31 Aralık 2012 Pazartesi

Yeni yıl ve beklentiler

Yeni yıl ve beklentiler

Birbirine bağlanan yıl dönümleri, bir diğerinin tıpkıbasımı olan yazılarla okunsa da, insanın içindeki en değerli hazine olan umudun en masum vaatleriyle yüreklerimizden dilimize akar; nice "mutlu yıllar!". 2012'dan başlayıp geri gidene bakarak yeislenmek değil de, her zorluğa karşın, 2013'ün ilk an'ından geleceğe umutla bakabilmektir aslolan... İnsan, duygularının yıkıcısı, düşlerinin oyun kurucusudur. Bazen 'kendi kalesine gol atsa da', bazen hayat, ona verdiğinden çok azını sağlasa da; yine de umutlanmak ister. Varoluş biraz budur; 2013 de umutla dolsun! Dört bir yanımız yanıyor; enkazdan insancıl bir yerküre çıkarmak zor görünüyor... Oysa, yeni bir dünya kurulabilir; bebeklere süt, analara aşı, babalara aş, gençlere iş bulunabilir; biraz silahtan kısılsa, o arada, vergide, gelirde hakça bir düzen kurulsa; insanlığın çekirdeği infilak etmeyebilir; doğa tuzaklardan arınabilir, yaşam doğallaşır, insan insan olur! Biliniyor; kendi küçük dünyalarımız bizlere taşınması güç yükler bindiriyor, fakat, aynı zamanda, paylaşım denilen: sevinci katlayan hüznü yarılayan o erdem, mahşeri vicdanın içinde saklı bir mücevher gibi bizi bekliyor. Varıyla yoğuyla bize ait olan elbet bizde kalmalı, ama insan, "daha az dert daha çok olanakla" yaşamak istiyorsa, toplumla da insanlıkla da hemhal olmalı; çünkü yaşam denilen bu döngü her bir bireye ait olduğu kadar, aslında, toplumun parçası ve en güzeli onun bir arada idraki. Gerçekten, tek tek herkese "nice mutlu yıllar" dilerken, özde, o kadar çok kendimize de mutlu yıllar dilemiş oluyoruz. Evrene en yalın sempatiler içinde iyi niyetli dilekler göndermek, dillerden kültürlere bir büyük buluşma momentini oluşturuyor; açığa çıkan enerji, dikelerle değil eylemlerle gerçekten mutluluğa katkı yapabildik mi? sorusunu da içinde barındırıyor. Saatin gece on ikiyi vurduğu o an, keşke yedi gün yirmi dört saat, on iki ay dört mevsim sabitlense de, sömürüsüz bir dünya bizim olsa!.. Hiç bir yoksulluk gecesinin olmadığı, refah güneşinin batmadığı, açlığın, işsizliğin ocakları karartmadığı, herkesin emeğinin karşılığını alması adına gündüz gibi saydam bir ekonominin işlediği, tertemiz yönetimlerin kenti beldeyi ihya ettiği, özgürce konuşabilme anlamında bulutlar kadar berrak bir iklimin olduğu bir yaşam! Öyle umut ederim ki, 2013 yılı, insanın doğallaştığı, doğanın insancıllaştığı böyle bir yaşamın kapılarını aralar ve 'insanlar el ele', barış, özgürlük ve varlık içinde geleceğe umutla bakar. Bu dileklerle yeni yılınızı kutlar, sizlere, halkımıza ve insanlığa sonsuz saadetler ve esenlikler dilerim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder