5 Aralık 2012 Çarşamba

Osmanlı İmparatorluğu’nda Ahilik

Osmanlı İmparatorluğu’nda Ahilik,Tımar, Beylik Düzeni, Lonca ve Medreseler


 
Tımar sistemi Osmanlı Devleti’nde 1.Murat döneminde kurulmuştur. Genel olarak taşra yönetimi ile ilgili düzenlemeler için kurulan tımar sistemi askeri bir sistem olmasının yanında aynı zamanda idari bir sistemdir. Osmanlı devletinde belirli hizmet ve yükümlülükler karşılığında verilen ve senelik gelirleri 20 bin akçaya kadar olan askeri dirliklere tımar sistemi denir. Bu imkândan faydalanan bireylere tımar sahibi denir.
Tımar sisteminde taşrada yaşayanlar ödemekle yükümlü oldukları vergiyi tımar sahibine verir ve tımar sahipleri de bu vergilerle belirli bir sayıda atlı asker yetiştirirdi. Bu açıdan devletin ek bir masrafa girmeden askeri güç sağlaması ve ekonomik hayatın gelişmesinde büyük faydalar sağlamıştır. Tımar sisteminde toprağın mülkiyeti devlete, vergisi tımar sahibine, kullanım hakkı köylüye aittir. Tımar sistemiyle köylerde düzen birlik sağlanmıştır. Vergi toplanması düzene girmiş ve vergilerden gelir elde edilmiştir. Devlet daha az masrafla asker yetiştirmiştir…
Ahilik teşkilatı Anadolu’da 13. Yüzyılda yayılmıştır bu teşkilat esnaf ve işçileri toplayan bir teşkilattır. Ahilik göçebe yaşayan Türkmenlerin İslamlaşma sürecini hızlandırmak, Anadolu’yu Türk yurdu haline getirmek, şehirlerde yaşayan Rum ve Ermeni tüccarlarla rekabet edebilmek amacıyla kurulmuştur. Anadolu Selçuklu Devleti’nin sosyal ve ekonomik düzeninin sağlanmasında Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda etkili olmuştur. Ahilik dini ahlaki sosyal ve ekonomik vasıfların tümüne sahipti. Ahilikte bütün mesleklerin üstadı ve bunun etrafında toplanan meslek sahipleri vardı. Bu meslek sahiplerinin bir takım görevleri ve uyması gereken kurallar vardı güven, doğruluk, tövbe ve hidayet gibi sorumluluklar…
Ahilik Anadolu’da köylere kadar genişleyerek Anadolu ‘nun kısa süre içinde İslamlaşmasını sağlamıştır. Yerleşik hayata geçiş hızlanmıştır. Ticari ve kültürel yaşama canlılık gelmiştir. Türk esnaf ve sanatkârları arasında dayanışma bilinci sayesinde ahilik önemli bir güç haline gelmiştir. Dini ahlaki kültürel ve ekonomik yapı korunmuştur.
Ahilik teşkilatı ile Anadolu’da bulunan Rum ve Ermeni kökenli tüccarların sorumluluğu ve elinde bulunan ticari yaşan zamanla Müslümanların sorumluğuna geçmeye başlamıştır ve Müslümanlar ahilik kapsamında ekonomide söz sahibi olmuştur. Ayrıca ahiler ticarette ahlaki niteliklerinden asla ödün vermedikleri gibi ahlaklı olmayı şart haline getirmişlerdir.
Lonca Osmanlı Devleti’nde küçük ölçekli üretim yapan zanaatkârların ve kentlerdeki esnafların oluşturdukları bir örgütlenmedir. Lonca sistemi temelini genel anlamıyla Ahilik teşkilatından almaktadır. Osmanlı Devleti’nde lonca sistemi 15. Yüzyıl sonlarında ortaya çıkmıştır. 18. Yüzyılın yarılarında farklı bir biçimi alarak gedik haline gelmiştir. Osmanlı loncaları bir yandan Ahilik teşkilatının değerlerine sahip iken diğer yandan da Ahilik’in kabul etmediği esnaf çeşitlerini ve gayrimüslimleri de örgütlenmelerine dâhil etmişlerdir. Loncaların içinde yer alan esnafların çırak, kalfa, usta şeklinde yükselme aşamaları vardır.
Osmanlı Devletinde Loncalar yöneticilerini kendi belirler ve işleyiş şartları da onların isteğine göre şekillenirdi. Fakat aynı zamanda devletin koyduğu birtakım belirli kurallara da uymak zorundaydılar. Loncalar üye sayısını belirler üretim mallarının kalite ve güvenliğinden sorumludur, esnaflar arsındaki haksız rekabetleri önler ve üyelerine çok geniş imkânlar sağlardı.
Loncalarla birlikte esnaf ile devlet arasındaki ekonomik ve sosyal ilişki düzene girmiştir. Loncaya üye olan esnaflar ticaret hacimlerini genişletmiş ve bu devletin ekonomisine can vermiştir. Her esnaf mutlaka bağlı olduğu mesleğe uygun bir Loncaya kayıt olmakta zorunludur. Loncalar ekonominin bazı gereklerini yerine getirmede eksik kaldığı için aynı zamanda kurulan fabrika ve şirketlerin de anlaşamaması ile gitgide zayıflamış ve 20.yüzyıla doğru yok olmaya başlamıştır.
Medreseler İslam dünyasının doğusunda camilerden farklı olarak, öğrencilerin bir takım sıkıntılarına çözüm bulmak ve onları aydınlığa kavuşturmak amacıyla 10. Yüzyılda Karahanlılar tarafından ilk olarak kurulmuştur. Genellikle Anadolu’da kurulan medreseler birer vakıf müessesesi olarak kabul edilmiştir. Medreselerde öğretim parasız olup öğrencilerin her türlü ihtiyaçları sağlanır ve burs verilirdi bu anlamda eğitim ve öğretimin gelişmesine nitelikli birey yetişmesine çok önemli katkı sağlamışlardır.
Osmanlı Devleti’nde medreseler Fatih ve Kanuni’nin çalışmaları ile oldukça önemli gelişmeler yaşamıştır. Aynı zamanda tıp medreseleri de kurulmuş ve eğitime geçmiştir. Medreseler astronomi çalışmalarının yapıldığı kurum olarak da işlev görmüştür. Medreseler askeri anlamda da eğitim sağlamakla birlikte birçok bilginin yetişmesine de vesile olmuştur ve İslam dünyasının gelişmesine bilimin ilerlemesine katkı sağlamıştır.
Ortaçağın son dönemlerinde özellikle de Anadolu ve Anadolu çevresinde kurulan birçok küçük çaplı prenslikler vardır bunlara beylik adı verilmiştir ve beyliklerin başında bulunan sorumlu kişiye de bey unvanı verilmiştir. Beylikler Osmanlı imparatorluğuna siyasi, sosyal, askeri, kültürel, dini, ahlaki gibi hemen her alanda büyük emek vermiştir ve katkısı çok önemlidir. Halkla beylikler arasındaki ilişki daha temelliydi ve beylik döneminde halk daha kontrol edilebilinirdi.
Beylik döneminde Bektaşilik Babailik gibi birçok tarikat yaygındı. Yine aynı zamanda ahilik teşkilatı bölge halkının üzerinde önemli bir nüfuza sahipti. Osmanlı beyliğinin başında bulunan Osman Bey bölgede etkili şeyhlerden olan Şeyh Ebadili’nin kızı ile evlenmek istemiştir buradaki amacı hem siyasi görüşlülüğünü temsil etmekte hem de bölge halkı üzerinde daha etkili olmaktır. Bu evlilikle birlikte önemli isimler Şeyh Mahmut Gazi, Ahi Şemsettin ve oğlu Ahi Hasan ve daha nicesi Osmanlı beyliğinin hizmetine girmiş ve bu beyliğin gelişip büyümesinde önemli olmuşlardır.
Anadolu Selçuklu İmparatorluğu üzerinde kurulan ve içlerinde Karamanlı devleti gibi güçlü beylikler de olan beylikler zamanla Osmanlı İmparatorluğuna katılarak tarih sahnesinden kalkmışlardır

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder