28 Kasım 2014 Cuma

HİPERTANSİYON

           
HİPERTANSİYON
Hipertansiyon dünyada en yaygın olarak görülen  bir sağlık problemidir. Her dört yetişkinden birinin tansiyonunun yüksek olduğu bilinmektedir. Tansiyon ya da kan basıncı, kalbten pompalanıp  atardamara  gönderilen kanın damar duvarında oluşturduğu basınçtır. Atardamarlardaki kan basıncının 140/90 mmHg üzerinde olması hipertansiyon olarak tanımlanmaktadır. Atardamarlardaki basıncın yükselmesiyle  damar sertliği gelişerek  özellikle beyin, kalp ,  göz  ve böbrekler olumsuz etkilenmektedir.   Oluşan bu olumsuz etki ile felç, kalp yetersizliği, kalp krizi ve böbrek yetersizliği  gelişim riski belirgin olarak  artmaktadır.

Hipertansiyonun tipik belirtisi yoktur. Kan basıncı oldukça yuksek seviyelere ulaşmasına rağmen hiçbir şey hissedilmiyebilinir. Bunun yanı sıra baş ve ense ağrısı,nefes darlığı, vücutta baskı hissi, çarpıntı, burun kanaması  gibi belirtiler olabilir. Ancak bu belirtiler tansiyonu normal olan kişilerde de ortaya çıkabilmektedir.

Hipertansiyon toplumda  sık görülüp  riski yüksek olmakla birlikte tedavisi olan bir hastalıktır.  Kan basıncı kontrol altına alındıktan sonra  belirtilen riskler belirgin olarak azalmaktadır. Hipertansiyon  nedenleri  %95 esansiyel olarak tanımladığımız genetik ve  ailesel kökenli, %5’i  ise hormonal , böbrek  veya böbrek damar hastalıkları  veya doğuştan olan damar hastalıklarına bağlıdır.
Hipertansiyonla mücadele de yaşam tarzımızın doğru olarak programlanması oldukça önemlidir. Tuz kısıtlaması, kilo vermek,  düzenli egzersiz, doğru  beslenme, sigaranın  bırakılması,  alkolden olabildiğince uzak durulması  yapılması gerekli yaşam tarzı değişikliklerimizdir. Hipertansiyon tanısının erken dönemde konulması , ilaçla tedavi ve yaşam  alışkanlıklarımızın doğru bir şekilde düzenlenip ,  en önemlisi  sürekli uygulanması  kalp ve tüm damar hastalıkları riskini düşürmek için mutlaka gerekli.
Tuz kısıtlaması hipertansiyon tedavisinde olmazsa olmazlardan. Günlük aldığımız tuz miktarı 1.5-2 gr olmalı(toplam düz silme çay kaşığı kadar)  . Tuz miktarını azaltmadan hipertansiyon kontrol altına almak  neredeyse mümkün değil. Tuz alımının  artımı ile birlikte günlük stres ve yorgunluk dönemlerinde  hipertansiyon atakları ile karşılaşma riski oldukça yüksektir.
Kilo almayıp vermeye çalışmak gerekli, bu anlamda   30 dakikadan az olmayacak  şekilde  haftada  5  gün düzenli yürüyüş yapmak, yiyeceklerimizde karbonhidrat  ve yağ oranı fazla olan gıdalardan uzak durmak gerekmektedir.

Alkol  gerek hipertansiyonun ortaya çıkışında ve  gerekse tedavide başarıya ulaşamamada önemli faktor. Alkol miktarı arttıkça  belirtilen riskler de  artmaktadır.
Hipertansiyon tedavisinin hayat boyu olduğunu bilmek gerekir. Kişinin tansiyonunu düzenli olarak kontrol etmesi , olumsuz yaşam alışkanlıklarının düzeltilmesi ve düzenli doktor kontrollerini ihmal etmemesi  tansiyonla mücadelede önemlidir.

Doç Dr. Nilüfer Ekşi Duran
Kardiyoloji

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder