15 Aralık 2012 Cumartesi

KIYAMET KOPACAKMI ?

Kıyamet ne zaman kopacak?
Kıyamet ne zaman kopacak?
Ansızın kopacak Kıyamet'in, ne zaman gerçekleşeceği bilgisi hiç bir Peygambere bile verilmemiştir



Kıyamet Günü gelinceye kadar var olacakları bildirilen bilinçli Müslümanlara ilişkin bir hadisin, Peygamberimiz'in dilinden aynen çıkıp çıkmadığı belirsiz kelimelerinin batıl yöntemler olan Ebced ve Cifir hesabına vurularak kıyametin kopacağı zamanla ilgili 2120 ve benzeri tarihler çıkarılması ve buna inanılması, kâfirliğe götürebilecek şekilde Hak'dan sapmadır. Acı olan bu tür sapmaların kendilerini İslâm'la ilişkilendiren kişilerde ve cemaatlerde görülmesidir.

İslâm Dîni'nin başlıca îman esasları, yaratıcı, yaşatıcı ve yasa koyucu olarak Allah'a inanmaktır. Allah'ın insanlar arasından seçtiği ve kendileri aracılığıyla emirlerini ve yasaklarını bildirdiği Peygamberlerini tasdik etmektir/doğrulamaktır.

Bir de Âhiret Günü'ne îman etmektir. (Nisa 4/136)

Daha açık bir anlatımla Kıyamet'e, yeniden diriltilecek bedenlerimizin rûhlarımızla birleştirileceğine, İlahî Yargı'ya, Cennet ve Cehennem'e îman etmektir.Aşağıda Kur'ân'a göre oluş şekli açıklanacak Kıyamet, gerçeğine îman, bir inanç esası olduğu için onun inkârı kâfirliktir. Cehennem'e düşürecek pek azim bir günahtır.

Kıyamet Kur'ân-ı Kerîm'e göre nasıl gerçekleşecek?
Kıyamet'in ne olduğunu, nasıl vaki olacağını ve ne şekilde sonuçlanacağını bildirecek bilgileri, ancak onu gerçekleştirecek olan Yaradan verebileceği için O'nun Kitabı Kur'ân biricik başvuru kaynağımızdır. Kur'ân-ı Kerim'in âyetlerine göre Kıyamet'le ilgili sözünü ettiğimiz bilgileri şöylece özetleyebiliriz. Kur'ân'a göre Kıyamet, "Göklerde ve yerde gerçekleşecek; Sarsıntısı pek büyük olacak; Kulakları sağır edercesine korkunç bir gürültü ile gelecek; Felaketi bütün varlıkları kaplayıp kuşatacak, çok büyük bir beladır."* (Hakka 1-3, Abese 33, Kariâ 1,Ğâşiye 1, Naziât 34)

O'nun vukuu da şöyle olacaktır: "Gök yarıldığı zaman; güneş dürüldüğü (ve ışığı söndürüldüğü) zaman, yıldızlar dökülüp saçıldığı zaman, yer yüzü şiddetle sarsıldığı ve içindeki ağırlıkları çıkarıp dışarıya attığı zaman, dağlar yürütüldüğü (toz duman olduğu), zaman, denizler fışkırtıldığı zaman, böylece yerin başka yere, göklerin de başka göklere çevrileceği zaman..." (Sırasıyla bak. İnfitar 1, Tekvir 1, İnfitar 2, Zilzal 1-2, Tekvir 3, İnfitar 3-4, İbrahim 48, )

İşte ozaman Kıyamet gerçekleşecek ve korkusu herkesi bürüyecektir.
Yaşanacak dehşeti Rabbimiz şöylece açıklar:
"Ey İnsanlar! Rabbinizin emirleri ve yasaklarına aykırılıktan korunun. Şüphesiz Kıyamet sarsıntısı çok büyük bir olaydır.
Kıyamet'i göreceğiniz gün (korkusundan ötürü) her emzikli kadın çocuğunu bırakır, her hamile kadın çocuğunu düşürür. İnsanları (içine düştükleri dehşetten ötürü) sarhoş görürsün. Halbuki onlar sarhoş değillerdir. Fakat Allah'ın azabı pek şiddetlidir." (Hac 1-2)
"O gün insanlar amelleri kendilerine gösterilmek için kabirlerinden bölük bölük çıkacak ve her bir insan 'kaçış nereye' diyecek. Hayır hiçbir sığınak yok. O gün herkesin varıp duracağı yer ancak Rabbin huzurudur. Artık kim zerre miktarı hayır yapmışsa onun sevabını görüp mükâfatını alır.
Kim de zerre miktar şer yapmışsa onun cezasını görür." (Zilzal 7, 9; Kıyame 5-12)

Kıyamet zamanını bilmek mümküm müdür?
Kıyamet'in ne zaman kopacağı ona inananlar ve inanmayanlar tarafından Peygamberimize sorulmuş fakat cevabı Kıyametin bilgisini kendi zatına ayıran Rabbimiz vermiştir. Kur'ânın değişik sûrelerinde verilen cevabın özünü oluşturan A'râf Sûresi'nin 187. âyetinde Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: Sana Kıyamet saâtini, onun ne zaman gerçekleşeceğini soruyorlar. De ki:
O'nun bilgisi ancak Rabbimin yanındadır. Onu zamanını açıklayabilecek olan yalnız O'dur.
Oluşturacağı yıkım ve değişimle Kıyamet göklere de yere de pek ağır gelecektir. Üstelik O size ansızın geliverecektir. (Ey Peygamberim!) Sanki sen, O'nun vaktini biliyormuşsun gibi sana soruyorlar.
De ki: Onun bilgisi Allah katındadır.
Fakat insanların çoğu bunu bilmezler." Bu ve benzeri âyetlerden anlaşılacağı üzere Kıyamet'in ne zaman kopacağını yalnızca Rabbimiz bilir.
O'nun evrensel elçisi kıldığı Peygamberimiz Hz.Muhammed dahil Peygamberler de onu bilmezler. Çünkü onlara da bildirilmediğini, yukarıda anlamı sunulan ayetin "Sanki sen, O'nu biliyormuşsun gibi sana soruyorlar." bölümünden anladığımız gibi ilgili diğer âyetlerden de öğreniyoruz. Naziât sûresinde şöyle buyrulur:
"Sana Kıyamet saatini, onun ne zaman gerçekleşeceğini soruyorlar. Sen onu nereden bileceksin. Onun kesin-nihai vaktini Rabbin bilmektedir. Sen ancak ondan korkanlar için bir uyarıcısın." (Naziat 79/42-45)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder