Osmanlı Devleti, Almanya ile yapılan anlaşmanın ardından Birinci Dünya
Savaşı’na girmek zorunda kalmıştır. Ancak Balkan Savaşı’ndan yeni çıkmış olması
ve yeterli hazırlıkları yapma imkânı ve zamanı olmadığından dolayı savaşın
ilerleyen dönemlerinde büyük olumsuzluklarla karşı karşıya kalmıştır.
|
Osmanlı donanmasına bağlı Yavuz ve Midilli gemilerinin Sivastopol’u bombardımanının ardından 1 Kasım 1914 günü Rus Ordusu hududu geçerek baskın tarzında taarruza başlamıştır. Erzurum genel istikametinde ilerleyen Rus Kuvvetleri, 7-12 Kasımda Köprüköy ve 17-20 Kasımda cereyan eden Azap muharebelerini kaybederek geri çekilmek zorunda kalmıştır. Savaşın ilk aylarında meydana gelen bu durum, Ordunun subay ve erleri üzerinde olumlu bir etki yaratmıştır. Ancak ağır zayiat veren 3’üncü Türk Ordusu, geri çekilen düşmanı takip edememiş; daha elverişli bir arazide toplanmak, takviye kuvvetlerinin gelmesini beklemek ve yeni bir Rus taarruzunu karşılamaya hazır olmak amacıyla 8-10 km kadar geri çekilmiştir. Avrupa’da savaşın mevzi harbine dönüşmesi ve Galiçya’da Avusturyalıların Ruslar karşısında zor durumda kalmaları üzerine Başkomutan Vekili Enver Paşa, müttefiklerin Avrupa’daki yükünü hafifletmek için ”Alman Başkomutanlığının da etkisiyle” Doğu Cephesi’nde Rusların imhasını hedef alan büyük ölçüde kuşatıcı bir taarruza karar vermiştir. |
Enver Paşa, icra edilecek bir taarruzla 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda (93
Harbi) Doğu Anadolu’da kaybedilen toprakların (Kars, Batum, Artvin ve Ardahan)
geri alınmasını ve müteakiben harekâtın Kafkasya’ya aktarılmasını mümkün
görüyordu. |
Enver Paşa |
Tümgeneral Hasan İzzet Paşa
|
Enver Paşa, bu amaçla 14 Aralık 1914’te İstanbul’dan Köprüköy’e gelmiştir.
Taarruzun bahara bırakılmasını öneren 3’üncü Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa’yı
görevinden alarak 3’üncü Ordu Komutanlığını kendi üzerine almıştır. Bu harekâtı icra edecek 3’üncü Ordu; 9, 10 ,11’inci Kolordular ve 2’nci Süvari Tümeninden oluşuyordu. Cephedeki Rus mevcudu 100.000, 3’üncü Ordunun mevcudu ise 120.000 idi. Türk ordusu sayıca fazla olmasına rağmen Ruslar, ağır silah, topçu ve donatım bakımından kesin bir üstünlüğe sahiptiler. 22 Aralık 1914 - 15 Ocak 1915 tarihleri arasında cereyan eden Sarıkamış Muharebeleri’nde Türk Ordusunun uyguladığı plan, bir kolorduyla düşmanın cepheden tespitini, iki kolorduyla kuzey kanadından kuşatılarak düşman cephesinin 30-35 km kadar gerisindeki Sarıkamış’ın ele geçirilmesiyle büyük düşman kuvvetlerinin imhasını öngörüyordu. |
Doğu Cephesinde Bir Tabur Karargahı | Enver Paşa 3’üncü Ordu Birliklerini Teftişte |
Tamamen karlarla kaplı, çok yüksek dağlık ve yolsuz bir arazide o günün
koşulları altında kış donatımından yoksun yaya ve atlı birliklerle yapılan bu
harekât çok riskli idi. Özellikle 10’uncu Kolordu birlikleri, Allahuekber
Dağları’nı aşarken çetin zorluklar ve kış şartları sebebiyle gerek miktar
gerekse mevcut silahlar yönünden çok zayiat vermiştir. Nitekim Türk
kuvvetlerinin büyük bir kısmı soğuktan donarak ölmüştür. Sarıkamış’a girebilen
300 kişilik bir kuvvet de Ruslar tarafından geri atılmıştır. Bu başarısızlık
karşısında Enver Paşa, 10 Ocak 1915’te 3’üncü Ordu komutanlığını Tuğgeneral
Hafız Hakkı Paşa’ya devrederek İstanbul’a dönmüştür.
Doğu Cephesinde Makineli Tüfek Birliği | Tuğgeneral Hafız Hakkı Paşa |
Bu muharebelerde Rusların zayiatı 30.000, Türklerin zayiatı ise 60.000
kadardır. Ruslar; Türklerden 200 subay, 7000 eri esir, 20 makineli tüfekle 30
topu ganimet olarak almışlardır. Bu muharebeler sonucunda Doğu Anadolu, Rusların
işgaline maruz kalmıştır.
Doğu Cephesinde Bir Kızakçı Müfrezesi Karlar Üzerinde | Doğu Cephesinde Kızakçı Bir Keşif Kolu | Allahuekber Dağı Zirvesi |
Rusların Topladıkları Donarak Şehit Olan Türk Askeri | Donarak Şehit Olan Türk Askerleri |
Bilahare 3’üncü Türk Ordusu, taarruzdan önce işgal etmiş olduğu Azap mevziine
(Tutak-Narman hattı) çekilmiştir. Takviye kuvvetler alarak Rus taarruzlarını bu
hatta karşılamaya hazırlanmıştır. Sarıkamış Harekâtı ile ilgili haberler, ancak sonradan kamuoyu gündemine geldiğinden burada olup bitenler çok sonraları açıklığa kavuşturulmuştur. Sarıkamış Kuşatma Harekâtı; düşman kuvvetlerinin arkasına düşmeyi hedef alan başarılı bir plandı. Ancak stratejinin faktörlerinden zaman ve iklim şartları iyi değerlendirilemediği için bu sonuç kaçınılmaz olmuştur. |
Hilal-i Ahmer Görevlilerinin Karlar Üzerinden Topladığı Şehitler |
Sarıkamış, Türk harp tarihinin en acı muharebelerine sahne olmuştur. Türk
Ordusu, ağır koşullar altında yapılan bir muharebede kahramanca savaşmıştır.
Türk Ordusunun kayıplarındaki asıl etkenler, çetin arazi ve şiddetli kış
şartları ile teçhizat eksikliği ve ikmal yetersizliğidir. Çok ağır koşullar
altında kahramanca savaşan Türk askeri, muharebenin sonuna kadar direnmiş,
vatanını korumak ve başarıya ulaşmak için sonsuz gayret göstermiştir. Sarıkamış
Harekâtı, Türk milletinin vatanı ve kutsal varlıkları uğruna neler
yapabileceğinin bir delilidir.
Sarıkamış Şehitler Anıtı
KAYNAK:GENEL KURMAY BAŞKANLIĞI |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder