Burnumuzun koku almasında işleyen tüm mekanizmalar acaba bu güne kadar hiç bir koku almamış yada tatları alamayan biri için de geçerli mi?
Doğuştan koku duyumunun eksikliği, burunda bulunan nasal epitel dokunun yapısındaki herhangi bir hasarın veya aksaklığın sonucu olabilir. Zarın yapısı normal olsa bile, beyine ulaşan sinir hücreleri ile kaynaşma bölgelerinde herhangi bir sorun olabilir. Veya, sinir hücrelerinin zarında bulunan ve koku partiküllerinin kimyasal yapısında değişikliğe yol açarak kokunun algılanmasında anahtar rol oynayan proteinlerin yapısında farklılıklar olabilir. Böyle bir durumda, bu proteinlere koku molekülleri bağlansa bile elektrik yüklerinde hiçbir değişiklik olmayacaktır ve beyinde de bu kokulara dair herhangi bir veri oluşmayacaktır. Son olarak, bunun bir diğer nedeni, beyinde koku almadan sorumlu olan “bulbus olfactorius” merkezinde yapısal bir hatanın varlığı olabilir. Sonuç olarak, koku alamayan bir insanda da aynı mekanizmalar geçerli olacaktır. Ancak mekanizmanın herhangi bir basamağında görülebilecek geri dönüşümsüz bir aksaklık, koku duyumunun yitimine veya hiç oluşamamasına neden olacaktır.
Tat almada ise, esas olarak dil üzerinde bulunan ve “papilla” adı verilen duyu almaçları işlev görür. Çeşitli tiplerde olabilen bu tat alma tomurcuklarının sayısı, bir insanda ortalama olarak 9000-10 000 arası değişkenlik gösterir. Her tat alma tomurcuğuna 50 kadar sinir hücresi uzantısı gelir. Moleküllerin kimyasal yapısı, tat tomurcukları ile tanımlandıktan sonra bu sinirler aracılığı ile beyindeki ilgili bölgeye gönderilir ve tat alma duyusu bu şekilde ortaya çıkar. Koku ve tadın bir arada oluşu ise, çiğneme esnasında ortaya çıkan kokunun burun tarafından algılanması nedeniyledir. Çikolata yerken burnuzu kapatmayı deneyin, alıştığınız tadın aynısını almasanız bile, yine de çikolatanın tatlı tadını algılayabildiğinizi göreceksiniz.
Bazı insanların hiç tat almadığı, bazı insanların ise tatlara karşı normalden çok daha duyarlı olduğu biliniyor. Bu konu üzerinde yapılan bir deneyde, tat alma duyuları farklı tiplerde olan kişilerle çalışılmış. Deney sonucunda ise, tat alma duyusundan yoksun olan insanların dillerinde, tat alabilenlere kıyasla çok daha az sayıda tat tomurcuğu bulunduğu ortaya çıkmış. Ayrıca tatlara karşı normalden daha duyarlı olanlarda, mantar tipindeki tat tomurcuklarının daha küçük olduğu ve çevrelerinde yuvarlak doku halkacıkları bulunduğu görülmüş. Deneklerin dilleri üzerinde 1 cm² başına düştüğü hesaplanan ortalama tat tomurcuğu sayıları ise şöyle:
Tat alamayanlarda 96, normal şekilde tat alabilenlerde 184, tatlara karşı normalden daha duyarlı olanlarda ise 425.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder