Dokuz yıl kuşatma olmasına rağmen, yazıtlar hep onuncu yıl hakkındadır.
Bu arada Akhalar, çevredeki tüm yerleşimleri istila eder ve yağmalarlar. Trakya’daki topraklar bile yağmadan nasiplerini alır. 10. yılda çevredeki her yer yağmalanmış, kuşatma yeniden tüm sertliğiyle başlamıştır. Fakat Troya’ya özellikle Anadolu’dan gelen yardımlar son ana kadar devam eder.
Aşil ve Aias yağma hareketinin önderleridir. Troya’nın müttefiklerine karşı sürekli akınlar düzenlemektedirler. Aşil kuvvetleriyle 11 şehir ve 12 adayı alır. Efsaneye göre 20 yaşına girerse, Troya’nın alınamayacağı kehanet edilen Priamos’un oğlu Troilos’u öldürür.
Yağmaları sırasında Briseis’i kendisi, Kriseis’i ise Agamemnon için alır. Priamos’un oğlu Likaon’u yakalar. Patraklos Likaon’u Lemnos’da köle pazarında satar fakat Eetion tarafından satın alınan köle yeniden savaş alanına geri gelir.
Kuşatma dolayısıyla devamlı yiyecek tedariği gerekmektedir. O güne kadar erzağın büyük kısmını Oentropae kızları adıyla da anılan üç kız sayesinde sağlanmaktadır. Anius’un kızları olan Oentropae’lerden Spermo çimeni buğdaya, Oeno suyu şaraba, böğürtleni zeytine çevirmektedir. Savaşa gelirken Agamemnon onları zorla getirir. Fakat kızlar bir yolunu bulup kaçarlar. Bu, Akha ordusunu oldukça zor durumda bırakır.
Odysseus Trakya’ya tedarik için gönderilir ama eli boş döner. Palamedes onunla alay ederek Trakya’ya gider ve tahıl dolu bir gemiyle döner. Bu Odysseus’un ona olan kinini daha da arttırır. Kendisini sefere götürmek için oğlu Telemakhos’u sabanın önüne atan Palamedes’i ortadan kaldırmaya karar verir (1)
Herkes kuşatmanın bu kadar uzamasından hoşnutsuzluk duymaktadır. Şehre saldırının anlamı yoktur çünkü tanrıların yardımıyla yapılmış surları aşamamaktadırlar. Yapabildikleri tek şey, şehir surlarının dışına çıkanları yakalamak ve fidye karşılığı geri göndermektir. Palamedes yakalananları sorguya çekerken, bazılarını, şehir düştüğünde, zarar verilmeyeceği vaadiyle kendi saflarına çekmeyi başarmıştır.Kısa süre içinde İlyon’da güçlü olmasa da etkili bir casus teşkilatı kurar.
Odysseus da Palamedes’le aynı yolu güder. Haberlerin Palamedes yerine kendisine gelmesi konumunu güçlendirmektedir. Odysseus, Palamedes’in bunu bir rekabet olarak algılamaması için işini mümkün olduğunca gizli yürütür. Yapılan toplantılarda, Palamedes edindiği bilgileri açıklarken, Odysseus, edindiği bilgileri, toplantı ertesinde Nestor ve Agamemnon’la paylaşır.
İkisinin de casusları saraya sızmayı başaramaz ama, Akhalar şehirde olanların tamamını bilir hale gelmişlerdir. Odysseus teşkilatının olgunlaştığına, başka amaçlar için de kullanılabilir olduğuna karar verir. Adamlarından biri kampa geldiğinde, uzun süredir üzerinde düşündüğü planı gerçekleştirmeye başlar.
Palamedes’in kölelerinden biri, Odysseus’un amaçlarına çok uygundur. Şehirlerden birinden getirilen ve köle olarak satılmaya gidecek bir kızdır bu. Genç kıza yakınlaşan Odysseus, onu, özgürlüğü karşılığında, Palamedes’in yatağının altına verdiği torbayı koyması için ikna eder.
Torba yerine konduğu zaman, Agamemnon ve Nestor’a, kulübeyi gizlice dinleyebileceklerini söyleyerek, onlar için yaptığı bölüme geçmelerini sağlar. Gerisi artık bir tiyatro oyunu gibidir. Casusu sorguya çekilirken, Odysseus’un kendisine bellettiklerini aynen tekrar eder. Görevi, Priamos’un verdiği altın torbasını Palamedes’e ulaştırmaktır. Odysseus arka tarafa geçerek Agamemnon ve Nestor’un yanına gelir. İkisi de düşünülmeyen bu ihanetin etkisiyle allak bullak olmuşlardır. Bir müddet Agamemnon’un kulübesinde ne yapılması gerektiğini tartışırlar. Odysseus, kuşkuyu kendi üzerinden uzaklaştırmak için Palamedes’i savunursa da, Agamemnon bu işi sonuçlandırmadan bırakmayı düşünmemektedir. Palamedes’le yüzleşilmelidir.
Nestor, Odysseus’un tuzağını çok ince kurduğunu fark etmiştir. Palamedes’i suçsuz çıkartmak, Odysseus’u suçunu ispatlamak olacaktır. Bu da Odysseus’un ölümü olacaktır ki, bu iş hem çok zordur, hem de Odysseus ordu için daha yararlı olduğunu göstermiştir.
Palamedes, ithamlara çok sinirlenir. Agamemnon’a, bu yaptığının kendisine büyük bir saygısızlık olduğunu, krallar kralı da olsa bir Akhayı, hele de kendisini casuslukla suçladığı için özür dilemesi gerektiğini söyler. Agamemnon, Palamedes ile kulübeye vardığında, boğazı kesilmiş olan Troyalı’nın ölüsüyle karşılaşır.
Askerler, Palamedes’in yatağının altında Troya’ya ait olduğu belli olan bir altın torbası bulurlar. Metanetini kaybederek deli gibi bağırmaya, suçsuz olduğunu haykırmaya başlar. Palamedes’in ihanetinden dolayı taşlanarak öldürülmesine karar verilir.
Ertesi sabah Odysseus’un çok sevdiği ve güvendiği bir asker ölü bulunur. Yanında bıçaklamış olduğu Palamedes’in kadın kölesi ile birlikte. Asker köle kadının kendini zehirlediğini anlayınca onu öldürebilecek kadar vakit bulmuştur. Odysseus üzüntüsünün büyüklüğünü göstermek için bu sadık askerinin ailesine 7 öküz gönderilmesini emreder.
Palamedes’in babası Naiplus, Troya’ya gelerek oğlunun böyle bir şey yapmayacağını söyler ve adalet ister ama reddedilir. Bunun üzerine Yunanistan’a geri dönerek Troya’da olan kralların karılarına gider. Kocalarının bulduğu Troyalı metresleri getirerek onların yerlerine getireceğini yayar. Bir çok kadın buna inanır ve başka erkeklerle birlikte olmaya başlar. Bu kadınlar arasında Agamemnon’un karısı Klitemnestra da vardır.
(1) Palamedes’le Odysseus’un sürtüşmesi yalnızca bu olaylarla sınırlı değildir. İkisi, zeka açısından da, birbirleriyle yarıştırılmaktadırlar. Palamedes’in Epsilon harfini, dama oyununu, zarları ve ayın günlerini yıldızlara göre saptamanın yolunu bulduğu rivayet edilir.
http://diflek.com/1387/troya-7-odysseusun-palamedese-iftirasi/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder