BALARILARI: UYANDIRIR
Bir işçi arı, gidip de ön
ayaklarıyla, bir diğer işçi arıyı sarsmaya başlarsa;
bunun anlamı şudur: "Hey, uyan da işbaşı yap arkadaş!"
Ithaca'daki Cornell Üniversitesi'nden T. Seeley ve arkadaşları, yıllardır
gözlemledikleri bu davranışın anlamını, yeni kavrayabildiler.
Bir kıtlık döneminde, sabah erkenden uçmaya başlamış bir
arı, bir besin kaynağı bulursa; hemen kovana döner ve uyumakta
olan işçi arıları birer birer uyandırır.
Uyanan arı, vücudunu 1-2 saniye, 16 Hertz frekansla
titreterek diğer arkadaşını da uyandırır. Uyandırma işini
başlatan arı ise havada "kıvrak bir dans" yaparak, besinin
yerini arkadaşlarına bildirir.
Kaynak: "Arılar Birbirini Uyandırır", Selçuk Aslan, Bilim ve Teknik, Temmuz 1998
BALARILARI: PUSULAYA SAHİP
Uzun zamandan beri bilim adamları,
balarılarının, kovan ve
besinlerini bulmalarında, onlara yol gösteren bir
manyetik gidiş-gelişin olduğunu tahmin ediyorlardı. Hawaii
Üniversitesi'nden Micheal Walker ve M.E. Bitterman, oldukça mantıklı
deliller, buldular ve bu bulgularını "Journal of Experimental Biology"
de yayınladılar.
Araştırmacılara göre; balarıları,
karınlarında, çok küçük manyetik kristaller (FeO-Fe2O3)
taşıyorlardı. Bu milyonlarca kristal ise devamlı bir
manyetik etki için yeterli oluyordu. Bilim adamları bu durumu,
yaptıkları deneyle doğrulamışlardı. Manyetik alanı algılamaları
engellenen arıların, besin kaynağını
bulamadıkları gözlenmişti. Engellenmeyenler ise, kolaylıkla besin kağnağına
ulaşabiliyorlardı.
Kaynak: "Pusulaya Sahip Olan
Balarıları", Gülgun Akbaba, Bilim ve Teknik, Ekim 1989.
ARI MİDESİ: TOPLU İĞNE KADAR
Bir arının bir defada kovana taşıdığı
bal damlası, çok fazla değildir. Bal
midesi, bir toplu iğne başı büyüklüğünde olduğuna
göre, bir yüksük dolusu bal toplamak için
arının, midesini 60 defa doldurup boşaltması
gerekir. Bir arının, midesini bir defa
balla doldurması için yoncanın, 1000 veya 1500
münferit çiçeğine konması lazımdır. Buna rağmen, bazı arı
toplulukları, bir günde bir kilodan fazla bal
toplayabilirler. Bu da arıların, ne kadar
çalışkan olduklarını ve bizim için balı, ne
kadar zahmetle-sabırla topladıklarını gösterir.
Kaynak: Dr. Prof. K. V. Frisch,
Arıların Hayatı, çev. Dr. Bedia Bozkurt.
ARILAR: HAVADA DIŞKILARLAR
Arının besin maddeleri,
sindirim tüpü içerisinde ilerliyerek; sırası ile mide,
ince barsak ve kalın barsağa gelir. Buradan da
anüs yardımı ile dışarı atılır. Dışkılama,
uçuş sırasında, havada gerçekleşir. Arılar,
ishal olmadıkları sürece, kovan içinde dışkı bırakmazlar. Kışın arılar,
dışkılarını depolarlar. Baharda, kovan dışına çıkınca boşaltırlar.
Kaynak: Prof. Dr. Muhsin Doğaroğlu,
Modern Arıcılık Teknikleri, Tekirdağ 2004.
"CANLI HAVALANDIRMA SİSTEMİ"
New York Devlet Üniversitesi biyologları,
arılar üzerinde yaptıkları incelemelerde, yeni ilginç yönlerini
ortaya çıkardılar. İnceleme Grubu'ndan, Edward Southwick ve Robin Moritz,
arıların, kovan içinde solunumu nasıl
gerçekleştirdiklerini araştırdı.
Soutwick ve Moritz, arıların, içerideki
sıcaklık ve nemi kanatlarıyla kontrol
ettiklerini biliyorlardı. Onları düşündüren şey, arıların
içerdeki kirli havayı dışarıdaki temiz havayla nasıl
değiştirdikleriydi. Arı kovanında, sadece bir delik kalması için kovanı
komple sıvadılar. Yüzlerce arının, kovanın içindeki
hava dolaşımını, diğer yüzlerce arının da
kovanın girişinde, iç ve dış kısmında durarak hava dolaşımını
sağladıklarını, gördüler. Arılar, kanatlarını çırpınca,
kirli havanın dışarıya çıktığını, kanat çırpmayı
bırakınca da temiz havanın içeri girdiğini gözlediler. Soutwick, bunu,
omurgalıların soluk alıp vermesine benzetti. Araştırmacılar,
ayrıca, arıların insanlar gibi uykudayken,
soluk alıp vermeyi yavaşlattıklarını da
gözlemlediler.
Kaynak: "OMNİ
Magazine", çev. Hüseyin Bağ, Bilim ve Teknik,
Haziran 1989.
SARHOŞ ARILAR
Avusturalyalı böcekbilimci, entomolog Erol Hasan'a göre;
çiçeklerin fermante olmuş balözlerini içen
balarıları, ölebilir, uçarken daha çok kazaya uğrayabilir ve
kovandaki "yeşilaycı arılar" tarafından kapı dışarı edilirler.
Tropik bölgelerde yaşayan arılarda, sarhoş olma riski özellikle
artmaktadır. Zira yaz sıcaklıkları, balözleri içindeki şekeri fermante
ederek alkole çevirir. Fermante olmuş
balözünden, alkollü bal oluşur.
Eğer arılar, kovandaki sıcaklık ve
nemi azaltmazlarsa, kovandaki bal da alkole dönüşür.
Bu durumda bal birasını andıran, sulu bir bal
oluşur. Çok sarhoş arılar, sinir sistemleri
bozulduğundan, dengelerini kaybederler, uçamazlar, yere düşerler.
Kaynak: New Scientist, 8 Ağustos 1992
(Bilim ve Teknik, Temmuz 1993)
TOZLAŞMA: BALARISIZ
OLMAZTozlaşmada, bal arılarının
paylarının, % 80- % 90'a kadar çıkması nedeniyle, vazgeçilmez bir yere
sahiptirler.
Meyve ağaçlarının çiçek açtıkları bir zamanda, bir armut ağacından, eşit miktarda çiçek ihtiva eden iki dal seçilir. Dalların bir tanesi, arıların konmasını engellemek için ince bir tül ile örtülür, diğeri serbest bırakılır. Arıların, çiçeklerine serbestçe konabildiği armut dalında, 33 armut yetiştiği halde, tül ile örtülü dalda, bir tek armut bile yetişmediği görülmüştür.
Meyve ağaçlarının çiçek açtıkları bir zamanda, bir armut ağacından, eşit miktarda çiçek ihtiva eden iki dal seçilir. Dalların bir tanesi, arıların konmasını engellemek için ince bir tül ile örtülür, diğeri serbest bırakılır. Arıların, çiçeklerine serbestçe konabildiği armut dalında, 33 armut yetiştiği halde, tül ile örtülü dalda, bir tek armut bile yetişmediği görülmüştür.
Kaynak: Franz Lampeitl,
Arıcılık, Editör: Prof.Dr.Türker Savaş İst. 2007.
ARILAR ÇİÇEKLERİ, NASIL
HATIRLAR
1981 yılına kadar, arıların her çiçeğin ayırt
edici özelliklerini, zihinlerine yerleştirdiklerine
inanılıyordu. R. Wehner, 1981 yılında yaptığı araştırmalarla, bunun doğru
olmadığını ortaya koydu. ABD'li bir biyolog olan James Gould,
arıların çiçek resimlerini çekip, oldukları gibi
hafızalarına kaydettiklerini ve herbirinin
biçimini, omurgalılar gibi eksiksiz hatırladıklarını
doğruladı.
Kaynak: La Recherche, çev. Yusuf
Budak, Bilim ve Teknik, Mayıs 1989.
PETEK ÜRETİMİ: MÜHENDİSLİK HARIKASI
PETEK ÜRETİMİ: MÜHENDİSLİK HARIKASI
Balmumunu, çeneleri ile yoğuran
arılar, bu hamurdan, birbirine bitişik altıgen
gözlerden oluşan; sırt sırta vermiş iki yüzeyli, dikey
petekler yaparlar. Sonuçta, olağanüstü sağlamlıkta bir yapı
çıkar. Gözlerin duvarlarının kalınlığı, bir milimetrenin onda birinden az olsa
da petek, kendi ağırlığının yüzlerce katı ağırlıkta;
larva, pupa, çiçektozu ve bal yükünü
taşıyabilir.
Petekler, kovanın tamamen
ışıksız ortamında, birbirine
paralel olarak ve aralarında, bir arının genişliğinin iki katı
boşluklar kalacak biçimde yapılır. Arılar, optimum
biçimde, paralel yapıyı oluştururken; manyetik
alanı algılama yeteneklerinden yararlanırlar. Kovanın çevresinde, güçlü
bir manyetik alan oluşturulduğunda; peteklerin
düzenli yapısının bozulduğu gözlenmiştir.
Kaynak: James L.Gould-Carol Grant
Gould, Hayvan Zihni, çev. Deniz Yurtören, TUBİTAK, Ankara
2005.
ARI BEYNİ:EN GELİŞMİŞ BİLGİSAYARDAN HIZLI
Arılar arasında mükemmel bir işbölümü
bulunduğunu ve bir arının ömrü boyunca topladığı bal miktarının, bir çay
kaşığının 12’de 1’i kadar olduğunu ifade eden Prof.Dr. Davut Başaran, şöyle
konuştu:
"En gelişmiş bilgisayar, saniyede 16 milyar
işlem yaparken, bir arı beyni saniyede 10
trilyon işlem yapabiliyor. 500 gram bal için 900 arı 1 gün çalışırken,
1 arı 25 dakikada 50 çiçek, 450 gram bal için de 17 bin arı 10 milyon çiçek
dolaşıyor. Her kovanda 1 kraliçe, yaklaşık 80 bin işçi
vardır. Kraliçe arıda,
arıların hepsini gözleyebilecek bir radar sistemi var. Hangi
arı ne yapıyor, hepsini gözlüyor. Kraliçe arı,
salgıladığı hormonla, bütün arıları zaptu rapt altında tutuyor.
Balarılarının düşmanı eşek arısı, kovana
girmek isteğini zaman kraliçe arı, radar sistemiyle bunu fark
eder. Hemen diğer arıları uyarıyor."
Kraliçeyle, işçiler arasındaki muhteşem
iletişim.
|
yaklasansaat.com,
18/05/07
KRALİÇENİN YAŞAMI: "GİZEMLİ-ŞAŞIRTICI!"
Kraliçe arının, farklılığına
ışık tutacak bir çalışma, Illınoıs Üniversitesi tarafından yapıldı. Araştırma,
kraliçe arılardaki bu faktörleri inceliyor. Araştırmacıların
merak ettikleri soru," kraliçenin, üreme için çok fazla enerji
harcarken; işçi kardeşlerine kıyasla, nasıl uzun bir yaşamı
elde edebildiği" gerçeğidir.
Profesör Gene Robinson, bu konuda şöyle söylüyor:
"Çoğu zaman organizmalar, uzun yaşamayı, üreme fonksiyonundan
taviz vermek yolu ile başarabilirler. Canlılar, genelde
üremeyi, yaşamlarının son dönemine ertelerler. Fakat
kraliçe arı, bu bakımdan oldukça rahattır. O bir
yumurtlama makinesidir. Günde 2000 yumurta
bırakan kraliçe arılar, aynı genoma sahip ve üreme işlevini
yerine getiremeyen arılardan 10 kat daha uzun yaşar.
Bir organizmanın, hem doğurgan olması hem de uzun yaşaması,
karmaşık bir durumdur. Ve bizler, öyle anlıyoruz ki bu durum, 'büyük bir
düzenin parçası'dır. Burada anlayamadığımız, şaşırtıcı ve
gizemli bazı 'bilgiler' bulunduğunu düşünüyoruz.
Kısacası, Kraliçe arıya ikram edilen bir pasta
var ve o onu yerken; biz insanlarda, bunun nasıl olduğunu anlamaya
çalışıyoruz."
Kaynak: Gene Robinson, "Scientists
Explore Queen Bee Longevity", İssued by University of Illinois, çev.
Esra Demirpehlivan, 9/05/2007.
ARILAR KOVAN SEÇERKEN: "İSTİŞARE EDİYOR"
Balarıları, yerleşmek için
yeni kovan seçiminde, kendi aralarında oylama
yapıyor. Balarılarının sosyal yaşamlarını, 10 yılı aşkın bir
süredir inceleyen Cornell University profesörü Thomas Seeley,
balarıları arasındaki kararların,
istişare ile çoğunluğa göre şekillendiğini vurguluyor. Seeley,
bu süreci:
"Kurumlaşmış şirketlerin yönetimlerinden, çok daha
karmaşık bir müzakereye dayanıyor" şeklindeki sözleriyle
tanımlıyor.
Seeley ve University of California-Riverside profesörü Kirk
Visscher, 10 bin balarısının, kovan seçimi
istişarelerini, videoya çekerek inceledi. Deney
kovanının yakınına, yeni ağaçlar koyan bilim adamları,
balarılarının yeni kovan aramalarını sağladı. Uzmanlar,
balarılarının mevcut kovanlarının kalabalıklaşması sonucunda,
yeni bir kovan aramak üzere motive olduklarını gözlemledi.
Geçici toplanma yeri-oğul
verme
|
Kaşif Arılarının: "Sunum Dansı"
Süreç söyle işliyor: Kraliçe arı,
kovandan, birkaç yüz arıyı, yeni bir yer bakmaları üzere görevlendiriyor.
Keşif arıları, taramalarını yapıp kovana dönünce, özel
bir dans yapıyorlar. Söz konusu dans sırasında, kaşif
arılar, 8 şeklinde yürürken karınlarını titretiyorlar. Bir anlamda, bir
sunum toplantısına benzetilen bu dansın, uzunluğu, kovandaki arılar tarafından,
aday kovanın, fiziksel özelliklerinin iyi olduğu şeklinde
yorumlanıyor.
"Kovan Beğendirme
Dansı"Kaşif bal arıları, daha sonra, kovandaki
arılara, buldukları aday kovanları beğendirmek ve özendirmek
için, kendi aralarında bir dans rekabetine giriyor.
Kovandaki dans rekabeti, en fazla 16 saat sürüyor ve en sonunda
bir karara varılıyor. Sonuçta balarıları,
kaşif arıları takip ederek, aday kovana doğru uçuyor.
"Demokratik Bir Karar"
Bilim adamları, arıların tavrını son derece demokratik olarak niteliyor. Seeley:
"Demokratik Bir Karar"
Bilim adamları, arıların tavrını son derece demokratik olarak niteliyor. Seeley:
"Arıların kararı, kavgadan ziyade, uzlaşma ve
karşılıklı taviz ilişkilerinin kollektif bir sonucudur. Arıların kovan
seçimi, herkese açık bir forum, hiyerarşi ve merkeziyetçiliğin
olmadığı, serbest fikirlerin çarpıştığı bir müzakere ortamı.
Bal arılarının, kendi aralarında aşırı
fikirleri dengelediği ve bu sayede bir ortayol oluşturduğunu vurguluyor. Bu teze
göre, bal arıları arasında 'temsili
demokrasi' ve 'fikir özgürlüğü' gibi kavramlardan söz
edilebilir" diyor.
Kaynak: American Scientist, Mayıs-Haziran
2006.(yaklasansaat.com,
çev. Gökben Coşkun, 25/04/07)
"MAYIN VE BOMBAYI İHBAR EDİYOR!"
Arılar, bölgeyi
tarıyorlar.
|
Pentagon adına Teksas’daki Amerikan Hava Kuvvetleri
laboratuvarında çalışan bilim adamları, arıların, % 99’dan daha
fazla bir başarıyla, kimyasal patlayıcıları bulduğunu ve köpeklerden daha fazla
koku alma duyuları bulunduğunu ortaya çıkardı.
Üç yıldır süren araştırma, başlangıçta
arıların, mayın tarlalarının temizlenmesine
yardımcı olmaları üzerinde yoğunlaşmıştı. Ancak daha sonra araştırma
genişletildi ve geçen yaz, eğitilmiş arıların,
patlayıcı dolu bir kamyonu anında bulmaları sağlandı. Araştırma
ekibindeki bilim adamları, şekerli suyu ödül olarak kullanarak;
arıları, değişik kokuları tercih etmeleri konusunda eğitti.
"Uyuşturucu"yu da Haber Verecek
Böylece yeni dersini öğrenen bir arı, bu
bilgiyi bir şekilde diğer arılara aktardı. Bir saat içinde tüm
kovan, zaman zaman diğer kovanlardaki arılarla birlikte, yeni
kokuyu aramaya yöneldi. Ve bir kovan bal arısının,
çiçekler yerine, çok küçük miktarda, dinamit ve diğer patlayıcı
izlerini, sadece iki saatten az bir sürede buldukları görüldü.
Arılar, havaya kimyasal madde yayan uyuşturucu
bulunmasında da kullanılacak.
Sema Emiroğlu
Milliyet.com,
Milliyet.com,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder