Kurban Bayramı Nasıl Ortaya Çıkmıştır?
Cenab-ı Hakk'ın dostu olma şerefiyle şereflenmiş bir peygamber olan İbrahim (as) bir adakta bulunmuş, bir oğlu olduğu takdirde onu Allah'a kurban edeceğini adamıştı Aradan geçen zaman içerisinde oğulları olmuş ama o, adağını nasılsa unutmuştu Rüyada oğlunu kurban ediyor görmüş ve irkilmişti Hz İbrahim bu rüyayı üç ayrı gece görmüştür Peygamberlerin rüyası vahiy olduğu gibi onlar tarafından yapılan tabirleri de vahiydir İbrahim as da rüyasını, oğlunu kurban etmesi gerektiği şeklinde tabir etmiş ve böylece bu tabir de vahiy olmuştur Artık Hz İbrahim'in bu vahyi yerine getirmesi gerekiyordu
Elbette bu çok zordu ama Allah'tan aldığı vahye uymaması daha zordu İbrahim as büyük bir imtihan karşısında olduğunu anladı Hiç tereddüt etmeden Allah'a teslim oldu ve durumu oğlu İsmail aleyhi's-selâm'a açmaya karar verdi
Şimdi konu ile ilgili olarak Kur'an-ı Kerim'in açıklamalarını dinleyelim: Allah Teala buyuruyor:
"İbrahim 'Ey Rabbim, bana iyilerden (bir oğul) ihsan et' dedi Biz de kendisine yumuşak huylu bir oğul müjdeledik Oğlu yanında koşacak çağa gelince, 'Ey oğlum, ben seni rüyamda boğazladığımı gôrüyorum, bir düşün, ne dersin ?' dedi (İsmail) Babacığım, sana ne emrolunuyorsa yap İnşaallah beni sabredenlerden bulacaksın' dedi Her ikisi de Allah'a teslim oldular (Allah'ın emrine boyun eğdiler) İbrahim, oğlunu şakağı üzerine yatırdı Biz de ona şöyle seslendik: 'Ey İbrahim, rüyana gerçekten sadakat gösterdin, şüphesiz ki bu apaçık bir imtihandı' Dedik ve ona (İsmail'e karşılık ) büyük bir kurbanlık fidye verdik Kendisine sonradan gelenler için de iyi bir nam bıraktık Selam olsun İbrahim'e İşte biz iyilik yapanları böyle ödüllendiririz Çünkü 0, bizim mümin kullarımızdandır" (Saffât, 100-111 )
Görülüyor ki, Kur'an da Hz İbrahim'in gördüğü rüyanın vahiy olduğunu teyit etmiştir Çünkü Cenâb-ı Hak kendisine seslenirken:
"Ey İbrahim, gördüğün rüyaya gerçekten sadakat gösterdin" buyurmuştur
İbrahim as, Allah'ın emrine boyun eğerek oğlunu kurban etmek üzere şakağı üzerine yatırınca Cenab-ı Hak, İsmail'in yerine bir koyun kurban etmesini emretmiştir Bu, Allah'ın insanlığa büyük bir lütfudur Allah, insanları Hz İbrahim'in aracılığı ile insanı kurban etmekten korumuş olmasaydı muhtemelen insanlar, insan kurban etme, gibi korkunç bir geleneğe sahip olabilirdi ve insanları bu korkunç gelenekten kimse de kurtaramazdı
İbrahim as oğlu yerine Cenâb-ı Hakk'ın kendisine gönderdiği koçu kurban etmiştir Böylece kurban Hz İbrahim'den sünnet olarak bize intikal etmiştir
Kurban, insanın Allah'a yaklaşmasına ve O'nun rızasını kazanmasına vesile olan bir ibadettir "Kurban"kelimesinde bu mana vardır İnsan kurban kesmekle İbrahim (as) gibi Allah'a ve O'nun emirlerine bağlılığını, gerekirse O'nun rızasını kazanmak için her fedakârlığa katlanacağını göstermiş olur
Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için yapılan her şeyde esas olan iyi niyettir Kurbanda da böyledir, iyi niyet ve ihlas esastır Bakınız, bu konuda Kur'an-ı Kerim'de şöyle buyuruluyor:
"Onların (kurbanların ) ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşır Fakat O'na sadece sizin takvanız ulaşır'' (Hacc, 37)
Esasen Allah Teâla ancak takva sahiplerinin yapmış oldukları ibadetleri kabul eder Maide suresindeki şu ayet-i kerimeler bu konuyu bir örnek vererek açıklıyor Allah Tealâ buyuruyor
"(Ey Muhammed) Onlara Adem'in iki oğlu ile ilgili haberi hakkıyle oku Hani her ikisi birer kurban sunmuşlardı, birinden kabul edilmiş, diğerinden kabul edilmemişti (Kurbanı kabul edilmeyen ötekine)
-Seni öldüreceğim, demişti Diğeri ise :
- Allah, yalnız kendisinden korkanlardan kabul eder, dedi ve devam etti : "Allah'a yemin ederim ki sen beni öldürmek için bana el uzatsan da ben seni öldürmek için sana el uzatacak değilim Ben, alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım'' dedi (Maide, 27-28 )
Görülüyor ki, kurban kesenlerden biri iyi niyeti ve Allah'tan korkması sebebiyle sunduğu kurban kabul görmüş, diğeri ise kötü niyeti sebebiyle kurbanı kabul edilmemiştir
Sevgili Peygamberimiz de bu konuda şöyle buyurmuştur :
"Amellerin kıymeti ancak niyetlere göredir Herkesin niyet ettiği ne ise eline geçecek olan ancak odur''(Buharî, Bedülvahiy, 1) (alıntı)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder