Özdemir asaf'dan özlü sözler
Ne derseniz deyin,
Heykellerin saçı yoktur.
Dünüyle ünlü insanlar bugün gün yüzü görmezler.
Her seven sevilenin boy aynasıdır. Sevmek sevilenin o aynaya bakmasıdır.
Sevilenin yanlışı görünmez, sevilmeyenin görüntüsü yanlıştır.
Damla biraz daha küçük veya büyük olamayacağı gibi ben de biraz daha şöyle biraz daha böyle olamam.
Evlilik, iki kişilik yalnızlıktır.
Bütün renkler aynı hızla kirleniyordu, birinciliği beyaza verdiler .
Bir sevgiyi anlamak, bir yaşam harcamaktır... Harcayacaksın!
Bugüne en uzak gün, dün.
Dün sabaha karşı kendimle konuştum.
Ben hep kendime çıkan bir yokuştum.
Yokuşun başında bir düşman vardı.
Onu vurmaya gittim ve kendimle vuruştum.
Yalnızlık paylaşılmaz, paylaşılsa yalnızlık olmaz.
Sustuğunu bilen olgundur, bildiğini susan değil.
Ben ölseydim, o belki ağlardı. Ama o ağlasaydı, ben ölürdüm.
Bir insan treni kaçırırsa başka bir tren gelir onu alır. Bir ulus treni kaçırırsa başka bir ulus gelir onu alır.
Gerçek değer; gelmesi boşluk dolduran değil gitmesi boşluk yaratan.
Seni bulmaktan önce aramak isterim.
Seni sevmekten önce anlamak isterim.
Seni bir yaşam bitirmek değil de,
Sana hep hep yeniden başlamak isterim.
Yolun geleceğini çizdim, geçmiş gibi.
Solan renkleri boyamakta o boyasız boyacı.
Anı bahçelerinde üşümek sıcaktı.
Bir kez geçer, bir insan bir karşı'ya,
Ondan sonra artık her-şey karşı'dır.
Ölüm; ben seni utanç ile titrerken gördüm.
Ölünceye kadar seni bekleyecekmiş,
Sersem.
Beni seni beklerken ölmem ki...
Beklersem.
Gelmesen önemli değil, gelsen önemli olurdu!.. Gelmemen büyük yalnızlığımı doldurdu...
Beni öyle bir yalana inandır ki ömrümce sürsün doğruluğu.
Keşke sen ben olsan; seni sevmenin ne kadar zor olduğunu anlasan, Keşke ben sen olsam; bu kadar sevilmenin tadını çıkarsam...
Benim söylemek için çırpındığım gecelerde siz yoktunuz...
Geleceğim, bekle dedi, gitti... Ben beklemedim, o da gelmedi. Ölüm gibi bir şey oldu... Ama kimse ölmedi.
Yaşamak için bırakılmış bir yön baktım, yoktu:
Ben direnmek için elimden gelin yaptım.
Kendi bahçesinde dal olamayanın biri,
Girmiş bahçeme ağaçlık taslıyor.
Yanına kadar koştuktan sonra, bir adım daha atamayacaksan eğer; oraya kadar sakın koşma. Sana değil, bekleyene yazık olur.
Ben birini sevmiyordum. O da beni sevmiyordu. Bir gün bir yerde randevulaştık. Ben gitmedim. O da gelmedi.
Sana gitme demeyeceğim; ama gitme Lavinia...
Biraz sonra, sonra olacaktır.
Bilmiyorum ne vardı saçlarında...
Rüzgar mı delice eserdi,
Gözlerim mi öyle görürdü yoksa...
Saçlarının her hâli hoşuma giderdi!
Kaybedeceğini bile bile neden mücadele ediyorsun dedi, öleceğini bile bile yaşadığını unutmuştu o ama... Bozmadım.
İnsansız adalet olmaz.
Adaletsiz insan olur mu?
Olur, olmaz olur mu?
Ama olmaz olsun!
Bana yaşadığın şehrin kapılarını aç
Sana diyeceklerim söylemekle bitmez
Yıllardır yaşamımdan çaldığım zamanlar,
Adına düğümlendi
- Bana yaşadığın şehirleri aç
Başka şehirleri özleyelim orada seninle
Bu evler, bu sokaklar, bu meydanlar
İkimize yetmez
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder