19 Nisan 2013 Cuma

AHAL TEKE TÜRK ATLARI VE DÜNYADA AT BAKANLIĞI OLAN TEK ÜLKE “TÜRKMENİSTAN HER YIL AT BAYRAMI KUTLUYOR”

AHAL TEKE TÜRK ATLARI VE DÜNYADA AT BAKANLIĞI OLAN TEK ÜLKE “TÜRKMENİSTAN HER YIL AT BAYRAMI KUTLUYOR”

TÜRK BİLİM DÜNYASININ YAYINLARI
Araştırmacılar 3000 yıl önce Türkler tarafından ev cilleştirilmiş ilk at cinsi olarak görürler.
Türkistanda özellikle Türkmenistanda çok yaygın kullanılan bir at cinsidir.
Ahalteke atları Orta Asya’daki özel bir at türüdür.
Türkler tarihleri boyunca bu atlarla savaşmıştır.
Bugün hala Orta Asya Türk Devletleri’nde bu atlar insanlar tarafından kullanılmaktadır.
Asya Türk Ülkeleri’nden Türkmenistan’da “at bakanlığı” vardır ve “at bayramı” kutlanmaktadır.
Akal tekenin adı Manas ve Dede korkut destanlarında geçer ve Türkmenistanın Ahal vilayetinde yaşayan Teke kabilesinden gelir.
.
Vücudu herzaman parlar.
Kılları çok ince ve yumuşaktır.
Hareketleri çok rahat ve esnektir.

Dik bir duruşu,uzun ve ince bir boynu,egimli omzu,uzun bir sırtı,uzun bacakları ve küçük sert bir kalçası vardır.
Yelesi yumuşak ve azdır.
Kulakları diğer atlardan uzun ve hafif olarak şekillenir.
Çoğu akal tekenin gözlerinin etrafı siyah oldugu için gözleri badem şeklinde görülür.
Ahal-Teke Türkmen atlarının en önemli özelliklerinden biri de hızlı koşmaları.
Nitekim bir rivayete göre, Ahalteke atı ile bir şahin kuşunu yarıştırmışlar. Kuşun sahibi yarış noktasından uzakta (varış noktası) et gibi kırmızı kumaş parçası asmış. Yarış başlatılmış, at bir ok gibi fırlamış, şahinden önce başlangıç noktasına varmış. Bir başka rivayette de yarışta birinci olan at için, İran Şah’ı Kir: “Sana tahtımı vereyim, sen atını ver.” demiş. Türkmen delikanlısı atını vermemiş.
Türkmen atı susuzluğa dayanıklı, uzun yürüyüşe tahammül eden, koşuda da çok süratli.
Bu atların bir özelliği de yüksek ve boylarının uzun oluşu.
Bu atlar verilen eğitimi kolayca alıyor.
Türkmenler de gerek savaş, gerekse başka zamanlar için gerekli terbiyeyi sürekli, özellikle tay iken vermeyi ihmal etmiyor.
Berisi ve bakımı güzel yapılıyor.
Bu atlara zaman zaman ekmek, koyun-keçi iç yağı ve yumurta veriliyor.
Yonca ve arpa bu atların birinci yemleridir. Türkmenlerin “alagayış” adını verdikleri eyer altında kullanılan keçeler, gemler, üzengiler yapılmış.
At yarışlarında birinci gelen ata genelde deve vermişler. Koyun da verdikleri biliniyor.
.
.
Eğitimlerde diğer atların zorlandıgı hareketleri çok kolay yapar.
Cesur,zeki,duygusal bazende çok inatçıdır,sezgileri güçlüdür,sahibine daima bağlıdır.
Buzul çagından kalmış mumyalaşmış at iskeletlerinden anlaşıldıgı kadar tek safkan at cinsidir.
Akalteke m.ö avrupadan çin kıyılarına kadar ünsalmıştır.
Akalteke kanı avrupalı atsoylarının cogunda bulunur.İngiliz atının soyu Osmanlılardan giden 3 safkan Akalteke atından gelir.
Resmi Türkmenistan armasında Akalteke atının resmi verdır.
Ahal-Teke Türkmen atlarının en önemli özelliklerinden biri de hızlı koşmaları. Nitekim bir rivayete göre, Ahalteke atı ile bir şahin kuşunu yarıştırmışlar. Kuşun sahibi yarış noktasından uzakta (varış noktası) et gibi kırmızı kumaş parçası asmış. Yarış başlatılmış, at bir ok gibi fırlamış, şahinden önce başlangıç noktasına varmış. Bir başka rivayette de yarışta birinci olan at için, İran Şah’ı Kir: “Sana tahtımı vereyim, sen atını ver.” demiş. Türkmen delikanlısı atını vermemiş.
Türkmen atı susuzluğa dayanıklı, uzun yürüyüşe tahammül eden, koşuda da çok süratli. Bu atların bir özelliği de yüksek ve boylarının uzun oluşu. Bu atlar verilen eğitimi kolayca alıyor. Türkmenler de gerek savaş, gerekse başka zamanlar için gerekli terbiyeyi sürekli, özellikle tay iken vermeyi ihmal etmiyor. Berisi ve bakımı güzel yapılıyor. Bu atlara zaman zaman ekmek, koyun-keçi iç yağı ve yumurta veriliyor. Yonca ve arpa bu atların birinci yemleridir. Türkmenlerin “alagayış” adını verdikleri eyer altında kullanılan keçeler, gemler, üzengiler yapılmış. At yarışlarında birinci gelen ata genelde deve vermişler. Koyun da verdikleri biliniyor.
.
Dünyada tek “At bakanlığının” bulunduğu Türkmenistan’da her yıl nisan ayının son pazar gününde kutlanıyor.

 
 
Kaynak:http://turkbilimi.com/?p=6274

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder