25 Haziran 2013 Salı

Egonun Çatırdaması

Egonun Çatırdaması

Yüzyıllar boyunca psikologlar zor anlaşılan, soyut ve karmaşık olan egoyu keşfetmeye ve anlamaya çalıştılar. İnkâr etsek de hepimiz ona sahibiz. Hepimiz yaşamla baş edebilmek için ondan yardım alıyor ve onun yardımına güveniyoruz. Bir oyundaki oyuncular gibi ego kostümümüzü giyiyor ve diğerleriyle ona göre etkileşim içinde oluyoruz, bazen bu rollerin ardındaki ruhları zorla, bir an için de olsa görebiliyoruz.

Ego bizim en iyi arkadaşımız ve en kötü düşmanımızdır. Onu büyük ve kötü dünyaya karşı cesur koruyucumuz olarak görebiliriz, onu “öz saygı” ya da “gurur” diye adlandırabiliriz, ancak yine de o bize derin bir ıstırap vermeye devam eder. Birinin size söylediği bir şey özellikle doğru olsa bile, incindiğiniz ya da hakarete uğramış hissettiğiniz hiç oldu mu? Elbette hepimize olmuştur, bu egodur. Bunu büyümek ve gelişmek için bir fırsat olarak görmek yerine, ego bizi savunur ve değerli bir hayat dersinden mahrum bırakır.

Hiç kendinizi bir ilişkiyi kaybetmek ve yaşamınızın devamını pişmanlık içinde yaşamak pahasına haklılığınızı kanıtlamak durumunda hissettiniz mi? Bu, karşı konulması zor, baştan çıkarıcı bir durumdur, egonun çabasına teşekkürler…

Ego bizi bir an daha üstün, başka bir an ise daha değersiz hissettirmeyi sever. O, kendine acıma, kendini baltalama ve intikam hislerine boyun eğer. Oturmak ve sessiz kalmak çok daha uygun iken ego bizim kalkıp söz almamıza, konuşmamız gerekiyorken de sessiz, utangaç ve sıkılgan olmamıza neden olur.

Bu şekilde kendi egomuzun kölesi oluruz. Egomuz bizim daima haklı olduğumuzu (ya da daima hatalı: ters ego) düşünmemizi sağlar. Ego, bizi gerçekte olduğumuzdan daha güçlü ve zeki olduğumuza inandırır ya da bizi korku dolu, kurban edilmiş (sömürülmüş) ve saldırgan yapar. Eğer egonun dünyadaki savaşların ve katliamların ana nedeni olduğunu gerçekten anlasaydık, onun süper zekâ mı yoksa tam bir aptallık mı olduğunu sormaya son verirdik. Dünyada kimler savaşıyor, ülkeler mi, kültürler mi veya egolar mı? Gerçek savaş nerede, dışarıda mı yoksa bizim zihnimizde mi?

Ego bize yalan söyledi. “Gurur” yanıltıcı adı altında biz onu koruduk. Bu, ikili bir ortaklıktı, ‘sen benim sırtımı kaşırsan ben de seninkini kaşırım’ anlaşması. O, bizim huzurlu içsel krallığımızı ele geçirdi, zihnimiz ve düşüncelerimiz üzerinde egemenlik elde etti ve öz saygımızı parmaklıklar ardına koydu.

Bazen düşmanca olan dünyada yolumuzu bulabilmek için bu gerçek olmayan kimliği yaratmak zorunda kaldığımızı savunabiliriz, fakat büyük bir bedel ödedik- bedel acıydı.

Ruhsal arayış içinde olan bir kişi için egoyu son yolculuğuna uğurlamak önemlidir. Ego, tek başına olmasa bile, kendini gerçekleştirmeye, kalıcı ve sonsuz mutluluğa en büyük engeldir. Gerçek ve daha yüksek benliğimize ulaşmak için bir gün onu yok etmek zorunda kalacağız. Eğer bu işi kendi kendimize yapmazsak, ego son yolculuğuna gitmeden önce bin kere öleceğiz.

Ego çatırdaması hoş, tatlı bir deneyim değildir. Ego bizim uzun süredir yoldaşımız, o gerçek bir kavga çıkaracaktır, süreç acı verici, sıkıcı, rahatsız edici ve üzücü olacak, fakat sonuç tatmin edici ve ödüllendirici olacaktır. Bu bir uyanış, aydınlanma ve özgürlüktür. Bizim çarpık ve karışık düşüncelerimizden oluşan o sis netleşmeye başlar, hislerimiz derin uykunun ve cahilliğin pençesinden kurtularak, sonunda uyanık hale gelir.

Egoyu ezmek, yok etmek için, hatalı olmaya, aptal, küçük ve pasif görünmeye hazırlıklı olmalı, yargılama, kınama, eleştirme ve yanlış gururu bırakmalıyız. Ego öldüğünde, birçok akrabasını da yanında götürür; korku, nefret, öfke, bencillik ve bizim mutluluğumuzu uzun zamandır çalmış olan onun tüm sülalesi. Egosuz olmak öyle küçümsenecek bir şey değildir, o korkaklara göre değildir. Bununla birlikte ödülleri sınırsızdır.

Ego sonunda ölmek zorunda kalacaktır. O, bizim için yok edilmeden önce onu yok etmek bilgece bir yaklaşımdır. Bize yardımcı olması için kullanabileceğimiz basit bir ölçü var. Eğer acı hissediyorsak, bu egodur. Çünkü eğer ego yoksa tehdit ve savunacak bir şey de yoktur.

O sizi yok etmeden önce egoyu yok etmenin/yenmenin zamanı geldi…


Aruna Ladva

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder