10 Eylül 2013 Salı

Depresyon

Depresyon
DEPRESYON
Depresyon düşüncelerinizi, duygularınızı ve davranışlarınızı olumsuz yönde etkileyen ciddi bir hastalıktır. Depresyonun çok çeşitli belirtileri vardır, ve bunların en yaygın görülenleri derin bir üzüntü hissi, yapılan işlerden ve etkinliklerden zevk almama veya herşeye karşı dikkat çekici bir ilgisizliktir. Diğer belirtiler arasında şunlar görülür:
· Diyet yapmadan kilo kaybına ya da alımına sebep olan iştah değişiklikleri
· Uykusuzluk ya da aşırı uyku,
· Enerji eksikliği ya da aşırı yorgunluk,
· Huzursuzluk ya da sinirlilik,
· Değersizlik hissi ya da yersiz suçluluk duygusu,
· Düşünmede, bir şeye konsantre olmada ya da bir karar vermede zorluk çekme,
· Ölüm ya da intihar düşünceleri ya da intihar girişimleri,
Depresyon sık görülen bir hastalıktır. Her yıl 10 yetişkinden birini etkiler- kadınlarda erkeklerin iki kadar sıktır. Depresyon insan hayatının her anında görülebilir ancak ilk depresyon ortalama olarak onlu yaşların sonları ile yirmili yaşların ortaları esnasında ortaya çıkar. Depresyon diğer yetişkinlerde de sık görülür. Bereket versin ki depresyon çok iyi tedavi edilebilir.
Depresyon ve Üzüntünün Birbirinden Farkı Nedir?
Sevilen birinin ölümü, bir iş kaybı veya bir ilişkinin son bulması bir insan için katlanılması zor deneyimlerdir. Bunlar gibi stres yaratan durumlara karşı cevap olarak üzüntülü veya kederli duygular oluşması normaldir. Zor zamanlar geçiren kişiler sıklıkla kendilerini “depresyonda” olarak tanımlarlar. Ancak depresyon ve üzüntü aynı şeyler değildir. Üzüntülü duygular zamanla hafifler ve azalırken depresyona bağlı bozukluklar aylarca hatta yıllarca devam edebilir. Depresyon geçiren hastalar, normal bir üzüntü ile klinik depresyonun engelleyici ağırlığı arasındaki farklara dikkat çekerler.
Sebepler
Depresyon herkesi etkileyebilir- hatta göreceli olarak en ideal şartlarda yaşıyor görünen kişileri dahi. Depresyonun başlamasında bir çok faktör rol oynayabilir:
Biokimyasal Sebepler
Beyinde bulunan iki kimyasal maddenin serotonin ve norepinefrin anormalliklerinin, anksiyete, sinirlilik ve yorgunluk da dahil olmak üzere depresyonun belirtilerinde payları bulunabilir. Beyindeki diğer iletişim ağları da kuşkusuz buna dahil olmaktadır; bilim adamlarınca hala bu alanda yeni bilgiler araştırılmaktadır.
Genetik sebepler
Depresyon ailesel geçişli olabilir.
Kişiliğe ait sebepler
Özgüveni ve özsaygısı düşük olan, stresle çok çabuk boğulan ve bunalan, veya genellikle karamsar olan insanların depresyona daha kolay girdikleri görünmektedir.
Çevresel faktörler
Şiddete, ihmal edilmeye, taciz ve suistimale veya fakirliğe daha çok ve sürekli maruz kalmak halihazırda depresyona meyilli kişileri bu hastalığa çok daha kolay yakalanır hale getirir. Tıbbi bir sorun da (örn. bir beyin tümörü veya vitamin eksikliği) depresyona sebep olabilir. Bu nedenle hastanın başka genel tıbbi bir nedeninin olup olmadığının bir psikiyatrist tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir.
Tedavi
Bir çok kişide depresyon basitçe spor yaparak, diyet yaparak ya da tatile çıkarak her zaman kontrol altına alınabilecek bir hastalık değildir. Aslında en iyi tedavi edilebilen ruh hastalıklarından biridir; depresyonlu hastaların çok büyük bir kısmı sonunda tedaviye iyi cevap vermekte ve hemen hemen tüm hastalarda belirtiler bir şekilde tedavi edilebilmektedir.
Spesifik bir tedaviye başlanmadan önce bir psikiyatrist tarafından hastaya, bir görüşme ve mümkünse bir fizik muayeneyi de içeren detaylı bir diagnostik değerlendirme yapılmalıdır. Bu değerlendirmenin amacı hastadaki özel belirtileri, tıbbi ve ailevi özgeçmişini, kültürel şartlarını ve çevresel faktörlerini açığa çıkararak doğru teşhise varmak ve en uygun ve en iyi tedaviyi düzenleyebilmektir.
İlaç tedavisi
Beyindeki kimyasal maddelerin düzeylerindeki dengesizlikleri düzeltmek için antidepresan ilaçlar yazılabilir. Bu ilaçlar sedatif (sakinleştirici), “uçurucu” ya da yatıştırıcı değildir. Alışkanlık yaratıcı da değildirler. Antidepresan ilaçların genellikle depresyonda olmayan insanlar üzerinde stimulan etkileri yoktur.
Antidepresan ilaçlar ilk bir iki haftada biraz iyileşme yaratabilirler, ancak tam fayda iki üç aydan önce elde edilemez. Eğer bir hasta birkaç haftadan sonra hala çok az ya da hiç iyileşme göstermezse psikiyatri doktoru ilacının dozunu değiştirir veya başka bir antidepresan daha ekleyebilir ya da çıkarabilir.
Psikiyatristler genellikle hastalarının, semptomlar iyileştikten sonra bir altı ay ya da daha fazla ilaç kullanmasını tavsiye ederler. İki veya üç majör depresyon epizodundan sonra gelecekte yeni depresyon epizodları riskini azaltmak için uzun süreli bir idame tedavisi önerilebilir.
Psikoterapi
Psikoterapi ya da “konuşma terapisi” bazen hafif depresyonlarda tedavi olarak tek başına kullanılabilir; orta derecede ve ağır depresyonlarda antidepresan ilaçlarla birlikte bir kombinasyon halinde kullanılır. Psikoterapi sadece hasta ile yapılabilir, ancak bazen başka kişileri de içerebilir. Örneğin aile veya çiftlerin tedavisi, bu yakın ilişkideki kişiler arasında ortaya çıkan sorunlu konuların tespit edilmesinde yararlı olabilir. Grup tedavisi benzer hastalıkları olan hastaları içermektedir. Depresyonun ağırlığına göre tedavi birkaç hafta veya oldukça uzun sürebilir. Ancak, bir çok vakada, 10 – 15 seansta anlamlı bir iyileşme sağlanabilir.
Depresyon asla normal bir durum değildir ve her zaman gereksiz bir ızdırap yaratmaktadır.
Doğru bir teşhis ve tedavi ile depresyonda olan insanların çok büyük br kısmı bunu üstesinden gelebilmektedir.
Eğer kendinizde depresyon belirtileri görüyorsanız bir psikiyatri doktoruna görünmeli, sıkıntılarınızı anlatmalı ve bir değerlendirme yaptırmalısınız.
 
http://hulyasoylu.com/default.asp?CatId=236
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder