31 Ekim 2012 Çarşamba

cumhuriyet tarihinin ilkleri deyince ne anlarsınız ?

Türkiyede ilkler





MECLÎS'E GİREN İLK KADIN MİLLETVEKİLLERİ
Mebrure Gönenç (Afyon )
Hatı Çırpan (Ankara )
Şükran Orsbaştuğ (Antalya )
Sabiha Gökgül (Erbay ) (Balıkesir )
Şekibe İnsel (Bursa )
Hatice Özgener (Çankırı )
Huriye Öniz (Diyarbakır )
Fatma Memik (Edirne )
Nakiye Elgün (Erzurum )
Fakihe Öymen (İstanbul )
Benal N. Anman (İzmir )
Ferruh Güpgüp (Kayseri )
Behire Morova (Konya )
Mihri Pektaş (Malatya )
Meliha Ulaş (Samsun )
Esma Nayman (Seyhan )
Sabiha Görkey (Sivas )
Seniha Hızal (Trabzon )


Türkiyede ilkler İlk kadın...
İlk kadın opera sanatkârı Semiha Berksoy
İlk kadın Yüksek İdare Mahkeme Başkanı Firdevs Menteşe
İlk kadın Sendika Başkanı Dervişe Koç
İlk Türk kadın pilot Sabiha Gökçen
İlk kadın Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı verilmesi konusundaki öncü Prof. Dr. Afet İnan
ilk kadın Sayıştay üyesi Fahrünisa Yetmen
İlk kadın Danıştay üyesi Şükra n Esmerer
İlk kadın Radyo spikeri Emel Gazimihal
İlk kadın TV spikeri Nuran Emren
Dünya Güzeli ilk Türk kadını Keriman Halis
ilk kadın bakan Prof. Türkan Akyol
İlk kadın TBMM Başkanvekili Neriman Neftçi
İlk kadın Belediye Başkanı Sadiye Ardahan
İlk kadın muhtar Gül Hanım
İlk kadın savcı N. Meliha Sanu
İlk kadın Avukat Süreyya Ağaoğlu
İlk kadın jet pilotu Leman Altınçeki ç (Bozkurt )
İlk kadın subay Ülkü Sema Toksöz
İlk kadın emniyet müdürü Ş. Feriha Sanerk
İlk kadın Polis memuru A. Betül Diker
İlk kadın zabıta memuru Afife İpek
İlk kadın çöpçü Elif Yazgandır
İlk kadın büyükelçi Filiz Dinçmen
İlk kadın Hazine Genel Müdürü Aysel Gönül Öymen
İlk kadın hesap uzmanları Müşerref Çallılar Güzide Amark
İlk kadın genel müdür Mükerrera Aker
İlk kadın Yüksek Mühendis Sabiha Ecebilge (Güryaman )
İlk kadın yüksek mimar Münevver Gözeler
İlk kadın doktor Fıtnan Celal Taygun
İlk kadın Dişhekimi Ferdane Bozdoğan Erberk
İlk kadın eczacı Ruki e Kanat Arran
İlk kadın hostes Adile Tu
İLK ZİRAAT OKULU
1863 yılında İstanbul' da açıldı. Yeşilköy yakınlarındaki Ayamama Çiftliği' nde kurulan bu okul, ileride gerçekleştirilecek bir basma fabrikasının işleyeceği pamukları, çağdaş teknik ölçülerle yetiştirmek amacıyla eğitime başladı. Ancak, umulan sonuç alınamadığından, 4 yıl sonra okul kapandı.
İLK YERLİ FİLMİN ÇEKİMİ
Birinci Dünya Savaşı' na Osmanlıların girmesinden sonra oldu. İlk film de, Almanya' nın yanında Rusya'ya resmen savaş açılmasından üç Gün sonra çevrildi. İlk savaş günlerinin coşkusuna kapılan bir topluluk, İstanbul yakınlarındaki Ayastefanos ( Yeşilköy )' de bulunan bir Rus anıtını yaktı. Anıt yakılırken, yedek subaylığını yapmakta olan Fuat Uzkınay da "alıcısı" ile bu olayı görüntüledi. Böylelikle, 14 Kasım l914' e Yeşilköy' deki "Rus Anıtı'nın Yıkılışı" adıyla 150 metrelik ilk Türk filmi meydana gelmiş oldu.
İLK YELKEN YARIŞLARI
1912-14 yıllarında, İstanbul' da oturan İngiliz yelkencilerince düzenlendi. Ülkenin ilk yelken kulüpleri olan Moda, Büyükada ye Bakırköy kulüplerinin kurucuları da, yine İngilizler olmuştu. Türkiye' de ilk resmi ve kurallara uygun yelken yarışı, 12 Ağustos 1932 Günü düzenlendi. Yurt dışında kupa kazanan ilk Türk yelkencisi unvanı ise Demir Turgut' a aittir. Yelkende ilk karşılaşmamız da, 1936 yılı Berlin Olimpiyatları' yla başladı. İlk yelken Milli Takımı, Bezhat Baydar, Dr. Demir Turgut ve Harun Ünsal' dan oluşmuştu.
İLK YÜZME SPORU
Çağdaş anlamda ilk kez 1910 yılında yapıldı.Yüzme sporunun Türkiye' ye yayılıp tutulmasına büyük katkıda bulunanlar Selahattin Türsen (ilk direnme yüzücümüz), Sait Selahattin Cihanoğlu (ilk sürat yüzücümüz) , Kema l Bey (ilk kule ve tramplen atlayıcımız), Galatasaraylı Şeref Hüsamettin Bey ile "Yedibela " Fahri Avad ' dır.
Yurdumuzda ilk yüzme yarışı, Galatasaray Kulübü' nce 15 Eylül 1923 günü İstanbul Büyükada' da düzenlendi. Nejat Abut, Hikmet Melih ve onların ardından Suat Erler, o dönemin unutulmaz yüzücüleridir.
Türkiye'de ilk yüzme havuzu, Ekrem Rüştü Akömer' in uğraşıyla 17 Temmuz 1931 günü Büyükdere' de açıldı. 25 metre genişlik ve 50 metre uzunluktaki havuzda o gün yapılan yarışları, Beylerbeyi yüzücüleri kazanmışlardı. Yüzme dalında ilk dış karşılaşma, 1934 yılında Moskova' da yapıldı. Bunu, daha sonra Leningrad' da yapılan izledi. Bu yarışmalara katılan takımlarımız, ne yazık ki bir varlık gösterememişlerdi.
İlk yüzme takımımız, şu sporculardan oluşuyordu:
"Fenerbahçe' den Leyla Asım Turgut , İstanbul Yüzme Kulübü' nden Cavidan Erbelger, Galatasaray' dan Naili Moran, Suat Erler, Halil Dalhan, Mehdi Ağaoğlu, Orhan Saka, İzmir Karşıyaka' dan Alparslan, Beykoz' dan Safvan Serim, Karamürsel' den İhsan Keskin ve Beykoz' dan Adnan. "
Ülkemizde, yüzme dalında ilk yabancı karşılaşma ise 1937 yılında İstanbul Moda Yüzme Havuzu' nda Macaristan ile yapıldı.
İLK Voleybol OYUNU
1919-1920 yıllarında oynanmaya başladı. Bir Amerikan örgütü olan YMCA' nın, ün yanı sıra voleybole de önem vermesi ve bir özel salon açtırmasıyla bu spor türü yurdumu za girdi. Salonun müdürü olan Amerikalı Dr. Driver' in bu konudaki çabaları, voleybolün sevilmesine yol açtı. Dr. Driver' e yardımcı olan kişi ise Selim Sırrı Tarcan' dır. Bu oyun ilk kez, Erkek Öğretmen Okulu' nda Türkler tarafından oynandı.
Türkiye'd e ilk kez Suphiye Rifat adında bir kız, Fenerbahçe Erkek Takımı' nda voleybol oynadı ve 1928 yılında bu takım, İstanbul şampiyonu oldu. Bu olay, Türk voleybol geçmişinin ilginç unutulmaz bir anısıdır. Suphiye, Fenerbahçe Kız Voleybol Takımı' nın da kaptanıydı.
İLK KADIN VETERİNER
1933 yılında Erenköy Kız Lisesi' ni bitirdikten sonra, "doktor" olmayı düşünürken, fikir değiştirerek Yüksek Ziraat Enstitüsü' ne kaydını yaptıran Sabire Aydemir, okuldan mezun olduktan sonra "ilk Türk kadın veterineri " unvanını aldı. 2 yıl çeşitli laboratuvarlarda çalıştıktan sonra, tekrar okuluna "asistan" olarak dönen Aydemir, 1945 yılına kadar bu görevini sürdürdü. Daha sonra Pendik, İnebolu, Ünye,Fatsa ve Samsun' da 1920' ye kadar mücadele veterinerliği yapan Aydemir, emekli oldu.
İLK YAZ SAATİ UYGULAMASI
1 Temmuz 1940 günü yürürlüğe giren Bakanlar Kurulu kararıyla başladı. Bir çeşit Elektrik kısıtlaması olan yaz Saati uygulamasında yur dumuzda ilk kez Saatler bir Saat geri alınmıştı.
İLK TÜRK PİLOTLARI
İlk Türk pilotları Süvari Üsteğmeni Fesa Bey' le İstihkâm Teğmeni Yusuf Kenan Bey' dir. 1911' de havacı yetiştirilmek için gönüllü subaylar arandı. Paris' te Bleno Havacılık Okulu' na gönderilen bu iki gönüllü Türk subayı, 1912' de okulu bitirdiler. O yılın Şubat ayında Fransa' dan alınan iki uçakla Fesa ve Yusuf Kenan beyler, uçmaya başladılar.
UÇAĞA BİNEN İLK KADIN
Uçağa binen ilk kadın Belkıs Şevket' tir . "Müdafaa-i Hukuk Nirva " denilen Kadın Hakları Koruma Derneği üyesi olan Belkıs Şevket, 1913' te Fethi Bey' in yönettiği uçağa binerek, İstanbul üzerinde do- laştı.
ULUSLARARASI OLİMPİYAT KOMİTESİ'NDE İLK TÜRK
Türkiye' yi uluslararası Olimpiyat Komitesi' nde temsil eden ilk Türk, Selim Sırrı Tarcan' dır. Tarcan, 1908-193 0 yılları arasında, sıkı olimpiyat kurallarını yerine getirerek Türkiye' yi temsil etme hakkını elde etti. Onu, 1930-33 yıllarında Kemalettin Sami Paşa, 193?- 52 yıllarında da Reşit Saffe Atabinen ve 1955' ten sonra da Suat Erler izlediler.
İLK TÜRKÇE BASIMEVİ
Osmanlılarda basım işleminin Türkçe olarak yapılması, ilk kez Macar asıllı İbrahim Müteferrika tarafından başarıldı. İstanbul' da bir basımevi kurmak isteyen Sait Efendi ile tanışınca, Türkçe basımevi açmanın yollarını araştıran Müteferrika' ya, Nevşehirli Damat İbrahim Paşa yardım etti. Dış ülkelerden araç ve gereçler satın alındı. Yalova' da bir de kâğıt fabrikası kuruldu. Bütün eksikler tamamlanınca, ilk Türk basımevi, Müteferrika' nın Sultanahmet' teki evinde çalışmalarına başladı. 1727 yılında da dizgiye geçildi. Basılan ilk kitap ise, Vankulu Mehmet Efendi' nin iki ciltlik " Lûgat- i Vankulu " (Vankulu' nun Sözlük Kitabı ) adlı sözlüğüdür. Bu sözlük 1729' da yayınlanmıştır.
İLK TÜRKÇE SÖZLÜK
Kaşgarlı Mahmut' Un Araplara Türkçe öğretmek amacıyla 1072 - 1074 yıllarında yazdığı " Divan-ı Lûgati' t - Türk " (Türk Dilleri Sözlüğü) adlı eseridir. 7 bin 500 sözcük içerir.
İLK TÜRKÇE GAZETE
1 Kasım 1831' de özel bir emirle yayınlanan " Takvim- i Vekayi " dir. Yönetiminden Esut Efendi sorumluydu. Konuları dış olaylar, alım - satım ve devletle ilgiliydi. Padişahlığın kaldırılışına kadar yayımlandı. 4068. sayısından sonra TBMM Hükümeti tarafından "Resmi Ceride" adıyla çıkmaya başladı. Günümüzde "Resmi Gazete" olarak yayınını sürdürüyor.
İLK TOPLU SÖZLEŞME
Dünyada ve Türkiye' de ilk toplu sözleşmenin 1776 yılında Kütahya'da yapıldığı sanılmaktadır. Halen, aslı Kütahya Arkeoloji Müzesi' nde bulunan bir belgeye göre Türkler, işçi haklarına öncülük etmiştir. İngilizlerin ilk sözleşmenin 1815 yılında İngiltere' de yapıldığını iddia etmelerine karşılık, yapılan araştırmalar, ilk toplu sözleşmenin, Kütahya'da yapılan "Fincancılar Anlaşması " olduğunu ortaya çıkardı. Seriye Mahkemesi sicillerinin tasnifi sırasında bulunan anlaşma metnine göre, 1776 yılında Kütahya' da mevcut 24 çini ve fincan atölyesinde çalışan çok sayıda usta ve işveren ile Anadolu Valisi Ali Paşa zamanında bir sözleşme yapılarak işçi hakları tescil edildi
İLK TV YAYINI
Ülkemizde ilk Televizyon yayınlarını, İstanbul Teknik Üniversitesi başlattı. Yayınlarla ilgili çalışmalara 1950 yılında geçildi. Projenin uygulama alanına girmesi, verici cihazlarının gelmesi 1952' de tamamlandı. Aynı yıl da yayına geçildi. Yayınlar, cihazların yetersiz oluşu ya da tahsisat yokluğu nedenleriyle daha çok stüdyo çalışmalarıydı. Ancak, bir keresinde Kamera, Taşkışla' daki Teknik Üniversite binasının damına çıkarıldı ve Mithatpaşa Stadyumu' nda oynanan bir futbol maçı, oradan görülebildiği kadarıyla seyircilere iletildi. Teknik Üniversite' nin yayınlarını izleyenlerin sayısını kesin olarak söylemek mümkün değildi. Zira, TV sahiplerinden hiçbirinin PTT' ye kaydı yoktu.
Bununla birlikte, İstanbul' da o yıllarda iki bin televizyon alıcısının bulunduğu tahmin ediliyor. Her cihazın en azından 5 kişi tarafından seyredildiği düşünülürse, Teknik Üniversite' nin televizyon yayınlarını on bin kişinin izlediği söylenebilir. TV yayınlarının yayın çevresi de kesin olarak bilinmiyordu. Ancak, TRT Televizyonu, 1964' te resmen kuruldu. İlk kuruluş yeri, Ankara' daki Mithatpaşa Caddesi' nde bulunan stüdyo idi. 31 Ocak 1967 akşamı ilk resmi televizyon yayını, Ankara' da yapıldı.1968' de Almanya' dan sağlanan 5 KW' lik verici ile kapalı yapılan yayınlar, devreden çıkarıldı. 31 Ocak 1968' de ise TV deneme yayınları haftada 3 gün olarak başladı. Bu deneme yayınları 3 yıl sürdü.
Yayınlar, 31 Ocak 1971' de 4 güne, 21 Haziran 1972' de de 5 Güne çıkarıldı. 1971 Ekim' inde İstanbul - İzmir - Ankara radyolink sistemi, TV nakline müsait hale geldi. TRT, Ankara programlarını 1 Aralık 1971' de Çamlıca' daki PTT radyolink terminali vasıtasıyla İstanbul' a aktardı. Bu yayınlar, 26 Ağustos 1972' ye kadar İstanbul seyircisine yine İstanbul Teknik Üniversitesi Televizyonu aracılığıyla seyrettirildi. 30 Ağustos 1972' den itibaren ise Çamlıca' daki istasyon, 2.5 KW güçlü yayına geçti.
TV ' nin kendi ürettiği programlar, yayınların yüzde 72' sini, dış kaynaklı yayınlar ise yüzde 28' ini teşkil ediyordu.
Mahmut Tali Öngören, TRT' nin ilk Program Dairesi Başkanı ve Ankara Televizyonu' nun ilk müdürü oldu.İlk müdür olan Naum Efendi, Tiyatrosunda ilk kez yabancı Tiyatro kumpanyalarının temsillerini oynattı.
Beyoğlu yakasında 1862' ye kadar yabancı dilde oyun oynatma yetkisi, Naum Efendi' ye verilmişti. Bu süre, beş yıl uzatıldı. 1870' te çıkan bir yangında, Naum Tiyatrosu kül oldu.Yerine, ünlü Hristaki Pasajı yapıldı.
Naum Tiyatrosu' nun Türk seyircisinden gördüğü büyük ilgi üzerine Güllü Agop, İstanbul Gedikpaşa' da bir tiyatro açtı. O da Ermenice oyunlara yer verdi. Türkiye' de Türkçe oyun " ilk kez " Güllü Agop' un tiyatrosunda oynandı. Bu oyunun adı, " Sezar Borjiya " idi. 1868 yılında sahnelendi . Namk Kemal ve Âli Bey' in de desteklediği Gedikpaşa Tiyatrosu, bir süre sonra yalnız yerli oyunları sergilemeye başladı.
İLK KADIN TV SPİKERİ
Türkiye' de ilk deneme TV yayını başladığı srada, Ankara Üniversitesi Dil - Tarih ve Coğrafya Fakültesi İngiliz Filolojisi' nde okuyan Nuran Emren (Devres), spikerlik için açılan sınava katıldı. Sonuçlar açıklandığında, büyük bir hayal kırıklığına uğradı. Kazananlar arasında adı yoktu çünkü. Ancak, 3 gün sonra sınav iptal edildi ve yeni sınavı kazanmayı başaran, biri erkek, öteki bayan iki kişiden biri oldu. Nuran Devres, böylece " İlk kadın TV spikeri " olma unvanını aldı. Ancak, 3 yıl sonra evlendi ve mesleğini bıraktı.
İLK Telefon
Yurdumuzda ilk telefon, Meşrutiyet' in ilanından sonra girdi. İlk telefon santralını da, İstanbul' da 1911' de İngilizler kurdu. İkinci telefon santralı İzmir' de, üçüncüsü de 1926' da Ankara' da açıldı. Ankara santralı, ülkemizin ilk " otomatik " telefon santralıdır.
İLK SİNEMA GÖSTERİSİ
İstanbul Galatasaray' da, ünlü Sponek birahanesinde Polonyalı Vaynberg tarafından düzenlendi. Bu olayı, Ercüment Ekrem Talu, " Perde - Sahne " dergisine yazdığı " İstanbul' da ilk sinema ve ilk gromofon " başlıklı yazısında şöyle anlatır:
"Çocuktum, sekiz - dokuz yaşlarında vardım. Tam tarihini söyleyemeyeceğim ama, sanırım 1896 - 97 yıllarıydı. Bir cumartesi günü, rahmetli ağabeyim Nejat' la birlikte okuldan çıktık. Cihangir' deki evimize gidecektik. Yatılı olmayan arkadaşlarımızdan birisi, ' Duydunuz mu? ' dedi. ' Şurada Sponek' in salonunda bugün sinematograf (sinema sözcüğünün kısaltılmamışı) göstereceklermiş. İlginç bir şeymiş diyorlar, yeni bulunmuş... Fotoğrafın canlısı gibi bir şey imiş '. Ağabeyimle ben, çocuk, bizimle Alay ediyor sandık, ama o içtenlikle konuşuyordu. ' Saa t 4' te başlıyormuş, ben gideceğim ' diye sözünü tamamladı. "
Ercüment Ekrem Talu, ilk sinema gösterisini, yukarıdaki cümlelerle anlattıktan sonra, şöyle tamamlar:
" Bütün gösteri, yarım saat sürdü. Seans, geceye de birkaç kez yinelenecekti. Çıktık. Fennin bu buluşunu birbirimize anlatmaya, çözümlemeye çalışıyorduk. Aklımız bir türlü eriniyordu. İstanbul halkının çoğunluğu da bu konuyu konuşuyordu. Kimi, bu sihirli buluşu günah sayıyor; kimi, gidip gördüğünden ötürü tövbe edip, Tanrı' ya bağışlanmasını yakarıyordu. İşte ilk sinema, sinematograf adıyla İstanbul' a böyle geldi. "
İLK SİNEMA SALONU
1908' de açıldı. İstanbul' da, Tepebaşı Şehir Tiyatrosu' nun eski komedi binasında Pate şirketinin Türkiye temsilcisi Vaynberg tarafından yaptırıldı. " Pate " adlı bu ilk sinema salonunun mimarı, Kampanaki idi. Sinemanın adı sırasıyla Pate, Anfi, Asri ve Ses olarak değişti. 1912 yılında İzmir Kordon' da açılan ikinci sinemadan sonra, 1914 başlarında İstanbul Beyoğlu' nda " Palas " sineması kuruldu. Onu, Taksim Alanı' nda şimdiki Devlet Tiyatrosu salonunun yanındaki yerde bulunan " Majik " sineması izledi. İlk Türk sinema salonu ise, 19 Mart 1914 günü " Milli Sinema " adıyla İstanbul' da Fevziye Kıraathanesi' nde açıldı.
SESLENDİRİLEN İLK FİLM
Senaryosunu Nazif Tepedelenlioğlu' nun yazdığı " Bir Millet Uyanıyor " adlı filmdir. 1932 yılında çevrilen film, Türkiye' de seslendirildiği ve Muhsin Ertuğrul' un en önemli yapıtlarından birisi olduğu için ilginçtir. Filmin belli başlı oyuncuları Ferdi Tayfur, Atıf Kaptan, Naşit Özcan, Emel Rıza ve Kevser' di. Mustafa Kemal Atatürk' ün Söylev' inden derlenmiş olaylardan esinlenerek yazılmış senaryonun, sağlam bir yapısı olmadığı için bu film, beklenen başarıyı elde edemedi.
İLK SESLİ FİLM STÜDYOSU
1932 yılında İpek Film Şirketi kuruldu. İstanbul' da Nişantaşı' ndaki bir büyük fırın, yeni baştan düzenlenerek " stüdyo " durumuna getirildi. Bu sesli film stüdyosunun ilk eseri, Muhsin Ertuğrul' un yönetmenliğini yaptığı, " Bir Millet Uyanıyor " adlı filmdi. Sesli film stüdyosunun yönetmeni ise, Morhen adlı bir Alman ses mühendisiydi.
İLK KADIN SİNEMA OYUNCUMUZ
" Ateşten Gömlek " te oynayan Bedia Muvahhit ile Neyyire Neyir (Ertuğrul)'dir. Sahnede olduğu gibi beyazperdede de o zamanlar, Müslüman kadınların çalışması yasaktı. 1918' de bazı Türk kızları, öğrenci olarak " Darülbedayi "ye alınmışlarsa da, bunlar sahneye çıkamamışlardı. İçlerinde Afife Hanım, 1920' de Kadıköy' deki Apollon (Hale ) Tiyatrosu ' nda " Jale " takma adıyla sahneye çıkınca, işe polis karışmıştı. 1921' de Darülbedayi' de Müslüman kadınların çalıştırılmaması, resmi yoldan bildirildi, ancak aynı yıl Afife ile Şaziye Moral hanımlar, bir başka temsilde oynadılar. İki sanatçı da, bu yüzden mahkemelik oldular.
Muhsin Ertuğrul, " Ateşten Gömlek " i çevirirken, filmin ulusal konusundan cesaret alarak, başlıca kadın kahramanlar olan Ayşe ile Kezban' ı, Türk oyuncularının canlandırmasına çalıştı. Ayşe için Darülbedayi oyuncularından Muvahhit' in eşi Bedia Muvahhit seçildi. İkinci rol için gerekli kimse bulunamayınca, gazetelere ilan verildi. Vasfi Rıza Zobu, bir anısındaki ikinci rol için, " nasıl kız oyuncu " bulunduğunu şöyle anlatır:
"İkinci rol için genç bir Türk kızı bulunamamıştı. Gazetelere ilan ettiler. Ertesi gün tek bir Türk kızı başvurdu. Kemal Film' in bürosu, Sirkeci' de, Ali Efendi Sineması' nın üstündeki iki küçük odanın içinde idi. O Gün, büroya uğradığımda, Neyyire' yi gördüm. Kolejde öğrenciymiş. ' Film için müracaat etti. Muhsin' i bekliyor ' dediler."
TÜRK TARİHİNDE İLK SANSÜR
Türk tarihinde basına " ilk sansür ", 11 Mayıs 1876 'da " Âli Kararnamesi " ile konuldu. Gazetelerin, yayınlanmadan önce denetlenmesini emreden bu kararname üzerine, " Basiret "
gazetesi şöyle bir ilanla çıkmıştı: " Matbaamızın makinesii bozulduğundan, gazetemiz birkaç gün yayınlanmayacaktır. "
" Sabah " gazsetesi ise ilk gün " sansür " ün yasakladığı yazıların yerini " boş " bırakarak yayınlandı. Ancak, tüm bu direnişler, tarih boyunca hemen her dönemde, sansürün basının üzerinde " Demokles' in Kılıcı " gibi sallanmasını önleyemedi.
TÜRK TARİHİNDE İLK SEÇİM
II. Abdülhamit' in tahta geçmesinden kısa bir zaman sonra, Kanun-ı Esasi kabul edilerek Osmanlı Devleti' nde meşruti bir idare başladı. Kanun- ı Esasi' de seçim yapılarak bir meclisin kurulması öngörülmüştü. Bu nedenle, Türk tarihinde ilk seçim 1877' de yapıldı. Ancak, bu seçimler bir seçim yasasına göre gerçekleştirilmedi. İllere, önemlerine göre kaç milletvekili çıkarabilecekleri bildirildi. İlk seçimlerde halk, oy kullanmadı. İl meclisleri seçim yaptı. Bu seçimler sonunda seçilen temsilciler, padişahın tayin ettiği Âyân Meclisi üyelerinden meydana geldi. İlk Milli Meclis de 19 Mart 1877' de Dolmabahçe Sarayı' nda ilk toplantısını yaptı. Daha sonra Sultanahmet' teki Darülfünun binasında çalışmalarına başlayan bu meclisin ilk görevi, bir seçim kanunu hazırlamaktı. Ancak, 1877-78 Osmanlı - Rus Savaşı' nın başlaması üzerine, Meclis 20 Haziran' da dağıldı. Aynı yıl içinde yine seçim kanunu olmadan, birinci seçimde olduğu gibi yeni bir seçim daha yapıldı. Türk tarihinde ilk " Seçim Kanunu " da, bu ikinci meclis tarafından yapılmıştır. Ama, bunun ömrü de uzun sürmedi ve II. Abdülhamit tarafından feshedildi.
SATRANÇ ŞAMPİYONASI
Satranç oyununun ülkemizdeki geçmişi oldukça eskidir. Bu gerçeği, günümüzden 450 - 500 yıl önce yazılmış yapıtlardan öğreniyoruz. Bunlardan ilki, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Seferihisarlı İsmail Şaban' ın derlediği elyazmasıdır. Bu kitap, satrancın yararları ve geçmişini anlatmaktadır. İkinci kitap da, 1680 yılında Kahire Mevlevihanesi Şeyhi Vanlı Dede' nin Mısır Valisi Abdurrahman Paşa' ya gönderdiği kitaptır. Bu kitapta, oyunun ilk kez Hindistan' dan çıkıp, İran' a, oradan da Anadolu' ya geçtiği anlatılmaktadır. Türkiye' de ilk ferdi satranç yarışması ise, 1965' te yapıldı. Bu ilk yarışmayı, Seracettin Bilyap kazanmıştı.
İLK RESİMLİ POSTA PULU
Edirne' nin düşman işgalinden kurtarılışının anısına çıkarıldı. 1913 yılına gelinceye kadar Türk pullarında resim kullanılmadı. Bu ilk resimli posta pulumuz, Londra' da bastırılmıştı. Edirne' deki Selimiye Camii' nin resmiyle süslüdür.
TARİHİMİZDE İLK RASATHANE
1575 yılında, III. Murat tarafından İstanbul' da Tophane Tepesi' nde yaptırıldı. " İstanbul Rasathanesi " adıyla anılan bu kuruluşun başında, Takiyüttin Mehmet bulunuyordu. 15 bilginin katıldığı çalışmalarda, gözlemler ve yıldızların belirli zamanlardaki yerlerini gösteren çizelgeler yapıldı. 1580 yılında Şeyhülislam, padişaha sert bir mektup gönderdi. Bunun üzerine; III. Murat, rasathaneyi, Kılıç Ali Paşa' ya verdiği buyrukla yıktırdı. Türkiye' de çağdaş anlamda ilk rasathane,1911 yılında İstanbul 'da, Kandilli sırtlarında Eatin Hoca diye anılan Fatin Gökmen tara fından kuruldu. Günümüzde de hizmet veren bu rasathane, Türkiye' nin en büyük gözlemevidir.
İLK RENKLİ FİLM
1953 yılında Muhsin Ertuğrul' un yönettiği " Halıcı Kız " dır. Fotoğraf yönetmenliğini Ahmet Cezmi Ar yapmıştı. İçinde renkli bir parça bulunan ilk Türk filmi de, 1949' da çevrilen '' Çıldıran Kadın" dır. Filmdeki renkli parçada, İstanbul' daki Kızkulesi' nin çok az süren bir görüntüsü yer almıştı.
İLK RENKLİ BELGESEL FİLM
1953 yılında Ali İpar' la, İlhan G. Arakon' un hazırladıkları " Bir Şehrin Doğuşu " adlı filmdir. İstanbul' u anlatan film, Berlin Uluslararası Film Şenlikleri' ne katıldı, ancak derece alamadı. Gerçek anlamda ilk belgesel Türk fimi ise, Mazhar Şevket İpşiroğlu ile Sabahattin Eyüboğlu' nun birlikte düzenledikleri " Hitit Güneşi " dir. Bu film, 1956 yılında Berlin Film Şenlikleri' nde ikinci gelerek " Gümüş
Ayı " armağanını aldı. Siyah - beyaz olarak çekilen film, Anadolu' da arkeolojik kazılarda ortaya çıkan eserleri konu almıştı.
İLK RADYO YAYINI
Ankara ve İstanbul' da PTT 'nin posta görevlerinde yararlanmak amacıyla kurduğu 5' er kilovat gücündeki verici istasyonlarından, 1927' yılında yapıldı. Deneme niteliğindeki bu yayınları, 1936' ya kadar Türk Telsiz Telefon Kuruluşu yönetti .
İlk radyo istasyonu da, Ankara' da kuruldu. 28 Ekim 1938 günü sürekli yayınlara başlayan bu yeni Radyo, uzun dalga " Türkiye Radyosu " ve kısa dalga " Ankara Radyosu " adıyla görev yapıyordu. İstanbul Radyosu' nun sürekli yayına başlayışı ise 1 Eylül 1949 günü gerçekleşti.
İLK PAZAR TATİLİ UYGULAMASI
Türkiye'de ilk pazar tatili uygulamasına, 29 Mayıs 1935 yılında yürürlüğe giren yasa ile başlandı. Bu yasa çıkmadan önce, hafta sonu dinlenme tatili cuma idi.
İLK PETROL ARAMALARI
1887' de Ahmet Necati Bey tarafından İskenderun çevresinde başlandı. Derin olmayan sondajlamayla yapılan bu ilk araştırma, istenilen başarıya ulaşamadı. II. Abdülhamit dev rinde, 1890 yılında Musul ve Bağdat' ta doğal biçimde sızan petrollerden yararlanıldı. 1892' de Mürefte dolaylarında görülen petrol belirtilerinden sonuç elde etmek için bir şirket kuruldu ama, araştırma yapılmadı. 1897' de çıkarılan bir buyrukla, buradaki petrolü çıkarma işi Halil Rıfat Paşa' ya verildi. 1900' de Horadere' de açılan bir kuyudan petrol alındı. Günde iki ton üretilmeye başlandı, ancak 1901' de verim düşünce, bu kuyu kapatıldı. Cumhuriyet' in ilanına kadar yapılan çeşitli aramalardan sonra, 1926' da çıkarılan Petrol Yasası ile, her çeşit aramanın yapılması ve yürütülmesi yetkisi devlete verildi. 1935' de kurulan Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü (MTA), Altın ve kömürden sonra, petrol arama ve işletmesini de üzerine aldı. MTA' nın yürüttüğü çalışmalar ve petrol bulunan Raman - Garzan bölgeleri ile Batman' da kurulan petrol rafinerisi, 1954' te çıkarılan bir yasa ile Türkiye Petrolleri A.Ş. ' ye devredildi .
İLK NÜFUS CÜZDANI
Türk tarihinde ilk nüfus cüzdanı, 1863 - 1864 yıllarında yapılan sayımdan sonra verildi. " Osmanlı Tezkiresi " denilen bu nüfus hüviyet cüzdanlarının çizgili, düz bir kâğıt belge niteliğinde birer pusula oldukları, tarihçi Lütfi Efendi tarafından yazılmıştır. Cumhuriyet' ten sonra 1927 yılında yapılan ilk nüfus sayımından sonra , her yurttaşa " nüfus cüzdanı " verildi.
İLK NÜFUS SAYIMI
1831 yılında yapıldı. Ancak, bu nüfus sayımı, yalnız erkekleri kapladı ve Anadolu ile Rumeli sancakları, sayımın dışında tutuldu. 1844' te yapılan sayımda ise, kadınlar da sayıldı. Osmanlı sınırları içinde nüfusun 36.5 milyon olduğu, yaklaşık olarak saptandı. 1884' te yapılan üçüncü nüfus sayımında, imparatorluk sınırları içinde kalanların sayısı, 28 milyon 900 bin kişi idi.
Cumhuriyet döneminde, 28 Ekim 1927 yılında yapılan ilk nüfus sayımında ise, Türkiye' de 13 milyon 648 bin 720 kişinin yaşadığı belirlendi. 1935 yılında yapılan ikinci sayımdan sonra, her 5 yılda bir düzenli olarak nüfus sayımları gerçekleştirildi. Nüfus sayımlarını düzenleyen kuruluş, Devlet İstatistik Enstitüsüdür.
İLK OSMANLI SARAYI
Osmanlı Devleti' nin ikinci hükümdarı Orhan Bey, ilk Osmanlı başkenti Bursa' da, ilk sarayın yapımını başlattı. Beyazıt zamanında tamamlanan " Bursa Sarayı ", " Timur' un orduları tarafından yıkıldı. Başkentin Edirne' ye taşınmasından sonra, burada da saraylar yaptırıldı . Fatih Sultan Mehmet, İstanbul ' u aldıktan sonra kenti Osmanlı Devleti' nin başkenti yaptı. Bu tarihten sonra da Osmanlıların en ünlü ve büyük sarayları, bu ilimizde inşa edildi.
ONDALIK KESİRLERİ UYGULAYAN İLK TÜRK
Dünyada ve Türk tarihinde, matematikte " ondalık kesirler kuralı " nı ilk kez uygulayan Türk, matematik ve Astronomi bilgini Cemşit' tir. Cemşit, " Sayı Anahtarı " adlı ünlü eserinde, herhangi bir dereceden kök almanın yollarını anlattı. Avrupalı matematikçiler, Cemşit' in bu buluşlarını ancak bir yüzyıl sonra öğrenebildiler. Doğum tarihi kesin olarak bilinmeyen Cemşit, 1437' de Semerkant' ta ölmüştür.
İLK MORS TELGRAF SİSTEMİNİN KULLANILIŞI
Türk tarihinde Mors Telgraf Sistemi' nin ilk kez uygulanışına, 1855 yılında, yani Kırım Savaşı sırasında başlandı. Haberleşme alanında büyük kolaylıklar sağlayan bu buluş, adını, kendisini yayan Amerikalı Samuel Mors' tan almıştır.
İLK MUZUN YURDA GETİRİLİŞİ VE ÜRETİMİ
1870 yılında, Osmanlılar döneminde yurdumuza girdi. Muz, İskenderiye' den Antalya' ya süs Bitkisi olarak getirildi. Bu tür muza " Musa Conson " denir. Yine 1870' te, Musa Kavendiş adlı bir başka türün meyveleri, küçük, fakat güzel ve kokuluydu. Ancak, yine de muzun dışarıdan alımı kolay ve ucuzdu. Gerçek anlamda muz üretimine, 1950' li yıllarda Antalya, Anamur, Alanya, Dörtyol, Fenike ve Adana' da başlandı. Üstün nitelikleriyle Anamur' da yetiştirilen muz, ülkemizde en çok tutulanıdır.
İLK MİLLİ BASKETBOL TAKIMI
İlk Milli Basketbol Takımımız, ilk karşılaşmasını Yunanistan' la, 24 Haziran 1936 günü, Beyoğlu Halkevi Spor Salonu' nda yaptı. Bu maçı 49 - 12 kazanan takımımızın kaptanı, Naili Moran idi. Öteki oyuncular ise Sadri Usuoğlu, Nihat Ertuğ , Jak Habib , Hazdayi Penso , Feridun Koray, Dionisos Sakalak ve Hayri Ersebük' tü .
Basketbolün resmen kuruluşu, 1 Mart 1959' da gerçekleşmiştir. 1936' da kurulan bir federasyonla, voleybol ve eltopu (handball) ile birlikte yürütülen basketbol, bu tarihte ayrı bir dal olarak Türk sporuna eklendi.


 © www.diyadinnet.com dan alıntı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder