7 Temmuz 2013 Pazar

Kurtuluş Savaşı Cepheleri hakkında bilgi

Kurtuluş Savaşı Cepheleri
DOĞU CEPHESİ

Ermeni Devleti, Rusya’da Çarlık sisteminin yıkılıp yerine Sosyalist bir devlet kurulması üzerine 1918′de ortaya çıktı. Taşnak Partisi tarafından idare ediliyordu. Ermeniler, sınırlarımıza saldırıyor, Müslüman halka aşırı zulüm, haksızlık ve katliam yapıyordu. Bunun üzerine, TBMM Ermenilere karşı Askeri harekete geçilmesine karar verdi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, İcra Heyeti’ne (Bakanlar Kuruluna) mütareke hükümlerine uyularak boşaltılan, “Elviye-i Selâse” (doğuda bulunan 3 ilimiz) Kars, Artvin ve Ardahan’ın tekrar geri alınması için gereğinin yapılması yolunda ayrıca yetki vermişti. Doğu Cephesi Komutanı Kâzım Karabekir Paşa 30 Mayıs ve 4 Haziran 1920 tarihinde Doğu’daki durum hakkında hükümete rapor verdi. Bu raporda; “Ermenilerin ilk fırsatta Erzurum’u dahi ellerine geçirmek için teşebbüslerde bulunacakları, Ermeni ordusuna karşı hâkim ve müsait bir vaziyet almanın zorunluluğu, Brest Litovsk ve Batum Antlaşması ile Türkiye’ye bırakılan Elviye-i Selâse’yi işgal etmek üzere harekete geçmenin gerekliliği” açıklanmış ve hükümetçe de bu durum uygun görülmüştü.

Taarruz için 7 Haziran’da emir verildi. Ancak, Sovyet Dışişleri Bakanının Ermenistan, İran ve Türkiye sınırlarının belirlenmesinde, Rus Sovyet Hükümeti’nin arabuluculuğu ile meselenin siyasi yollardan halledilmesinin mümkün olduğunu bildirmesi üzerine, ordunun taarruzu geciktirilmişti.

Bu arada Ermenilerin, Türk topraklarına ve halkına karşı tecavüzü, Oltu’yu işgal etmeleri ve Gürcülerin de 25 Temmuz’da Artvin’i almaları üzerine, 28 Eylül 1920′de ordumuz taarruza geçti. 29 Eylül’de Sarıkamış, 30 Ekim’de Kars (15. Kolordu Kafkas Tümeni Komutanı Albay Halit Bey (Karsıalan) yönetiminde), 7 Kasım’da Gümrü geri alındı. Kesin barış antlaşması 2-3 Aralık gecesi imzalandı. Gümrü Barış Antlaşması, TBMM Hükümetinin imzaladığı ilk antlaşmaydı ve Misak-ı Milli’nin Doğu sınırlarını da kısmen belirliyordu.

TRAKYA CEPHESİ
Mondros Ateşkes Antlaşması’ndan sonra; Edirne-İstanbul demiryolunu kontrol etmek üzere bir Fransız Alayı Trakya’ya yerleşmiş bulunuyordu. Fransız Generali Franchet D’Esperey ile Yunanistan Başbakanı Venizelos arasında imzalanan Antlaşma ile Kuleliburgaz-Hadımköy hattı Yunan Ordusunun işgaline terk edilmişti.
Bu gelişmeler karşısında, I. Kolordu Komutanı Cafer Tayyar Eğilmez Paşa, Mustafa Kemal Paşa’nın 9 Ocak 1920 tarih ve 55 sayılı emrine uyarak bütün Edirne vilayetinde sıkıyönetim ve seferberlik ilan etti. Diğer taraftan Trakya-Paşaeli Müdafaa Heyet-i Osmaniyesi, 31 Mart 1920′de Lüleburgaz’da yaptığı ilk kongresinde dış tecavüzler ve iç ayaklanmalar karşısında her türlü tedbir alma yetkisini kolordu komutanına ve merkez heyetine vermeyi kararlaştırdı.

San Remo Konferansı’nda, İtilaf Devletleri Edirne ile birlikte Doğu Trakya’yı da Yunanistan’a bırakmayı kararlaştırdılar.

9 Mayıs 1920′de Edirne’de toplanan Trakya Paşaeli Müdafaa Heyet-i Osmaniyesi, 2′nci kongresinde Edirne ve Doğu Trakya’nın Yunanistan’a bırakılmasını kesinlikle reddetti ve ülke topraklarının savunulmasını kararlaştırdı. Bu amaçla, yerli halktan Asker toplamayı ve silahlı savunma tedbirleri almayı kararlaştırdı. Ayrıca, Cemiyet programını değiştirmekle birlikte ismini de Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti haline getirerek, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin şubesi olmuştu.

Sevr Antlaşması’nın imzalanmasını kolaylaştırmak, Osmanlı İmparatorluğu ‘na fiilen olduğu kadar hukuken de son vermek amacı ile İtilaf Devletlerinin de teşviki ile Yunan Ordusu bir taraftan Anadolu’da bir taraftan da Trakya’da harekete geçti. 20 Temmuz 1920′de başlayan Yunan Taarruzu sonunda Edirne 24 Temmuz 1920′de düştü. Sevr Antlaşmasının imzalanmasını takip eden günlerde Yunan Hükümeti kendi meclislerinden geçirdikleri bir kanunla Doğu ve Batı Trakya’yı bir genel valilik halinde Yunanistan’a kattığını ilan etti. Yunanlılar tarafından Edirne ve Doğu Trakya’nın ilhakına rağmen, Trakya’da işgale karşı silahlı mücadele devam etmiştir.

Anadolu’da kazanılan büyük zafer ve orduların Boğazları geçerek Trakya’yı kurtarmak için harekete geçmeleri kararı karşısında, Boğazlarda bulunan İtilaf Devletleri ateşkes anlayışı içinde olmuşlardır. 15 Ekim 1922′de yürürlüğe giren Mudanya Ateşkes Antlaşması ile Doğu Trakya, Yunan kuvvetleri tarafından boşaltıldı. 25 Kasım 1922′de Edirne Valiliğine tayin edilen Şakir Bey (Kesebir), Türk yönetimini yeniden kurmuştur. Lozan Konferansı sonunda, Yunanlıların Anadolu’da yakıp yıktıklarına karşılık, savaş tazimanatı olarak Karaağaç ve Bosnaköy Köprübaşlarının da Anavatana katılması kararlaştırılmıştır.

GÜNEY CEPHESİ
Mondros Ateşkes Antlaşması’nın, İtilaf Devletleri tarafından tek taraflı, haksız ve yanlış bir şekilde uygulanışı çerçevesinde Güney Anadolu’nun işgali, bu bölgede milli mücadele cephelerinin kurulmasına ve düşman saldırısına karşı direnmeye sebep olmuştu.

Fransızların Adana’yı, İngilizlerin ve Fransızların beraberce Urfa, Maraş ve Antep’i işgal etmeleri halk arasında korku, nefret ve endişe oluşturmuştu. Fransızların, Ermenilerle işbirliği yaparak sömürge yönetimi usullerini burada uygulamaları, yer yer bölgesel savunma tertiplerinin alınmasına ve milli kuvvetlerin kurulup teşkilatlanmasına etken oldu.

KURTULUŞ SAVAŞI CEPHELERİ
A) DOĞU CEPHESİ

a) Ermeni Meselesi
Fatih zamanında İstanbul’da Ermeni Patrikliği kurulmuştur.
Osmanlı’da Ermeniler, Millet-i Sadıka diye anılmıştır.
Ermeni Meselesi ilk kez Berlin Antlaşması’nda ortaya çıkmıştır (1878).
Ermeniler amaçlarına ulaşabilmek için Taşnak ve Hınçak cemiyetlerini kurmuşlardır.
Ermeniler 19.yy sonlarında Van, Erzurum, Bitlis ve Sason civarında ayaklanmışlardır.
Ermeniler, II.Abdülhamid’e suikast düzenlemişler, fakat başarılı olamamışlardır (1905).
1915’te Ermeniler Van ve Sivas’ta katliam yapmışlardır.
1915’te Tehcir Kanunu çıkarılmış ve Ermeniler Suriye’ye göç ettirilmiştir.
General Harbord, Doğu Anadolu ile ilgili bir rapor hazırlamış, raporda Ermeniler’in yaşadıkları Osmanlı topraklarında Türk nüfusundan fazla olmadığı açıklanmıştır.
24 Eylül 1920’de Ermeniler saldırıya geçmiş, Türk Ordusu Misak-ı Milli sınırlarına kadar ilerlemiş ve Kars Zaferi kazanılmıştır.

Gümrü Antlaşması (3 Aralık 1920)
Ermeniler’in isteği üzerine Gümrü Antlaşması imzalanmıştır. Antlaşmaya göre:
1. Kars, Sarıkamış, Iğdır, Kağızman Türk Devleti’ne verilecek.
2. Doğu sınırı, Aras Nehri ve Çıldır Gölü’ne kadar uzanacak.
3. Ermenistan Hükümeti, Sevr Barış Antlaşması’nı tanımayacak.
4. Ermenistan, TBMM’nin aleyhine çalışmayacak.
5. Türkler’e saldırıda bulunan Ermeniler dışındakiler isterlerse 6 Ay içinde Türkiye’ye dönebilecekler.

Önemi:
Ermenistan TBMM’yi tanıyan ilk devlettir.
Türk Devleti’nin ilk siyasi başarısıdır.
Türk ordusu ilk başarısını Doğu’da Ermeniler’e karşı kazanmıştır.
Kurtuluş Savaşı’nda kurtarılan ilk yer Kars’tır.
Mondros’taki sınırlar ilk kez aşılmıştır.
Batı ve Güney Cephesi güç kazanmıştır.
Rusya’nın 5 Aralık 1920’de Ermenistan’ı işgal etmesiyle Gümrü Antlaşması uygulanamamıştır.
b) Gürcistan’la İlişkiler
Gürcistan’la Batum Antlaşması imzalanmıştır (23 Şubat 1921). Buna göre;
Batum, Artvin, Ardahan Türk Devleti’ne bırakılmıştır.

B) GÜNEY CEPHESİ
a) İtalya İle İlişkiler
İtalyanlar İzmir’in Yunanistan’a verilmesi nedeniyle kırgındı, bundan dolayı Kuva-yı Milliye’yi desteklemişler ve bölge halkına iyi davranmışlardır. II.İnönü Savaşı’ndan sonra işgal ettikleri yerleri boşaltmışlardır (5 Temmuz 1921).
b) Fransa İle İlişkiler
Fransızlar Mondros’tan sonra Adana, Osmaniye ve Mersin’i işgal etmiştir. (Ocak 1919).
Paris Barış Konferansı’nda Suriye, Lübnan, Antep ve Maraş Fransızlar’a bırakılmıştır.
Antep, Maraş ve Urfa Fransızlar tarafından işgal edilmiş ve Ermeniler Türkler üzerine kışkırtılmıştır.
Sivas Kongresi’nde, Güneydoğu’da da Kuva-yı Milliye birlikleri kurulmasına karar verilmiştir.
Kuva-yı Milliye’nin kurulmasıyla birlikt”e Fransızlar’a karşı mücadele başlamıştır.
Fransızlar’la şu savunmalar yapılmıştır:
Maraş Savunması : 20 Ocak-11 Şubat 1920
Urfa Savunması : 9 Şubat-10 Nisan 1920
Antep Savunması : 1 Nisan 1920-9 Şubat 1921
Adana Savunması : 21 Ocak 1920-20 Ekim 1921
Fransızlar’la 30 Mayıs 1920’de ateşkes yapılmıştır.
Fransa Moskova Antlaşması ile endişeye düşmüş, Eskişehir ve Kütahya Savaşları ile beklemeye geçen Fransa’nın, Sakarya Zaferi ile endişesi sona ermiş ve TBMM ile Ankara Antlaşması’nı imzalanmıştır.
Ankara Antlaşması (20 Ekim 1921)
İki taraf arasında savaş sona erecek.
İki ay içinde Türk ordusu belirlenen hattın kuzeyine, Fransızlar ise güneyine çekilecek.
İki taraf da kendilerine kalan Topraklarda genel af ilan edecek.
Hatay ve İskenderun için özel idare rejimi uygulanacak.

Önemi:
İlk kez İtilaf Devletleri’nden biri, TBMM ile bir antlaşma yapmıştır
Fransa TBMM’yi ve Misak-ı Milli’yi tanıyan ilk İtilaf Devleti olmuştur.
Hatay hariç Suriye sınırımız belli olmuştur. Hatay’da özel bir yönetim kurulmuş ve burada yaşayan Türkler’e geniş haklar tanınmıştır.
Doğu Cephesi’nden sonra Güney Cephesi de Batı’ya kaydırılmıştır.
Fransa, özel idare rejimi olmasına rağmen Hatay ve İskenderun’un Türk Devleti’nin bir parçası olduğunu kabul etti.
İtilaf Devletleri bloğu parçalanmıştır.
Dünya kamuoyu Millî Mücâdele’nin Türkler’in başarısı ile sonuçlanacağını anlamıştır.
Not 1: Kurtuluş Savaşı’nda ilk silahlı mücadele Güney Cephesi’nde başlamıştır.
Not 2: Güney Cephesi’nde yalnız Kuva-yı Milliye Birlikleri mücadele etmiştir. Düzenli Ordu mücadele etmemiştir.
Not 3: TBMM 1973′te Maraş’a “Kahraman”, Antep’e “Gazi”, 1984′te ise Urfa’ya “Şanlı” ünvanını vermiştir.

C) BATI CEPHESİ
a) Düzenli Ordunun Kurulması

Yunan işgaline karşılık Ayvalık, Denizli ve Salihli’ye bölgesinde Kuva-yı Milliye Cephesi oluşturulmuştur.
Kuva-yı Milliye, Kurtuluş Savaşı’nın ilk savunma kuruluşudur.
Kuva-yı Milliye’yi örgütlemek için Balıkesir ve Alaşehir Kongreleri yapılmıştır.
Fransız işgaline karşı Adana, Urfa, Antep ve Maraş civarında da Kuva-yı Milliye kurulmuştur.
M.Kemal Paşa Sivas Kongresi’nde, Ali Fuat Paşa’yı Batı Cephesi Komutanlığı’na getirilmiştir.
Ali Fuat Paşa, Gediz Taarruzu’nda başarılı olamamış ve Yunan orduları Dumlupınar’a kadar ilerlemiştir.
Çerkez Ethem’in baskıları ve Ali Fuat Paşa’nın etkisiz olması nedeniyle Ali Fuat Paşa Moskova Büyükelçiliği’ne atanmıştır. Batı Cephesi ikiye ayrılmıştır.
Albay İsmet Bey Batı Bölümü’ne,
Albay Refet Bey ise Güney Bölümü’ne atanmıştır.
Yunan taarruzu karşısında Kuva-yı Milliye başarılı olamamıştır
Ordudan firarlar başlamış, İstiklal Mahkemeleri’nin çalışmaları ile firarlar sona erdirilmiştir.
Düzenli ordunun kurulması ile Kuva-yı Milliye tamamen ortadan kaldırılmıştır (8 Ekim 1920).
Düzenli orduya geçildiği sırada bazı Kuva-yı Milliyeciler isyan etmiştir (Çerkez Ethem ve Demirci Efe).
Demirci Mehmet Efe İsyanı I.İnönü Savaşı’ndan önce, Çerkez Ethem İsyanı ise I.İnönü Savaşı’ndan sonra bastırılmıştır.

b) I.İnönü Savaşı (6-10 Ocak 1921)
Nedenleri:
Yunanistan’ın; taarruzu devam ettirerek İngiliz Hükümeti’nden yardım sağlamayı,
Çerkez Ethem Ayaklanması’ndan faydalanmayı,
Eskişehir’i alarak demiryollarının önemli noktalarını kontrol Altına almayı,
Sevr Barış Anlaşması’nı TBMM’ye kabul ettirmeyi istemesi.
Yunanlar, Çerkez Ethem’in isyanından faydalanarak Eskişehir’e ilerlemeye başlamıştır.
İsmet Bey, ordusunu Çerkez Ethem’in karşısından çekerek Yunanlar’la çarpışmaya başlamıştır.
Yunanistan geri çekilmek zorunda kalmıştır.

Sonuçları:
Düzenli Ordu’nun ilk zaferidir.
Halkın Düzenli Ordu’ya güveni artmıştır.
Milletin zafere olan inancı güç kazanmıştır.
İsmet Paşa generalliğe yükselmiştir.
Çerkez Ethem İsyanı bastırılmıştır.
Zafer sonrası Afganistan Hükümeti ile Dostluk ve Yardımlaşma, Rusya ile de Moskova Antlaşması imzalanmıştır.
İlk anayasa olan Teşkilât-ı Esâsiye kabul edilmiştir (20 Ocak 1921).
İstiklâl Marşı kabul edilmiştir (12 Mart 1921).
İtilaf Devletleri yenilgi karşısında, durumu görüşmek üzere Londra’da bir konferans düzenlemişlerdir.

Londra Konferansı (23 Şubat-12 Mart 1921)
Nedenleri:
İngilizler’in, Rusya’nın TBMM ile Moskova’daki görüşmelerinden rahatsız olmaları.
İngilizler’in Musul ve Kerkük’te direnişle karşılaşması.
İngilizler’e karşı Revandiz’de ayaklanma çıkması.
I.İnönü Savaşı sonucunun İtilaf Devletleri arasında görüş ayrılığına neden olması.
Fransızlar’ın Güney Doğu Anadolu’da büyük bir direnişle karşılaşması.
İtalyanlar’ın işgal planlarından memnun olmaması
İtilaf Devletleri İstanbul Hükümeti’ni konferansa davet etmiştir.
M.Kemal veya onun gönderdiği birinin İstanbul Hükümeti’nin yanında gelmesini istemişlerdir.
İtilaf Devletleri Bu hareketleriyle, TBMM’yi tanımadıklarını göstermişlerdir.
İstanbul ve Ankara anlaşamadıklarından Londra Konferansı’na iki ayrı delege göndermişlerdir:
İstanbul Hükümeti adına Sadrazam Tevfik Paşa,
Ankara Hükümeti adına Bekir Sami Bey Londra’ya gönderilmiştir.
Londra Konferansı; İstanbul Hükümeti, TBMM Hükümeti, İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan arasında gerçekleşmiştir.
İstanbul Hükümeti’ni temsil eden Tevfik Paşa, söz hakkını TBMM temsilcisine bırakmıştır.
İtilaf Devletleri şunları teklif etmiştir:
İzmir Türk Devleti’ne iade edilecek, ancak şehirde Yunan güçleri bulunacak.
İzmir’in valisi Hristiyan olacak ve Milletler Cemiyeti tarafından tayin edilecek.
Doğu Trakya Yunanlar’a kalacak.
Doğu Anadolu’da Ermenistan kurulacak.
Ordunun sayısı arttırılacak, fakat kapitülasyonlar devam edecek.

Sonuçları:
İtilaf Devletleri TBMM’yi hukuken tanımıştır.
Avrupa’da “Türkler barışa yanaşmıyorlar” türünde çıkan propagandalara engel olunmuştur.
Sevr Barış Antlaşması’ndaki bazı Maddeler tartışma konusu olmuştur.
Konferans sonunda TBMM temsilcisi İngiltere, Fransa, İtalya ile ikili anlaşmalar yapmıştır.
Konferansın başarısız olması nedeniyle Yunan saldırısı yeniden başlamış, II.İnönü Savaşı gerçekleşmiştir.
TBMM-Afganistan Dostluk ve Yardımlaşma Antlaşması (1 Mart 1921)
Afganistan ile TBMM arasında imzalanmıştır. Antlaşmaya göre:
TBMM Afganistan’ın bağımsızlığını tanıyacak.
İki taraf da birine saldırı yapıldığında kendine saldırı yapılmış sayacak.
TBMM, Afganistan’a subay ve öğretmen gönderecek.

Önemi :
İlk kez bir İslam devleti TBMM’yi tanımıştır.
Moskova Antlaşması (16 Mart 1921)
Rusya’da 1917 Bolşevik İhtilali çıkmıştır.
Rusya, imzaladığı Brest-Litowsk Antlaşması ile I.Dünya Savaşı’ndan çekilmiş ve gizli antlaşmaları açıklamıştır.
İtilaf Devletleri Rusya’ya karşı birlik olmuştur.
TBMM ile Rusya birbirine yakınlaşmıştır

Antlaşmaya göre:
Sovyet Rusya, Misâk-ı Millî’yi tanıyacak.
İki taraftan birinin tanımadığı devletlerarası bir anlaşmayı diğeri de tanımayacak.
Sovyet Rusya, kapitülasyonların kaldırıldığını kabul edecek.
Batum, Gürcistan’a iade edilecek.
İki ülkenin ekonomisini geliştirmek için yeni iktisadî anlaşmalar yapılacak.
Karadeniz’e kıyısı olan devletler ile Boğazlar’ın ticaret gemilerine açık kalması için konferans düzenlenecek.

Önemi:
Sovyet Rusya, Misâk-ı Millî’yi ve TBMM’yi tanıyan ilk Avrupa devleti olmuştur.
İlk kez büyük bir devlet TBMM’yi tanımıştır.
Sovyet Rusya, Sevr Barış Anlaşması’nı tanımadığını açıklamıştır.
Yeni Türk Devleti’nin diplomasi sahasında kazandığı büyük bir zaferdir.
Her iki ülke de kendilerinden önce imzalanan antlaşmaları geçersiz saymıştır.
Batum Gürcistan’a, Kars ve çevresi de Türk Devleti’ne ait olmuştur.
Doğu sınırımız büyük ölçüde belirlenmiş ve doğu sınırının güvenliği sağlanmıştır.
Sakarya Savaşı’ndan sonra Kafkas Cumhuriyetleri ile Kars Antlaşması imzalanmış ve doğu sınırı kesinlik kazanmıştır (13 Ekim 1921).
Not : Batum, Misâk-ı Millî’den verilen ilk tavizdir.

c) II.İnönü Savaşı (23-31 Mart 1921)
Nedenleri:
Londra Konferansı tekliflerinin TBMM tarafından kabul edilmemesi.
İngilizler’in Yunanlar’ı kışkırtması.
Sevr Barış Antlaşması’nın TBMM’ye kabul ettirilmek istenmesi.
Yunanlar’ın düzenli ordunun teşkilatlanmasına fırsat vermeden Ankara üzerine yürüyerek TBMM’yi dağıtmak istemesi.
Yunan ordusu İnönü mevkiinde durdurulmuştur.
Türk ordusu Aslıhan ve Dumlupınar’da çarpışmış, birliklerin aşırı yorulması ve fazla kayıp verilmesi ile istenilen sonuç tam olarak alınamamıştır.
Bu durum Türk ordusunun tam olarak taarruz gücüne ulaşamadığını göstermiştir.

Sonuçları:
Düşman oyalanmış ve Kurtuluş Savaşı için zaman kazanılmıştır
Yunanlar Türk ordusunun gücünü kabul etmiştir.
Halkın TBMM’ye olan güveni artmıştır.
İtilaf Devletleri’nin İstanbul’daki yüksek komiserleri TBMM ile Yunanistan arasında taraf olmadıklarını açıklamışlardır.
İtalyanlar, işgal ettikleri toprakları boşaltmışlardır (5 Temmuz 1921).
M.Kemal, zafer sonunda İsmet Paşa’ya; “Siz yalnız düşmanı değil, milletin makus talihini de (ters alınyazısını da) yendiniz” diye telgraf çekmiştir.

d) Eskişehir Ve Kütahya Savaşları (10-24 Temmuz 1921)
Nedeni :
Yunanistan’ın, II.İnönü Savaşı’nın yorgunluğu içinde olan Türk ordusunun toparlanmasına fırsat vermeden saldırıya geçmesi.
Yunanistan’ın, II.İnönü Savaşı’nın yorgunluğu içinde olan Türk ordusunun toparlanmasına fırsat vermeden saldırıya geçmesi.
Yunanistan İnönü’den Afyon’a kadar geniş bir saha üzerinde saldırıya geçmiştir.
M.Kemal, İsmet Paşa’ya, Sakarya Nehri’nin doğusuna çekilmesini söylemiştir.
Afyon, Eskişehir ve Kütahya Yunanlar’ın eline geçmiştir.

Sonuçları :
TBMM’de bazı kişiler başarısızlığın suçunu M.Kemal’e yüklemek istemiştir.
M.Kemal başarılı olabilmek için olağanüstü yetkiler istemiştir.

Önemi :
Kurtuluş Savaşı’nda kaybedilen ilk ve tek savaş Eskişehir-Kütahya Savaşı’dır.

M.Kemal’e Başkomutanlık Yetkisinin Verilmesi :
TBMM, M.Kemal’e üç ay süreyle Başkomutanlık yetkisini veren kanunu kabul etmiştir (5 Ağustos 1921). Böylece:
M.Kemal, yasama ve yürütme yetkisini doğrudan kullanmaya başlamıştır.
M.Kemal, İstiklal Mahkemeleri’nin de kendisine bağlanmasıyla yargı gücünü de kullanmıştır.
Erzurum Kongresi’nde Askerlik görevinden istifa eden M.Kemal, milli irade ile başkomutan olmuştur.
20 Temmuz 1922′de Başkomutanlık Kanunu sınırsız uzatılmış, M.Kemal’in cumhurbaşkanı seçilmesine kadar kanun, geçerliliğini sürdürdü.

Tekâlif-i Milliye Emirleri (7-8 Ağustos 1921)
Ordunun ihtiyacını karşılamak ve Sakarya Savaşı’na hazırlanmak için M.Kemal, Tekalif-i Milliye Emirleri’ni yayınlanmıştır.
1. Her ilçede bir tane Tekalif-i Milliye Komisyonu kurulacak.
2. Halk, elindeki silah ve cephaneyi 3 Gün içinde orduya teslim edecek.
3. Her Aile bir askeri giydirecek.
4. Yiyecek ve giyecek maddelerinin %40′ına el konacak ve bunların karşılığı daha sonra geri ödenecek.
5. Ticaret adamlarının elindeki her türlü giyim eşyasının %40′ına el konacak ve bunların karşılığı daha sonra geri ödenecek.
6. Her türlü makineli aracın %40′ına el konacak.
7. Halkın elindeki binek hayvanlarının ve taşıt araçlarının %20′sine el konacak.
8. Sahipsiz bütün mallara el konacak.
9. Tüm demirci, dökümcü, nalbant, terzi ve marangoz gibi iş sahipleri ordunun emrinde çalışacak.
10. Halkın elindeki araçlar aylık 100 km. askeri ulaşım yapacaklar.
Kars Antlaşması (13 Ekim 1921)
Rusya’nın gözetiminde Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan ile TBMM arasında Kars Antlaşması imzalanmıştır.

Antlaşmaya göre:
Önemi :
Türk Devleti’nin doğu sınırı kesinlik kazanmıştır.
TBMM-Ukrayna Antlaşması (2 Ocak 1922)
Moskova Antlaşması’nın içeriğini tekrarlayan bir antlaşmadır


http://www.hakkinda-bilgi-nedir.com/kurtulus-savasi-cepheleri-nedir+kurtulus-savasi-cepheleri-hakkinda-bilgi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder