Osmanlı Devleti, kuruluşundan itibaren merkeziyetçi bir anlayışa sahip olmuştur. Bu nedenledir ki hiçbir ayrılıkçı güç odağını, hanedan içinde dahi olsa kabul etmez. Ayrıca bir veraset kanunu olmadığı için kimin hükümdar olacağı belli değildir. Eski Türk devlet anlayışına göre devlet, kardeşler arasında bölünürdü. Osmanlılarda da ilk önce bu anlayışa yönelmişti.
Osman Bey öldüğünde oğlu Orhan Bey, kardeşi Alaeddin Bey'e ülkenin ortak bir biçimde yönetilmesini teklif etmişti. Alaeddin Bey ise Osmanlılarda saltanat anlayışının temelini atacak olan şu sözleri sarf ederek yönetimi kardeşi Orhan'a teslim etmiştir: " Bir sürüye bir çoban, bir devlete bir baş gerek".
“Sığar bir kilim içine on gedâ,
Bir iklime sığamaz iki padişâ”
Kemalpaşazâde
Bu anlayış artık hanedanda ikinci bir gücün yer alamayacağı anlamına geliyordu. Orhan Bey'den sonra I.Murad, saltanat davasına girişen kardeşleri İbrahim ve Halil Beyleri öldürterek Osmanlı Hanedanı'nda ilk kardeş katlini gerçekleştirdi. Ayrıca Bizans ile işbirliği yapan oğlu Savcı Bey'i de öldürttü. I.Murad'dan sonra Yıldırım Bayezid, başkaldırma ihtimaline karşı askeri gücü bulunan kardeşi Yakub Bey'i ortadan kaldırttı.
“Kadimden töredir kardeşe kıymak
Atayı anayı gussalı komak.”
Aşıkpaşazâde
Kardeş katli devletin gidişatını sağlayan bir uygulama olduğundan Fatih Sultan Mehmed tarafından kanunlaştırıldı. Hanedandaki belirsizlik ortadan kaldırılıp gidişat yoluna koyuldu. Fatih, kanunnamesinde şöyle diyordu:
“Evladımdan her kimesne (kime) saltanat müyesser (nasip) ola, karındaşların nizam-ı alem (dünyanın düzeni) için katl etmek münasiptir (uygundur). Ekser-i ulema (alimlerin geneli) dahi tecviz vermiştir (caiz görmüş,onaylamıştır). Anınla amil olalar (böyle uygulasınlar).”
Şehzade Mustafa'nın öldürülmesi tasviri |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder