Bermuda Şeytan Üçgeninin Sırrı Nedir?
Elinize bir harita alıp bakınca üçgen şeklinde görülen bu bölgede, bu
zamana kadar
açıklanamayan birçok esrarengiz olay gerçekleşmiştir. Kaybolan
gemi,
uçak ve insanların sayısı tam olarak bilinmemektedir. Bu nedenle uzun bir dönem lanetli yer veya şeytanın üçgeni gibi isimlerle anılmıştır, hatta günümüzde de bu isimleri
zaman zaman kullanmaktayız.
Bermuda üçgeni, Atlantik okyanusunun 500.000
mil karelik bir alanını kaplayan, Amerika’nın Atlantik okyanusuna açılan güneydoğu sahillerinde yer alan, kuşbakışı bakıldığında ise Miami, Bermuda ve Puerto Rico
sınırları içerisinde kalan üçgen şeklinde bir alandır. Okyanusun bu kısmında yüzlerce
gemi ve
uçak enkazı bulunur. Son 100 sene içerisinde batan
gemi, düşen
uçak ve kaybolan insan sayısı 1000′lerle ifade ediliyor.
Bu bölgede suyun altında çok büyük mıknatıs maden kaynaklarının yer aldığı ve bu nedenle
uçakların bu yoğun manyetik çekimden
etkilenerek elektronik sistemlerinin bozulduğu, buna bağlı olarak da düştükleri söyleniyordu. Buna o kadar uzun seneler inanıldı ki, kimilerine göre başka bir
açıklaması kesinlikle olamazdı. Fakat diğer taraftan biraz düşünürsek, eğer böyle birşey olsaydı
gemiler niye batıyor? Yoksa bir
gemiyi bile çekip yutabilecek kadar kuvvetli miydi bu manyetizma? Kesinlikle hayır. Eğer mıknatıs
etkisi olsa ve zıt kutuplar prensibiyle
gemi çekilse bile, su yüzünde duran bir
gemiyi batıracak kadar
güç üretebilmesi mümkün olmazdı. Ayrıca o bölgede yapılan ölçümler aşırı veya normalin üstünde bir manyetik alan olmadığını defalarca kanıtladı.
Bölgede asıl şüphe uyandıran ise, insanların “denizde
beyaz bir su oluşuyor” şeklinde ifade ettikleri sıradışı olaylardı. Bunun üzerine robot
kameralı su
araçlarıyla yapılan dalışlar
sonucunda suyun tabanının bembeyaz bir örtüyle kaplı olduğu görüldü ve batan
gemi ve
uçak enkazlarının hepsi bulundu. Şu an en kuvvetli ihtimal olarak ortaya atılan
güncel teoriye göre, bu tabaka denizin dibinde yer alan büyük
doğalgaz kaynağından çıkan gazların suyun altında yüksek basınç ve
düşük sıcaklığın
etkisiyle katılaşıp
beyaz hidrat parçacıkları haline gelmesi şeklinde
açıklanıyor. Bu bölgeden aynı
zamanda Gulf Stream adı verilen bir sıcak su akıntısı geçer. Suyun tabanındaki hidrat parçacıkları sıcak su akıntısıyla karşılaştıklarında eriyip su yüzüne doğru harekete geçerler. Bunun
sonucunda binlerce metreküp
doğalgaz suya karışmış olur ve suyun yoğunluğunu çok azaltırlar. O esnada bölgeden geçen bir
gemi varsa, yoğunluk farkından dolayı suyun kaldırma kuvveti
gemiyi taşıyamaz ve
gemi batar. Sıcak su akıntısıyla beraber hidritlerin erimesi bittiğinde su yüzünde oluşan bu
beyaz tabaka da yok olur ve
gemi sanki az önce orada değilmiş gibi gözden tamamen kaybolur.
Aynı
şekilde su yüzeyinden
havaya dağılan gazlar, atmosferdeki
havadan bile daha az yoğunluğa sahiptirler ve aynı sebepten yani yoğunluk farkından dolayı
uçaklar hava tarafından yeterli sürtünmeyi alamayıp irtifa kaybederler ve
doğalgaz moleküllerinin
havadaki oksijeni tutmasından dolayı uçağın motorları yanma için gerekli oksijeni alamayıp dururlar.
Şeytan üçgeninde kaybolarak en fazla ünlenen olay “Flight 19″ idi. Oysa aynı zamanda çok sayıda uçak kaybolmuştu. Bunlar ikinci dünya savaşında Amerikan donanmasına ait bombardıman uçaklarıydı. Grumman IBM Florida Avenger tipindeki beş uçak, 5 Aralık 1945 tarihinde saat 14.00 civarında Florida’daki Fort Lauderdale donanma üssünden ayrıldıktan sonra pilotlar uçuş koşullarının gayet iyi olduğunu bildirmişlerdi.
Fakat sonra Bermuda Şeytan Üçgeni’nde birden bire yok oldular. Flight 19 uçağından son haber alındığında büyük bir deniz uçağı arama çalışmaları için yola çıkmıştı ve beş bombardıman uçağının tahmini yerine varıldığında alınan bir sinyal bir müddet sonra aniden yok oldu. Aynı gün birkaç saat içinde altı uçağın kaybolmasından sonra tarihin en büyük arama çalışmaları başladı. Fakat uçaklara ait tek bir parça bile bulunamadı.
Bermuda üçgeninin sırrı çözülmüş fakat herşeyi henüz tam olarak bilinememektedir. İleriki yıllarda “Bermuda Şeytan Üçgeni” olarak bilinen bölgenin, halen yapılmakta olan araştırmaların ışığında herşeyinin öğrenileceğini düşünüyorum.
http://www.bilgiustam.com/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder