5 Çayı Geleneğinin İlginç Öyküsü
Tahmin etmek çok da zor değil belki ama Türkiye en çok çay tüketen ülkelerden biri. Kahvaltıda, ofiste çalışırken ve her yemekten sonra çay içmeyi severiz biz. Çay içmek her daim keyiflidir ama yanındaki atıştırmalıklarıyla 5 çayının keyfi bir başkadır. Dost sohbetleriyle, dertleşmeleriyle hem sosyal boyutu vardır 5 çayının, hem de aslında bir ara öğün olduğundan sağlık açısından önemi vardır.Peki ne zaman, neden doğmuştur 5 çayı geleneği, hiç merak ettiniz mi?
5 çayı geleneğinin doğuşu İngiltere’de Kraliçe Victoria dönemine rastlar. 1800’lü yıllarda İngiltere’de kahvaltı ve akşam yemeği olmak üzere iki öğün yenirmiş. Zamanla akşam yemeği önem kazanarak daha geç saatlerde ve daha ağır bir öğün olarak yenmeye başlamış. Bir rivayete göre 7. Bedford düşesi Anna, kahvaltı ile akşam yemekleri arasındaki saatlerin uzaması ile birlikte diyabeti olduğundan ötürü ikindi saatlerinde iyice bitkin düşüyor, zaman zaman bayılıyormuş. İşte bu yüzden saat 5 civarında odasına bir bardak çay ve atıştırmalık yiyecekler söylüyormuş. Bu alışkanlığından gittikçe daha fazla zevk almaya başlayan Anna, zamanla arkadaşlarını da odasına çağırarak bu etkinliği bir davete dönüştürmeye başlamış. Bu davetler Kral Edward’ın da hoşuna gitmiş olacak ki bir süre sonra o da çay partileri düzenlemeye başlamış. Sarayda doğan bu davetler önce tüm İngiltere’ye, ardından da tüm dünyaya yayılmış.
Görünen o ki çayın Osmanlı’ya gelmesi 1900’lü yılların başına denk gelse de, Türk Milleti bu geleneğe adapte olmakta pek zorlanmamış. Bugün hala ev hanımları, öğlenden sonraları evlerinde 5 çayı davetleri veriyorlar. Birbirlerini en güzel şekilde ağırlayarak hem mutfaktaki hünerlerini sergiliyorlar hem de keyifli bir sohbet ortamı yaratıyorlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder