YERALTI SULARI: TOPRAK ALTINDAKİ DEV SU DEPOLARI Mucize Gezegen |
Birçok endüstriyel kuruluş, atık sulardan faydalanmak için özel tesisler kullanırlar. Yüksek maliyetlerle yapılan bu tesisler büyük mühendislik yatırımlar olmalarına karşın kullanıma sokabildikleri su kapasiteleri sınırlıdır ve oldukça fazla enerji harcarlar. Oysa yeryüzü, insan yapısı tesislerle kıyaslanmayacak miktarda suyu çevrime sokan ve tamamen doğal kaynaklardan enerjisini sağlayan bir tesisi bünyesinde barındırır.
Yeraltı Suları Nasıl Oluşur?
Yağmur yeryüzündeki hayatın devamı için en önemli unsurlardan biridir. Yağmurun oluşumu sırasında okyanuslar, denizler, atmosfer ve karalar arasında bir su dolaşımı söz konusudur. Okyanuslar, denizler, buzullar, kar örtüleri, akarsular, göllerden buharlaşan sular ile toprak yüzeyinden ve bitkilerden buharlaşan bir miktar su buharı atmosfere geçer. Daha sonra uygun koşullar altında yoğunlaşarak, yağmur, kar ve dolu şeklinde yeryüzüne geri döner. Kara yüzeyine çeşitli biçimlerde düşen yağışların (yağmur, kar, dolu) bir kısmı yeryüzündeki çukur alanları doldurarak, gölleri veya yeryüzündeki eğimleri takip ederek akarsuları oluşturur. Ancak yeryüzüne düşen yağışların hepsi yer üstü sularını oluşturmaz, bir kısmı ise “uygun koşullar” olduğunda yeraltına sızar ve yer altı sularını meydana getirir. Burada durup düşünmek gerekir. Yeraltına sızan, bu suların yerin nispeten derin kısımlarına geçmesi, yerin altında belli bir tabakada toplanması nasıl olmaktadır? Yeraltında toplanan bu su hangi aşamalardan geçtikten sonra ve hangi sebeple tekrar yeryüzüne çıkmaktadır? Çeşitli toprak tabakaları arasından geçtiği halde çıktığı kaynakta nasıl olur da çamurlu ve bulanık olmaz, tam aksine içime hazır berrak ve pırıl pırıldır? Yeraltında hapsedilmiş bu su nasıl bir mekanizma ile tekrar yeryüzüne çıkmaktadır? Kuşkusuz bu soruların sayısı artırılabilir.
Yeraltı Sularını Oluşturan Hassas Sızma Teknikleri
Yeraltı sularının asıl kaynağını atmosferden gelen sular oluşturur. Suyun yeraltına geçebilmesi için gerekli bazı şartları şöyle sıralayabiliriz: 1) Yerçekimi kuvveti çok önemlidir. Çünkü bu kuvvet olmazsa, başka bir deyişle suyun ağırlığı bulunmasaydı, yerin derin kısımlarına doğru hareket etmesi mümkün olmazdı. 2) Yerkabuğunun sızma kapasitesi sınırlıdır. Bu sayede yeraltı suyu belli bir doygunluğa ulaşarak sabit bir değer kazanır ve taşarak yer üstüne çıkması önlenmiş olur. 3) Kapilarite kuvvetinin olması gereklidir. Böylece belli bir derinlikten sonra yer altı sularının kaçıp yok olması engellenmiş olur. 4) Sızmanın olabilmesi için zemini oluşturan kayaçların gözenek, yarık, çatlak, gibi suyun geçmesine olanak sağlayacak birtakım boşluklar içermesi yer altı suyunun oluşumu açısından çok önemlidir. Nitekim kumlu topraklar oldukça geçirimlidir. Killi topraklar ise kil taneciklerinin şişmesi nedeniyle hızla kapanarak sızmayı engeller. Allah'ın üstün yaratmasının bir sonucu olarak suyun kolayca sızabileceği şekilde toprak tabakalarının üst kısımları kumlu tabakalardan oluşurken, suyun kaçmasını engelleyen killi toprakların yer altı suyunun tabanında yer alır. 5) Zeminin bitki örtüsü ile kaplı olması sızmayı kolaylaştırır. Çünkü bitki örtüsünün kaplı olduğu yerlerde yerüstü akışı yavaş olacağından, yukarıda belirtilen koşullar da uygun olduğu takdirde sızma artar. Ayrıca bitki örtüsü yere düşecek olan damlaların hızını azaltarak, toprağa sızabilecek ince zerrecikler haline getirir. 6) Sağanak şeklinde yağan yağışlarda sızma miktarı azalır. Çünkü bu tip yağışlarda hızla yere düşen damlalar yüzeyin eğimine bağlı olarak yüzeysel akışa geçerler. Çisinti şeklinde düşen yağışlarda ise sızma daha kolay gerçekleşir. 7) Yüzey şeklinin eğimi ne kadar fazla olursa sızma o kadar azalır ve düşen yağış yüzeysel akışa geçer.
Görüldüğü gibi yeryüzüne düşen suyun yer altında toplanması ve tekrar yer üstüne çıkması belirli şartların gerçekleşmesi ile mümkün olabilmektedir. Tüm bu şartlar, yer altı sularının hep belli bir plan ve düzenleme üzere oluştuğunu göstermektedir. bu kusursuz planlamayı ve düzeni yapan Allah’tır.
http://www.evrenvebilim.com/yeralti_sulari.html
|
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder