BİZ TAŞRA MEMURLARI
Kamyondan indiğim gün,
Tanıttılar
kahve arkadaşlarımı,
İlk çayı kaymakamdan içtim
İlk sigarayı
tapucudan
Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın diye,
O akşam oynadık ilk
prafayı,
Kapıgı beş kuruştan
Yemekten sonra çalındı
En güzel plak
şerefime!
Dert yanarken gazetelerden
Dört günlük diye en yenisi,
Almaz
oluverdik elimize.
Bir kasabanın da bulunur kendine göre
Taze
havadisi;
Akşama doğru,
Selami Efendiyi dinle yetişir!
Çok geçmeden
bizim de karıştı
Dedikoduya adımız
Benim de merhabasını kolladıklarım
oluyor
Yer gösterip kahve ısmarladıklarım.
Bile bile yenildiğim de
oluyor
Bizim muhasebeciye;
Maaşımız vilayet bütçesinden,
Pamuk ipliğine
bağlı mesken bedelimiz
Geçinmeye geldik !
Girince İhsan Efendi,
Şöyle
bir doğrulacaksın ister istemez
Biz seçmezsek de mutemedizdir.
Defter
açmışız dükkânında
O bilir tutarını maaşımızın,
Başkandır yüzde yüz bu
seçimde
Arkası dağ gibi kaymakama dayalı.
Kapı bir
komşumuzdur,
Kurtarır bizim sokağı çamurdan
Hiç olmazsa köşe başına
İki
fener olsun astırır
Kaymakam hoş sohbet adam
İyi bektaşi fıkraları
bilir.
Hoşlanmasak da güldürür bizi,
Karışmaz girdisine çıktısına
kimsenin,
Bayılır horoz dövüşüne
Cami avlusunda kazanılmış
Ne ünlü
dövüşler biliriz!
Kendi havasında Burhan Bey
Dayanamaz peynirli
pideye;
Kimin yoğurdu kaymaklı
Kimin yağı kekik kokar,
Ona
sor!
İşinin ehli adamdır severiz
Esnafa yıkım olmadan,
Ayırır akla
karayı…
Şunun şurasında kaç kişiyiz ki,
İste geldik gidiyoruz,
Ne çıkar
kötülükten!
Gördün mü sorgu hakimini,
Dünya umurunda değil,
Nesine
gerek elin beş keçisi.
Piket tam meslek oyunu
Kim demiş dut yemiş bülbül
diye
İste çözüldü dilinin bağı,
Yüzlük kağıt var elinde…
Bu kahvede
geldi Bekir Efendi’nin
Emeklilik emri…
Çok iş var daha onda.
Kim ne
derse desin, aznifte yok üstüne
Bayılır dört koluna bu oyunun.
Nargilenin
marpuçu bir elinde,
İşte öbüründe domino taşları
Sor, eliyle koymuş gibi
bilir,
Düşeş kimdedir…
Hele bak, bir domuzluğu var,
Hem dübeşe yirmi
beş yazdıracak.
Hem bağlayacak dört başı
Kolayına mı usta oldu
Tavlada
ormancımız;
Altınla ödedi her pulunu teker teker,
Kendi kapısından iyi
bilir, Se-yek kapısını
Plaka tutmasına
Hesab-ı cariden fazla yatar
aklı
Banka müdürü’nün.
Hani Veznedar da yabana atılmaz
Bakma para
sayarken
İki de bir süngere yapıştığına,
Sen hüneri kağıt düzerken
gör!..
Kahveden yönetir nüfusçu’muz
Doğumla ölümü.
Can ciğerdir
Doktor’la;
Şüphelidir yediklerinin ayrı gittiği.
Başkâtibin çayı
kıtlamadır,
Kaymakam’ın gözünün önünde,
Çay bardağında çeker
konyağı,
Yudum yudum çaktırmadan;
Küçük yer söz olur!
Hacizde olsa
gerek icracı,
Bugünde bulunmadı yoklamada,
Hesabına çek iki çizgi
daha,
Kaldırır
Köylere çıkmış olacak,
Havalar da soğudu
Hayvanı çift
heybelidir,
Benzinsiz çıkılmaz yola.
Hele dönsün, bir âlem
yaparız
Komutan’ın evinde;
Yeni plaklarımız da var.
Heybeler boş
dönecek değil ya,
Kızarmış iki tavuk olsun bulunur,
Arpalıktan dönüyor!
Rıfat Ilgaz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder