Yeraltı Mağaraları Nasıl Oluşur?
Mağara nedir?
Mağaralar birkaç metreden, kilometrelerce uzunluk ve yüzlerce metre derinlik veya yüksekliğeMağara içindeki şekiller
Sarkıt : yer altındaki suyun mağara tavanındaki materyalleri eritip aşağıya doğrusarkıtmasıyla oluşanşekillerdir .- Dikit: Mağara tavanından su sayesinde yere düşen ve yerden yükselip burada biriken materyallerin oluşturduğu
şekildir . - Sütun:
Sarkıt ve dikitin birleşmesiyle oluşan ve yerden tavana kadar uzananşekildir .
Mağara oluşumu
Mağaraların oluşumuna ortam hazırlayan en önemli kaya, kireçtaşıdır. Bu kayaların kimyasal bileşimi ve bol çatlaklı yapıları mağaraKarbonatlı kayaların üzerine düşen CO2’li atmosferik sular; topraktan ve karbonatlı kayaların çatlaklarından geçerken bir dizi reaksiyon sonucu karbondioksitçe (H2CO3) doygun şekle dönüşürler. Son derece
Mağara oluşumunun şematik gösterimi
Mağaralar karanlık boş galeri ve salonlardan oluşmamışlardır. İçleri, yerüstü ve yeraltı suları tarafından dışarıdan getirilmiş kil, mil,çakıl, blok ve moloz yığınları ile yerinde oluşmuş damlataşlar ile kaplıdır.Mağara
Mağara çökellerinin biçim, boyut ve değişik
Yeraltısularının genel
1- Damlama ve sızma ile oluşan damlataşlar (
2- Aykırı (erratik) şekiller (heliktit veya ekzantrik, mağara kalkanı,. mağara çiçeği, mağara iğnesi, mağara karnıbaharı, patlamış mısır şekillleri… )
3- Suyun yüzeyde serbest akımı ile oluşanlar (örtü damlataşı, damlataş köprüsü, şelale damlataşları)
4- Su altında ve düzeyinde oluşanlar (damlataş havuzu, mağara incisi, mağara sütü)
5- Buz oluşumları
Mağaralarda görsel zenginliğin simgesi olan “yerli çökeller” yer altı sularının karbonatlı ve sülfatlı kayaları eritmeleri sonucu oluşan kimyasal çökellerdir. Yağışlarla kireçtaşı yarık ve çatlaklarına veya toprağa dahil olan sular, gaz halindeki karbondioksit ile birleşerek çözücü olan karbondioksiti oluşturur. Zayıf fakat eritici bir asit olan bikarbonik asit kireçtaşlarını eriterek kalsiyum karbonatça doygun hale geçer. Ancak bu kalsiyum karbonatça doygun sular kararsız yapıdadır ve sıcaklık ve basıncın değişmesiyle karbondioksit serbestlenerek karbonat çökelimi gerçekleşir.
Mağaraya ulaşan suların ilk oluşturduğu şekil “sarkıt”lardır. Tavandan ve çatlaklardan damlayan bu sularda bir kısım karbondioksitin serbest hale geçmesiyle ince yarı küre şeklinde karbonat çökelimi olur. Ortası boş bu dairesel çekirdekten damlayan her su bu çekirdeği silindirik olarak büyütür. Böylece, zamanla içi boş, genişliği her yerde eşit çubuk makarna veya tüp şeklinde saydam şekiller oluşur. Sarkıt oluşumunun başlangıç dönemini karakterize eden bu çok kırılgan şekiller “makarna sarkıt” olarak adlandırılır. Yerçekimine bağlı olarak düşey yönde büyüyen makarna sarkıtların içindeki kanalın tıkanması veya su akımındaki küçük değişimlerin olması durumunda, sarkıt gelişiminin ikinci evresi başlayarak damlalar şeklin içinden değil, dış yüzeyinden akmaya başlar. Böylece dikey ve yanal yönde gelişim birlikte olur.
Mağara tavan, duvar veya tabanında, yer çekimine aykırı olarak değişik yönlerde ve şekillerde gelişmiş, karbonatlı ve sülfatlı çökellere aykırı şekiller adı verilir. Bu şekillerden en yaygın olanı ekzantrik (heliktittir). Mağaraların rüzgar hareketi olan alçak tavanlı, dar girinti veya galerilerinde oluşan ekzantrikler, değişik yönlerde (aşağı, yukarı, yanal) gelişmiş, tüpsü veya makarna sarkıtlardan meydana gelmişlerdir.
Tavan ve yan duvarlardan çıkan veya sızan suların meydana getirdiği başka bir şekil grubu olan “duvar damlataşları” oluşur. Mağara tavanından damlarken sarkıtları oluşturan suların mağara tabanında meydana getirdiği dikey damlataş birikimlerine “dikit” adı verilir. Genel olarak sarkıttan süzülerek akan kalsiyum karbonatlı sular, buharlaşma ve karbondioksitin serbest hale geçmesi sonucu tabana düştükleri noktada karbonat çökelimini meydana getirirler. Damlama sonucu sıçrayarak yayılan suların damlama noktasındaki çekirdeğin çevresindeki karbonat çökelimi üst üste devam ederek dikitleri oluşturur.
Derinlikleri yüzlerce metreyi bulabilen dikey mağaraların araştırılması son derece zor ve tehlikelidir. Buna karşılık ova, göl veya nehir seviyesine yakın bölgelerde veya hemen altlarında geçirimsiz birimlerin bulunduğu kireçtaşlarında son derece uzun ve yatay mağaralar gelişmiştir. Bu mağaralara dışarıdan su girse de (düden veya subatan), çoğunlukla içinden su çıkan kaynak durumundadır. Birbirine bağlı birkaç kattan oluşan bu mağaraların içleri yer yer göller, damlataş havuzları ve her türden damlataşlar ile kaplı olabilir.
Eğimi az mağaralardaki çalkantılı gölcükler ile belirgin bir akışı olan yeraltı derelerinin tabanında; yan duvarlarda ve su düzeyinin hemen üzerinde damlataş havuzları oluşur. İçinde su bulunan çoğu mağarada gelişebilirlerse de genellikle akış hızı az yeraltı dereleri ile arkası kesilmeyen sızıntılı su giriş önlerinde meydana gelen damlataş havuzları, mağaraların karşılıklı iki duvarını set şeklinde birleştirdikleri gibi, iç içe halkalar şeklinde de gelişebilirler. Genel olarak 0,2-5 m derinliğinde olan havuzlar, suyun geldiği yöne doğru yükselerek (iç bükey) gelişirler ve üstleri kubbe şeklinde kapanabilir.
Herhang bir mağaranın oluşum ve gelişim özellikleri ile klimatik durumu, o mağaranın hangi amaçlarla kullanılacağını belirler.
Mağaraların kullanım alanları
- Turizm- Doğal soğuk hava depolamacılığı
- Hayvansal ürünlerin (tulum peyniri, yağ,..) olgunlaştırılması ve korunması
- Kültür mantarcılığı
- Solunum yolu hastalıkları
- Sıvılaştırılmış gaz, doğalgaz ve akaryakıt depolanması
- Askeri amaçlarla sığınak ve korunak
- Guano (yarasa gübresi) üretimi
- Plaser mineral çıkarımı
- Yeraltısuyu havzalarının belirlenmesi ve yüzeye çıkartılması
- Kaynak sularının kirlenme odaklarının ve koruma yöntemlerinin belirlenmesi
-Bölgesel jeolojik, jeomorfolojik, hidrolojik, hidrojeolojik, antropolojik ve paleoekolojik özelliklerin tesbit edilmesi
Kaynak:www.renkliweb.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder