15 Mayıs 2013 Çarşamba

Batakligi Kurutmak mi Sinek Avlamak mi?


Batakligi Kurutmak mi Sinek Avlamak mi?
 
Bu yazimi bugün sinifta geçen bir tartisma sonucu yazmaya karar verdim. Tartismanin konusu ceza kanunlarinin caydiriciligi ve insanlari terbiye edip edemeyecegiydi.
Evet mantikli ve herkesin güncel hayatta da bilfiil karsilasabildigi meselelere iliskin bir konu. Konusulan ceza yaptirimlarindan bir iki tanesini söyleyeyim; idam cezasi veya hadim etme gibi kesin ve geri dönüsü olmayan uç nokta sayilabilecek cezai yaptirimlar. Sinifta herkes kendince bu tür cezalarin olmasi veya olmamasi gerektigiyle ilgili görüslerini dile getirdi. Olmasi gerektigini düsünenler, bu tür cezalarin caydiriciligina dem vuruyor ve amiyane tabiriyle, ibret olur kimse de kolay kolay buna meyledemez anlamina gelen seyler söylüyorlardi. Olmamasi gerektigini düsünenler de, bu tür geri dönüsü diger cezalara göre çok daha zor hatta imkansiz olan cezalarin, insanin dokunulamaz haklarina aykiri oldugunu; hatta taviz tavizi dogurur mantigiyla bakilacak olursa hirsizlik suçu gibi suçlara da el kesme gibi cezalarin getirilmesinin kaçinilmaz olabilecegini söyleyenler bile çikti.
Bu, hararetli sayilmasa da heyecanli denebilecek tartismanin sonunda fikrini söylemek isteyenler konustular ve tartisma programlarindan da asina oldugumuz gibi öylece bitti iste. Fakat en son bir kisinin söyledigi sey dikkat çekiciydi: “Yapilan arastirmalara göre bu tür cezalarin uygulandigi ülkelerde o cezaya sebep olan suçlarda hiçte beklenen bir azalmanin olmadigi ve hatta bir çogunda artisin devam da ettigi ortaya çikmis.” Dedi, bu da akla tabiki cezai yaptirimlarin özellikle daha bir insanlik disi suçlarin azalmasinda ve insanlarin insani yönlerinin timarlanmasinda, insandaki hayvani duygularin köreltilmesinde ne kadar etkili olabilecegi sorusunu getiriyor. Yani toplum ve toplum hayati böyle kati cezalarla ne kadar düzene sokulabilir, insanlar arasi iliskiler ne kadar denetlenebilir, insanlarin suç islememesinde veya daha çocukça bir deyisle kötülük yapmamalarinda ne kadar etkili olabilir.
Aslina bakilirsa bu bir çözüm degildir zaten öncelikle ceza hukukundan toplumu düzene sokma ve insanlari terbiye etme gibi bir beklentiye girmek pekte gerçekçi bir beklenti sayilmaz, çünkü ceza hukukunun asli görevi, bozulan düzen sonucu magdur taraf veya taraflar adina olusan zarari olabilecek en makul ölçülerde telafi etmek, baskalarini da zarara ugratmama konusuna azami derecede dikkat ederek suçlulari cezalandirmaktir.
Içtimai hayatin ve onu olusturan biz insanlarin hayati yapilarimizi ve tabiki psikolojilerimizi düzeltmenin yollarini konusuyorsak eger; hani klasik bir söz vardir bilirsiniz, herkesin basina bir polis verilemeyecegine göre herkesin kendi vicdan polisini devreye sokmak, isler kilmak gerekir diye. Iste öyle de herkeste bir nefsin bulundugunu ve onunda pekte iyi seyleri istemedigini, istedigi seylerin toplum hayatina da dolayli yoldan çogunlukla zararli seyler oldugunu düsünürsek bu söz en kestirme ve en geçerli yol gibi gözüküyor. Konusulmasi gereken aslinda; çesitli yöntemlerle uyutulmus benliklerimizin nasil uyandirilabilecegi, vicdanimiza giden kapatilmis yollarin nasil açilabilecegi, çökertilmis manevi hayatlarimizin nasil tekrar insa edilebilecegi, üzerimize yapistirilmis ve bizim de atamadigimiz kötü hasletlerin üzerimizden nasil atilabilecegi gibi konular olmali diye düsünüyorum. Bu mevzulari zaten halledersek batakliktaki sinekleri avlamak yerine daha kesin çözüm olan batakligi kurutmus oluruz.
Vesselam …
 
 
http://www.muhabbetfedaileri.org/makale/Batakligi-Kurutmak-mi-Sinek-Avlamak-mi/
 
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder