22 Şubat 2013 Cuma

Dünyanın Oluşumu Ve İlk İnsanın Ortaya Çıkışı

Dünyanın Oluşumu Ve İlk İnsanın Ortaya Çıkışı


Dünyamızın gerçek yaşı Nasıl oluşmuştu? – Yaşam öncesi olguları – İlk canlı varlıklar – insanın tarihi -Yaşamın asıl kaynağı – insan, insan olurken – Baha’dan yaşayışa geçiş onbin yıldadır.
Üzerinde yaşadığımız dünya bugün kaç yaşındadır acaba? Ne zaman ve nasıi oluşmuştur? Eski dinlerin hemen hepsi bir “yaratılış” hikâyesi anlatır. Bunlar, gerçekte yeni uyanmakta olan bilincin dünyamıza evren içinde bîr yer bulabilme amacıyla insanoğlunun çaba harcadığı İlk girişimlerdi. Mısırlıların tanrısı Su tarafından Yer’in Gök’ten ayrılması; Jeho-va’nın yerküremizi aîtı günde yaratması bu tür girişimlerin somut örnek-leridiro.
Son derece düşsel olmalarına karşılık, bu ilk kozmogonik (evrenin oluşum sistemi) kurumların hepsinde te-meî bir gerçek vardır: bütün evren (özellikle Dünya) geçmişte, belirli bir düzene girmemiş maddeden; yani, kaos (Evrenin düzgün ve uyumlu duruma gelmeden önceki uyumsuz ve ka-nşık dunımu)’dan meydana gelmiştir.
Bilimsel kanıtlar gökyüzünde görülen yıldız çokluğunun kendi güneşimiz de içlerinde olduğu halde Önce-siz olarak varolamayacağmı ve iki müyar yıl kadar önce evrenin her yanını dolduran ilkel sıcak gazdan oluşmuş olabileceğini açıkça göstermektedir.
Dünya gaz halinde doğmuş ve giderek baştan başa ergimiş bir “hal” almıştı. Yapısında bulunan çeşitli maddeler her iki halde de dışbükey akımlarıyla kolayca yer değiştirebili-
yorlardı. İşte dünya tarihinin bu döneminde ağır elementler (başhcası demir) kürenin merkezine doğru dalmış, bazalt ve granit gibi daha hafif maddeler de yüzeye çıkarak gezegenimizin bugünkü yapısına özelliklerini veren ve merkezleri bir, kabuklar oi-durmuştu.
Bu dışbükeysel akımları döneminde dünya hızla soğuyordu. İçerden gelen magma seîîeri yüzeye doğru yükseliyor, çevreyi saran uzaya ısı radyasyonları yollayarak soğuyor ve yeniden merkeze dalıyordu. Bu arada gezegenimizin hızla soğuma yoğunluğu da artmaktaydı. Buna karşılık dışbükey-se! akımları gitgide yavaşlıyordu.
Sonunda o akımların yüzeye getirdikleri ısı, radyasyonla giden ısıyı karşılayamaz oldu ve yer’in yüzeyi katı bir kabuk bağlamaya başladı. Bu olgu, dünyamızın güneşten ayrılmasından sonra geçen birkaç bin yıl boyunca ortaya çıkmıştı.
Ay’ın doğuşu, kabuğu birçok parçalara böldü. Bunlardan bir bölümü uydumuzun gövdesini oluşturmak üzere ayrılıp gittiler. Olay, kabuğun gelişmesini pek az geciktirdi diyebiliriz. Ayın ayrılmasından çok kısa bir süre sonra ergimiş bazaltın açıkta kalan yüzeyi yeniden dondu. Arada, eski dönemden kalma granit parçaları da bir oranda bazalt içine gömüldüler.
Yerin soğumasında en Önemli etken, onun kayalık kabuğu arasından dışarı sızan ısı oranıdır. Bu onun, ka-
rica kabuğu oluşturan kültelerin ölçülen ısı iletkenliğinden kolaylıkla bulunabilmekteydi.
Yapılan hesaplar dünyamızın cm”üne aşağıdan ve külteler arasından gelen ısının son derece az ve aynı yüzeye yukarıdan (güneşten) gelen ısıdan üç milyon kere küçük olduğunu göstermiştir. Eğer yeryüzünde bir noktaya buz kadar soğuk bir bardak su koyup onu yalnızca aşağıdan gelen ısıyı alabilecek biçimde soyutla-sak, sıcaklığı ancak otuz yılda kaynama derecesine yükselirdi.
Gerçek şudur:’ Yer gövdesi, iki milyar yıl önceki oluşmasından bu yana ortalama olarak 20°’den çok soğumamıştır
http://www.teknoloji.tc/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder