20 Şubat 2013 Çarşamba

Eski Mısır Yazıtlarında Dünya Dışı Yaşam

Eski Mısır Yazıtlarında Dünya Dışı Yaşam


http://www.scenicreflections.com/files/Egypt_In_The_Space_Wallpaper_b3ajj.jpg
AKHENATON ‘nun Bebekleri
Eski Mısır Tarihiyle ilgili tüm kayıtlar bir zamanlar bu yörenin yoğun olarak “ Dünya Dışı Varlıklar “ tarafından ziyaret edilmiş olduğunu göstermektedir… Örneğin Eski Mısırlılar, kendi semalarında ortaya çıkan uzay gemilerini “ Gökyüzünde seyreden güneşin kayıkları “ olarak isimlendirmişlerdir.
Konunun ilginç bir başka yanı da , yine eski kayıtlarda açıkça yazıldığına göre ; Büyük Piramidin yapımı sırasında bu “ Güneş Kayıkları”dan bir tanesi yapının içinde bir yere gömülmüştür.

http://olaganustuolaylar.files.wordpress.com/2010/07/egypthistory7fdk2.jpg?w=337&h=537
AKHENATON
Mısır kökenli kaynaklarda dünya-dışı astronotlar sorunu daha belirgin olarak karşımıza çıkmaktadır. Menfis’de firavunu ziyaret eden Tanrı PTAH , uçan bir gemi kullanırdı. Güneş Tanrısı RA için , “Yıldızlarla ay arasında dolaşırsın… gökyüzü ile yeryüzü arasında Aton’un gemisini yönetirsin…” der eski bir yazıt.
Yakutlar’ın cenazesinde okunan bir duada “ Işıldayan arabalarıyla yıldızlardan inen ruhlar…” dan söz edilir. Çok eski bir geçmişte Nil ülkesine üstün bir varlığın geldiği ve oradaki insanlara uygarlık aşıladığı Mısır’da hala söylenir. Bu üstün varlık, Mısırlılara seslerle, fikirleri kaydedebilmeleri için simgeler gösterdi. Müzik çalabilsinler diye ellerine arp verdi. Yıldızları gözleyip , krokilerini çıkarmasını , rakamlarla sayı saymasını , şifalı otlar ve ilaçlarla hastaları iyi etmelerini öğretti. Mısırlılar bütün bunları öğrenince , yabancı , onlara veda ederek, göklere uçtu gitti. Adı Tanrı THOT’ tu.
Eski Mısırlıların güneşle ilgili bir inanca bağlı oldukları da çok iyi bilinen bir gerçektir. Eski krallığa ait Piramit yazıları, firavunun tanrılar ve gemileri aracılığıyla göklerde tanrısal gezintilere çıktığından söz eder. Bunlara göre Güneş Tanrısı Ra göklerde gemisiyle yolculuk yapardı. Yine bu yazıtlarda gökyüzünü gemilerle aşan yüce yaratıklardan söz edilmektedir. İşte Güneş Tanrısı Ra için yazılmış yazıdan bir bölüm:
http://img.webme.com/pic/g/gizliilimler/papyrus-ani.jpg
“Sen, yıldızların ve ayın altında dolaşansın. Sen, Aton gemisini yorulmak bilmeden dönen yıldızlar ve Kuzey kutbundaki batmayan yıldızlarla yeryüzü arasında sürensin.” Ve bir Piramitten alınan bir bölüm: “Sen, güneş gemisini milyonlarca yıl yönetensin.”
NEFERTİTİ
Mısır’daki resim ve destanlar, tanrıların yıldızlardan geri gelerek, iyi korunmuş gövdeleri yeni bir hayata uyandıracaklarını söylerler. Mezar odalarından çıkan mumyaların gövdelerinin kusursuz bir biçimde muhafaza edilmiş olması ve mezarın ötesindeki bir hayata ulaşma inancı da buradan gelir. Eski Mısır’ın İncil’i olarak kabul edilen 3500 yıllık Ölüler Kitabı’nda ise birtakım insanların bilgileri sayesinde uzaya sıçrayabildiklerinden söz edilmektedir, hatta yıldızlarda yaşayan varlıklardan bahsedilir. Tanrı Thot, Nil halkına tıp, edebiyat, matematik ve fen’in esaslarını öğretmiş bir kültür taşıyıcıdır; görevini bitirdikten sonra yıldızlı göğe doğru yükselip gitmiştir.
Mısırlılar yıldızlara da özel bir ilgi göstermekteydiler. Köpek yıldızı da denilen ikili yıldız Sirius’un hanedanlar dönemi Mısır’ın erken gelişim ve kültüründe büyük rol oynadığı bilinmektedir. Eski Mısırlılar Sirius’u dünyanın gelişiminde evrimsel bir anahtar olarak görmüşlerdir. Amerikalı bilim adamı Robert Temple, “Sirius Gizemi” adlı kitabında yeryüzünün binlerce yıl önce Sirius sisteminden gelen varlıklar tarafından ziyaret edildiği varsayımını ortaya atmış ve M.Ö. 4500-3400 tarihleri arasında Eski Mısır’da gerçekleşen ilkellikten yüksek kültür standartlarına doğru gerçekleşen bu ani sıçramayı bu varlıklarla yapılan doğrudan temasın bir sonucu olarak nitelemiştir. Temple, Mısır ve Sümer kayıtlarından bilgiler sunarak hanedanlık dönemi Mısır’ın yükselişinden önce dünya dışı varlıkların ortaya çıktığına dair ikna edici bir tez öne sürmektedir.
http://peterpetrellisite.files.wordpress.com/2008/09/abydos-wall2.jpg?w=562&h=537
Eski Mısırlılar, Tanrıların tapınaklarda yaşadığına inanmakta ve tapınakları yaratılışın merkezi olarak görmekteydiler. Tapınakların bu sembolik rolü, gerek konumlarıyla gerekse dizayn ve iç dekorasyonlarıyla ifade edilmiştir. Eski Mısır tapınaklarının duvarları ve tavanları, bazıları diğerlerinden daha ilginç ve dikkate değer pek çok resimle süslenmiştir.
Firavun Seth’in mezarında bulunan hiyerogliflerde “Tanrı’nın gemisinde dinlendiği” yazılmaktadır ve bu yazıya bir “Uzay Gemisi” figürü eşlik eder.
Abydios Tapınağında bulunan bir duvar panosunda ise (üstteki resimde helikoptere ve uçağa benzeyen şekiller yer almaktadır. Panoda bu şekillerin yanısıra başka uçan cisimler de resmedilmiştir. Kahire’deki bir müzede bulunan eski çağlardan kalma küçük planör modeli ve yine Mısır’da ve Güney Amerika’da bulunan diğer uçak modelleri de aynı ölçüde merak uyandırıcıdır.
Bu veriler ışığında şunu çok net bir şekilde söyleyebiliriz ki, ya geçmişte dünya üzerinde teknolojik açıdan çok gelişmiş uygarlıklar yaşamış ve daha sonra yok olmuşlardır; ya da dünyamız dünya dışı varlıklar tarafından eski çağlarda da ziyaret edilmiştir.
Kaynak

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder