ZEKA NEDİR?
TARİHTE İLK ZEKA TESTİNİ KİMLER
UYGULADI?
ZEKA GELİŞTİRİLEBİLİR Mİ?
ZEKA TESTLERİ NELERDİR?
ZEKA GERİLİĞİ NEDİR?
Alm. Intelligenz, Klugheit (f), Fr. Intelligence, İng. Intelligence. En
geniş mânâsıyle bir genel zihin gücü. Psikolog Terman’a göre, zekâ “mücerret
(soyut) düşünme yeteneği”dir. Davis, zekâyı, “edinilen bilgilerden
faydalanarak meseleleri halletme kâbiliyeti” olarak açıklar. Stern ise, “yeni
karşılaşılan hallerin gereklerini, düşünme yeteneğinden faydalanarak
karşılayabilme, yeni hayat şartlarına uyabilme gücü” olarak görür. Bergson’un
klâsik târifine göre zekâ, “evvelce elde edilmiş tecrübe ve bilgilerden istifâde
ederek bugünkü hayat meselelerini çözmek ve hayat şartlarına uymak
kâbiliyeti”dir. Hinsie ise zekâyı, üç ana gruba ayırarak târif etmektedir. Bu
müellife göre, abstre (mücerret, soyut) fikir ve sembolleri anlama ve kullanma
kâbiliyeti teorik zekâyı; muhtelif makina ve âletleri anlama, çalıştırma ve
keşfetme kâbiliyeti mekanik zekâyı, insânî münâsebet ve ictimâî hâdiselerle
ilgili durumlarda akıllı ve mantıkî bir şekilde hareket etmek kâbiliyeti ise
sosyal zekâyı teşkil etmektedir.
Zekâ, akılla karıştırılmamalıdır. Zekâ, bir
meleke, bir alışkanlıktır. Bu kuvvet yardımı ile insan, bilinen şeylerden
bilinmeyenleri çıkarır. Delilleri toplayarak aranılan şeyleri bulur. Zekâ, sebep
ile netice arasındaki bağlılıkları bulmak, benzeyiş ve ayrılışları anlamaktır.
Akıl anlayıcı bir kuvvettir. Hakkı bâtıldan, iyiyi kötüden, faydalıyı zararlıdan
ayırt etmek için yaratılmıştır. İsviçreli Clapare de zekâyı, “yeni icap ve
vaziyetlere, zihnin en iyi şekilde uyması”dır diye anlatmıştır. Yâni muhite
uymayı sağlayan bir kuvvettir. Tek hücreli hayvanlar, muhitin yalnız tesir
etmesi ile hal değiştirerek bu tepkiye uyar. Daha ileri olan eklembacaklılarda,
tepkilere sevkitabiî (içgüdü)ler de katılır. Kemikli hayvanlarda, bu iki kuvvete
alışkanlık da karışır. En yüksek hayvanlarda ve insanlarda ise, muhite uymak
için yeni bir faaliyet, bir davranış ortaya çıkar ki, bu da zekâdır.
Bergson diyor ki: “Her asrın geri kalmış kısımları, tabiate uymak, hayvanlar
ve kendileri arasında münâsebet kurmak için âletler yapmıştır. Bu aletler, zekâ
ile yapılmıştır.” Alet yapmak, teknikte yükselmek akla değil, zekâya alâmettir.
Zekâ, içgüdüden yukarı, akıldan aşağı, bir şuur basamağıdır. Aklın tatbikçisi
gibi olan zekâ, akıldan önce teşekkül etmektedir. Akıllı kişiler, teorik yollar
ve kâideler ortaya koyar. Zeki kimse, bunların pratiğe tatbikini sağlar. Zekâ
düşünebilme kuvvetidir. Fakat, düşüncelerin doğru olması için, akıl lâzımdır.
Zeki insan düşüncelerinin doğru olabilmesi için bir takım prensiplere muhtaçtır.
Bu prensipleri idâre eden akıldır.
Her zeki kimseyi akıllı sanmak doğru değildir. Zeki bir kimse, büyük bir
kumandan olabilir. Akıllı kimselerden öğrendiği usûlleri, yeni harp
vaziyetlerine uydurarak, kıtaları fethedebilir. Fakat aklı az ise, bir hatâ ile,
başarıları felâkete döner. Meselâ Napolyon’un zekâ saçan askerî plânları,
zaferleri ve akılsız hareketlerinin sonu olan felâketleri meydandadır. Üçüncü
Selim Han zamânında, Napolyon’un, Suriye’de, İslâm askerleri karşısında bozguna
uğrayarak nasıl kaçtığı târihlerde yazılıdır. Bir arslanın zekâsı, insan zekâsı
kadar kuvvetli olsaydı, bu arslan öteki arslanlardan, on bin kat daha çok
korkunç olurdu.
Zekâ, yeni doğmuş bir çocukta potansiyel olarak vardır, zamanla
olgunlaşır. Fikrî gelişimin en hızlı olduğu zaman onuncu yaşa kadar olan
dönemdir. Zekânın gelişmesi, beynin ve sinir sisteminin olgunlaşmasına
dayanır.
Normal olarak, zekâ, doğuştan îtibâren şahsın
olgunluğa erdiği 15-25 yaşlara kadar devamlı olarak artmaktadır. Fizikî ve
bedenî büyüme ve gelişmede de olduğu gibi, zekâdaki gelişmenin ilk beş senesinde
çok süratli olmasına mukâbil, 10-16 yaşlarda gitgide yavaşlamakta ve 15-20
yaşından sonra tamâmiyle durmaktadır. 20 yaşına kadar gelişen zekâ, ondan sonra
7-8 senelik bir duraklamayı tâkiben hızla zayıflamakta ve
düşmektedir.
Zekânın ölçülmesi: Zekâ birtakım testler aracılığıyla
ölçülebilir. Bu gâyeyle birçok test geliştirilmiştir. Târihte bilinen ilk zekâ
testi Osmanlı Devletinde uygulanmıştır. O zaman saraya bağlı olan Enderun adlı
mektebe, Müslüman ve gayri müslim çocukları bir çeşit zekâ testiyle seçilerek
alınırlardı. Enderun, idâreci ve devlet adamı yetiştirirdi (Bkz. Enderun).
Batıda kullanılan ilk zekâ testini bir Fransız psikologu olan Alfred Binet ve
Dr. Theodor Simon yapmıştır. “Binet-Simon Testi” adı altında 1905 yılında
yayınlanan bu test, Paris ilkokullarında başarısız kalan öğrenciler arasında
zekâca geri olanlarla zekâca normal olup, olumsuz çevre faktörlerinden dolayı
başarısız kalanları ayırt etmek gâyesiyle meydana getirilmiştir.
Zekâ testleri muhtelif yaşlardaki çocukların normal olarak (yâni % 50’sinin)
yapabilecekleri işlerden, çözebilecekleri problemlerden ve
cevaplandırabilecekleri sorulardan meydana getirilmiştir. Bu tipik sorular,
problemler ve işler, etraflı incelemelerden sonra tespit edilmiştir.
Binet-Simon Testi son yıllarda revizyondan geçirilerek Stanford-Binet
Testleri adı altında hâlen çocuklarda geniş ölçüde kullanılmaktadır. 8 yaşındaki
bir çocuğa kendi yaşından iki yıl öncesine âit olandan başlanarak testler
uygulanır. Çocuk bunları bildiği gibi, 8 yaşına âit problemleri de çözebilir,
daha ileri yaşlara âit olanları yapamazsa normal zekâlı sayılırlar. Böyle bir
çocuğun doğum yaşı gibi zekâ yaşı da sekizdir. Şâyet 8 yaşındaki bir çocuk kendi
doğum yaşının problemlerini çözemeyip, ancak 7 yaş seviyesine kadar olan
problemleri halledebiliyorsa zekâ yaşı 7 olarak kabul edilir. Dokuzuncu yaşa
kadar olan problemleri çözüyorsa, 9 zekâ yaşında sayılır. Buna göre çocuğun zekâ
yaşı, doğum yaşından üstün veya düşük oluşuna göre zekâsının üstün veya düşük
olduğu anlaşılır.
Zekâ yaşının doğum yaşına bölünmesiyle zekâ derecesi tespit edilir. Kesirden
kurtarılması için 100 ile çarpılarak elde edilen rakama “zekâ bölümü” (IQ) adı
verilir. Yâni:
İnsanları zekâ derecelerine göre düşükten yükseğe doğru sıralarsak, normal
dağılma eğrisi (çan eğrisi) elde edilir.
Online IQ Testi
Zekâ bölümlerinin (IQ) mânâları
şunlardır:
IQ 0- 25 arası “ağır gerilik” (idio)
IQ 26-50 arası “orta gerilik” (embesil)
IQ 51-75 arası “hafif gerilik” (debil)
IQ 76-90 arası “sınır zekâlılar”
IQ 91-110 arası “normal zekâ”
IQ 111-125 arası “ileri zekâ”
IQ 126-140 arası “üstün zekâ”
IQ 140-155 arası “çok üstün zekâ”
IQ 156-ve üzeri “dehâ”
Üstün zekâlılık: 1000 rastgele çocuk alınırsa, ancak 10 tânesinin bölümü 140
ve biraz üzerinde olur. 160 ve 160’ın üzerinde olanların oranı ise binde birden
bile azdır. Bir bakıma yeryüzündeki tekniğin bulucuları ve taşıyıcıları bu
zekâlardır. Üstün zekâlı çocuklar üzerinde yapılan geniş araştırmalar, bunların
özellikleri hakkında bize şu bilgileri vermektedir: Her şeyden önce, bu çocuklar
vücut sağlığı bakımından normalden üstün bulunmaktadırlar. Öyle ki, doğdukları
zamanki boy ve ağırlık ölçüleri normalin üstündedir. Bebeklik devresinde daha az
hastalık geçirmekte ve öteki bebeklerden daha fazla uyumaktadırlar. Bu çocuklar
erken diş çıkarmakta, erken yürümekte ve erken konuşmaktadırlar. Okulda çabuk
ilerleme göstermekte ve teorik konulara daha fazla ilgi duymaktadırlar. Genel
olarak el mahâretini gerektiren konulara, beden eğitimi ve resim derslerine
fazla ilgi göstermemektedirler. Vakit geçirmek için yaptıkları faaliyetlerde
okuma büyük yer almaktadır. Oyun oynarken kendilerinden büyük arkadaşları tercih
etmektedirler. Ergenlik çağına akranlarından daha erken girmektedirler.
Şurası da muhakkaktır ki, sâdece üstün zekâya sâhip olmak her şey demek
değildir. Çok zeki oldukları halde hayatlarını cezâevlerinde geçiren kimseler de
çoktur (Bkz. Psikopati). Zekânın üstünde akıl dediğimiz kuvvet vardır ve zekânın
iyi yönde kullanılması önemlidir. Dînî ve ahlâkî terbiye, çevre şartları ve
hayat tecrübeleri zeki doğmuş olmanın yanısıra büyük ehemmiyet taşır. Öte
yandan, okulda ve okul sonrası yaşayışta elde edilen başarılar tabiî ki, alınan
eğitimle de ilgilidir. Eğitim ancak mevcut olan bir kâbiliyeti geliştirir.
Üstün zekâlı çocuklar yalnız kendileri, âileleri veya memleketleri için
değil, bir bakıma bütün dünyâ için önem taşımaktadırlar. Çünkü, özellikle ilim
dallarında onları bekleyen çözülmemiş problemlerin cevapları; yapılacak
keşifler, bulunacak ilâçlar bütün insanlığın malı olacaktır.
Zekâ geriliği: Çocukluk çağlarının en sık görülen rûhî şikâyet konusu, zekâ
geriliğidir. Dünyâ Sağlık Teşkilâtı bunu, “zihin kâbiliyetlerinin eksik veya
yetersiz gelişmesi” diye târif etmektedir.
Zekâ geriliğinin sebepleri:
1. İrsî (soyaçekim) zekâ gerilikleri: Hafif derecedeki zekâ
geriliklerinin büyük bir kısmını bu grup meydana getirir. Anne ve babanın geri
zekalı olması hâlinde çocuk da geri zekâlı olabilecektir. Alkolizm, toksikomani,
aşırı yaşlılık buna etken olabilir.
2. Gebelik sırasında annenin ve bebeğin karşılaştığı tehlikeler,
önemli birer sebep sayılabilir: Çocuğu düşürme denemeleri, özellikle
hâmileliğin ilk üç ayında annenin kızamıkçık, çiçek, toksopalsmosis, kabakulak,
kızamık, çocuk felci, su çiçeği, mikrobik sarılık, grip, boğmaca, tifüs, kızıl,
sıtma geçirmesi gibi. Bu hastalıklardan birine yakalanan kadının, doğacak
çocuğunun muhakkak geri zekâlı olması söz konusu değildir. Gebelikte röntgen
çektirme, sigara ve alkol kullanma yine zekâ geriliğine sebep olabilir.
3. Doğum sırasında çocuğun beyninin zedelenmesi, beynin oksijensiz kalması
yine önemli sebeplerdendir.
4. Dört-beş yaşına kadar beyin ve sinir sistemi hızlı bir olgunlaşma
(tekâmül) hâlindedir. Bu olgunlaşmayı engelleyen sebepler (enfeksiyonlar,
kafa travmaları ve zehirlenmeler), zekâ gelişiminin duraklamasına veya
aksamasına yol açabilirler. Beynin, daha çok virüs adı verilen mikroplarla
ortaya çıkan, ansefalit dediğimiz iltihâbî hastalığında hayâtî tehlikeleri
olabilir. Hastalığı atlatanların bir çoğunda zekâ geriliği görülür. Küçük
yaşlardaki boğmaca diğer bir sebeptir. Menenjit, ciddî kafa darbeleri, ağır orta
kulak iltihapları, beyni etkileyen zehirlenmeler zekâ geriliğine yol
açabilirler.
5. Beynin gelişmesini doğuştan veya erken çocukluk çağında engelleyen
mühim sebeplerden biri de kafatasının yapı anormallikleridir. Mikrosefali
(küçük beyin) bunun tipik örneğidir. Kafa içi sıvılarının basınç artması sonucu
başın büyümesi ve gelişmekte olan beynin sıkışması şeklinde meydana gelen,
hidrosefali denen hastalıkta zekâ geriliği oldukça sıktır. Bütün bunların
dışında, kromozom anormallikleri yine irsî (soyaçekim) bir başka zekâ geriliği
sebebidir. Mongolismus denen, Moğol ırkını andıran çocuklar, geri zekâlıların
önemli bir kısmını meydana getirirler. Zekâları hafif veya orta derecede
geridir. Normalde 46 olan kromozom sayısı 1 artarak 47 olmuştur. Daha çok ileri
yaşlarda doğum yapan annelerin çocukları arasında da rastlanır.
Zekâ geriliğinin sıralanması: Zekâ gerilikleri, zekâ
bölümlerine göre şu şekilde sıralanır:
IQ’su 0-25 olanlar ağır geridir (idio): Bütün zekâ faaliyetleri hemen hemen
yok gibidir. Buna ilâveten birtakım bedenî gelişme kusurları da vardır.
Kurumlarca korunması gerekir. Bâzı basit alışkanlıkları bile kazandırmak mümkün
değildir. Bâzıları birkaç cümleyle konuşma öğrenebilir. Büyük kısmı konuşmaz.
Çoğu tuvalet, beslenme alışkanlıkları kazanamaz. Büyük bir kısmında yürüme bile
gelişemez. Çoğu erken yaşta ölür.
IQ’su 26-50 arası olanlar orta geridir (embesil): Normal bir çocuğun
kâbiliyetinin yaklaşık en fazla yarısı kadar kâbiliyeti gelişeceğinden,
konuşmaları ve sosyal intibakları daha sınırlı ve geç olacaktır. Çok az bir
kısmı 10-12 yaşından sonra basit okuma yazma öğrenebilir. Kelime hazineleri
kıttır. Günlük yaşantıları için gerekli olan basit uyum ve alışkanlıkları
kazanabilirler. Fazla sorumluluk taşımayan basit el zanaatlerinde veya
tarla-bahçe işlerinde 13-14 yaşından îtibâren çırak niteliğinde
çalıştırılırlarsa, işe uyum sağlayabilirler. Esâsen en doğru yol da budur.
Çevrelerince geri oldukları kolayca fark edildiklerinden, alay konusu
edilmemeleri, bilakis korunmaları, desteklenmeleri gerekir.
IQ’su 51-75 arası olanlar hafif geridir (debil): Zorlukla da olsa ilkokul
öğretimine başlayabilirler, bir kısmı okulu bitirebilir, bir kısmı ise okula hiç
devam edemez. Bu seviyedeki gerilerin kendine mahsus, hafif ve yavaş ilerleyen
eğitim programı çerçevesinde, özel alt sınıflarda eğitim görmeleri gereklidir.
Büyük şehirlerimizin bâzı ilkokullarında böyle sınıflar vardır. Bu çocuklarda
dikkat, muhâkeme, hâfıza, irâde zayıf gelişir. Fikir üretimi kıttır. Heyecanları
değişken olup, telkine kolayca yatkın olduklarından gençlik ve yetişkinlik
yaşlarında kolayca suça yönelebilirler, şaka kaldırmazlar. Geri oldukları
kolayca fark edilemez, uyumsuzlukları terbiyesizlik sayılabilir. Yetişkin çağa
vardıklarında 11-12 yaşındaki bir çocuğun zekâsına sâhip olabilirler.
IQ’su 76-90 arası olanlar sınır zekâlıdırlar: Normalle geri arasındaki
kişilerdir.
Zekâ geriliğinin oranları: Bu bölümlenmeye göre, zekâ bölümü (IQ) 75’ten
aşağı olan çocuklar geri zekâlı sayılır. Bunların çocuk kesimindeki oranı % 3
dolayındadır. Sınır zekâlılar ise % 10-15 arasındadır. Zekâ bölümü 90’ın üstünde
olanlar normal zekâlılardır. Bütün geri zekâlıların yaklaşık % 75’i hafif, %
20’si orta, % 5’i ağır gerilerdir.
Zekâ geriliğinde tedâvi: Şâyet bir çocukta zekâ geriliği ortaya çıkmışsa,
bunun giderilerek tedâvisi mümkün değildir. Burada esas tedâvi, mevcut zekâ
kâbiliyeti ile en yüksek verimde, çocuğun aktivitesini ve topluma uyumunu
sağlayabilmek, mümkün olan seviyede öğretimini sürdürebilmektir. Yâni eğitimini
yapmaktır. Psikomotor eğitim (yürüme, denge, koşma hareketleri, ince el
becerileri) önceleri önemlidir. Konuşma eğitimi özel bir yer tutar. Ayrıca
günlük hayatta gerekli olan bilgiler ve alışkanlıkların (beslenme, tuvalet,
tehlikelerden sakınma gibi) kazandırılması gerekir. Bu uygulamalarda müsbet
davranış ve fiilleri teşvik, tasdik etme ve mükâfatlandırma, daha sonra da
tekrarlayarak pekiştirme başlıca prensiptir. Menfi davranışlar engellenmeli ve
doğrusu öğretilmelidir. Âile ile de işbirliği yapılarak, evdeki yaşayışın da
tedâvinin paralelinde tesirini sağlamak gereklidir.
Zekâ testleri: Zekâ testlerinden sık kullanılanlardan bâzıları şunlardır:
Cattell Zekâ Testi: Kültürden arınmış bir testtir. Bütün toplumlara
uygulanabilir. Üç çeşidi vardır: Birincisi 4-8 yaş arasındaki çocuklar ve
debiller (hafif zekâ gerisi olanlar) için; ikincisi 8-12 yaş arası çocuklar ve
bütün yetişkinler için; üçüncüsü yüksek seviyedeki genç ve yetişkinler için
hazırlanmıştır. Sorulan soruların belli bir zaman içinde cevaplanması
istenir.
Alexander Pratik Zekâ Testi: Bu testle ilkokulu bitiren çocukların teknik
kâbiliyetlerini ölçmek ve onları daha ileri sınıflara (özellikle sanat
okullarına) yöneltmek maksadıyla hazırlanmıştır. Test aynı zamanda özel
sınıflarda okutulması icab eden çocukların tespitinde çok işe yaramaktadır.
Testte tahta kutulardan, boyalı küplerden çeşitli problemler çözülmesi
istenir.
Porteus Labiret Testi: Zekâ fonksiyonunun özel bir şeklini ölçer. Meselâ,
bâzı vaziyetlerde temkinli davranmak, ileriyi görmek, çeşitli engellerden
kendini korumak gibi. Bu test bilhassa bir insanın bugünkü hayâtındaki
davranışlarda gösterdiği kâbiliyeti tespit eder.
Binet-Terman Testi: Sözlü bir testtir. Okul, âile bilgisine ve kültürüne
dayanır. Binet-Terman testinden bâzı örnekler:
Yaş 4:
1) Anlayış: “Ne yaparsın?”
-Uyku gelince
-Üşüyünce
-Acıktığın zaman
2) Dört rakamı ezberden tekrarlamak:
-4-3-7-9
-4-8-5-6
-9-1-5-7
Yaş 7:
1) Farklarını söylemek:
-Sinekle kelebek
-Taşla yumurta
-Tahtayla cam
Yaş 10:
1) Saçma cümleler: “Burada saçma olan nedir?”
a) Adamın biri diyor ki: “Öyle bir yol biliyorum ki, evimden şehre doğru
yokuş aşağı, şehirden evime doğru da yokuş aşağı.”
b) Dün polisler vücûdu parçalara ayrılmış bir ceset buldular. Bu şahsın
kendini öldürdüğü zannediliyor.
c) Bir mühendis diyor ki: “Trende ne kadar çok vagon varsa tren o kadar çabuk
gider.”
d) Dün bir tren kazâsı oldu, fakat çok önemli değil, yalnız 48 kişinin öldüğü
söyleniyor.
Yaş 12:
1) Benzeyişleri kavramak: “3 şey nasıl birbirine benzer?”
a) Yılan, inek, serçe
b) Kitap, öğretmen, gazete
c) Yün, pamuk, deri
d) Bıçak, kuruş, demir tel
e) Gül, patates, ağaç
Binet-Terman zekâ testinin değerlendirmesi ise şöyle olur:
140 ve üstü deha
120-140 yüksek zekâ
95-120 normal zekâ
80-95 orta zekâ
70-80 aşağı zekâ
50-70 debil
20-50 impesil
0-20 idio
ZEKÂ GERİLİKLERİ;
Alm. Schwachsinn (m), Fr. Arrierations (f. pl.) mentales, İng.
Feeble-mindedness, backwardness. Çeşitli sebeplerden dolayı meydana gelen ve
değişik derecelerde olabilen zekâyla ilgili hastalıklar. Zekâ, öğrenme,
öğrenilenden faydalanabilme, yeni durumlara uyabilme ve yeni çözüm yolları
bulabilmek kâbiliyetidir (Bkz. Zekâ). Zekî insan, öğrendiğini değerlendiren ve
yeni durumlara yeni çözümler getirebilen kişidir.
Zekâ geriliği, gelişim dönemlerinden kaynaklanan ve ahenkli davranışlardaki
bozulmayla birlikte olan, genel zihnî fonksiyonlarda normalin altında olma
hâlidir. Sebebi ne olursa olsun, zekâ geriliği gösteren çocukta en belirgin
özellik, konuşmanın başlamamış olması veya çok yavaş gelişmesidir. Beden
gelişmesi de yavaştır. Başı dik tutma, emekleme, yüzme, oturma, koşma genellikle
geç başlar.
Zekâ geriliği oranının, toplam nüfûsun % 2-3’ü kadar olduğu kabul
edilmektedir.
Zekâ gerilikleri şu şekilde tasnif edilebilir:
1. Derin zekâ geriliği: 0-5 yaş arası çocuklar, tam bağımlı çocuklardır.
Genellikle kurum ve hastânelerde devamlı bakım ve gözetim altında tutulurlar,
pek uzun yaşamadıkları ileri sürülmektedir. 6-20 yaş arasındakiler tek tek
kelimelerle sınırlı olarak ihtiyaçlarını anlatabilirler, tuvalet eğitimi ve yeme
gibi konularda çok az da olsa eğitilebilirler. 21 yaş üstündekilerde ise bâzı
hareket ve konuşma, ses kâbiliyetlerinde ilerleme olabilir. Tuvalet ve yeme
alışkanlıklarını sürdürebilirler, özel bakımı gerektirirler.
2. Ağır zekâ geriliği,
3. Orta derecede zekâ geriliği,
4. Hafif derecede zekâ geriliği,
5. Sınırda ve donuk zekâlı normal çocuklar: Ağır öğrenen çocuklar olarak
bilinirler. Bunlar için özel eğitim uygulanmamakta, ilkokul eğitimini 1-2 sene
geriden tâkip etmektedirler. Bunlar geri zekâlı düzeyde değillerdir, ama
yaşıtlarından çok daha geç ve güç öğrenirler. Çabuk kavrayamaz ve öğrendiklerini
çabuk unuturlar.
Zekâ testleriyle çocukların zekâ yaşları tespit edilebilmektedir. Şâyet yedi
yaşındaki bir çocuk kendi yaşı için hazırlanmış testleri başarırsa, zekâsı
yaşına uygundur denir. Şâyet on iki yaş için hazırlanmış testi de başarırsa
zekâsı yaşına göre çok üstündür denir.
Zekâ geriliklerinin sebepleri:
1. Doğum öncesi faktörler:
İrsiyet, alkolizm, toksikomani, aşırı yaşlı ana-baba vb.
2. Lipid metabolizmasına bağlı bozukluklar.
3. Karbon hidrat metabolizmasına bağlı bozukluklar.
4. Hormonal bozuklukları: Normal tiroid bezinin az çalışması.
5. Kromozom bozuklukları: Down sendromu (Mongolizm).
6. Gebelik sırasında annenin geçirmiş olduğu enfeksiyon hastalıkları: Frengi,
kızamıkçık, çiçek, su çiçeği, toksoplasmosis, kabakulak, kızamık, mikrobik
sarılık, grip, boğmaca, sıtma, kızıl vb.
7. Gebelik zehirlenmesi, kontrol altına alınmayan annenin şeker hastalığı,
yetersiz beslenme, kontrolsuz ilâç kullanma, sigara, alkol ve benzeri
alışkanlıklar.
8. Doğum esnâsında meydana gelen travmalar, bebeğin oksijensiz kalması, kan
uyuşmazlığı sonucu meydana gelen öldürücü sarılık (Kernicterus) zekâ
geriliklerine yol açabilmektedir.
9. Çocuklarda meydana gelen menenjitler, beyin iltihapları, travmalar, çocuk
beyin felci, sara nöbetleri ve zehirlenmeler de zekâ geriliklerine yol
açabilmektedir.
10. Sosyal ve moral sebeplerden zekâ geriliği olabilmektedir: Toplumun sosyal
şartları, âilenin yapısı ve görgüsü, maddî imkânsızlıklar, eğitimsizlik,
beslenme bozuklukları, harp, esâret gibi ağır şartlar vb.
Teşhis: Bebeklik çağında teşhis koymak zor olup, îtina isteyen bir iştir.
Anne ve babadan çok iyi bir hikâye alınmalı ve şüpheli kalan her şey
sorulmalıdır. Çocuğun dikkatli bir gözlemi ve muâyenesi, zekâ geriliği teşhisini
koyma kadar, sebepleri konusunda da aydınlatıcı olmaktadır. Nörolojik
belirtilerin görülüş sıklığı ve ciddiyeti, zekâ geriliği konusunda oldukça mühim
ipuçları vermektedir. İdrar, kan ve kromozom tetkikleri de teşhiste oldukça
faydalı olabilmektedir. İşitme ve konuşmanın değerlendirilmesi, psikiyatrik ve
psikolojik muâyene ile çocuğun zekâ yaşının tespiti, teşhisinin diğer
unsurlarını teşkil etmektedir.
Çok değişik durumlar zekâ geriliğini taklit edebilir. Özellikle körlük ve
sağırlık, yanlışlıkla zekâ geriliği şeklinde değerlendirilir. Konuşma
bozuklukları ve çocuk beyin felci, çocuklar normal olduğu halde, sıklıkla zekâ
gerisi intibaını verebilmektedir. Bunun için teşhis konurken çok dikkatli
olunmalıdır.
Zekâ geriliklerini önleme: Bunun için en önemli husus, zekâ geriliğine
yolaçan faktörlerin giderilmesidir. Bunu sağlamanın en etkili yolu da toplumun
eğitimidir. Ayrıca, kan uyuşmazlıklarının önceden tespiti gibi konularda
genetik, danışma da önemli bir yer tutar.
Hastalıkların erken teşhisi ve uygun tedâvi metodlarıyla, hasar yapmadan
kontrol altına alınabilmesi de oldukça mühimdir. Meselâ troid bezinin yeterli
çalışmama hâli erkenden tespit edilip tedâvi cihetine gidilince, çocukta meydana
gelecek olan zekâ geriliği önlenmektedir.
Tedâvi: Tedâvide gâye; zekâ geriliği gösteren çocukların kapasitelerini,
ulaşabilecekleri en üst seviyeye çıkartmak, kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek
hâle getirmek, âilelerine ve topluma yük olmaktan kurtarmak ve nispeten mutlu
bireyler hâline getirmektir.
Tedâvi, hastalığın cinsine göre değişmekle berâber temelde davranış
şekillendirilmesi, ana-babadan faydalanma, bakım ve kısımlardan faydalanma,
fizikî rehabilitasyon ve birtakım özel eğitimleri ihtivâ etmektedir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder