Ahilere göre sanat üstattan öğrenilir. Bir ahi yamaklık, çıraklık, kalfalık, ustalık, yiğitbaşılık, ahi
Ahilerin idare heyeti, azalar arasından seçilir. Kendilerine kadı tarafından resmi vesika, icazet verilip, icraatları ve neticeleri büyük meclise bildirilir. Birlik idare heyeti her ay, üç gün toplanır "orta sandığı" üzerine konuşur, kararlar alınır.
Ahiler mensuplarını takdir etmesini bilir ancak cezalandırmaktan da kaçınmazlar. Ahi şarap içmez, zina yapmaz, gıybete bulaşmaz. Yalandan, dolandan, kibirden, iftiradan, hasetten kaçar. İçi dışı birdir, affetmeyi bilir, namahreme bakmaz. Merhametsiz olamaz, lâf taşıyamaz, kin tutamaz. Sözünde durur, hıyanet etmez, emaneti kollar. İnsanların aybını örter, cömert olur ve kul hakkından çok korkar. Bunlara uymayanlar ahilikten çıkarılırlar.
Ahiler
Yine fütüvvetnamelere göre; ahinin sanatı olmalı ve helâlinden kazanmalıdır. Âlimlere hürmet etmeli, fukarayı kollamalıdır. Temiz giyinmeli ve temiz tıynetlilerle bulunmalıdır. Bir ahi asla namazını kazaya bırakmamalı, nefsine hakim olmalı,
İslâm coğrafyasında hesapları olan İngilizler ahilerden çok rahatsız olurlar. Teşkilat, Mustafa Reşid Paşanın hazırladığı Tanzimat Fermanıyla büyük bir darbe alır,
Kim kimin piri?
Dedelerimiz her meslek ve zenaati piriyle anarlar. Mesela Nuh Aleyhisselam marangozların ve gemicilerin, Hazret-i Musa çobanların, Hazret-i Zülkifl ekmekçilerin, Hazret-i Lut tarihçilerin, Hazret-i İbrahim mücahidlerin, Hazret-i Şit hallaçların, Hazret-i Salih devecilerin, Hazreti İdris terzilerin, Hazret-i Yunus balıkçıların, Hazret-i İlyas çulhacıların, Hazreti İsa seyyahların, Selman-ı Pak berberlerin, Halid bin Velid silahşörlerin, İmam-ı Şafii subaşıların, Hacı Bektaş-ı Veli Asesbaşıların piridir.
Osmanlı'da meslek erbabı pirlerine layık olmaya bakar.
Narh nasıl konur?
Sadrıâzam Melek Ahmed Paşa bir ramazan günü İstanbul Efendisini (kadı) ve muhtesip ağayı (belediye başkanı) yanına katıp Unkapanı'na gelir. Bütün Karadeniz reislerini, habbezanları, uncuları nakliyecileri toplar, Varna Köstence, Kili ve Akkirman'da buğdayın kaça alınıp, kaça satıldığını tetkik buyururlar. Bâdehu 300 dirhem has ekmeğin kaç akçeye mal olacağını hesaplar ve narh koyarlar. (Evliya Çelebi'den)
1665 yılında İstanbul'da bulunan Monsenyör Thevehot, "Türkiye'de her şey bol ve ucuzdur" der, "yeşil meyve ve sebzeler bizdeki gibi mücevher pahasına satılmaz. Satıcıların terazileri her gün kontrol edilir, hileli ve pahalı satanlar derhal cezalandırılırlar. Satıcılar rezil olmamak için fazla fazla tartarlar. İstanbul'da çocuğu bile pazara yollayabilirsiniz. Bu pazarda saf ve şaşkınlar bile aldanmaz."
Kaynak: osmanlida ahilik sistemi nedir http://www.webhatti.com/tarih/505940-osmanlida-ahilik-sistemi-nedir.html#ixzz2AbTGOg9i
whkaynak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder