. Benzer etki, biz insanlar için de geçerli. Örneğin, yılbaşı ya da özel günlerde kurulan ziyafet masalarındaki çeşitlilik, daha fazla yemek yememize neden oluyor. Gerek farelerin, gerekse insanların fazla yiyecek seçeneği sunulduğunda daha fazla yemesinin nedeni belli bir lezzete karşı hassasiyetin çabukça kayboluşu. Örneğin, makarna yiyorsak bir süre sonra makarnanın tadına karşı hassasiyetimizi kaybediyoruz. Dolayısıyla, doygunluk hissediyoruz.
Olaya evrimsel olarak bakacak olursak, çeşitli lezzetle beslenen bir hayvanın daha zengin besin öğelerine ulaşımı söz konusu. Bu da, tek çeşit yemekle beslenen diğer hayvanlara göre ona avantaj sağlayacağından içgüdüsel olarak her çeşitten yemeği yeme gereği duyuyor.
 
http://www.biltek.tubitak.gov.tr/gelisim/psikoloji/biliyormusunuz.htm#koken

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder