27 Ekim 2013 Pazar

SELÇUKLU ESERLERİ

SELÇUKLU ESERLERİ
YEŞİLIRMAK KÖPRÜSÜ (Hıdırlık)
Kesme taştan 5 güzlü olarak yapılmış, tipik bir selçuklu köprüsüdür. 151 m. uzunluğunda 7 m. genişliğindeki köprü çok iyi korunmuş olup, bügünde kullanılmaktadır. Köprünün yapımı ve kitabesi ilgi çekicidir. Kitabeden de anlaşıldığına göre köprünün temeli 1249 tarihinden sonra atılmıştır. Zira çok iyi korunmuş olan kitabesinde, üç yıl boyunca çatışmış üç şehzadenin ismi birlikte yazılmıştır. Bu nedenle küprü, Selçuklu tarihi ve kitabeleri bakımından önemlidir. Kitabede köprüyü yaptıranın Pervane Seyfeddin Hamid İbn-i Ebül Kasım-ı Tusi, olarak görülmektedir. Bu zatın kitabede yazılı ünvanlardan anlaşıldığına göre, devrinin önemli devlet adamlarından birisidir. (Selçuklu'lar büyük vezirlerine "Pervane" derlerdi.)
Kitabede Köprünün mimar ve vakıfı olmak üzere İbn-ül Hakim şöhretini taşıyan Emir Bahaddin Mehmed'in adı da geçmektedir. Bu zatın köprünün inşasına nezaret etmiş olduğu anlaşılmaktadır.

PERVANE KÜLLİYESİ (GÖK MEDRESE)
Meydan mahallesinde bulunan ve günümüzde müze olarak kullanılan bu tarihi anıt, üzerinde çok tartışılan Selçuklu eserlerinden birisidir. Kitabesi kayıp olmasına rağmen 13. yüzyılda (1277) Muineddin Pervane tarafından yaptırıldığı anlaşılan bu bina, Selçuk mimarlık ve sanatının en belirgin özelliklerini taşımaktadır.
Muineddin son Selçuklu Pervanelerinden biridir. Tokat'ta yaşaması nedeniyle buranın imarına önem vermiştir. Öldürüldükten sonra Moğolların, İlhanlıların, ve Ertana beylerinin medreseyi ne amaçla kullandıklarını bilmiyoruz. Osmanlı'lar zamanında, 18. yüzyıla kadar, Tekke, bimarhane ve bir odası türbe olarak kullanılan medrese, daha sonraları şifahane ve göçmen barınağı olarak kullanılmıştır. Halk arasıda "Gökmedrese", "Pervane medresesi", "Kırk kızlar medresesi", "Darüşşifa", "Bimarhane tekkesi" denilmesinin nedenleri bundandır.
Öyle anlaşılıyor ki 19. yüzyıla kadar hastane ve medrese olarak kullanılan bina 19. yüzyıl boyunca kendi haline terkedilmiş ve ortadaki avlusu mezarlık haline dönüştürülmüştür. Bugün müzenin kuzey bahçesinde doğınık vaziyette duran bir çok mezar taşı 1976 yılında başlayan restorasyon çalışmaları sarasında bu avludan sökülmüştür. Bunlar, sadrazam Konyalı Çarhancı Ali Paşa, vezir Çeçenzade Hacı Hasan Paşa, vezir İbrahim Paşa, Tokat mutasarrıfı Abdüllatif Bey gibi 19. yüzyıl ve daha önceki Osmanlı paşalarına ait mezar taşlarıdır. 1933 yılında Meydan camiinden buraya getirilmişlerdir.
Gök medrese iki katlı, iki eyvanlı, ortası açık avlulu ve revaklı plan tipindedir. Genç Roma mermer sutunlarından olaşan revaklı iki katın çevrelediği avluda karşılıklı iki eyvan yer almaktadır.

VEZİR AHMET PAŞA MESCİT VE TÜRBESİ
Meydan mahallesi mahkeme önü semtinde toprağa gömülü bir harabe olarak yıllarca durmuştur. Belediyenin burada yapacağı yer altı çarşısı inşaatı nedeniyle çevresi açılmış, ve mescitin yapı kalıntıları ortaya çıkmıştır.
İsfendiyar oğullarından vezir Ahmet Paşa adıyla bilinen mescit 1288 yılında yaptırılmış veya tamir ettirilmiştir. Mescit, kesme taşlarla, türbe ve diğer bölümlerle moloz taşlarla örülmüştür. 1225 yılında 1200 TL harcanarak iyi bir tamir gören bina harap görünümüne rağmen hala ayakta durmaktadır. 1939 yılındaki şiddetli yer sarsıntısından zarar gören mescit, zamanla kendi haline terkedilmiştir.

HALEF SULTAN ZAVİYESİ
Meydan mahallesinde, yeni Emniyet müdürlüğünün arkasında bulunan bu güzel Selçuklu yapısı, kaderine terkedilmiş, son derece harap bir durumdadır. Kitabesi sağlam olan zaviye, Sultan 2. Mesut zamanında hanedanın büyüklerinden Halef Bini Süleyman adına yaptırılmıştır. "Darül ilim ve amel" denilen bir kurum olarak işlevini sürdüren zaviye, Osmanlı'lar zamanında tekke ve türbe olarak kullanılmıştır.

ŞEYH MEKNUN TÜRBESİ
Yeşilırmak köprüsü başında yer alan türbenin 13. yüzyılda "Mesut Bin Keykavus tarafından imaret olarak yaptırıldığı tahmin ediliyor. İçindeki mezarın kitabesi olmadığından burada yatan zatın kim olduğu bilinmiyor.

PERVANE HAMAMI
Kitabesi kayıp olan bu büyük hamam 13. yüzyıl Selçuklu yapılarındandır. Pervane darüşşifasını yaptıran Mulneddin Pervane bey tarafından 1277 yılllarında yaptırılmış olduğu tahmin ediliyor. Hamam bugünki toprak seviyesinin birkaç metre altında kalmış olduğundan batı yönünden bakıldığında cephe duvarları basık durumdadır.
Kadın ve erkek kısımlarını ayıran mimar, hamamı simetrik olarak planlamıştır. Kesme taşlardan yapılmış hamam, 1951 yılında belediye tarafından yaptırılan restorasyonda orjinal özelliklerini yitirmiştir.

SÜMBÜL BABA ZAVİYE VE TÜRBESİ
Gazi Osman Paşa caddesi üzerinde bulunan Sümbül Baba zaviyesi, Muineddin Pervane'nin kızı Safiyeddin'e ait, bağışlanmış bir köle olan Hacı Sümbül tarafından 1292 yılında yaptırıldığı anlaşılıyor. Evliya Çelebi, Sümbül babanın Hacı Bayram Veli'nin öğrencisi ve Hacı Bektaş Veli'nin halifesi olduğunu yazmaktadır. Selçuk hattıyla, Arapça yazılmış kitabesine göre, Sultan 2. Mesut zamanında yapılan zaviyenin portal, mescit ve türbe bölümleri iyi korunmuştur.

SEFER PAŞA MESCİT VE TÜRBESİ
Camii Kebir mahallesindedir. Halkın "Kömlekli Baba" dediği türbe, 1251 yılında Ebu Bekir bin Lokman tarafından, Selçuklu üç kardeş İzzetin, Ruknettin, Alaeddin ortak yönetimi zamanında yapılmıştır. Türbedeki mezarlarda kitabe olmadığından kimlerin yattığı anlaşılamamıştır. Ancak bunlardan birinin Kasaphane çeşmesini yaptıran Sefer paşaya ait olması mümkündür. Kesme taştan yapılmış ve üzerinin ahşap olduğu zannedilen mescit tamamen yıkılmıştır. Sekiz köşeli, pramit külahlı kesme taştan yapılmış türbe, ayakta durmaktadır.

ALİ TUSİ TÜRBESİ
Halit mahallesinde Sulu sokak üzerindedir. 1233 yılında Ebul kasım bin Ali El Tusi (Necmeddin Tusi'de deniliyor) sağlığında bu türbeyi kendisi için yaptırmıştır.

BURGAÇ HATUN TÜRBESİ
Ali Paşa camii bahçesinin doğu tarafında yer alan türbe Selçuklu tuğla işçilik ve tekniğinin güzel örneklerinden birisidir. Halkının Burgaç Hatun dediği yapının kitabesi kayıptır.

ERENLER TÜRBESİ
Tokat'ın güney doğusunda ki tepede yer alan Erler mezarlığının hemen yanındadır. Türbenin kesme taştan yapılmış kare mekanı üzerine tuğladan örülmüş kubbe oturtulmuştur.

SEVDAKAR TÜRBESİ
Dokuz taşlar semtinde, çok harap bir durumda olan türbenin kitabesi yoktur. Tipik Selçuk türbe mimarisine göre planlanmış, moloz taşlı dört köşe mekan üzerinde tuğla ile örülmüş kubbesi vardır.

MUSTAFA AĞA HAMAMI
Sulu sokakta Takyeciler camiinin kuzeyinde orta büyüklükte bir hamamdır. Kitabesi yoktur.

SULTAN HAMAMI
Kitabesi olmayan bu hamamın yapılış tarihi bilinmemektedir. Ancak bazı malzemesi mimari uslubu bakımından Pervane hamamına benzemektedir.


http://egiticibilgi.tr.gg/Sel%E7uklu-Eserleri.htm

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder