5 Aralık 2012 Çarşamba

Kış Ayları İçin Sağlıklı Öneriler

Kış Ayları İçin Sağlıklı Öneriler

1)Kış mevsiminde en sık görülen çocuk hastalıkları nelerdir ?
Kış mevsiminde ,üst solunum yolu enfeksiyonları (bulaşıcı hastalıkları)-(ÜSYE) ; nezle, soğuk algınlığı,grip,bademcik iltihabı(tonsillit),sinüzit, orta kulak iltihabı(otit), alt solunum yolu enfeksiyonları ; ses telleri iltihabı (larenjit),zatürre (akciğerin iltihabı),bronşiyolit-bronşit (hava yollarının iltihabı ve geri dönüşümlü daralması) en sık görülen hastalıklardır.

2)Üst solunum yolu enfeksiyonlarının (ÜSYE) sebepleri nelerdir ?
Değişik mikroplar ; virüsler ve bakteriler bu hastalıklara sebep olurlar. Bütün dünyada yapılan araştırmalarda etkenlerin % 70-80 vakada değişik virüslerin olduğu saptanmıştır( 200 den fazla değişik cins). Virüsler çok küçük mikroplardır,normal mikroskoplarla görülemezler ve virüsleri öldüren bir antibiyotik henüz bulunamamıştır. Vakaların % 30-20 sinde etkenlerin bakteriler (en sık A gurubu beta hemolitik streptokok) olduğu saptanmıştır. Bakteriler virüslerden daha büyük mikroplardır,normal mikroskoplarla görülebilirler ve antibiyotiklerle öldürülebilirler.

3)Üst solunum yolu enfeksiyonları (ÜSYE) kış aylarında niçin daha sık görülürler ?
Kış aylarında bu mikropların doğada görülme sıklığı artmaktadır. Kapalı yerlerde (okul,kreş,kışla, işyeri vd) uzun süre kalınması,buraların iyi havalandırılmamaları,soğuğun vücut direncini düşürmesi, sigara dumanı,yetersiz-dengesiz beslenme ve bazı çok iyi bilinmeyen mekanizmalarla kış aylarında ÜSYE görülme sıklığı artmaktadır.

4)Üst solunum yolu enfeksiyonları (ÜSYE) ne sıklıkta görülürler?
Virüslerin neden olduğu ÜSYE ları çocukluk çağlarında yılda 3-8 kez olabilir. Bir araştırma sonunda çocukların 10 yaşına gelinceye kadar toplam 100 kez ÜSYE u geçirdikleri bulunmuştur. 6-7 yaşlarından sonra görülme sıklığı azalır. Yetişkinlerde ise yılda ortalama 1-3 kez ÜSYE u görülmektedir.

5)Üst solunum yolu enfeksiyonları(ÜSYE) çocuklarda niçin daha sık görülürler?
Bunun temel sebebi vücudun bağışıklık sistemidir. Vücudumuza giren mikropları,kanımızdaki bazı hücreler tanır ve hafızasına yerleştirirler. Bu mikroplar tekrar vücudumuza girdiğinde bu koruyucu hücrelerin salgıladıkları antikor denilen maddeler tarafından etkisiz hale getirilirler(Bazı mikropların yaptıkları bu koruyucu etki ömür boyudur ; Kızamık,Suçiçeği,Hepatit A,Hepatit B,Kabakulak gibi). Bazı mikroplara karşı ise koruyucu etki daha kısa sürelidir( ÜSYE larını 200 den fazla virüs yaptığından her birine karşı uzun süreli bağışıklık olmayabilir). İşte 20 yaşlarına gelen ve birçok mikroba karşı vücudunda antikorlar(bağışıklık maddeleri) oluşmuş bir bayan,doğum yaptığında bu koruyucu maddeler,kan yoluyla bebeğe geçer ve bebek de annesi gibi ,ilk 6-9 ayda sık hastalanmaz. Ancak bu koruyucu maddeler 6-9.aylardan itibaren azalmaya başlar,bebek hastalandıkça koruyucu maddeleri kendisi yapmaya başlar .Bu temel sebebin yanında anne sütünün de koruyucu etkisinin kalkmasıyla bebekler1.yaştan itibaren 5-6 yaşlarına kadar yılda 3-8 kez ÜSYE ununa yakalanabilirler.

6)Üst solunum yolu enfeksiyonlarının (ÜSYE) belirtileri nelerdir?
Virüslerin neden olduğu ÜSYE u belirtileri ; burun akıntısı-dolgunluk hissi , ateş , öksürük yanında hapşırma,baş ağrısı,geniz akıntısı,boğazda yanma-ağrı,bazen gözlerde sulanma çapaklanma adele ağrıları,halsizlik,iştahsızlıktır.
Bademcik iltihaplarında ; ateş, boğaz ağrısı,yutma güçlüğü olur. Bademcik iltihabı daha çok okul çağı hastalığıdır ve neden genellikle bakterilerdir. Ses telleri iltihaplarında gece yarısı veya sabaha karşı nefes almada güçlük ve havlar-patlar gibi boğuk bir öksürük olur.

7)Üst solunum yolu enfeksiyonlarının (ÜSYE) tedavisinde evde yapılabilecek destekleyici eylemler nelerdir?
Virüslerin neden olduğu ÜSYE larında sigara dumansız temiz bir ortamda istirahat ,dengeli ve bol sıvılı (ıhlamur, bitkisel çaylar,meyve suyu,hoşaf,komposto vd ) diyet ve su buharlı ortam,burun temizliği ve buruna serum fizyoljik damlatılması önerilir. En iyi balgam-salgı yumuşatan doğal madde sudur. Huzursuzluk ağrı ve ateş için ağrı kesici–ateş düşürücü ilaçlar verilebilir. Antibiyotik kullanılmasına gerek yoktur, antibiyotikler hastalığın süresini kısaltmaz,oluşabilecek daha karmaşık hastalıkların (orta kulak iltihabı,zatürre,bronşiyolit ) oluşmasını engellemez.
Bakterilerin neden olduğu ÜSYE larında (özellikle bademcik iltihaplarında) doktor muayenesi ve gerek görmesi halinde penisilin veya başka uygun bir antibiyotik kullanılabilir.

8)Zatürre, bronşiyolit-bronşit belirtileri nelerdir,tedavileri nasıl yapılır?
Ateş (bronşiyolit ve bazı zatürrelerde olmayabilir), öksürük (bazı küçük bebeklerde ilk 1-2 aylarda olmayabilir),hızlı soluma (dakikada 50den fazla veya siz bir nefes alıp verinceye kadar çocuğunuz 2-3 kez veya daha fazla nefes alıp veriyorsa),çocuğunuz nefes alıp verirken göğüs kafesi içeri doğru çöküyor zor nefes alıyorsa ,nefes alıp verirken bütün gün hırıltı-ıslık gibi sesler çıkarıyorsa , dudaklarında morarma varsa, nefes alıp verirken burun delikleri açılıp kapanıyorsa,gülmüyor , oynamıyor,devamlı yatıyorsa MÜMKÜNSE BİR HEKİM TARAFINDAN MUAYENE EDİLMELİDİR. Hafif vakalar evde,ağır vakalar hastanede yatırılarak tedavi edilir. Antibiyotikler (genellikle iğne şeklinde), nefes açıcı ilaçlar vd tedavide kullanılırlar.

9)Ateş nedir? Ateşli durumlarda ne yapmalıdır?
Ateş vücut sıcaklığının koltuk altından 37.7c ,makattan 38.5 c üzerine çıkmasıdır. Çocuklarda genellikle mikrobik hastalıklarda ateş yükselir. Ateş vücudun mikroplara karşı bir savunma mekanizmasıdır(Bunun gibi öksürük solunum yollarının,kusma midenin,ishal barsakların savunma mekanizması olarak kabul edilebilir).Ateş mikropların vücutta çoğalmalarını önler. ÜSYE larında yeni bir belirti olmadan,ilaç kullanılsa dahi ateşin 3-4 gün devam etmesi normaldir. 4 veya 5. gün yine ateş düşmüyorsa tekrar doktora başvurulmalıdır. Ateşli durumlarda çocuğunuzun üzerini örtmeyiniz, mutlaka örtmek gerekiyorsa ince bir pike veya çarşaf kullanınız .Soba kalorifer gibi ısı yayan yerlere yaklaştırmayın,serin bir odada tutunuz. Oda sıcaklığındaki (19-20 c) suyla pansuman yapınız. Ağrı kesici-ateş düşürücü ilaç kullanabilirsiniz. Bu ilaçların tablet,şurup veya makattan fitil (süppozituar) şekillerini kullanabilirsiniz. Ateş yine düşmezse ılık suyla duş yaptırabilirsiniz.

10 SORUDA SOĞUK ALGINLIĞI

1. Nedir?...
Soğuk Algınlığı; çeşitli virüslerin yol açtığı, üst solunum yollarında bazı belirtilere yol açan ‘hafif’ seyirli bir hastalıktır.
2. En çok kimlerde görülür?
Dünyada yetişkinlerde ve çocuklarda en sık görülen hastalıktır.
3. Tedavide antibiyotik kullanılır mı?
Soğuk algınlığı tedavisinde antibiyotiklerin yeri olmamasına rağmen bu konuda sıklıkla yanlış yapılır.
4. Yaygın bir infeksiyon olarak nitelendirilebilir mi?
Soğuk algınlığı o kadar yaygın bir infeksiyondur ki, çok az insan bir yılı yakınmasız geçirebilir. Gelişen ulaşım olanakları sayesinde etken virüsler dünyanın her yerinde ve ikliminde infeksiyonun ortaya çıkmasına yol açabilir.
5. Neden havaların soğuması mıdır?
Soğuğun direkt olarak hastalığa yol açtığı söylenemez. Soğuk algınlığı genellikle okulların açılması ile eş zamanlı olarak sonbahar mevsiminde görülmeye başlar.
6. Hangi mevsimde daha sık görülür?
Soğuk algınlığı en sık kış mevsiminde görülür. Bunun başlıca nedenleri arasında kötü havalandırılan ortamlarda daha çok zaman geçirilmesi, güneş ışınlarının daha az oluşu, daha çok toplu halde yaşanması, bu mevsimde stresin daha fazla olması ve burundaki koruyucu mukozanın soğuması ile virüslerin hızla çoğalması sayılabilir.
7. Yakalanma riskini arttıran faktörler nelerdir?
Riski arttıran bazı özel faktörler söz konusudur: Uzun mesafeli uçak yolculukları; 200 - 400 kişinin aynı hava kaynağı ile birbirlerine infeksiyon bulaştırmalarını kolaylaştırır. Yabancı bölgelere yapılan seyahatler de o bölgedeki virüslerin alınmasına sebep olabilir. Klimalar da önemli risk faktörleri arasındadır; havadaki nemi aldıkları için burundaki koruyucu mukoza ortamını kuruturlar ve infeksiyona yatkın hale getirirler.
8. Stres bir risk faktörü müdür?
Stres, tek başına immün (bağışıklık) sistemini baskılayarak infeksiyon etkenlerinin üremesini kolaylaştıran bir diğer önemli risk faktörüdür.
9. Soğuk algınlığı virüsleri nasıl bulaşır?
Etken virüslerin bulaşması; hastaların mikrop içeren burun veya ağız salgılarıyla bulaşmış elleri ve eşyalarıyla olabileceği gibi, havadaki küçük veya büyük parçacıklar içindeki virüslerin solunması ile de olabilir.
10. Ölümcül olabilir mi?
Bebekler, çok yaşlılar ve bağışıklık sistemi problemli olan kişilerde hastalık çok ciddi, hatta ölümcül olabilir.

SOĞUK ALGINLIĞINDA KLİNİK BELİRTİ VE BULGULAR NELERDİR?
Hastalığın bünyeye yerleşme süresi 24 - 72 saat arasında değişir. İlk belirti kuru kaşıntılı boğaz ağrısıdır. Ateş normaldir veya hafif yükselebilir. Bebek ve küçük çocuklarda ateş daha yüksektir. En sık görülen belirtiler, burun akıntısı, burun tıkanıklığı, hapşırma, boğazda yanma ve öksürüktür. Koku ve tat duygusunun azalması, kulaklarda basınç hissi ve ses kalitesindeki değişiklikler gibi durumlara da sıkça rastlanır. Belirtiler ortalama 7 gün sürer. Vakaların dörtte birinde bu süreç 2 haftaya kadar uzayabilir.

SOĞUK ALGINLIĞINDAN KORUNMA YÖNTEMLERİ
Kapalı ve kalabalık yerlerde hastalık hızla yayılır. Dolayısıyla açık havada ve havalandırması iyi olan yerlerde bulunmak infeksiyon riskini azaltır.
Virüsler, mikrobun bulaştığı yerlerde (kapı tokmağı, telefon gibi) canlı kalabildikleri için, bu yüzeylere temastan sonra virüsleri rahatlıkla burnumuza veya gözlerimize transfer edebiliriz. Bunu engellemek için ellerimizi sık sık sabunlu su ile yıkamalıyız.

SOĞUK ALGINLIĞINDA NASIL BİR TEDAVİ UYGULANIR?
Soğuk algınlığı tedavisinde antibiyotiklerin yeri yoktur. Tedavi belirtilere göre yapılmalıdır. Burun tıkanıklığını giderici spreyler veya burun damlaları, öksürük giderici ilaçlar, baş ağrısını azaltmak için ilaçlar kullanılabilir. Ayrıca istirahat edilmesi ve stresten uzak durulması da vücut direncinin yeniden kazanılmasına yardım eder.
Bu tedavilere ek olarak, ABD’de hastaların üçte biri, Avrupa’da % 40 - 70’i alternatif tedavi kullanmaktadır. Alternatif tedavi olarak sıklıkla esansiyel yağlardan oluşan mentol, içinde bir sülfür bileşiği olan ‘Ajoenc’in etkisinden yararlanmak için sarımsak, çinko ve yüksek dozlarda (günde 1 - 2 gram) C Vitamini alınarak antioksidan etkilerden yarar sağlayabilmektedir.
Kaynak: www.saglikvakfi.org.tr

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder