13 Mayıs 2013 Pazartesi

Farkında mısın?

Farkında mısın?

Fark etmek ; düsüncenin saganak gibi yagdigi beyin tarlasindan zeka oragiyla biçilerek yapilan hasattir. Gözümüzün gördügü sayilamayacak kadar fazla fotograf karesinin içindeki küçük parçalarin elekten geçirilerek biraz daha büyük parçalarin elek üzerinde kalmasi farkindaligin belirtisidir.
Insan su ya da bu sekilde elegin üzerinde kalanlari fark etmis olmanin suuru içerisindedir. Fark ettiysek ne olur, soru isaretlerini barindiran asil elzem nokta ise budur. Farki anlamak daha dogrusu sadece anlamak insani iki temel sonuca götürür. Ilki kayitsiz kalmak, ikincisi faaliyette bulunmaktir.
Kayitsiz kalarak sonuç netlesir, yeni sebepler silsilesi içinde kendimizi bulmadan yola devam etmis oluruz. Kayitsiz kalmak daha kolay olabilir. Ama vicdan bu durumda devreye girerek bizi ikinci asamaya yönlendirir. Bu da her zaman mümkün olmayabilir. Çünkü bazen cesaret yoksunlugu bazen de vicdan damarlarinin yorgunluktan tikanmasi hasebiyle kayitsiz kalinabilir.
Ikinci asamamiz faaliyete geçmek ise farkinda oldugumuzun sebepler doguran sonucudur. Çünkü farkindalik eleginden geçirdiklerimizi tekrar tekrar her biri digerinden daha büyük olan sebep sonuç iliskisine dayali eleklerin artik süzülmesine ihtiyaç duyulmamasina kadar devam eden süreçtir. Son elek ne zaman kullanilir ya da kaç defada son elege ulasilir bunu kestirmemiz mümkün olmayabilir. Hem yola devam edeceksin hem de faaliyete geçmenin yükünü sirtinda tasiyacaksin. Sirtimizdaki yük gitgide agirlasacaktir. Artik vicdan tasimamiza yardim edemeyecek kadar yükün altinda ezilmisse bu sefer de fark etmenin kullandigimiz son elekten sonraki ilk asamasina bizi yönlendirecektir. Bu da yorgunlugun göstergesidir.
Sadede gelecek olursak zaman, devam etmekte oldugumuz yoldur. Fark etmek ise kaçinilmazdir. Kayitsiz kalmak ve ya faaliyete geçmek, seçim sansimizin oldugu sonuçlardir. Vicdan ise bu sonuçlarin dogmasindaki oyuncudur.

http://www.muhabbetfedaileri.org

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder