‘O eski bayramlar, günümüz teknolojisine yenik mi düştü?’
Ümran Avcı / AHT
HER bayram, “Nerede o eski bayramlar?” cümlesi ya dile getirilir ya da düşünce olarak akıllardan geçirilir. Bu cümle her ne kadar hayatımıza bir özdeyiş gibi yerleşmiş olsa da, gelenekleri yaşatmaktan çok, “teknolojinin izini sürerek” kutluyoruz bayramları... Kapı çalıp el öpmek, büyükleri ziyaret etmek yerine cep telefonları yardımıyla birkaç saniyede kısa mesajla onlarca insanın bayramını aynı anda kutluyoruz. Kimi zaman da bir mail’le bayramlaşmayı tercih ediyoruz... Bu bayram da, her bayram olduğu gibi “Nerede o eski bayramlar” deyip, ünlülere “SMS’le bayramlaşma olur mu?” diye sorduk.
‘Birbirinin aynısı olan mesajları kopyalayıp göndermek çok gülünç’
Yazar Selim İLERİ:
BİZ gelenekçi geçinen bir toplumuz ama ne yazık ki, geleneklerin inceliklerine hiç sadık değiliz. Mesaj yoluyla bayram kutlamanın hiçbir anlam taşımadığını düşünüyorum. Hele bu mesajlar herkese aynı şekilde birbirinin tekrarı olarak yazılmış raporlar havasına büründüğünde, büsbütün gülünç oluyor. Ben mesaj gelince ayıp olmasın diye cevap veriyorum. Artık bayramını kutlayacağım büyüklerim de pek hayatta kalmadı. O yüzden o fasıl yarı yarıya kapanmış gibi. Ablama gidiyorum bir tek. Mutlaka ziyaret ediyorum. O karşılıklı bir dostluk, bir anlayış, bir yakınlık. Eskinin en büyük özelliği bayramlarda dargınları barıştırmaktı. Onların hepsi gitti artık kayboldu. İç turizm gümbürtüsü ve işte o acayip birbirinin tekrarı mesajlar. Atılan bu tür toplu, birbirinin aynı mesajlar da, hayatta dargınları barıştırmada etkili olmaz. Bire bir insan teması, birbirini görmenin getirdiği anlam nerede, o soğuk, küçücük bir ekranda karşınıza çıkan harfler nerede...
‘Tebrik için değil haberleşmek için atılmalıdır’
Sanatçı Ediz HUN:
GÜNÜMÜZDE teknolojinin ilerlemesiyle ortaya çıkan birtakım olumsuzluklardan bir tanesidir bu SMS’le bayramlaşma. Ben şahsen, bana bizzat telefon etmeyenlere hiçbir şekilde yanıt vermiyorum. Mesajlar bir haber vermek için olabilir. Ama bayram tebriği, yılbaşı tebriği gibi şeyler mesajla olmaz. Mesaj ile 100-150 kişiye bir tuşa basıldığı zaman otomatikman hepsine birden gidiyor. Bu mesajları hiç kaale bile almam. Doğru bir şey değildir. Bayram tebriği böyle mesajla olur mu? Evet bir dernekte olursunuz o zaman derneğin üyelerine “Sevgili kardeşlerim bayramınızı kutlarım” diye toplu mesaj atabilirsiniz. Çünkü hepsine teker teker ulaşamayabilirsiniz. Ancak, özel dostlarınıza mesaj çekerek bayram tebriğinde bulunmak bence rutin bir iş yapmakla aynı anlamda. Bayramlarda insan bizzat yakınına gider, gidemezse de mesaj çekmek yerine telefonla sesini duyurarak kendisi kutlar.
‘Hiç sakıncası yok teknolojinin iyi niyetle birleşmesi’
Sanatçı Ali POYRAZOĞLU:
DEĞİŞEN teknoloji ile bugün SMS ile telefonun tuşundan mesajını koymak, iyi niyetini, dileklerini iletmekle kart atmak arasında teknolojinin ortaya çıkardığı heyecan verici bir yenilik var. İnsanlar ikisinden birini tercih edebilirler. İsteyen isterse hâlâ kart yazıp gönderir, isteyen isterse mesaj atar. Telefonlarda özel kart gibi süs yapabiliyor, kenarına resimler, kalpler, süsler koyabiliyorsun. Yani onun için bir emek sarf edip kendi elinle teknolojinin elini birleştirip iki eli birden uzatıyorsun. Teknolojinin eli ile kendi elini birleştirip iyi niyetinin uzatılması oluyor bu mesajların gönderilmesi. Bence insanlar eskiden birbirlerine bu kadar çok kart atmıyorlardı. Şimdi bu andaki yoğunluğu düşünecek olursak, böyle bir şey söz konusu değildi. Atmıyordu insanlar, geçiştiriyor, unutuyorlardı. Hatırlasalar bile yerine getiremiyorlardı. Şimdi, kolay bir ulaşım var. Cep telefonları hayatımızın uzaktan kumandası haline geldi. Hayatın uzaktan kumandasını da kullanmak gerekir diye düşünüyorum. İsteyen yine kart da atabilir, istersen de telefon elinin altında. Telefon açar, “Sesimden beni gör” diyebilirsin...
‘Aranmamak daha mı iyi?’
Sanatçı Hülya KOÇYİĞİT:
SMS’le bayramlaşma biraz baştan savma gibi oluyor. Görev yerine getirmek gibi. Samimi ve içten bir kutlama gibi gelmiyor insana. Ama yine de hiç aranmamaktansa insanın hoşuna da gidiyor. Tabii keşke bir telefon açıp mümkünse hatır sormak çok daha anlamlı olur, özellikle bayramlarda. En çok arzu edilen ziyaret ama günümüz şartlarında mesafeler yüzünden zor oluyor. Hadi anlayış gösterdim. Ama telefon açıp sesini duyurmak daha çok hoşuna gidiyor insanın.
‘Eskiyi de sevmem yargılamayı da’
Sanatçı Müjdat GEZEN:
ESKİDEN İstanbul’da akrabaları yaşayanlar, İstanbul’a bayramlaşmaya gelirlerdi. Şimdi İstanbul bayramlarda boşalıyor. Çünkü SMS var, çünkü internet var. Bunlar üzerinden bayramlaşılıyor. Ben kimseyi yargılamayı sevmiyorum. Eskiyi de pek sevmem açıkçası. Ama eskiden insan ilişkileri günümüzden daha iyiydi. Bunu açıklıkla söyleyebilirim. Genelde insan ilişkileri, tabii bunun içine bayram da giriyor. Bana da SMS’le mesaj geliyor ama daha çok öğrencilerimden geldiği için samimi bulurum. Telefon da açarlar. O da kötü bir şey değil. Biz dün mesela tiyatroda 60 kişi bayramlaştık. Oturduğumuz apartmanda da komşuluk ilişkilerimiz devam ediyor. Her daire ile komşuyuz biz, eski İstanbul gibi. Mahalle kültürünü pek severim...
‘Keşke kartpostal atma geleneği devam etseydi’
Sanatçı Nurseli İDİZ:
ÇOK olumlu bakmıyorum mesajlaşarak bayramlaşmaya. Ben biraz ya yaşlandım ya eski kafayım. Kapalı topluluklar dediğimiz bu siteler, rezidanslarla, bu tür yaşam biçimi dikte edilmeye çalışılıyor. Ben ondan çok keyif alan, haz eden insan olmadım. Aldığım ev, oturduğum yer, hep mahallede bakkala gidebileyim tercihiyle, duygusuyla oldu. Ben bu duyguyla yaşadım hep. Keza biz hâlâ o bayramlaşma geleneğini sürdürüyoruz. Ailece buluşuyor, bir yemek yiyoruz. Çok sevdiklerim bana gelirler, ben onlara giderim. Ben bu şekilde bayramlaşmayı daha doğru buluyorum. Ama tabii ki herkesle bu şekilde görüşemeyecekseniz o zaman mecburen mail atılıyor, SMS atılıyor. Eskiden olduğu gibi kartpostal atma geleneğini keşke saklayabilseydik. Öylesi daha hoş. Tamam teknolojiden faydalanacağız ama ille de bütün hayatımızı da teknolojiye teslim edeceğiz gibi bir durum yok.
‘Estetik değerler kayboldu’
Edebiyatçı Cezmi ERSÖZ:
SON yıllarda en rahatsız olduğum konulardan biri bu. Müslüman kimlikli insanlar "İslam âlemi" diye başlıyor, sol kimlikli insanlar "Savaşsız, sömürüsüz bir dünya" diye başlıyor. Klişe. En yakın dostuna, üç gün önce tanıştığına, akrabasına, kardeşine aynı duyguyla, belki de aynı duygusuzlukla mesaj gönderiyor. Bir tuşa basılarak, tüm dostların, tanıdıkların aynı kefeye konuluyor, aynı değerde tabi tutularak bayramı kutlanıyor. Bu yabancılaşma, basitleşme, bayağılaşma. Estetik değerler, incelikler hızla maalesef kayboluyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder