Nokta Koymak
Bazen yaşamımızdaki belli olaylara nokta koymak o kadar kolay değildir ve bunun yerine biz genelde kendimizi virgül ve ünlem işaretleri eklerken buluruz.
Niçin bazen bu küçücük konuyu uygulamak ve ilerlemek bu kadar zordur?
Dil bilgisinde nokta, bir konunun normalde sona erdiğini belirtmek için ve bir sonrakine başlamadan önce durmamız gerektiğini hissettiğimiz uygun yerlerde cümle sonuna konur.
Yaşamımızda da bu ‘son’ haline zihnimizde ulaşmamışsak, yaşam cümlemizi fazladan virgüllerle sonsuza kadar uzatırız. Ve aslında bir cümle çok uzadığında, ağır ve anlaşılması mümkün olmayan bir hale gelebilir. Böylelikle birinin hayatında bir şey çok uzun sürüp devam ettiğinde, yalnızca sinir bozucu olmakla kalmaz, kişinin o eski enerjinin olumsuzluğu içinde saplanıp kalmasına neden olabilir.
Bir hikâyeden ya da güzel bir metinden keyif almanın en iyi yolu sıkça durmak ve düzenli aralıklar vermektir. Bu bize öncesinde olanları kavramamız ve gelecek olana hazırlanmamız için bir süre verir. Noktaya yalnızca eski düşünceyi bitirmek olarak değil, yenisine bir başlangıç olarak da bakın. Geriye değil, ileriye bakın. Geçmişten ders alın ve bırakın gitsin. Geçmişi değiştirmenin tek yolu daha iyi bir gelecek yaratmaktır.
Virgül yerine bazen de yaşadıklarımızı ünlem işaretleriyle vurgularız. Bunlar hayret, şaşkınlık ve inanmayışın yüksek tonlardaki ifadeleridir. Buna rağmen, kusurlarla karşılaştığımız zaman, mükemmel bir insan ya da durum yanılsaması yaratmış olduğumuz için şaşırır ve hayal kırıklığına uğrarız. Mükemmel bir dünyada yaşamadığımızı ve hepimizin yanılabileceğini bilmek, aşırı beklentilerimizin olmamasına, duygu ve tepkilerimizde dengeli kalabilmemize olanak tanır.
Tüm bu yaşam oyununun sadece bir sahne üzerinde hep birlikte kendi rollerini oynayan bir aktörler ekibinden oluştuğunu bilmek, darbeleri, şokları ve gereksiz düşünceleri azaltır. Bu günkü ‘süpermen’ yarın o kadar süper olmayabilir. Oysa ki onlar sadece kendi rollerini oynamaktadırlar. Oyunu suçlayın, oyuncuyu değil. Rolü ve kostümü ruh ile karıştırmayın. Raja Yoga meditasyonu bize her ruhun kendi orijinal doğasında saf ve ilahi olduğunu öğretir. O orjinalliğe bakın, ruha, şimdi sahnede oynayana değil.
Şayet nokta koymak fren yapmaksa, o zaman hatalı frenler bizim doğru zamanda ve yerde duramadığımız anlamına gelir. Dolayısıyla şu soru akla gelir, biz ilk olarak aslında frene basabildik mi yoksa yaşam boyunca asla çarpışmayacağımızı mı umduk! Zihnimizde her gün saf, pozitif ve güçlü düşünceleri tutmak çarpışmayacağımızın ve kendi yolculuğumuza odaklanacağımızın garantisidir.
Sonuncu nokta ‘Son’un göstergesidir. Tüm eylem ve düşüncelerden sonra sessiz, sakin, tefekkür aşamasına geçilen yerdir. Hikâye biter, artık ona hiç bir şey eklenemez. Huzur ve dinginlik deneyimleyebilmek için, gün içinde ne kadar sıklıkla aklımızda dönen çeşitli hikâyelere bu noktayı -yarım bir nokta değil- koyabiliyoruz.
Tam bir ruhsal farkındalıktayken nokta koyabilmek daha kolaydır ve yalnızca bir saniye alır. Sonsuzlukta, maddesel hiçbir şey gerçekten önemli değildir. Beden bilincinde kendi imajımızı korumak için büyük bir mücadele veririz. Eylemlerimizle, egomuzu haklı çıkarır ve süsleriz, kabul ve onay arar, tartışır ve kavga ederiz ve hikâye asla bitmez.
Nokta bir son vermedir, diğer kişiyle pek ilgisi yoktur, daha çok kendine duyulan saygıdır. Eğer nokta koyamıyorsanız, yeni bir bölüme nasıl başlarsınız? Gereksiz düşüncelere ve yaşamınızda daha fazla oyun ihtiyacına nokta koyarak kendinize saygı duyun. Eğer hala duygular silsilesini sürmek istiyorsanız, o zaman devamlı size kendinizi iyi hissettirecek o yüksek duyguları deneyimlemek sizin için zor olacaktır.
Şimdi tamamen bir nokta koymanın zamanı. Geçmişten dersinizi alın ve bırakın gitsin. Eylemlerinizin kalemini kendi elinize alın ve yaşamınızda yeni bir dönemi yazmaya başlayın. Zihninizde yeni hikâyeler belirdikçe, onları kısa tutun ve frene basın. Ve yaşamınızın Son Bölümünde son noktayı koyduğunuz zaman, sizin romanınız tekrar ve tekrar okunmaya değer olsun.
http://www.meditasyonyapalim.com/default.aspx?pid=84051
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder