ESKİ BAYRAMLARLA YENİ BAYRAMLAR ARASINDAKİ FARKI ANLATAN BİR ANKET
Eski
bayramları ve şimdiki bayramları karşılaştıran bir yazı bulamadım ama anket
buldum

Uzun
yıllardır bayramı tek başına karşılayan usta oyuncu Erol Günaydın bu bayramda da
eski günleri özlemle anacağını söylüyor ve ekliyor: “Bir varmış, bir yokmuş
Evvel zaman içinde,
kalbur saman içinde, ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallarken, bir zamanlar
İstanbul'un içerisinde bayramlar yaşanırmış” 60 yıl oldu
sahnelerdesiniz
Nice bayramlar
yaşadınız
Siz de nerede kaldı o
eski bayramlar diyenlerden misiniz? Karşılaştırıyor musunuz o günleri?
Asla karşılaştırmıyorum
Çocukluğumdaki
bayramlar bir masal
Bir varmış, bir
yokmuş
Evvel zaman içinde,
kalbur saman içinde
Ben babamın beşiğini
tıngır mıngır sallarken, bir zamanlar İstanbul'un içerisinde bir bayramlar
yaşanırmış diye başlayacağım
1950'lerden başlıyor bu
öykü
1945'te
Beyoğlu'ndaydım, o güzel bayramları İstiklal'de yaşadım
O güzel günler çok
geride kaldı bu topluma onları anlatmak zor
Neden zor? 1970 yılında televizyon çıktığı
zaman o günleri bilen ustalarımız sayesinde meddahlığı, Ramazan'ı ve bayramı
anlattık
Bu toplum yenidir,
eskileri öğrensin dedik
Fakat sonra
televizyoncular kalktı eskiden bayram bayramdı da bugün değil mi dedi
O zaman yavaş yavaş
eskileri anlatmaktan uzaklaştırdılar bizleri
Geldiler günümüze
Böylece kayboldu
gitti
Canım o eskileri
anlatmak eskiye gitmek demek değildir ki
İnsan
nerden geldiğini bilirse gideceği yeri de daha iyi tayin eder
Şimdi geçmişi öğrenmeye
hevesli değil kimse herkes teknolojinin esiri
Artık bayram ziyaretleri de teknolojiye yenik düştü
Ne diyorsunuz bu
işe? Birdenbire öyle bir teknoloji sardı ki ülkeyi düşünemez
olduk
Şaşırdık kaldık, hayal
gücümüzü aldı götürdü
Ben nerden bileceğim
düğmeye basınca dünyanın öbür ucundaki maçı izleyeceğimizi
Biz o dönemlerde Şeref
Stadı'nda denize kaçan topların maçlarını seyrederdik
O günlerde insanlar az,
herkes birbirini tanıyor, selamlaşıyor
Ama teknoloji
geldi değişti her şey
Çocukluğunuzun bayramlarına dair neler hatırlıyorsunuz?
Bir kere hazır giyim yok
Her şey
yapılıyor
Ayakkabıyı
ısmarlıyorsun
Bayrama yaklaşınca
İstanbul'da büyük bir faaliyet başlardı
Berberler,
hamamlar, terziler, kunduracılar… Elbiseler bol dikilir, ayakkabılar ayaktan
çıkar ama mecbur büyük yaptırılacak, çocuk boy atarsa yeni elbise almak için
para bulmak zor
Sonra mektuplar
yazarlardı dostlar birbirlerine
Şimdi resimli telefon
çıktı, nerede o günler
Ailenizle geçirdiğiniz unutamadığınız Ramazan anılarınız var
mı? Bayramda annem baklava açınca babam fırına götürüp
kızarttırırdı
Fırınlarda numaralarla
alırdık baklavamızı
Babam tereyağıyla
baklava yaptırdı
Fırına verdik, kızardı,
aldık tam yerken babam 'Durun, yemeyin bu bizim baklava değil' dedi
Tepsi karışmış
Baklavamızı
Dikilitaş'ta biri almış
Taksiler tutuluyor
Kapı çalınıyor, babam
hemen bağırıyor 'Turun yemayin'
Ama nafile o aile
bitirmiş tabi bizim tatlıyı
Derken kavga
çıkıyor
Elde iki dilim
baklavayla geri döndüler, her birimiz bir kabuğuyla idare etmek zorunda
kaldık
Bayram
namazlarına gider miydiniz babanızla? Babam beni
uyandırmazdı
O gider gelirdi,
uyandırırdı beni
Elini öperdim, bir el
uzanırdı öpmem için
Ne
zaman başladı insanların bayram günlerinde birbirlerinden uzaklaşmaları?
İşte 1980'lerden sonra pek yaşanmadı eski bayram günleri
Bayramlarda herkes
kalabalıktan kaçmaya, yazlıklara taşınmaya başladı
İnsanlar birbirlerinden
koptular
Gerçi şimdi sokağa
çıkmak isteyen ne mahallen, ne sokağın, ne komşuların kalmış
Toplum o kadar
değişikliğe uğradı ki
Şimdi
bayramlar nasıl peki? Elinde birkaç şeker duruyorsun, gelirse
komşularına o şekerlerden ikram ediyorsun
Komşu
gelmiyor da hani gelirse
Bayram mı geldi, seyran
mı geldi, cumartesi mi, pazar mı belli değil
Her şey
birbirine girdi şimdi
Çok güzel
geleneklerimiz vardı bayrama dair ama bunların hepsi kalabalıkta silindi,
gitti
Şimdi
sizin için bayram nasıl geçiyor? Ben bayram mı geldi, seyran
mı geldi, hiç farkında değilim
Bayramı anlamıyorum
Ne 30 Ağustos'u, ne 29
Ekim'i, ne Ramazan Bayramı'nı
Her şey birbirine
karıştı gitti
Bayram mı var şimdi?
Siz bu ülkenin sevip benimsediği insanlardan birisiniz
Bayramlarda kimler
ziyaret eder sizi? Beş senedir bayram seyran bilmem ben
Böyle oturur dostları
bekleriz
Çocuklar geliyorlar
Bir de bir iki komşu
var o kadar
Sinemadan, bu sektörden
pek ziyaret edenim olmaz
Bayramda nasıl ağırlarsınız gelen misafirlerinizi?
Mahalleden çocuklar gelirler ellerimi öperler
Şekerlerini paralarını
alır giderler
Ağırlayacak misafir mi
kaldı Allah aşkına? Bütün arkadaşlarım öldü
Şurada
üç dört kişi kaldık
Bir Münir, bir de Nejat
var ama ikisi de hasta
Muhabbet edecek dost da
kalmadı
Eski
bayramlardan bu yana değişmeyen ne kaldı? Bir şey kalmadı
ki
Şehirler, insanlar,
ağaçlar, sular… Bunların hepsi değişti
Ama değişmeyen
tek bir şey kaldı aslına bakarsan
Bizim asla
vazgeçemediğimiz bir huyumuz bu: Kavga, dövüş, itiş, kakış
İSTANBUL 40'LARDA GÜZELDİ İstanbul'da
ilk bayramınızı hatırlıyor musunuz? Hatırlamaz olur muyum?
Beşiktaş'taydım
Rengârenk Tuzbaba'nın
içerisinde bayram yapmıştık
Bütün insanlar en güzel
elbiseleriyle gelmişti
Ben de kumaş
pantolonumu ve yeni ayakkabılarımı giyinip gitmiştim
Beşiktaş bahçesinde
Dümbüllü'ye, Ihlamur'da bayram yerine giderdim
Tahta
salıncaklar, cambaz çıkar
Eski
İstanbul'dan özlemle bahsediyorsunuz
Peki, ne oldu da
bu hale geldi şehir? Ne olacak bomba düştü İstanbul'a
Politikacılar yüzünden
büyük darbeler aldı bu şehir
1940'lı yıllarda
güzeldi
Geldik 1950'lere olan
oldu
İhtilaller oldu,
insanlar bölündü
Kavgalar hala da devam
edip gidiyor
Bir bütün halinde bu
şehirde yaşarken şimdi alt kültür üst kültür diye kültür muayeneleri yapmaya
başladık
İstanbul'da nerelere giderdiniz en çok? Ben
Beşiktaş'ta otururdum
Beşiktaş çok
şekerdi
Ortaköy'de okurdum
Kılıçali Paşa'da
takımımız vardı, top oynardık
Pazar günleri olunca da
muhallebi yemeye, sinemaya gitmeye Beyoğlu'na çıkardık
Beyoğlu'ndaki Alkazar
Pasajı'nda film izlerdim
Bir de Dümbüllü'ye
giderdim pazarları
Çok severdim
rahmetliyi
Zaten tiyatrocu olmamın
sebeplerinden biridir o
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder