13 Mayıs 2013 Pazartesi

Özgürlük Üstüne

Özgürlük Üstüne

‘’Bana yalnizca üzerinde ayaklarimin duracagi kadar bir yer verin, ve n’olur yasamama müsaade edin’’
Özgürlügün tarifi bu olsa gerek diye düsünmüstüm; ilk duydugumda bu sözü. Yasamanin Özgürlügün ilk sarti oldugunu ilk anlayisim degildi lakin son olabilirdi beklide…Insani elinde avucunda tuttugu seylerin Özgür kildigi anlatiliyordu beklide bu hiçkirik kokan cümlede. Ya da elinin ulasabilecegi- yahut öyle sandigi- seylerin insanin yasamasina yetecegi anlatiliyordu. Elbette bu çikarimlar artik bize aitler. Ve belki de gerçek anlamina ulastirmayacaklar bizi.
Sahi Özgürlük neydi ki insani sinirlari sorgulamaya itiyordu; elinde olup olmadigini düsündürerek var olan seylerden memnun olmamaya itiyordu bu terazide agir mi agir çeken kelime.
Insan bilmiyordu ya da bilmek istemiyordu sinirlariyla Özgür kaldigini. Bunu ilk anladigimda üniversite üçüncü sinifta bir egitim dersindeydim. Dersin amaci galiba insanlarin sinirlarini bilmesi, sinirlari içinde düzen bulmasiydi. Bana kalirsa bu böyleydi çünki dersin içeriginde kompozisyon kagidi kivamina getiriliyordu etkinlik yaptigimiz sayfalar…ve Özgür tutuluyorduk istedigimizi yapmakta. Serbesttik… Lakin sinirlarimiz vardi; yukaridan-asagindan birkaç santim içeri çizilen çizgiler. Sagdan soldan bir kaç santim içeriye dogru kaydirilan çizgiler. Simdi hazirdik. Artik Özgürce, anlatmak istedigimiz seyleri dökebilirdik kagida. Itiraz etmek isteyen kim. Bikaç bisey karalayinca görüyorduk çizgilerin gizemini, sinirlarin görkemini. Alabildigine Özgürdük. Dar alanda her sey yapmak serbest. Ve yapiyorduk da. Ama sikayet ettigimiz sinirlarimiz disipline edip güzellestirmisti yapip ettiklerimizi. Sinirlarimizla güzeldi kagida döktüklerimiz. Disipline edilince birkaç sikici kuralla, yasadiklarimiz da güzellesiyordu. Bunu görünce adamin içine bir hançerdir oturuyordu duydugum bir baska söz: ‘’Helal daire keyfe kafidir.’’
Neydi ki ‘’Helal daire’’ eglenmeye müsaade ediyor ve yapip edilenler kafi gelen bir eglence oluyordu hem de. Galiba birkaç kuralla sinirlandirilmis insanin müspet manada yasamasina müsaade edilmis bir varolus ani. Ya da kimilerine göre Özgürlügü kisitlayan(!) insanca(!)- hayvanca kuralsiz yasamaya insanlik denilirse-yasamaya gem vuran sinirlandirilmis daraltilmis(!), zevk ve sefadan çalinmis(!) koca- küçük bir an yumagi. Herkese göre farkli anlama bürünüyordu kavramlar kimine göre öyle kimine göre böyle. Kimseyi suçlamak yakismaz bize tabiî ki. Lakin evrensel bir dogru arayisi içinde olanlara seslenerek devam ediyorum; bir evrensel dogru var. Yillardir aranilan sey aslinda bulunmustur kaybedenlere ya da hiç bulmamislara duyurulur. Ve o ise Ilahi kanunlar isiginda yasamayla kendini arayanina gösterir. Ve gerçek özgürlük de burada gizlidir.
Asil özgürlügü arayanlar gerçekten de ilk cümlede bahsettigim o sahis gibi son kerteye geldiklerinde mi bulmayi ümit ediyorlar. Özgürlük bir avuç toprak üstünde dahi yasaniliyormus demek ki. Yanlis anlasilmasin elimizdekiyle yetinmek tamamen çabalardan kendimizi soyutlamak olarak algilanmamali. Insan-Özellikle Müslüman- En iyinin arayisi içinde olmali.
Arayanlara Duyurulur… Özgürlük diye arayip durdugunuz sey kuralsizlik degil kurallar içindeki bagimsizlik olmali.
 
 
http://www.muhabbetfedaileri.org/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder